ي و م kökü Kur'an'da 405 defa geçmektedir.

AYETLER

KALEM
68:24

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

"Bugün sakın oraya hiçbir yoksul girip de karşınıza çıkmasın."

KALEM
68:39

يَوْمِ

yevmi

gününe

Yoksa sizin için üzerimizde kıyamete kadar sürüp gidecek bir yemin mi var ki siz ne hüküm verirseniz o, mutlaka sizin kalacak, diye.

KALEM
68:42

يَوْمَ

yevme

gün

Ayağın üstünden (örtünün) açılacağı ve onların secdeye çağrılacakları gün, artık güç yetiremezler.

MÜZZEMMIL
73:14

يَوْمَ

yevme

o gün

(Öyle) Bir gün ki, yeryüzü ve dağlar titremeye-tutulur ve dağlar göçüveren bir kum yığını olur.

MÜZZEMMIL
73:17

يَوْمًا

yevmen

o günden

Eğer inkar edecek olursanız, çocukların saçlarını ağartan bir günde kendinizi nasıl koruyacaksınız?

MÜDDESIR
74:9

يَوْمٌ

yevmun

bir gündür

İşte o gün, zorlu bir gündür;

MÜDDESIR
74:46

بِيَوْمِ

biyevmi

gününü

"Din (hesap ve ceza) gününü yalan sayıyorduk."

FATIHA
1:4

يَوْمِ

yevmi

gününün

Din gününün malikidir.

ABESE
80:34

يَوْمَ

yevme

işte o gün

Kişi o gün, kendi kardeşinden kaçar;

BÜRUC
85:2

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve güne andolsun

O vadedilen güne,

KARI'A
101:4

يَوْمَ

yevme

o gün

İnsanların, ’her yana dağılmış’ pervaneler gibi olacakları gün,

KIYAMET
75:1

بِيَوْمِ

biyevmi

gününe

Hayır, kalkış (kıyamet) gününe and ederim.

KIYAMET
75:6

يَوْمُ

yevmu

günü

"Kıyamet günü ne zamanmış" diye sorar.

MÜRSELAT
77:12

يَوْمٍ

yevmin

günün

(Bu,) Hangi gün için ertelenmişti?

MÜRSELAT
77:13

لِيَوْمِ

liyevmi

günü için

(Mü’mini müşrikten, haklıyı haksızdan) Ayırma günü için.

MÜRSELAT
77:14

يَوْمُ

yevmu

günü

Bu ayırma gününü sana ne bildirdi?

MÜRSELAT
77:35

يَوْمُ

yevmu

gündür

Bu, onların konuşamayacakları bir gündür.

MÜRSELAT
77:38

يَوْمُ

yevmu

günüdür

Bu, hüküm günüdür; sizi ve öncekileri ’birarada topladık.’

KAF
50:20

يَوْمُ

yevmu

gündür

Sur’a da üfürülmüştür. İşte bu, tehdidin (gerçekleştiği) gündür.

KAF
50:22

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

"Andolsun, sen bundan gaflet içindeydin; işte Biz de senin üzerindeki örtüyü açıp-kaldırdık. Artık bugün görüş-gücün keskindir."

KAF
50:30

يَوْمَ

yevme

(o) gün

O gün cehenneme diyeceğiz "Doldun mu?" O da "Daha fazlası var mı?" diyecek.

KAF
50:34

يَوْمُ

yevmu

günüdür

"Ona ’esenlik ve barış (selam)la’ girin. Bu, ebedilik günüdür."

KAF
50:38

أَيَّامٍ

eyyāmin

günde

Andolsun, Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık; Bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.

KAF
50:41

يَوْمَ

yevme

(o) gün

Çağırıcının, yakın bir yerden çağrıda bulunacağı güne kulak ver;

KAF
50:42

يَوْمَ

yevme

(o) gün

O gün, o çığlığı bir gerçek (hak) olarak işitirler. İşte bu, (dirilip kabirlerden) çıkış günüdür.

KAF
50:42

يَوْمُ

yevmu

günüdür

O gün, o çığlığı bir gerçek (hak) olarak işitirler. İşte bu, (dirilip kabirlerden) çıkış günüdür.

KAF
50:44

يَوْمَ

yevme

(o) gün

O gün yer, onlardan çatlayıp-ayrılır da (onlar,) hızla koşarlar. İşte bu, Bize göre oldukça-kolay olan bir haşir (sizi birarada toplama)dır.

BELED
90:14

يَوْمٍ

yevmin

gününde

Ya da açlık gününde doyurmaktır,

TARIK
86:9

يَوْمَ

yevme

gün

Sırların orta yere çıkarılacağı gün;

KAMER
54:6

يَوْمَ

yevme

gün

Öyleyse sen onlardan yüz çevir. O çağırıcının ’ne tanınmış, ne görülmüş’ bir şeye çağıracağı gün...

KAMER
54:8

يَوْمٌ

yevmun

bir gündür

Boyunlarını çağırana doğru uzatmış olarak koşarlarken, kafirler derler ki "Bu, zorlu bir gün."

KAMER
54:19

يَوْمِ

yevmi

bir günde

Biz, o uğursuz (felaket yüklü ve) sürekli bir günde üzerlerine ’kulakları patlatan bir kasırga’ gönderdik.

KAMER
54:48

يَوْمَ

yevme

o gün

Ateşin içinde yüzükoyun sürüklenecekleri gün cehennemin dokunuşunu tadın" (denecek)

SAD
38:16

يَوْمِ

yevmi

gününden

(Alaylı alaylı) Dediler ki "Rabbimiz, hesap gününden önce (azaptan bize vadettiğin) payımızı çabuklaştırıver."

SAD
38:26

يَوْمَ

yevme

gününü

"Ey Davud, gerçek şu ki, Biz seni yeryüzünde bir halife kıldık. Öyleyse insanlar arasında hak ile hükmet, istek ve tutkulara (hevaya) uyma; sonra seni Allah’ın yolundan saptırır. Şüphesiz Allah’ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarından dolayı şiddetli bir azap vardır."

SAD
38:53

لِيَوْمِ

liyevmi

günü için

İşte hesap günü size va’dedilen budur.

SAD
38:78

يَوْمِ

yevmi

gününe

"Ve şüphesiz, din (kıyametteki hesap) gününe kadar Benim lanetim senin üzerinedir."

SAD
38:79

يَوْمِ

yevmi

güne

Dedi ki "Rabbim, öyleyse onların dirilecekleri güne kadar bana süre tanı."

SAD
38:81

يَوْمِ

yevmi

gününe

"Bilinen vaktin gününe kadar."

A'RAF
7:14

يَوْمِ

yevmi

güne

O da "(İnsanların) dirilecekleri güne kadar beni gözle(yip ertele.)" dedi.

A'RAF
7:32

يَوْمَ

yevme

günü de

De ki "Allah’ın kulları için çıkardığı ziyneti ve temiz rızıkları kim haram kılmıştır?" De ki "Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır." Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız.

A'RAF
7:51

فَالْيَوْمَ

felyevme

bugün

Onlar, dinlerini bir eğlence ve oyun (konusu) edinmişlerdi ve dünya hayatı onları aldatmıştı. Onlar, bu günleriyle karşılaşmayı unuttukları ve Bizim ayetlerimizi ’yok sayarak tanımadıkları’ gibi, Biz de bugün onları unutacağız.

A'RAF
7:51

يَوْمِهِمْ

yevmihim

günleriyle

Onlar, dinlerini bir eğlence ve oyun (konusu) edinmişlerdi ve dünya hayatı onları aldatmıştı. Onlar, bu günleriyle karşılaşmayı unuttukları ve Bizim ayetlerimizi ’yok sayarak tanımadıkları’ gibi, Biz de bugün onları unutacağız.

A'RAF
7:53

يَوْمَ

yevme

gün

Onlar, onun tevilinden başkasına bakmazlar mı? Onun tevilinin geleceği gün, daha önce onu unutanlar, diyecekler ki "Gerçekten Rabbimiz’in elçileri bize hakkı getirmişlerdi. Şimdi bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Veya geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak." Gerçek şu ki onlar, kendilerini hüsrana uğratmışlardır, uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.

A'RAF
7:54

أَيَّامٍ

eyyāmin

gün

Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah’tır. Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, Güneş’e, Ay’a ve yıldızlara Kendi buyruğuyla baş eğdirendir. Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O’nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne Yücedir.

A'RAF
7:59

يَوْمٍ

yevmin

bir günün

Andolsun Biz Nuh’u kendi kavmine (toplumuna) gönderdik. Dedi ki "Ey kavmim, Allah’a kulluk edin, sizin O’ndan başka İlahınız yoktur. Doğrusu ben, sizin için büyük bir günün azabından korkmaktayım."

A'RAF
7:163

يَوْمَ

yevme

günü

Bir de onlara deniz kıyısındaki şehri(n uğradığı sonucu) sor. Hani onlar cumartesi (yasağını çiğneyerek) haddi aşmışlardı. ’Cumartesi günü iş yapma yasağına uyduklarında’, balıkları onlara açıktan akın akın geliyor, ’cumartesi günü iş yapma yasağına uymadıklarında’ ise, gelmiyorlardı. İşte Biz, fıska sapmaları dolayısıyla onları böyle imtihan ediyorduk.

A'RAF
7:163

وَيَوْمَ

ve yevme

gün ise

Bir de onlara deniz kıyısındaki şehri(n uğradığı sonucu) sor. Hani onlar cumartesi (yasağını çiğneyerek) haddi aşmışlardı. ’Cumartesi günü iş yapma yasağına uyduklarında’, balıkları onlara açıktan akın akın geliyor, ’cumartesi günü iş yapma yasağına uymadıklarında’ ise, gelmiyorlardı. İşte Biz, fıska sapmaları dolayısıyla onları böyle imtihan ediyorduk.

A'RAF
7:167

يَوْمِ

yevmi

gününe

İşte o zaman Rabbin, onlara en kötü azabı yapacak kimse(leri) kıyamet gününe kadar üzerlerine mutlaka göndereceğini bildirdi. Şüphesiz, Rabbin (ceza ile) sonuçlandırması pek çabuk olandır ve gerçekten O, bağışlayandır, esirgeyendir.

A'RAF
7:172

يَوْمَ

yevme

günü

Hani Rabbin, Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" (demişti de) Onlar "Evet (Rabbimiz’sin), şahid olduk" demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.

YASIN
36:54

فَالْيَوْمَ

felyevme

o gün

İşte bugün hiç kimseye (hiç)bir şeyle zulmedilmez ve siz de yaptıklarınızdan başkasıyla karşılık görmezsiniz.

YASIN
36:55

الْيَوْمَ

l-yevme

o gün

Gerçek şu ki, bugün cennet halkı, ’sevinç ve mutluluk dolu’ bir meşguliyet içindedirler.

YASIN
36:59

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

"Ey suçlu-günahkarlar, bugün siz bir yana çekilin."

YASIN
36:64

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

İnkar etmenize karşılık olmak üzere bugün oraya girin.

YASIN
36:65

الْيَوْمَ

El-yevme

o gün

Bugün Biz onların ağızlarını mühürleriz; (günahtan ve sevaptan yana) kazandıklarını, elleri Bize söylemekte, ayakları (aleyhlerinde) şahitlik etmektedir.

