كَذَٰلِكَ نَقُصُّ عَلَيْكَ مِنْ أَنْبَاءِ مَا قَدْ سَبَقَ ۚ وَقَدْ آتَيْنَاكَ مِنْ لَدُنَّا ذِكْرًا
Kezalike nekussu aleyke min embai ma kad sebak ve kad ateynake mil ledünna zikra
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
İşte böylece geçmişlerin ahvâlinden bir kısmını sana hikâye etmedeyiz ve şüphe yok ki sana katımızdan bir de Kur’ân verdik. |
Abdullah Parlıyan |
İşte ey peygamber! Böylece geçmişin önemli haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Şüphe yok ki, katımızdan sana bir de Kur’ân verdik. |
Adem Uğur |
(Resûlüm!) İşte böylece geçmiştekilerin haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Şüphesiz ki, tarafımızdan sana bir zikir verdik. |
Ahmed Hulusi |
İşte böylece öne geçmiş olanların haberlerinden bazısını sana hikâye ediyoruz... Gerçek ki, sana ledünnümüzden bir zikir (hatırlatıcı) verdik. |
Ahmet Varol |
İşte böyle, geçmişlerin haberlerinden bazılarını sana anlatıyoruz. Gerçekten katımızdan sana bir de zikir verdik. |
Ali Bulaç |
Sana geçmişlerin haberlerinden bir bölümünü böylece aktarıyoruz. Gerçekten, sana Katımız’dan bir zikir verdik. |
Ali Fikri Yavuz |
(Ey Rasûlüm), sana geçmişin (daha evvelki ümmetlerin mühim) haberlerinden bir kısmını böylece anlatıyoruz. Şüphe yok ki, sana tarafımızdan bir Zikir (düşünüb kendisinden ibret alınacak KUR’AN) verdik. |
Bayraktar Bayraklı |
Ey Peygamber! İşte böylece, geçmiştekilerin haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Şüphesiz ki, tarafımızdan sana bir öğüt verdik. |
Bekir Sadak |
(99-100) Gecmis olaylari sana boyle anlatiriz. Katimizdan sana da bir Kitap verdik; kim ondan yuz cevirirse bilsin ki kiyamet gunu bir gunah yuku yuklenecektir. |
Celal Yıldırım |
İşte böylece geçmişin önemli haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Katımızdan sana da bir zikir (Kur’ân) verdik. |
Cemal Külünkoğlu |
(Ey Muhammed!) Sana geçmişin haberlerinden bir kısmını böylece anlatıyoruz. Şüphe yok ki sana katımızdan bir zikir (Kur`an) verdik. |
Diyanet İşleri |
(Ey Muhammed!) Sana geçmişin haberlerinden bir kısmını böylece anlatıyoruz. Şüphe yok ki sana katımızdan bir zikir (Kur’an) verdik. |
Diyanet Vakfı |
(Resûlüm!) İşte böylece geçmiştekilerin haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Şüphesiz ki, tarafımızdan sana bir zikir verdik. |
Edip Yüksel |
Geçmişlerin haberlerini, sana böylece aktarıyoruz. Sana katımızdan bir mesaj vermiş bulunuyoruz. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
(Ey Muhammed!) Sana geçmişin haberlerinden bir kısmını böylece anlatıyoruz. Şüphe yok ki, sana katımızdan bir zikir (düşünüp kendisinden ibret alınacak bir kitab) verdik. |
Fizil-al il Kuran |
Sana böylece geçmişin bazı olayların anlatıyoruz. Sana katımızdan öğüt içerikli bir kitap verdik. |
Gültekin Onan |
Sana geçmişlerin haberlerinden bir bölümünü böylece aktarıyoruz. Gerçekten, sana katımızdan bir zikir verdik. |
Harun Yıldırım |
İşte böylece geçmiştekilerin haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Şüphesiz ki, tarafımızdan sana bir zikir verdik. |
