← ŞU'ARA 26:156 →

Ve ona kötülükle dokunmayın, sonra pek büyük bir günün azâbı, helâk eder sizi.

Öyleyse, sakın ona bir kötülük yapmayın, sonra pek büyük bir günün azabı helak eder sizi."

Ona bir kötülükle ilişmeyin, yoksa sizi muazzam bir günün azabı yakalayıverir.

"(Sakın) ona kötülük yapmayın. (Aksi takdirde) sizi çok güçlü bir sürecin azabı yakalar."

Ona bir kötülük dokundurmayın yoksa sizi büyük bir günün azabı yakalar.

"Ona bir kötülükle dokunmayın, sonra büyük bir günün azabı sizi yakalar.

Sakın ona bir fenalıkla dokunmayın ki, bu yüzden sizi büyük bir günün azabı yakalar."

“Ona bir kötülük yapmayınız! Aksi takdirde başınıza büyük bir felaket gelir.”

(155-15) 6 Salih «Iste belge bu devedir. Kuyudan su icmek hakki belirli bir gun onun ve belirli bir gun de sizindir; sakin ona bir kotuluk yapmayin, yoksa sizi buyuk gunun azabi yakalar» dedi.

Sakın ona kötü (niyetle) dokunmayın ; sonra büyük bir azâb sizi yakalar» dedi.

(155-156) (Salih,) şöyle dedi “İşte bir dişi deve! Onun (belli bir gün) su içme hakkı var, sizin de belli bir gün su içme hakkınız vardır. Sakın ona bir kötülük dokundurmayın! Sonra büyük bir günün azabı sizi yakalar.”

"Sakın ona bir kötülük dokundurmayın. Yoksa büyük bir günün azabı sizi yakalar."

Ona bir kötülükle ilişmeyin, yoksa sizi muazzam bir günün azabı yakalayıverir.

"Ona bir kötülük dokundurmayın. Yoksa büyük bir günün cezasına çarpılırsınız."

«Sakın ona bir kötülükle ilişmeyin, yoksa sizi büyük bir günün azabı yakalayıverir.»

Ona bir kötülük dokundurmayınız. Yoksa Büyük Gün’ün azabına çarpılırsınız.’

"Ona bir kötülükle dokunmayın, sonra büyük bir günün azabı sizi yakalar."

Ona bir kötülükle ilişmeyin, yoksa sizi muazzam bir günün azabı yakalayıverir.

«Ona bir kötülükle ilişmeyin. Sonra sizi büyük bir günün azâbı yakalar».

`Ve ona bir kötülükle ilişmeyin! Yoksa (dehşeti pek) büyük bir günün azâbı sizi yakalar!`

Sakın ona bir kötülük yapmayın. Yoksa sizi büyük bir günün azabı yakalayıverir.

"Sakın ola deveye bir kötülük yapmayın. Yoksa size büyük bir günün azabı dokunur" dedi.

Ve ona kötülükle dokunmayın. (Dokunursanız) o zaman büyük günün azabı sizi alır (yakalar).

"Ona bir kötülükle dokunmayın, sonra büyük bir günün azabı sizi yakalar."

öyleyse, sakın ona bir kötülük yapmayın, yoksa büyük, çetin bir günün azabı gelip sizi bulur!" dedi.

Sakın ola ona bir kötülük yapayım demeyin! Bu takdirde sizi korkunç bir günün azabı yakalar."

(155-156) Dedi ki «İşte bu bir dişi devedir. Bunun için belli bir günde bir su içme hakkı vardır, sizin için de malum bir günde bir su içme hakkı vardır. Ve buna bir kötülük ile dokunmayın, sizi hemen pek büyük bir günün azabı yakalar.»

"Sakın ona bir kötülük yapmayın. Yoksa büyük bir günün azabı sizi yakalar. "

Sakın ona bir kötülük dokundurmayın, yoksa büyük bir günün azabı sizi yakalar."

Ona bir kötülük dokundurmayınız. Yoksa Büyük Gün’ün azabına çarpılırsınız.’

(155-156) Salih "İşte mûcize, şu dişi deve! Nöbetleşe olarak, kuyudan bir onun içme sırası, belirli günde de sizin içme sıranız olsun. Sakın ona fenalık dokundurayım demeyin, yoksa sizi müthiş bir günün azabı bastırıverir." dedi.

"Sakın, ona bir kötülük dokundurmayın, sonra büyük bir günün azâbı sizi yakalar."

Sakın ona bir kötülük etmeyin; yoksa sizi korkunç bir günün azabı yakalar.

«Ona bir kötülükle dokunmayın, sonra büyük bir günün azabı sizi yakalar.»

"Ona kötülükle ilişmeyin. Yoksa büyük bir günün azabı sizi yakalar."

"Touch her not with harm, lest the Penalty of a Great Day seize you."