FURKAN
25:14

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

Bugün bir yok oluşu çağırmayın, birçok (kere) yok oluşu isteyip-çağırın.

FURKAN
25:17

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

Onları ve Allah’tan başka taptıklarını biraraya getirip toplayacağı ve "Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi yoldan saptılar?" diyeceği gün;

FURKAN
25:22

يَوْمَ

yevme

gün

Melekleri görecekleri gün, suçlu-günahkarlara bir müjde yoktur. Ve o gün (melekler onlara) derler ki "(Size sevinçli haber) Yasaktır, yasak."

FURKAN
25:25

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

Göğün bulutlarla parçalanacağı ve meleklerin bir indirilme ile indirileceği gün;

FURKAN
25:26

يَوْمًا

yevmen

bir gündür

İşte o gün, gerçek mülk, Rahman (olan Allah)ındır. İnkar edenler için oldukça zorlu bir gündür.

FURKAN
25:27

وَيَوْمَ

ve yevme

ve o gün

O gün, zulmeden, ellerini (hınçla) ısırarak (şöyle) der "Ah keşke, elçiyle birlikte bir yol edinmiş olsaydım,"

FURKAN
25:59

أَيَّامٍ

eyyāmin

günde

O, gökleri ve yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan ve sonra arşa istiva edendir. Rahman (olan Allah)dır. Bunu (bundan) haberi olana sor.

FURKAN
25:69

يَوْمَ

yevme

günü

Kıyamet günü, azap ona kat kat artırılır ve içinde aşağılanmış olarak temelli kalır.

FATIR
35:14

وَيَوْمَ

ve yevme

ve günü

Eğer onlara dua ederseniz, duanızı işitmezler, işitseler bile size cevap veremezler. Kıyamet gününde ise, sizin şirk koşmanızı tanımayacaklardır. (Bunu herşeyden) Haberi olan Allah gibi sana (hiç kimse) haber vermez.

MERYEM
19:15

يَوْمَ

yevme

gün

Ona selam olsun; doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağı gün de.

MERYEM
19:15

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

Ona selam olsun; doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağı gün de.

MERYEM
19:15

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

Ona selam olsun; doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağı gün de.

MERYEM
19:26

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

Artık, ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer herhangi bir beşer görecek olursan, de ki "Ben Rahman (olan Allah)’ a oruç adadım, bugün hiç kimseyle konuşmayacağım."

MERYEM
19:33

يَوْمَ

yevme

gün

"Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün de."

MERYEM
19:33

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

"Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün de."

MERYEM
19:33

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

"Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün de."

MERYEM
19:37

يَوْمٍ

yevmin

bir günü

İçlerinden (birtakım) gruplar ayrılığa düştüler. Artık büyük bir günü görmekten dolayı, vay inkar edenlere.

MERYEM
19:38

يَوْمَ

yevme

gün

Bize gelecekleri gün, neler işitecekler, neler görecekler. Ama bugün o zalimler apaçık bir sapıklık içindedirler.

MERYEM
19:38

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

Bize gelecekleri gün, neler işitecekler, neler görecekler. Ama bugün o zalimler apaçık bir sapıklık içindedirler.

MERYEM
19:39

يَوْمَ

yevme

gününe (karşı)

İş(in) hükme bağlanıp biteceği, hasret gününe karşı onları uyar; onlar bir gaflet içindedirler ve onlar inanmıyorlar.

MERYEM
19:85

يَوْمَ

yevme

o gün

Takva sahiplerini bir heyet halinde Rahman (olan Allah’ın huzurun)a toplayacağımız gün,

MERYEM
19:95

يَوْمَ

yevme

günü

Ve onların hepsi, kıyamet günü O’na, ’yapayalnız, tek başlarına’ geleceklerdir.

TA-HA
20:59

يَوْمُ

yevmu

günü

(Musa) Dedi ki "Buluşma zamanımız, (ülkenin ulusal) bayram günü ve insanların toplanacağı kuşluk vakti (olsun)."

TA-HA
20:64

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

"Bundan ötürü, tuzaklarınızı biraraya getirin, sonra gruplar halinde gelin; bugün üstünlük sağlayan, gerçekten kurtuluşu bulmuştur."

TA-HA
20:100

يَوْمَ

yevme

günü

Kim bundan yüz çevirirse, şüphesiz kıyamet günü o, bir günah-yükü yüklenecektir.

TA-HA
20:101

يَوْمَ

yevme

gününde

O (yükün altı)nda ebedi olarak kalıcıdırlar. Bu, kıyamet günü onlar için ne kötü bir yüktür.

TA-HA
20:102

يَوْمَ

yevme

o gün

Sur’a üfürüleceği gün, Biz suçlu-günahkarları o gün, (yüzleri kara, gözleri) gömgök (kaskatı ve kör) olarak’ toplayacağız.

TA-HA
20:104

يَوْمًا

yevmen

bir gün(den)

Onların sözünü ettiklerini Biz daha iyi biliyoruz. Tutulan yol bakımından onların daha üst olanları ise "Siz yalnızca bir gün kaldınız" derler.

TA-HA
20:124

يَوْمَ

yevme

günü

"Kim de Benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve Biz onu kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz."

TA-HA
20:126

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

(Allah da) Der ki "İşte böyle, sana ayetlerimiz gelmişti, fakat sen onları unuttun, bugün de sen işte böyle unutulmaktasın."

VAKI'A
56:50

يَوْمٍ

yevmin

bir günün

"Bilinen bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır."

VAKI'A
56:56

يَوْمَ

yevme

gününde

İşte bu, onların din (hesap ve ceza) gününde şölenleridir.

ŞU'ARA
26:38

يَوْمٍ

yevmin

bir günün

Böylelikle büyücüler, bilinen bir günün belli vaktinde biraraya getirildi.

ŞU'ARA
26:82

يَوْمَ

yevme

günü

"Din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O’dur;"

ŞU'ARA
26:87

يَوْمَ

yevme

gün

"Ve beni (insanların) diriltilecekleri gün küçük düşürme,"

ŞU'ARA
26:88

يَوْمَ

yevme

o gün

’Malın da, çocukların da bir yarar sağlayamadığı günde."

ŞU'ARA
26:135

يَوْمٍ

yevmin

bir günün

"Doğrusu, ben sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum."

ŞU'ARA
26:155

يَوْمٍ

yevmin

bir gün

Dedi ki "İşte, bu bir dişi devedir; su içme hakkı (bir gün) onun, belli bir günün su içme hakkı da sizindir."

ŞU'ARA
26:156

يَوْمٍ

yevmin

bir günün

"Ona bir kötülükle dokunmayın, sonra büyük bir günün azabı sizi yakalar.

ŞU'ARA
26:189

يَوْمِ

yevmi

gününün

Sonunda onu yalanladılar, böylece onları o gölgelik-gününün azabı yakaladı. Gerçekten o, büyük bir günün azabıydı.

ŞU'ARA
26:189

يَوْمٍ

yevmin

bir günün

Sonunda onu yalanladılar, böylece onları o gölgelik-gününün azabı yakaladı. Gerçekten o, büyük bir günün azabıydı.

NEML
27:83

وَيَوْمَ

ve yevme

o gün

Ve her ümmetten ayetlerimizi yalanlayan bir grubu toplayacağımız gün, artık onlar ’tutuklanıp (azap yerine) dağıtılırlar.’

NEML
27:87

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

Sur’a üfürüleceği gün, Allah’ın dilediği kimseler dışında, göklerde ve yerde olan herkes artık korkuya kapılmıştır ve her biri ’boyun bükmüş’ olarak O’na gelmişlerdir.

KASAS
28:41

وَيَوْمَ

ve yevme

ve günü

Biz, onları ateşe çağıran önderler kıldık; kıyamet günü yardım görmezler.

KASAS
28:42

وَيَوْمَ

ve yevme

ve günü ise

Bu dünya hayatında onların arkasına lanet düşürdük; kıyamet gününde ise, onlar çirkinleştirilmiş olanlardır.

KASAS
28:61

يَوْمَ

yevme

günü

Şimdi, kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz, dolayısıyla ona kavuşan kişi, dünya hayatının metaı ile metalandırdığımız sonra kıyamet günü (azaba uğramak için) hazır bulundurulan kişi gibi midir?

KASAS
28:62

وَيَوْمَ

ve yevme

ve o gün

O gün (Allah) onlara seslenerek "Bana ortak olarak öne sürdükleriniz nerede?" der.

KASAS
28:65

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

O gün (Allah) onlara seslenerek "Gönderilen (elçilere) ne cevab verdiniz?" der.

KASAS
28:71

يَوْمِ

yevmi

gününe kadar

De ki "Gördünüz mü söyleyin; Allah, kıyamet gününe kadar geceyi sizin üzerinizde kesintisizce sürdürecek olsa, Allah’ın dışında size aydınlık verecek İlah kimdir? Yine de dinlemeyecek misiniz?"

KASAS
28:72

يَوْمِ

yevmi

gününe kadar

De ki "Gördünüz mü söyleyin, Allah kıyamet gününe kadar gündüzü sizin üzerinizde kesintisizce sürdürecek olsa Allah’ın dışında size içinde dinleneceğiniz geceyi getirecek İlah kimdir? Yine de görmeyecek misiniz?

KASAS
28:74

وَيَوْمَ

ve yevme

ve o gün

O gün (Allah) onlara seslenerek "Bana ortak olarak öne sürdükleriniz nerede" der.

İSRA
17:13

يَوْمَ

yevme

günü

Biz, her insanın kuşunu (işlediklerini, yaptıklarını) kendi boynuna doladık, kıyamet gününde onun için açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız.

İSRA
17:14

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

"Kendi kitabını oku; bugün nefsin hesap sorucu olarak sana yeter."

İSRA
17:52

يَوْمَ

yevme

gün

Sizi çağıracağı gün, O’na övgüyle icabet edecek ve (dünyada) pek az bir süre kaldığınızı sanacaksınız.

İSRA
17:58

يَوْمِ

yevmi

gününden

Hiçbir ülke (veya şehir) olmasın ki, kıyamet gününden önce Biz onu (ya) bir yıkıma uğratacağız veya onu şiddetli bir azapla azaplandıracağız; bu (muhakkak) o kitapta yazılıdır.

İSRA
17:62

يَوْمِ

yevmi

gününe

Demişti ki "Şu bana karşı yücelttiğine bir bak; andolsun, eğer bana kıyamet gününe kadar süre tanırsan, onun soyunu -pek az dışında- kuşkusuz kendime bağlı kılacağım.

İSRA
17:71

يَوْمَ

yevme

gün

Her insan-grubunu imamlarıyla çağıracağımız gün, artık kimin kitabı sağ eline verilirse, onlar kitaplarını okuyacaklar ve onlar, bir ’hurma çekirdeğindeki iplikçik kadar’ bile haksızlığa uğratılmazlar.

İSRA
17:97

يَوْمَ

yevme

günü

Allah, kimi hidayete erdirirse, işte o, hidayet bulmuştur, kimi saptırırsa onlar için O’nun dışında asla veliler bulamazsın. Kıyamet günü, Biz onları yüzükoyun körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz. Onların barınma yerleri cehennemdir; ateşi sükun buldukça, çılgın alevini onlara arttırırız.