Hasan Basri Çantay |
Sana geçmiş (ümmet) lerin haberlerinden bir kısmını işte böylece anlatıyoruz. Şübhe yok ki sana tarafımızdan bir zikir vermişizdir. |
Hayrat Neşriyat |
(Habîbim, yâ Muhammed!) İşte böylece geçmiş (ümmet)lerin haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Gerçekten sana katımızdan bir Zikir (Kur`ân) verdik. |
İbn-i Kesir |
Sana geçmişlerin haberlerinden bir kısmını işte böylece anlatıyoruz. Şüphe yok ki sana, katımızdan bir de zikir verdik. |
İlyas Yorulmaz |
Geçmişte olan haberlerin bir kısmını sana biz anlatıyoruz ve katımızdan sana öğüt verdik. |
İskender Ali Mihr |
İşte böylece geçmiş olan haberleri sana anlatıyoruz. Ve sana katımızdan Zikri (Kur’ân’ı) verdik. |
Kadri Çelik |
Sana geçmişlerin haberlerinden bir bölümünü böylece aktarıyoruz. Gerçekten sana katımızdan bir zikir verdik. |
Muhammed Esed |
İşte sana geçmişte olup bitenlerin mahiyetinden de böyle (bir üslup içinde) bahsediyoruz; çünkü katımızdan hatırlatıcı bir öğreti bahşettik sana. |
Mustafa İslamoğlu |
İşte bu şekilde, geçmişte yaşanmış birtakım olayların özüne ilişkin anlatımı sana sunmuş olduk; zira sana, katımızdan hatırlatıcı bir mesaj vermiş bulunuyoruz. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
İşte böylece geçmişlerin haberlerinden bir kısmını sana hikâye ediyoruz ve sana kendi tarafımızdan bir kitap da vermişizdir. |
Ömer Öngüt |
Resulüm! Böylece sana geçmişteki haberlerden bir kısmını anlatıyoruz. Biz sana tarafımızdan bir zikir verdik. |
Sadık Türkmen |
Işte böylece, sana geçmişin haberlerinden anlatıyoruz. Ant olsun, sana katımızdan bir öğüt verdik. |
Seyyid Kutub |
Sana böylece geçmişin bazı olayların anlatıyoruz. Sana katımızdan öğüt içerikli bir kitap verdik. |
Suat Yıldırım |
İşte böylece sana geçmiş mühim olaylardan bir kısmını anlatıyoruz. Tarafımızdan sana da bir zikir verdik. |
Süleyman Ateş |
Böylece sana geçmişlerin haberlerinden bir miktar anlatıyoruz. Gerçekten sana katımızdan bir Zikir (geçmiş olaylardan bir anı) verdik. |
Şaban Piriş |
Katımızdan sana verilmiş bir zikir olarak geçmişin haberlerinden işte bu şekilde anlatıyoruz. |
Tefhim-ul Kur'an |
Sana geçmişlerin haberlerinden bir bölümünü böylece aktarıyoruz. Gerçekten, sana katımızdan bir zikir verdik. |
Yaşar Nuri Öztürk |
İşte böylece, geçip gitmişlerin haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Biz sana katımızdan da bir zikir vermişizdir. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Thus do We relate to thee some stories of what happened before for We have sent thee a Message from Our own Presence. |
كَذَٰلِكَ keƶālike |
böylece | |
نَقُصُّ neḳuSSu |
anlatıyoruz | ق ص ص |
عَلَيْكَ ǎleyke |
sana | |
مِنْ min |
-nden | |
أَنْبَاءِ enbā'i |
haberleri- | ن ب ا |
مَا mā |
||
قَدْ ḳad |
||
سَبَقَ sebeḳa |
geçmişlerin | س ب ق |
وَقَدْ ve ḳad |
gerçekten | |
اتَيْنَاكَ āteynāke |
sana verdik | ا ت ي |
مِنْ min |
-dan | |
لَدُنَّا ledunnā |
katımız- | ل د ن |
ذِكْرًا ƶikran |
bir Zikir | ذ ك ر |