YUNUS
10:3

أَيَّامٍ

eyyāmin

günde

Şüphesiz sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden, işleri evirip-çeviren Allah’tır. O’nun izni olmadıktan sonra, hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte Rabbiniz olan Allah budur, öyleyse O’na kulluk edin. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?

YUNUS
10:15

يَوْمٍ

yevmin

bir günün

Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda, Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, derler ki "Bundan başka bir Kur’an getir veya onu değiştir." De ki "Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben, yalnızca bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem, gerçekten ben, büyük günün azabından korkarım."

YUNUS
10:28

وَيَوْمَ

ve yevme

ve o gün

O gün, onların tümünü birarada toplayacağız, sonra şirk katanlara "Yerinizden ayrılmayınız; siz de, şirk koştuklarınız da" diyeceğiz. Artık onların arasını açmışızdır. Şirk koştukları derler ki "Siz bize ibadet ediyor değildiniz."

YUNUS
10:45

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

Gündüzün bir saatinden başka sanki hiç ömür sürmemişler gibi onları birarada toplayacağı gün, onlar birbirlerini tanımış olacaklar. Allah’a kavuşmayı yalanlayanlar gerçekten hüsrana uğramışlardır. Onlar hidayete ermiş (kimseler) değildi.

YUNUS
10:60

يَوْمَ

yevme

günü (hakkında)

Allah hakkında yalan uydurup iftira edenlerin kıyamet günü zanları nedir? Şüphesiz Allah, insanlara karşı büyük ihsan (Fazl) sahibidir, ancak onların çoğu şükretmezler.

YUNUS
10:92

فَالْيَوْمَ

felyevme

bugün

Bugün ise, senden sonrakilere bir ayet (tarihi bir belge, ibret) olman için seni yalnızca bedeninle kurtaracağız (herkese cesedini göstereceğiz). Gerçekten insanlardan çoğu, Bizim ayetlerimizden habersizdirler.

YUNUS
10:93

يَوْمَ

yevme

günü

Andolsun, Biz İsrailoğulları’nı, hoşlarına gidecek güzel bir yerde yerleştirdik ve temiz şeylerden kendilerine rızık verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar anlaşmazlığa düşmediler. Şüphesiz Rabbin, aralarında anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda kıyamet günü hüküm verecektir.

YUNUS
10:102

أَيَّامِ

eyyāmi

(başlarına gelen) günlerin

Kendilerinden önce gelip geçmişlerin (başlarından geçen) günlerin bir benzerinden başkasını mı bekliyorlar? De ki "Bekleyedurun. Şüphesiz ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim."

HUD
11:3

يَوْمٍ

yevmin

bir günün

Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O’na tevbe edin. O da sizi, adı konulmuş bir vakte kadar güzel bir meta (fayda) ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten Ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım.

HUD
11:7

أَيَّامٍ

eyyāmin

gün

O’nun arşı su üzerinde iken amel bakımından hanginizin daha iyi olduğunu denemek için gökleri ve yeri altı günde yaratan O’dur. Andolsun onlara "Gerçekten siz, ölümden sonra yine diriltileceksiniz" dersen, inkar edenler mutlaka "Bu, açıkça bir büyüden başkası değildir" derler.

HUD
11:8

يَوْمَ

yevme

gün

Andolsun, onlardan azabı sayılı bir topluluğa (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka "Onu alıkoyan nedir?" derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceği gün, onlardan geri çevrilecek değildir ve alaya almakta oldukları şey de kendilerini çepeçevre kuşatacaktır.

HUD
11:26

يَوْمٍ

yevmin

bir günün

"Allah’tan başkasına kulluk etmeyin. Ben size (gelecek olan) acı bir günün azabından korkarım" (dedi).

HUD
11:43

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

(Oğlu) Dedi ki "Ben bir dağa sığınacağım, o beni sudan korur." Dedi ki "Bugün Allah’ın emrinden, esirgeyen olan (Allah)dan başka bir koruyucu yoktur." Ve ikisinin arasına dalga girdi, böylece o da boğulanlardan oldu.

HUD
11:60

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gününde

Ve bu dünyada da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. Haberiniz olsun; gerçekten Ad (halkı), Rablerine (karşı) inkar ettiler. Haberiniz olsun; Hud kavmi Ad’a (Allah’ın rahmetinden) uzaklık (verildi).

HUD
11:65

أَيَّامٍ

eyyāmin

gün

Fakat onu öldürdüler. (Salih) Dedi ki "Yurdunuzda üç gün daha yararlanın. Bu, yalanlanmayacak bir vaaddir."

HUD
11:77

يَوْمٌ

yevmun

bir gündür

Elçilerimiz Lut’a geldiği zaman, onlardan dolayı kaygılandı, göğsünü bir sıkıntı bastı ve "Bu, zorlu bir gün" dedi.

HUD
11:84

يَوْمٍ

yevmin

bir günün

Medyen (halkına da) kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik). Dedi ki "Ey kavmim, Allah’a ibadet edin, O’ndan başka İlahınız yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik tutmayın; gerçekten sizi bir ’bolluk ve refah (hayır)’ içinde görüyorum. Doğrusu sizi çepeçevre kuşatacak olan bir günün azabından korkuyorum."

HUD
11:98

يَوْمَ

yevme

günü

O, kıyamet günü kavminin önderliğine geçer, böylece onları ateşe götürmüş olur. Sonunda vardıkları yer, ne kötü bir yerdir..

HUD
11:99

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gününde

Onlar, burda da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. (Bu) Verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.

HUD
11:103

يَوْمٌ

yevmun

bir gündür

Ahiret azabından korkan için bunda kesin ayetler vardır. O, bütün insanların kendisinde toplanacağı bir gündür ve o, gözlemlenebilen bir gündür.

HUD
11:103

يَوْمٌ

yevmun

bir gündür

Ahiret azabından korkan için bunda kesin ayetler vardır. O, bütün insanların kendisinde toplanacağı bir gündür ve o, gözlemlenebilen bir gündür.

HUD
11:105

يَوْمَ

yevme

O gün

(Kıyametin) Geleceği günde, O’nun izni olmaksızın, hiç kimse söz söyleyemez. Artık onlardan kimi ’bedbaht ve mutsuz’, (kimi de) mutlu ve bahtiyardır.

YUSUF
12:54

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

Hükümdar dedi ki "Onu bana getirin, onu kendime bağlı kılayım." Onunla konuştuğunda da (şöyle) dedi "Sen bugün bizim yanımızda (artık) önemli bir yer sahibisin, güvenilir (bir danışman-yönetici)sin."

YUSUF
12:92

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

Dedi ki "Bugün size karşı sorgulama, kınama yoktur. Sizi Allah bağışlasın. O, merhametlilerin (en) merhametlisidir."

HICR
15:35

يَوْمِ

yevmi

gününe

"Ve şüphesiz, din gününe kadar lanet senin üzerinedir."

HICR
15:36

يَوْمِ

yevmi

güne

Dedi ki "Rabbim, öyleyse onların dirileceği güne kadar bana süre tanı."

HICR
15:38

يَوْمِ

yevmi

gününe

"Bilinen günün vaktine kadar."

EN'ÂM
6:12

يَوْمِ

yevmi

gününde

De ki "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki "Allah’ındır." O, rahmeti Kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır.

EN'ÂM
6:15

يَوْمٍ

yevmin

bir günün

De ki "Şüphesiz ben, Rabbime isyan edersem o büyük günün azabından korkarım."

EN'ÂM
6:22

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

Onların tümünü toplayacağımız gün; sonra şirk koşanlara diyeceğiz ki "Nerede (o bir şey) sanıp da ortak koştuklarınız?"

EN'ÂM
6:73

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

O, gökleri ve yeri hak olarak yaratandır. O’nun "ol" dediği gün (herşey) oluverir, O’nun sözü haktır. Sur’a üfürüldüğü gün, mülk O’nundur. O, gaybı ve müşahede edilebileni bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibi olandır, haberdar olandır.

EN'ÂM
6:73

يَوْمَ

yevme

gün

O, gökleri ve yeri hak olarak yaratandır. O’nun "ol" dediği gün (herşey) oluverir, O’nun sözü haktır. Sur’a üfürüldüğü gün, mülk O’nundur. O, gaybı ve müşahede edilebileni bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibi olandır, haberdar olandır.

EN'ÂM
6:93

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya kendisine hiçbir şey vahyolunmamışken "Bana da vahy geldi" diyen ve "Allah’ın indirdiğinin bir benzerini de ben indireceğim" diyenden daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri, ölümün ’şiddetli sarsıntıları’ sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara "Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Allah’a karşı haksız olanı söylediğiniz ve O’nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azapla karşılık göreceksiniz" (dediklerinde) bir görsen...

EN'ÂM
6:128

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

Onların tümünü toplayacağı gün "Ey cin topluluğu insanlardan çoğunu (ayartıp kendinize kullar) edindiniz" (diyecek). İnsanlardan onların dostları derler ki "Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlandı ve bizim için tespit ettiğin süreye ulaştık." (Allah) Diyecek ki "Allah’ın dilediği dışta olmak üzere, ateş sizin içinde süresiz kalacağınız konaklama yerinizdir." Şüphesiz Rabbin, hüküm ve hikmet sahibi olandır, bilendir.

EN'ÂM
6:130

يَوْمِكُمْ

yevmikum

gününüzle

Ey cin ve insan topluluğu, içinizden size ayetlerimi aktarıp-okuyan ve bu karşı karşıya geldiğiniz gününüzle sizi uyarıp-korkutan elçiler gelmedi mi? Onlar "Nefislerimize karşı şehadet ederiz" derler. Dünya hayatı onları aldattı ve gerçekten kafir olduklarına dair kendi nefislerine karşı şehadet ettiler.

EN'ÂM
6:141

يَوْمَ

yevme

günü

Asmalı ve asmasız bahçeleri, hurmaları ve tadları farklı ekinleri, zeytinleri ve narları -birbirine benzer ve benzeşmez- yaratan O’dur. Ürün verdiğinde ürününden yiyin ve hasad günü hakkını verin; israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.

EN'ÂM
6:158

يَوْمَ

yevme

gün

Onlar, kendilerine meleklerin gelmesini mi, ya da Rabbinin gelmesini mi veya Rabbinin bazı ayetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin ayetlerinden bazılarının geleceği gün, daha önce iman etmemişse veya imanıyla bir hayır kazanmamışsa hiç kimseye imanı yarar sağlamaz. De ki "Bekleyin, Biz de şüphesiz beklemekteyiz."

SAFFAT
37:20

يَوْمُ

yevmu

günüdür

Derler ki "Eyvahlar bize; bu, din günüdür."

SAFFAT
37:21

يَوْمُ

yevmu

günüdür

"Bu, sizin yalanladığınız (mü’mini kafirden, haklıyı haksızdan) ayırma günüdür."

SAFFAT
37:26

الْيَوْمَ

l-yevme

o gün

Hayır, bugün onlar teslim olmuşlardır.

SAFFAT
37:144

يَوْمِ

yevmi

güne

Onun karnında (insanların) dirilip-kaldırılacakları güne kadar kalakalmıştı.

LOKMAN
31:33

يَوْمًا

yevmen

günden (ki)

Ey insanlar, Rabbinizden korkup-sakının ve öyle bir günün azabından çekinip-korkun ki, (o gün hiç) bir baba, çocuğu için bir karşılık veremez ve (hiç)bir çocuk da babası için bir şeyi verebilecek (durumda) değildir. Şüphesiz Allah’ın va’di haktır. Artık dünya hayatı sizi aldatmaya sürüklemesin ve aldatıcı(lar) da sizi Allah ile aldatmasın.

SEBE
34:18

وَأَيَّامًا

ve eyyāmen

ve gündüzleri

Kendileriyle, içlerinde bereketler kıldığımız memleketler arasında (biri diğerinden) görünebilen şehirler var ettik ve orada yürüme (imkanlarını) takdir ettik "Oralarda geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde gezip dolaşın" (dedik).

SEBE
34:30

يَوْمٍ

yevmin

bir gün

De ki "Sizin için belirlenmiş bir gün vardır ki, ondan ne bir an ertelenebilirsiniz, ne de (bir an) öne alınabilirsiniz.

SEBE
34:40

وَيَوْمَ

ve yevme

ve o gün

O gün, onların hepsini birarada toplayacak (haşredecek), sonra meleklere diyecek ki "Size tapanlar bunlar mıydı?"

SEBE
34:42

فَالْيَوْمَ

felyevme

o gün

Artık bugün, bir kısmınızın bir kısmınıza yarar ve zarar sağlamaya gücü yetmez. Biz de o zulmedenlere deriz ki "Yalanlamakta olduğunuz ateşin azabını tadın."

ZÜMER
39:13

يَوْمٍ

yevmin

bir günün

De ki "Ben, Rabbime isyan ettiğim takdirde, büyük bir günün azabından korkarım."

ZÜMER
39:15

يَوْمَ

yevme

günü

"Siz, O’nun dışında dilediklerinize ibadet edin." De ki "Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem yakınlarını hüsrana uğratanlardır. Haberiniz olsun; bu apaçık olan hüsranın kendisidir."

ZÜMER
39:24

يَوْمَ

yevme

günü

Kıyamet günü o kötü azaptan kendini yüzü ile kim koruyabilecek? Ve zalimlere "Kazandığınızı tadın" denmiştir.

ZÜMER
39:31

يَوْمَ

yevme

günü

Sonra şüphesiz sizler, kıyamet günü Rabbinizin huzurunda davalaşacaksınız.

ZÜMER
39:47

يَوْمَ

yevme

günü

Eğer yeryüzünde olanların tümü ve bununla birlikte bir katı daha zalimlerin olmuş olsaydı, kıyamet günü o kötü azaptan (kurtulmak amacıyla) gerçekten bunları fidye olarak verirlerdi. Oysa, onların hiç hesaba katmadıkları şeyler, Allah’tan kendileri için açığa çıkmıştır.

ZÜMER
39:60

وَيَوْمَ

ve yevme

ve günü

Kıyamet günü, Allah’a karşı yalan söyleyenlerin yüzlerinin kapkara olduğunu görürsün. Büyüklenenler için cehennemde bir konaklama yeri mi yok?

ZÜMER
39:67

يَوْمَ

yevme

günü

Onlar, Allah’ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O’nun avucu (kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle dürülüp-bükülmüştür. O, şirk koştuklarından münezzeh ve Yücedir.

ZÜMER
39:71

يَوْمِكُمْ

yevmikum

gününüze

İnkar edenler, cehenneme bölük bölük sevkedildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları açıldı ve onlara (cehennemin) bekçileri dedi ki "Size Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugünle karşılaşacağınızı (söyleyip) sizi uyaran elçiler gelmedi mi?" Onlar "Evet." dediler. Ancak azap kelimesi kafirlerin üzerine hak oldu.

MÜ'MIN
40:15

يَوْمَ

yevme

gününe karşı

Dereceleri yükselten Arş’ın sahibi (Allah), ’toplanma ve buluşma’ günü ile uyarıp-korkutmak için, Kendi emrinden olan ruhu kullarından dilediğine indirir.

MÜ'MIN
40:16

يَوْمَ

yevme

o gün

O gün, orta yere çıkarlar. Onlardan hiçbir şey Allah’a karşı gizli kalmaz. (Allah sorar) "Bugün mülk kimindir? Bir olan, Kahhar olan Allah’ındır."

MÜ'MIN
40:16

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

O gün, orta yere çıkarlar. Onlardan hiçbir şey Allah’a karşı gizli kalmaz. (Allah sorar) "Bugün mülk kimindir? Bir olan, Kahhar olan Allah’ındır."

MÜ'MIN
40:17

الْيَوْمَ

El-yevme

bugün

Bugün her bir nefis, kendi kazandığıyla karşılık görür. Bugün zulüm yoktur. Şüphesiz Allah, hesabı seri görendir.

MÜ'MIN
40:17

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

Bugün her bir nefis, kendi kazandığıyla karşılık görür. Bugün zulüm yoktur. Şüphesiz Allah, hesabı seri görendir.

MÜ'MIN
40:18

يَوْمَ

yevme

güne (karşı)

Onları, yaklaşmakta olan güne karşı uyar; o zaman yürekler gırtlaklara dayanır, yutkunur dururlar. Zalimler için ne koruyucu bir dost, ne sözü yerine getirebilir bir şefaatçi yoktur.

MÜ'MIN
40:27

بِيَوْمِ

biyevmi

gününe

Musa dedi ki "Gerçekten ben, hesap gününe iman etmeyen her mütekebbirden, benim de Rabbim, sizin de Rabbinize sığınırım."

MÜ'MIN
40:29

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

"Ey Kavmim, bugün mülk sizindir, yeryüzünde hüküm sahibi kimselersiniz. Fakat bize Allah’tan dayanılmaz bir azap gelecek olursa bize kim yardımcı olabilecek?" Firavun dedi ki "Ben, size yalnızca gördüğümü (kendi görüşümü) gösteriyorum ve ben sizi doğru yoldan da başkasına yöneltmiyorum."

MÜ'MIN
40:30

يَوْمِ

yevmi

gününün

İman eden (adam) dedi ki "Ey Kavmim, ben o fırkaların gününe benzer (bir günün felaketine uğrarsınız) diye korkuyorum."

MÜ'MIN
40:32

يَوْمَ

yevme

gününden

"Ve ey kavmim, doğrusu ben sizin için o feryat (edeceğiniz kıyamet) gününden korkuyorum."

MÜ'MIN
40:33

يَوْمَ

yevme

o gün

"Arkanızı dönüp kaçacağınız gün; sizi Allah’tan koruyacak yoktur. Allah, kimi saptırırsa artık onu doğruya yöneltecek bulunmaz."

MÜ'MIN
40:46

وَيَوْمَ

ve yevme

ve günü

Ateş; sabah akşam, ona sunulurlar. Kıyamet-saatinin kopacağı gün "Firavun çevresini, azabın en şiddetli olanına sokun" (denecek).

MÜ'MIN
40:49

يَوْمًا

yevmen

bir gün

Ateşin içinde olanlar, cehennem bekçilerine dediler ki "Rabbinize dua edin; azaptan bir günü (olsun) bize hafifletsin."

MÜ'MIN
40:51

وَيَوْمَ

ve yevme

ve günde

Şüphesiz Biz elçilerimize ve iman edenlere, dünya hayatında ve şahidlerin (şahidlik için) duracakları gün elbette yardım edeceğiz.

MÜ'MIN
40:52

يَوْمَ

yevme

o gün

Zalimlere kendi mazeretlerinin hiçbir yarar sağlamayacağı gün; lanet de onlarındır, yurdun en kötüsü de.

FUSSILET
41:9

يَوْمَيْنِ

yevmeyni

iki gün

De ki "Gerçekten siz mi yeri iki günde yaratanı inkar ediyor ve O’na birtakım eşler kılıyorsunuz? O, alemlerin Rabbidir."

FUSSILET
41:10

أَيَّامٍ

eyyāmin

gün

Orda (yerde) onun üstünde sarsılmaz dağlar var etti, onda bereketler yarattı ve isteyip-arayanlar için eşit olmak üzere ordaki rızıkları dört günde takdir etti.

FUSSILET
41:12

يَوْمَيْنِ

yevmeyni

iki gün

Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti. Biz dünya göğünü de kandillerle süsleyip-donattık ve bir koruma (altına aldık). İşte bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)’ın takdiridir.

FUSSILET
41:16

أَيَّامٍ

eyyāmin

günlerde

Böylece Biz de onlara dünya hayatında aşağılanma azabını taddırmak için, o uğursuz (felaketler yüklü) günlerde üzerlerine ’kulakları patlatan bir kasırga’ gönderdik. Ahiret azabı ise daha (büyük) bir aşağılanmadır. Ve onlara yardım edilmeyecektir.

FUSSILET
41:19

وَيَوْمَ

ve yevme

ve (o) gün

Allah’ın düşmanlarının biraraya getirilip-toplanacakları gün işte onlar, ateşe bölükler halinde dağıtılırlar."

FUSSILET
41:40

يَوْمَ

yevme

günü

Bizim ayetlerimiz konusunda çarpıtma yapanlar, Bize gizli kalmazlar. Öyleyse ateşin içine bırakılan mı daha hayırlıdır yoksa kıyamet günü güvenle gelen mi? Siz dilediğinizi yapın. Çünkü O yaptıklarınızı gerçekten görendir.

FUSSILET
41:47

وَيَوْمَ

ve yevme

ve (o) gün

Kıyamet-saatinin ilmi O’na döndürülür. O’nun ilmi olmaksızın, hiçbir meyve tomurcuğundan çıkmaz, hiçbir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz da. Onlara "Benim ortaklarım nerede" diye sesleneceği gün, dediler ki "Sana arzettik ki, bizden hiçbir şahid yok."

ŞURA
42:7

يَوْمَ

yevme

gününe karşı

İşte Biz sana, böyle Arapça bir Kur’an vahyettik; şehirlerin anası (olan Mekke halkı)nı ve çevresinde olanları uyarman için ve kendisinde şüphe olmayan toplanma gününü (haber verip onları) uyarman için de. (O gün onların) Bir bölümü cennette, bir bölümü çılgınca yanan ateşin içerisindedirler.

ŞURA
42:45

يَوْمَ

yevme

günü

Onları görürsün; zilletten başları önlerine düşmüş bir halde, ona (ateşe) sunulurlarken göz ucuyla sezdirmeden bakarlar. İman edenler de "Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendi nefislerini, hem yakın akraba (veya yandaş)larını da hüsrana uğratmışlardır" dediler. Haberiniz olsun; gerçekten zalimler, kalıcı bir azap içindedirler.

ŞURA
42:47

يَوْمٌ

yevmun

bir gün

Allah’tan, geri çevrilmesi olmayan bir gün gelmeden evvel, Rabbinize icabet edin. O gün, sizin için ne sığınılacak bir yer var, ne sizin için inkar (etmeye bir imkan).

ZUHRUF
43:39

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

(Bu söylenmeleriniz,) Bugün size kesin olarak bir yarar sağlamaz. Çünkü zulmettiniz. Şüphesiz azapta da ortaksınız.

ZUHRUF
43:65

يَوْمٍ

yevmin

bir günün

Sonra, içlerinden birtakım fırkalar ihtilafa düştü. Artık, acı bir günün azabından vay o zulmetmiş olanlara.

ZUHRUF
43:68

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

"Ey kullarım, bugün sizin için korku yoktur ve siz mahzun olmayacaksınız."

ZUHRUF
43:83

يَوْمَهُمُ

yevmehumu

günlerine

Artık onları bırak; onlara vadedilen günlerine kadar, dalsınlar ve oynaya dursunlar.

DUHAN
44:10

يَوْمَ

yevme

günü

Öyleyse sen, göğün açıkça bir duman getireceği günü gözle;

DUHAN
44:16

يَوْمَ

yevme

o gün

Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette Biz intikam alacağız.

DUHAN
44:40

يَوْمَ

yevme

günü

Şüphesiz o (hakkı batıldan, haklıyı haksızdan) ayırma günü, hepsinin (hesaba çekilecekleri) vakitleridir.

DUHAN
44:41

يَوْمَ

yevme

o gün

O gün, bir dost dosttan herhangi bir şeyle yarar sağlayamaz. Ve onlara yardım edilmez.

CASIYE
45:14

أَيَّامَ

eyyāme

günlerini

İman edenlere de ki "(Allah’ın) Onları kazandıklarıyla cezalandırması için, Allah’ın günlerini ummayanları (şimdilik) bağışlasınlar."

CASIYE
45:17

يَوْمَ

yevme

günü

Ve onlara bu emirden açık belgeler verdik. Fakat onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki ’hakka tecavüz ve azgınlıktan’ dolayı ihtilafa düştüler. Şüphesiz Rabbin, hakkında ihtilafa düştükleri şeyde kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.

CASIYE
45:26

يَوْمِ

yevmi

gününe

De ki "Allah sizi diriltiyor, sonra sizi öldürüyor, sonra kendisinde hiçbir kuşku olmayan kıyamet günü O sizi biraraya getirip-toplayacaktır. Ancak insanların çoğu bilmezler."

CASIYE
45:27

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Kıyamet-saatinin kopacağı gün, (işte) o gün, batılda olanlar hüsrana uğrayacaklardır.

CASIYE
45:28

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

O gün sen, her ümmeti diz üstü çökmüş (veya toplanmış) olarak görürsün. Her ümmet, kendi kitabına çağrılır. "Bugün yaptıklarınızla karşılık göreceksiniz."

CASIYE
45:34

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

Denildi ki "Bugününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz gibi, Biz de sizi bugün unutuyoruz. Barınma yeriniz ateştir. Ve sizin için hiçbir yardımcı yoktur."

CASIYE
45:34

يَوْمِكُمْ

yevmikum

gününüzle

Denildi ki "Bugününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz gibi, Biz de sizi bugün unutuyoruz. Barınma yeriniz ateştir. Ve sizin için hiçbir yardımcı yoktur."

CASIYE
45:35

فَالْيَوْمَ

felyevme

artık bugün

"Bunun nedeni şudur Çünkü siz Allah’ın ayetlerini alay konusu edindiniz; dünya hayatı da sizi aldattı." Böylece ne ordan (ateşten) çıkarılırlar, ne (Allah’tan) hoşnutluk dilekleri kabul edilir.

AHKAF
46:5

يَوْمِ

yevmi

gününe

Allah’ı bırakıp kıyamet gününe kadar kendisine icabet etmeyecek şeylere tapandan daha sapmış kimdir? Oysa onlar, bunların tapmalarından habersizdirler.

AHKAF
46:20

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

İnkar edenler ateşe sunulacakları gün, (onlara şöyle denir) "Siz dünya hayatınızda bütün ’güzellikleriniz ve zevklerinizi tüketip-yok ettiniz, onlarla yaşayıp-zevk sürdünüz. İşte yeryüzünde haksız yere büyüklenmeniz (istikbarınız) ve fasıklıkta bulunmanızdan dolayı, bugün alçaltıcı bir azap ile cezalandırılacaksınız."

AHKAF
46:20

فَالْيَوْمَ

felyevme

bugün

İnkar edenler ateşe sunulacakları gün, (onlara şöyle denir) "Siz dünya hayatınızda bütün ’güzellikleriniz ve zevklerinizi tüketip-yok ettiniz, onlarla yaşayıp-zevk sürdünüz. İşte yeryüzünde haksız yere büyüklenmeniz (istikbarınız) ve fasıklıkta bulunmanızdan dolayı, bugün alçaltıcı bir azap ile cezalandırılacaksınız."

AHKAF
46:21

يَوْمٍ

yevmin

bir günün

Ad’ın kardeşini hatırla; onun önünden ve ardından nice uyarıcılar gelip geçmişti; hani o, Ahkaf’taki kavmini "Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım" diye uyarmıştı.

AHKAF
46:34

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

İnkar edenler ateşe sunulacakları gün, (onlara şöyle denir) "Bu gerçek değil miymiş?" Onlar "Rabbimiz’e andolsun, evet (öyledir)" derler. (Allah da) "Öyleyse inkar ettiklerinizden dolayı azabı tadın" dedi.

AHKAF
46:35

يَوْمَ

yevme

gün

Artık sen sabret; Resullerden azim sahiplerinin sabrettikleri gibi, Onlar için de acele etme. Onlar, tehdit edildikleri şeyi (azabı) gördükleri gün, sanki gündüzün yalnızca bir saati kadar yaşamış(olacak)lardır. (Bu,) Bir tebliğdir. Artık fasık olan bir kavimden başkası yıkıma uğratılır mı?

ZARIYAT
51:12

يَوْمُ

yevmu

günü

"Hesap ve ceza (din) günü ne zaman?" diye sorarlar.

ZARIYAT
51:13

يَوْمَ

yevme

o gün

O gün onlar, ateşin üstünde tutulup-eritilecekler

ZARIYAT
51:60

يَوْمِهِمُ

yevmihimu

günlerinden

Kendilerine va’dedilen o (azap) günlerinden dolayı vay o inkar edenlere.

KEHF
18:19

يَوْمًا

yevmen

bir gün

Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik (uyandırdık). İçlerinden bir sözcü dedi ki "Ne kadar kaldınız?" Dediler ki "Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) kısmı kadar kaldık." Dediler ki "Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir; şimdi birinizi bu paranızla şehre gönderin de, hangi yiyecek temizse baksın, size ondan bir rızık getirsin; ancak oldukça nazik davransın ve sakın sizi kimseye sezdirmesin."

KEHF
18:19

يَوْمٍ

yevmin

günün

Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik (uyandırdık). İçlerinden bir sözcü dedi ki "Ne kadar kaldınız?" Dediler ki "Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) kısmı kadar kaldık." Dediler ki "Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir; şimdi birinizi bu paranızla şehre gönderin de, hangi yiyecek temizse baksın, size ondan bir rızık getirsin; ancak oldukça nazik davransın ve sakın sizi kimseye sezdirmesin."

KEHF
18:47

وَيَوْمَ

ve yevme

O gün

Dağları yürüteceğimiz gün, yeri çırılçıplak (dümdüz olmuş) görürsün; onları birarada toplamışız da, içlerinden hiçbirini dışarda bırakmamışızdır.

KEHF
18:52

وَيَوْمَ

ve yevme

ve o gün

(Kafirlere) "Benim ortaklarım sandığınız şeyleri çağırın" diyeceği gün; işte onları çağırmışlardır, ama onlar, kendilerine cevap vermemişlerdir. Biz onların aralarında bir uçurum koyduk.

KEHF
18:105

يَوْمَ

yevme

günü

İşte onlar, Rablerinin ayetlerini ve O’na kavuşmayı inkar edenlerdir. Artık onların yapıp-ettikleri boşa çıkmıştır, kıyamet gününde onlar için bir tartı tutmayacağız.

NAHL
16:25

يَوْمَ

yevme

günü

Kıyamet gününde kendi günahlarının tümünü ve bilgisizce saptırdıklarının günahlarının bir kısmını yüklenmeleri için. Bak, ne kötü yük yükleniyorlar.

NAHL
16:27

يَوْمَ

yevme

günü

Sonra (Allah) kıyamet günü onları aşağılık kılacak ve diyecek ki "Haklarında (mü’minlere karşı) düşman kesildiğiniz ortaklarım hani nerede?" Kendilerine ilim verilenler, dediler ki "Bugün, gerçekten aşağılanma ve kötülük kafirlerin üstünedir."

NAHL
16:27

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

Sonra (Allah) kıyamet günü onları aşağılık kılacak ve diyecek ki "Haklarında (mü’minlere karşı) düşman kesildiğiniz ortaklarım hani nerede?" Kendilerine ilim verilenler, dediler ki "Bugün, gerçekten aşağılanma ve kötülük kafirlerin üstünedir."

NAHL
16:63

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

Andolsun Allah’a, senden önceki ümmetlere de (elçiler) gönderdik, fakat şeytan onlara yapıp ettiklerini süslü göstermiştir; bugün de onların velisi odur ve onlar için acı bir azap vardır.

NAHL
16:80

يَوْمَ

yevme

gününüzde

Allah, size evlerinizi (içinde) "güvenlik ve huzur bulacağınız yerler" kıldı; ve size hayvan derilerinden hem göç gününde, hem yerleşme gününde kolaylıkla taşıyabileceğiniz evler; yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından bir zamana kadar giyimlikler-döşemelikler ve (ticaret için) bir meta kıldı.

NAHL
16:80

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gününüzde

Allah, size evlerinizi (içinde) "güvenlik ve huzur bulacağınız yerler" kıldı; ve size hayvan derilerinden hem göç gününde, hem yerleşme gününde kolaylıkla taşıyabileceğiniz evler; yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından bir zamana kadar giyimlikler-döşemelikler ve (ticaret için) bir meta kıldı.

NAHL
16:84

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

Her ümmetten bir şahid göndereceğimiz gün; (artık ondan) sonra ne inkar edenlere (özür dilemeleri için) izin verilecek, ne (Allah’tan) hoşnutluk dilekleri kabul edilecek.

NAHL
16:89

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

Her ümmet içinde kendi nefislerinden onların üzerine bir şahid getirdiğimiz gün, seni de onlar üzerinde bir şahid olarak getireceğiz. Biz Kitab’ı sana, herşeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik.

NAHL
16:92

يَوْمَ

yevme

günü

Bir ümmet diğer bir ümmetten (sayıca ve malca) daha gelişkindir diye, yeminlerinizi kendi aranızda bir bozuculuk unsuru yaparak, ipini kuvvetle eğirdikten sonra bozup-çözen (kadın) gibi olmayın. Şüphesiz Allah, sizi bununla imtihan etmektedir. Kıyamet günü hakkında ihtilafa düştüğünüz şeyi size muhakkak açıklayacaktır.

NAHL
16:111

يَوْمَ

yevme

o gün

O gün, herkes kendi nefsi adına mücadele eder ve herkese yaptığının karşılığı eksiksiz ödenir. Onlar zulme uğratılmazlar.

NAHL
16:124

يَوْمَ

yevme

günü

Cumartesi, ancak onda ihtilafa düşenlere (farz) kılındı. Şüphesiz Rabbin, onların ihtilaf ettikleri şeyler hakkında kıyamet günü aralarında hükmedecektir.

İBRAHIM
14:5

بِأَيَّامِ

bieyyāmi

günlerini

Andolsun Musa’yı "Kavmini karanlıklardan nura çıkar ve onlara Allah’ın günlerini hatırlat" diye ayetlerimizle göndermiştik. Şüphesiz bunda çokça sabreden ve şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır.

İBRAHIM
14:18

يَوْمٍ

yevmin

bir günde

Rablerini inkar edenlerin durumu şudur Onların yaptıkları, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir kül gibidir. Kazandıklarından hiçbir şeye güç yetiremezler. İşte uzak bir sapıklık (içinde olmak) budur.

İBRAHIM
14:31

يَوْمٌ

yevmun

bir gün

İman etmiş kullarıma söyle "Alış-verişin ve dostluğun olmadığı o gün gelmezden evvel, dosdoğru namazı kılsınlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak etsinler."

İBRAHIM
14:41

يَوْمَ

yevme

gün

"Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni, anne-babamı ve mü’minleri bağışla"

İBRAHIM
14:42

لِيَوْمٍ

liyevmin

bir güne

(Ey Muhammed,) Allah’ı sakın zulmedenlerin yapmakta olduklarından habersiz sanma, onları yalnızca gözlerin dehşetle belireceği bir güne ertelemektedir.

İBRAHIM
14:44

يَوْمَ

yevme

güne (karşı)

Azabın kendilerine geleceği gün (ile) insanları uyarıp-korkut ki, (o gün) zulmedenler, şöyle diyecekler "Bizi yakın bir süreye kadar ertele ki, Senin çağrına cevap verelim ve elçilere uyalım." Oysa daha önce, kendiniz için hiç zeval yoktur diye and içenler, sizler değil miydiniz?

İBRAHIM
14:48

يَوْمَ

yevme

o gün

Yerin başka bir yere, göklerin de (başka göklere) dönüştürüldüğü gün, onlar tek olan, kahhar olan Allah’ın huzuruna çıka(rıla)caklardır.

ENBIYA
21:47

لِيَوْمِ

liyevmi

günü için

Biz ise, kıyamet gününe ait duyarlı teraziler koyarız da artık, hiçbir nefis hiçbir şeyle haksızlığa uğramaz. Bir hardal tanesi bile olsa ona (teraziye) getiririz. Hesap görücüler olarak Biz yeteriz.

ENBIYA
21:103

يَوْمُكُمُ

yevmukumu

gününüzdür

Onları, o en büyük korku hüzne kaptırmaz ve "İşte bu sizin gününüzdür, size va’dedilmişti" diye melekler onları karşılayacaklardır.

ENBIYA
21:104

يَوْمَ

yevme

o gün

Bizim, göğü kitabın sahifelerini katlar gibi katlayacağımız gün, ilk yaratmaya başladığımız gibi, yine onu (eski durumuna) iade edeceğiz. Bu, Bizim üzerimizde bir vaiddir. Elbette, Biz yapıcılarız.

MÜ'MINUN
23:16

يَوْمَ

yevme

günü

Sonra siz gerçekten kıyamet günü diriltileceksiniz.

MÜ'MINUN
23:65

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

Bugün feryad etmeyin, çünkü Bizden yardım göremezsiniz.

MÜ'MINUN
23:100

يَوْمِ

yevmi

güne

"Ki, geride bıraktığım (dünya)da salih amellerde bulunayım." Asla, gerçekten bu, yalnızca bir sözdür, bunu da kendisi söylemektedir. Onların önlerinde, diriltilip kaldırılacakları güne kadar bir engel (berzah) vardır.

MÜ'MINUN
23:111

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

"Bugün Ben, gerçekten onların sabretmelerinin karşılığını verdim. Şüphesiz onlar, ’kurtuluşa ve mutluluğa’ erenlerdir."

MÜ'MINUN
23:113

يَوْمًا

yevmen

bir gün

Dediler ki "Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor."

MÜ'MINUN
23:113

يَوْمٍ

yevmin

günün

Dediler ki "Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor."

SECDE
32:4

أَيَّامٍ

eyyāmin

günde

Allah; gökleri, yeri ve ikisi arasında olanları altı günde yarattı, sonra arşa istiva etti. Sizin O’nun dışında bir yardımcınız ve şefaatçiniz yoktur. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?

SECDE
32:5

يَوْمٍ

yevmin

bir gün

Gökten yere her işi O evirip düzene koyar. Sonra (işler,) sizin saymakta olduğunuz bin yıl süreli bir günde yine O’na yükselir.

SECDE
32:14

يَوْمِكُمْ

yevmikum

gününüzle

Öyleyse bu (azap) gününüzle karşılaşmayı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi gerçekten unuttuk; yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın.

SECDE
32:25

يَوْمَ

yevme

günü

Şüphesiz, senin Rabbin, ihtilafa düştükleri şeyler konusunda kıyamet günü aralarında ’hükmünü verip ayıracaktır’.

SECDE
32:29

يَوْمَ

yevme

günü

De ki "Fetih günü, inkar edenlere (o gün) inanmaları bir yarar sağlamaz ve onlara bir süre tanınmaz."

TUR
52:9

يَوْمَ

yevme

(o) gün

O gün gök, sarsılıp çalkalanır.

TUR
52:13

يَوْمَ

yevme

o gün

Cehennem ateşine, ’küçültücü bir sürüklenme ile ’ sürüklenecekleri gün;

TUR
52:45

يَوْمَهُمُ

yevmehumu

günlerine

Öyleyse sen onları (en dayanılmaz azapla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.

TUR
52:46

يَوْمَ

yevme

(o) gün

O gün, ne hileli-düzenleri kendilerine herhangi bir şeyle yarar sağlayacak, ne yardım görecekler.

HAKKA
69:7

أَيَّامٍ

eyyāmin

gün

(Allah) Onu, yedi gece ve sekiz gün, aralık vermeksizin üzerlerine musallat etti. Öyle ki, o kavmin, orada sanki içi kof hurma kütükleriymiş gibi çarpılıp yere yıkıldığını görürsün.

HAKKA
69:24

الْأَيَّامِ

l-eyyāmi

günlerde

"Geride kalan günlerde, ’peşin olarak sunduklarınıza karşılık olmak üzere,’ afiyetle yiyin ve için."

HAKKA
69:35

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

"Bundan dolayı bugün, kendisine hiçbir sıcak dost yoktur."

ME'ARIC
70:4

يَوْمٍ

yevmin

bir gün

Melekler ve Ruh (Cebrail), ona, süresi elli bin yıl olan bir günde çıkabilmektedir.

ME'ARIC
70:8

يَوْمَ

yevme

o gün

Gökyüzünün erimiş maden gibi olacağı gün;

ME'ARIC
70:26

بِيَوْمِ

biyevmi

gününü

Onlar, din gününü tasdik etmektedirler.

ME'ARIC
70:42

يَوْمَهُمُ

yevmehumu

günlerine

Şu halde sen, kendilerine vadedilen (azap) günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; dalıp-oynasınlar, oyalansınlar.

ME'ARIC
70:43

يَوْمَ

yevme

o gün

Kabirlerinden koşarcasına çıkarılacakları gün, sanki onlar dikili birşeye yönelmiş gibidirler.

ME'ARIC
70:44

الْيَوْمُ

l-yevmu

gün

Gözleri ’korkudan ve dehşetten düşük’ yüzlerini de bir zillet kaplamış; işte bu, kendilerine vadedilmekte olan (kıyamet ve azap) günüdür.

NEBE
78:17

يَوْمَ

yevme

günü

Şüphesiz o hüküm (fasl) günü, belirlenmiş bir vakittir.

NEBE
78:18

يَوْمَ

yevme

o gün

Sur’a üfürüleceği gün, artık siz dalga dalga geleceksiniz.

NEBE
78:38

يَوْمَ

yevme

o gün

Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman’ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir.

NEBE
78:39

الْيَوْمُ

l-yevmu

günüdür

İşte bu, hak gündür. Şu halde dileyen Rabbine bir dönüşyolu edinsin.

NEBE
78:40

يَوْمَ

yevme

o gün

Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek.

NAZI'AT
79:6

يَوْمَ

yevme

o gün

O sarsıntının sarsacağı gün,

NAZI'AT
79:35

يَوْمَ

yevme

o gün

O gün, insan, neye çaba harcadığını düşünüp-anlar.

NAZI'AT
79:46

يَوْمَ

yevme

gün

Onu gördükleri gün, sanki, bir akşam veya bir kuşluk-vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler.

İNFITAR
82:15

يَوْمَ

yevme

günü

Onlar, din günü oraya yollanırlar.

İNFITAR
82:17

يَوْمُ

yevmu

gününün

Din gününü sana bildiren şey nedir?

İNFITAR
82:18

يَوْمُ

yevmu

gününün

Ve yine din gününü sana bildiren şey nedir?

İNFITAR
82:19

يَوْمَ

yevme

bir gündür

Hiçbir nefsin bir başka nefse herhangi bir şeye güç yetiremeyeceği gündür; o gün emir yalnızca Allah’ındır.

RUM
30:12

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

Kıyamet-saatinin kopacağı gün, suçlu-günahkarlar umutsuzca yıkılırlar.

RUM
30:14

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

Kıyamet-saatinin kopacağı gün, (mü’minlerle kafirler birbirlerinden) ayrılırlar.

RUM
30:43

يَوْمٌ

yevmun

gün

Öyleyse sen, Allah’tan (bir takdir olarak) geri çevrilmesi mümkün olmayan gün gelmeden önce, yüzünü dimdik ayakta duran dine çevir. O gün parça parça bölünecekler.

RUM
30:55

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

Kıyamet-saatinin kopacağı gün, suçlu-günahkarlar, tek bir saatin dışında (dünya hayatı) yaşamadıklarına and içerler. İşte onlar böyle çevriliyorlardı.

RUM
30:56

يَوْمِ

yevmi

gününe

Kendilerine ilim ve iman verilenler ise, dediler ki "Andolsun, siz Allah’ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz."

RUM
30:56

يَوْمُ

yevmu

günüdür

Kendilerine ilim ve iman verilenler ise, dediler ki "Andolsun, siz Allah’ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz."

ANKEBUT
29:13

يَوْمَ

yevme

gününde

Şüphesiz onlar, hem kendi yüklerini, hem kendi yükleriyle birlikte başka yükleri de yüklenecekler ve kıyamet günü, düzüp uydurduklarına karşı sorguya çekileceklerdir.

ANKEBUT
29:25

يَوْمَ

yevme

gününde

(İbrahim) Dedi ki "Siz gerçekten, Allah’ı bırakıp dünya hayatında aranızda bir sevgi-bağı olarak putları (ilahlar) edindiniz. Sonra kıyamet günü, kiminiz kiminizi inkar edip-tanımayacak ve kiminiz kiminize lanet edeceksiniz. Sizin barınma yeriniz ateştir ve hiçbir yardımcınız yoktur."

ANKEBUT
29:36

الْيَوْمَ

l-yevme

gününü

Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik) Böylece dedi ki "Ey kavmim, Allah’a kulluk edin ve ahiret gününü umud edin ve yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın."

ANKEBUT
29:55

يَوْمَ

yevme

o gün

Azabın onları üstlerinden ve ayaklarının altından kaplayacağı gün (Allah) "Yaptıklarınızı tadın" der.

MUTAFFIFIN
83:5

لِيَوْمٍ

liyevmin

bir gün için

Büyük bir günde.

MUTAFFIFIN
83:6

يَوْمَ

yevme

o gün

İnsanların, alemlerin Rabbi için kalkacağı günde.

MUTAFFIFIN
83:11

بِيَوْمِ

biyevmi

gününü

Ki onlar, din gününü yalanlıyorlar.

MUTAFFIFIN
83:34

فَالْيَوْمَ

felyevme

işte bugün

Artık bugün, iman edenler, kafir olanlara gülmektedirler.

HAC
22:2

يَوْمَ

yevme

gün

Onu gördüğünüz gün, her emzikli kendi emzirdiğini unutup geçecek ve her gebe kendi yükünü düşürecektir. İnsanları da sarhoş olmuş görürsün, oysa onlar sarhoş değillerdir. Ancak Allah’ın azabı pek şiddetlidir.

HAC
22:9

يَوْمَ

yevme

günü

Allah’ın yolundan saptırmak amacıyla ’gururla salınıp-kasılarak’ (bunu yapar); dünyada onun için aşağılanma vardır, kıyamet günü de yakıcı azabı ona taddıracağız.

HAC
22:17

يَوْمَ

yevme

günü

Gerçekten iman edenler, Yahudiler, yıldıza tapanlar (Sabii) Hıristiyanlar, ateşe tapanlar (Mecusi) ve şirk koşanlar; şüphesiz Allah, kıyamet günü aralarını ayıracaktır. Doğrusu Allah, herşeyin üzerinde şahid olandır.

HAC
22:28

أَيَّامٍ

eyyāmin

günlerde

Kendileri için birtakım yararlara şahid olsunlar ve kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (kurban adarken) Allah’ın adını ansınlar. Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun.

HAC
22:47

يَوْمًا

yevmen

bir gün

Onlar senden, azabın çarçabuk getirilmesini istiyorlar; Allah, va’dine kesin olarak muhalefet etmez. Gerçekten, senin Rabbinin Katında bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.

HAC
22:55

يَوْمٍ

yevmin

günün

İnkar edenler ise, kıyamet-saati onlara apansız gelinceye veya kesintiye uğramış (akim, verimsiz) bir günün azabı onlara yetişinceye kadar ondan (Kur’an’dan) yana şüphe içinde sür-git kalacaklardır.

HAC
22:69

يَوْمَ

yevme

günü

"Allah, kıyamet günü, kendisinde ihtilafa düştüğünüz şey hakkında aranızda hükmedecektir."

RAHMAN
55:29

يَوْمٍ

yevmin

gün

Göklerde ve yerde olan ne varsa O’ndan ister. O, her gün bir iştedir.

İNSAN
76:7

يَوْمًا

yevmen

bir günden

Adaklarını yerine getirirler ve şerri (kötülüğü) yaygın olan bir günden korkarlar.

İNSAN
76:10

يَوْمًا

yevmen

bir günde

"Çünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimiz’den korkuyoruz."

İNSAN
76:11

الْيَوْمِ

l-yevmi

günün

Artık Allah, onları böyle bir günün şerrinden korumuş ve onlara parıltılı bir aydınlık ve bir sevinç vermiştir.

İNSAN
76:27

يَوْمًا

yevmen

bir günü

Gerçek şu ki bunlar, çarçabuk geçmekte olan (dünyay)ı seviyorlar. Önlerinde bulunan ağır bir günü bırakıyorlar.

BAKARA
2:8

وَبِالْيَوْمِ

ve bil-yevmi

ve gününe

İnsanlardan öyleleri vardır ki "Biz Allah’a ve ahiret gününe iman ettik" derler; oysa inanmış değillerdir.

BAKARA
2:48

يَوْمًا

yevmen

günden

Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği, hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.

BAKARA
2:62

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Şüphesiz, iman edenler(le) Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiiler(den kim) Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve salih amellerde bulunursa, artık onların Allah Katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:80

أَيَّامًا

eyyāmen

gün

Dediler ki "Sayılı günlerin dışında, ateş asla bize değmeyecektir." De ki "Allah Katından bir ahid mi aldınız? -ki Allah asla ahdinden dönmez- Yoksa Allah’a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?"

BAKARA
2:85

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gününde

Sonra (yine) siz, birbirinizi öldürüyor, bir bölümünüzü yurtlarından sürüp-çıkarıyor ve günah ve düşmanlıkla aleyhlerinde ittifaklar kuruyor ve size esir olarak geldiklerinde onlarla fidyeleşiyordunuz. Oysa onları çıkarmanız, size haram kılınmıştı. Yoksa siz, kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkar mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların dünya hayatındaki cezası aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

BAKARA
2:113

يَوْمَ

yevme

günü

Yahudiler dediler ki "Hıristiyanlar bir şey (herhangi bir temel) üzere değillerdir"; Hıristiyanlar da "Yahudiler bir şey üzere değillerdir" dediler. Oysa onlar, Kitabı okuyorlar. Bilmeyenler (bilgisizler) de, onların söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Artık Allah, kıyamet günü anlaşmazlığa düştükleri şeyde aralarında hüküm verecektir.

BAKARA
2:123

يَوْمًا

yevmen

şu günden (ki)

Ve hiç kimsenin hiç kimse adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı ve hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.

BAKARA
2:126

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Hani İbrahim "Rabbim, bu şehri bir güvenlik yeri kıl ve halkından Allah’a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır" demişti de (Allah "Sadece inananları değil) inkar edeni de az bir süre yararlandırır, sonra onu ateşin azabına uğratırım; ne kötü bir dönüştür o" demişti.

BAKARA
2:174

يَوْمَ

yevme

günü

Allah’ın indirdiği Kitap’tan bir şeyi göz ardı edip saklayanlar ve onunla değeri az (bir şeyi) satın alanlar; onların yedikleri, karınlarında ateşten başkası değildir. Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz ve onları arındırmaz. Ve onlar için acı bir azap vardır.

BAKARA
2:177

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır.

BAKARA
2:184

أَيَّامًا

eyyāmen

günlerdir

(Oruç) Sayılı günlerdir. Artık sizden kim hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (tutsun). Zor dayanabilenlerin üzerinde bir yoksulu doyuracak kadar fidye (vardır). Kim gönülden bir hayır yaparsa bu da kendisi için hayırlıdır. Oruç tutmanız, -eğer bilirseniz- sizin için daha hayırlıdır.

BAKARA
2:184

أَيَّامٍ

eyyāmin

günler-

(Oruç) Sayılı günlerdir. Artık sizden kim hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (tutsun). Zor dayanabilenlerin üzerinde bir yoksulu doyuracak kadar fidye (vardır). Kim gönülden bir hayır yaparsa bu da kendisi için hayırlıdır. Oruç tutmanız, -eğer bilirseniz- sizin için daha hayırlıdır.

BAKARA
2:185

أَيَّامٍ

eyyāmin

günlerde

Ramazan ayı... İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur’an onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya şahid olursa artık onu tutsun. Kim hasta ya da yolculukta olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete) ulaştırmasına karşılık Allah’ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz.

BAKARA
2:196

أَيَّامٍ

eyyāmin

gün

Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın. Eğer (düşman, hastalık ve buna benzer nedenlerle) kuşatılırsanız, artık size kolay gelen kurban(ı gönderin). Kurban yerine varıncaya kadar başlarınızı traş etmeyin. Kim sizden hasta ise veya başından şikayeti varsa, onun ya oruç ya sadaka veya kurban olarak fidye (vermesi gerekir). Güvenliğe kavuşursanız, hacca kadar umre ile yararlanmak isteyene, kolayına gelen bir kurban(ı kesmek gerekir). Bulamayana da, haccda üç gün, döndüğünüzde yedi (gün) olmak üzere, bunlar, tamı tamına on (gün) oruç vardır. Bu, ailesi Mescid-i Haram’da olmayanlar içindir. Allah’tan korkun ve bilin ki Allah, muhakkak cezası pek çetin olandır.

BAKARA
2:203

أَيَّامٍ

eyyāmin

günlerde

Sayılı günlerde Allah’ı anın. İki günde (Mina’dan dönmek için) elini çabuk tutana günah yoktur, geri kalana da günah yoktur. (Bu) sakınan için(dir). Allah’tan korkup-sakının ve gerçekten bilin ki, siz O’na döndürülüp-toplanacaksınız.

BAKARA
2:203

يَوْمَيْنِ

yevmeyni

iki gün içinde

Sayılı günlerde Allah’ı anın. İki günde (Mina’dan dönmek için) elini çabuk tutana günah yoktur, geri kalana da günah yoktur. (Bu) sakınan için(dir). Allah’tan korkup-sakının ve gerçekten bilin ki, siz O’na döndürülüp-toplanacaksınız.

BAKARA
2:212

يَوْمَ

yevme

gününde

İnkar edenlere dünya hayatı çekici kılındı (süslendi). Onlar, iman edenlerden kimileriyle alay ederler. Oysa korkup sakınanlar, kıyamet günü onların üstündedir. Allah, dilediğine hesapsız rızık verir.

BAKARA
2:228

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç ’ay hali ve temizlenme süresi’ beklerler. Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorlarsa Allah’ın rahimlerinde yarattığını saklamaları onlara helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almada (başkalarından) daha çok hak sahibidirler. Onların lehine de, aleyhlerindeki maruf hakka denk bir hak vardır. Yalnız erkekler için onlar üzerinde bir derece var. Allah Azizdir. Hakimdir.

BAKARA
2:232

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini de tamamlamışlarsa -birbirleriyle maruf (bilinen meşru biçimde) anlaştıkları takdirde- onlara, kendilerini kocalarına nikahlamalarına engel çıkarmayın. İşte, içinizde Allah’a ve ahiret gününe iman edenlere bununla (böyle) öğüt verilir. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Allah, bilir de siz bilmezsiniz.

BAKARA
2:249

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

Talut, orduyla birlikte ayrıldığında dedi ki "Doğrusu Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, artık o benden değildir ve kim de -eliyle bir avuç alanlar hariç- onu tadmazsa bendendir. Küçük bir kısmı hariç (hepsi sudan) içti. O, kendisiyle beraber iman edenlerle (ırmağı) geçince onlar (geride kalanlar) "Bugün bizim Calut’a ve ordusuna karşı (koyacak) gücümüz yok" dediler. (O zaman) Muhakkak Allah’a kavuşacaklarını umanlar (şöyle) dediler "Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah’ın izniyle galib gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir."

BAKARA
2:254

يَوْمٌ

yevmun

gün

Ey iman edenler, hiçbir alış-verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı gün gelmezden evvel, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. Kafirler... Onlar zulmedenlerdir.

BAKARA
2:259

يَوْمًا

yevmen

bir gün

Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki "Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki "Ne kadar kaldın?" O "Bir gün veya bir günden az kaldım" dedi. (Allah ona) "Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?" dedi. O, kendisine (bunlar) apaçık belli olduktan sonra dedi ki "(Artık şimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah, herşeye güç yetirendir."

BAKARA
2:259

يَوْمٍ

yevmin

bir günün

Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki "Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki "Ne kadar kaldın?" O "Bir gün veya bir günden az kaldım" dedi. (Allah ona) "Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?" dedi. O, kendisine (bunlar) apaçık belli olduktan sonra dedi ki "(Artık şimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah, herşeye güç yetirendir."

BAKARA
2:264

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Ey iman edenler, Allah’a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara karşı gösteriş olsun diye malını infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarınızı geçersiz kılmayın. Böylesinin durumu, üzerinde toprak bulunan bir kayanın durumuna benzer; üzerine sağnak bir yağmur düştü mü, onu çırılçıplak bırakıverir. Onlar kazandıklarından hiçbir şeye güç yetiremez(elde edemez)ler. Allah, kafirler topluluğuna hidayet vermez.

BAKARA
2:281

يَوْمًا

yevmen

şu günden

Allah’a döneceğiniz günden sakının. Sonra herkese kazandığı eksiksizce ödenecek ve onlara haksızlık yapılmayacaktır.

ENFAL
8:41

يَوْمَ

yevme

gününde

Bilin ki, ’ganimet olarak ele geçirdiğiniz’ şeylerin beşte biri, muhakkak Allah’ın, Resûlün, yakınların, yetimlerin, yoksulların ve yolcunundur. Eğer Allah’a, hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği günde (Bedir’de) kulumuza indirdiğimize iman ediyorsanız (ganimeti böyle bölüşün). Allah, herşeye güç yetirendir.

ENFAL
8:41

يَوْمَ

yevme

günde

Bilin ki, ’ganimet olarak ele geçirdiğiniz’ şeylerin beşte biri, muhakkak Allah’ın, Resûlün, yakınların, yetimlerin, yoksulların ve yolcunundur. Eğer Allah’a, hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği günde (Bedir’de) kulumuza indirdiğimize iman ediyorsanız (ganimeti böyle bölüşün). Allah, herşeye güç yetirendir.

ENFAL
8:48

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

O zaman şeytan onlara amellerini çekici göstermiş ve onlara "Bugün sizi insanlardan bozguna uğratacak kimse yoktur ve ben de sizin yardımcınızım" demişti. Ne zaman ki, iki topluluk birbirini görür oldu (karşılaştı) o, iki topuğu üstünde geri döndü ve "Şüphesiz ben sizden uzağım. Çünkü ben sizin görmediğinizi görüyorum, ben Allah’tan da korkuyorum" dedi. Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.

ÂL-I İMRAN
3:9

لِيَوْمٍ

liyevmin

bir günde

"Rabbimiz, kendisinde şüphe olmayan bir günde insanları gerçekten Sen toplayacaksın. Doğrusu Allah, va’dinden cayıp-dönmez."

ÂL-I İMRAN
3:24

أَيَّامًا

eyyāmen

birkaç günden

Bu, onların "Ateş bize sayılı günler dışında kesinlikle dokunmayacak" demelerindendir. Onların bu iftiraları, dinleri konusunda kendilerini yanılgıya düşürmüştür.

ÂL-I İMRAN
3:25

لِيَوْمٍ

liyevmin

bir gün için

Artık onları, kendisinde şüphe olmayan bir gün topladığımızda ve her bir nefse -haksızlığa uğratılmaksızın- kazandığı tam olarak ödendiğinde nasıl olacak?

ÂL-I İMRAN
3:30

يَوْمَ

yevme

O gün

Her bir nefsin hayırdan yaptıklarını hazır bulduğu ve her ne kötülük işlediyse onunla kendisi arasında uzak bir mesafe olmasını istediği o günü (düşünün). Allah, sizi Kendisi’nden sakındırır. Allah, kullarına karşı şefkatli olandır.

ÂL-I İMRAN
3:41

أَيَّامٍ

eyyāmin

gün

(Zekeriya) "Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver." dedi. "Sana alamet, işaretleşme dışında, insanlarla üç gün konuşmamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam sabah O’nu tesbih et." dedi.

ÂL-I İMRAN
3:55

يَوْمِ

yevmi

gününe

Hani Allah, İsa’ya demişti ki "Ey İsa, doğrusu senin hayatına Ben son vereceğim, seni Kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedeceğim."

ÂL-I İMRAN
3:77

يَوْمَ

yevme

günü

Allah’ın ahdini ve yeminlerini az bir değere karşılık satanlar... İşte onlar; onlar için ahirette hiçbir pay yoktur, kıyamet gününde Allah onlarla konuşmaz, onları gözetmez ve onları arındırmaz. Ve onlar için acı bir azap vardır.

ÂL-I İMRAN
3:106

يَوْمَ

yevme

O gün

Bazı yüzlerin ağaracağı, bazı yüzlerin de kararacağı gün... Yüzleri kapkara-kesilecek olanlara "İmanınızdan sonra inkar ettiniz, öyle mi? Öyleyse inkar etmenize karşılık olarak azabı tadın" (denilir).

ÂL-I İMRAN
3:114

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Bunlar, Allah’a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır.

ÂL-I İMRAN
3:140

الْأَيَّامُ

l-eyyāmu

günler

Eğer bir yara aldıysanız, o kavme de benzeri bir yara değmiştir. İşte o günleri Biz onları insanlar arasında devrettirip dururuz. Bu, Allah’ın iman edenleri belirtip-ayırması ve sizden şahidler (veya şehidler) edinmesi içindir. Allah, zulmedenleri sevmez;

ÂL-I İMRAN
3:155

يَوْمَ

yevme

gün

İki topluluğun karşı karşıya geldikleri gün, sizden geri dönenleri, kazandıkları bazı şeyler dolayısıyla şeytan onların ayağını kaydırmak istemişti. Ama andolsun ki, Allah onları affetti. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, yumuşak olandır.

ÂL-I İMRAN
3:161

يَوْمَ

yevme

günü

Hiçbir peygambere, emanete ihanet yaraşmaz. Kim ihanet ederse, kıyamet günü ihanet ettiğiyle gelir. Sonra her nefis ne kazandıysa, (ona) eksiksiz olarak ödenir. Onlar haksızlığa uğratılmazlar.

ÂL-I İMRAN
3:166

يَوْمَ

yevme

gün

İki topluluğun karşı karşıya geldiği gün, size isabet eden ancak Allah’ın izniyle idi. (Bu, Allah’ın) mü’minleri ayırt etmesi;

ÂL-I İMRAN
3:180

يَوْمَ

yevme

günü

Allah’ın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu, onlar için şerdir; kıyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandırılacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır.

ÂL-I İMRAN
3:185

يَوْمَ

yevme

günü

Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet günü elbette ecirleriniz eksiksizce ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.

ÂL-I İMRAN
3:194

يَوْمَ

yevme

günü

"Rabbimiz, elçilerine va’dettiklerini bize ver, kıyamet gününde de bizi ’hor ve aşağılık’ kılma. Şüphesiz Sen, va’dine muhalefet etmeyensin."

CUM'A
62:9

يَوْمِ

yevmi

günü

Ey iman edenler, cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ı zikretmeye koşun ve alış-verişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.

AHZAB
33:21

وَالْيَوْمَ

velyevme

ve gününe

Andolsun, sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın Resûlü’nde güzel bir örnek vardır.

AHZAB
33:44

يَوْمَ

yevme

gün

O’na kavuşacakları gün, onların dirlik temennileri "Selam"dır. Ve O, onlara üstün bir ecir hazırlamıştır.

AHZAB
33:66

يَوْمَ

yevme

gün

Yüzlerinin ateşte evrilip çevrileceği gün, derler ki "Eyvahlar bize, keşke Allah’a itaat etseydik ve Resûl’e itaat etseydik."

NISA
4:38

بِالْيَوْمِ

bil-yevmi

ve gününe

Ve onlar, mallarını insanlara gösteriş olsun diye infak ederler, Allah’a ve ahiret gününe de inanmazlar. Şeytan, kime arkadaş olursa, artık ne kötü bir arkadaştır o.

NISA
4:39

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Allah’a ve ahiret gününe inanarak Allah’ın kendilerine verdiği rızıktan infak etselerdi, aleyhlerine mi olurdu? Allah, onları iyi bilendir.

NISA
4:59

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Ey iman edenler, Allah’a itaat edin; elçiye itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de. Eğer bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, artık onu Allah’a ve elçisine döndürün. Şayet Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsanız. Bu, hayırlı ve sonuç bakımından daha güzeldir.

NISA
4:87

يَوْمِ

yevmi

gününde

Allah; O’ndan başka İlah yoktur. Kendisinde hiçbir şüphe olmayan kıyamet gününde sizleri muhakkak toplayacaktır. Allah’tan daha doğru sözlü kimdir?

NISA
4:109

يَوْمَ

yevme

günü

İşte siz böylesiniz; dünya hayatında onlardan yana mücadele ettiniz. Peki kıyamet günü onlardan yana Allah’a mücadele edecek kimdir? Ya da onlara vekil olacak kimdir?

NISA
4:136

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününü

Ey iman edenler, Allah’a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse, şüphesiz uzak bir sapıklıkla sapıtmıştır.

NISA
4:141

يَوْمَ

yevme

gününde

Onlar sizi gözetleyip-duruyorlar. Size Allah’tan bir fetih (zafer ve ganimet) gelirse "Sizinle birlikte değil miydik?" derler. Ama kafirlere bir pay düşerse "Size üstünlük sağlamadık mı, mü’minlerden size (gelecek tehlikeleri) önlemedik mi?" derler. Allah, kıyamet günü aranızda hükmedecektir. Allah, kafirlere mü’minlerin aleyhinde kesinlikle yol vermez.

NISA
4:159

وَيَوْمَ

ve yevme

günü de

Andolsun, Kitap Ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların aleyhine şahid olacaktır.

NISA
4:162

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü’minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekatı verenler, Allah’a ve ahiret gününe inananlar; işte bunlar, Biz bunlara büyük bir ecir vereceğiz.

TALAK
65:2

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Sonra (üç iddet bekleme) sürelerine ulaştıkları zaman, artık onları maruf (bilinen güzel bir tarz) üzere tutun, ya da maruf üzere onlardan ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahid tutun. Şahidliği Allah için dosdoğru yerine getirin. İşte bununla, Allah’a ve ahiret gününe iman edenlere öğüt verilir. Kim Allah’tan korkup-sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir;

NUR
24:2

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüzer değnek (celde) vurun. Eğer Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, onlara Allah’ın dini(ni uygulama) konusunda sizi bir acıma tutmasın; onlara uygulanan cezaya mü’minlerden bir grup da şahit bulunsun.

NUR
24:24

يَوْمَ

yevme

o gün

O gün, kendi dilleri, elleri ve ayakları aleyhlerinde yaptıklarına dair şahitlikte bulunacaklardır.

NUR
24:37

يَوْمًا

yevmen

günden

(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah’ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten ’tutkuya kaptırıp alıkoymaz’; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar.

NUR
24:64

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gün

Dikkatli olun; göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’ındır. O, üzerinde bulunduğunuz şeyi elbette bilir. Ve O’na döndürülecekleri gün, yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah, herşeyi bilendir.

MÜCADELE
58:6

يَوْمَ

yevme

gün

Allah, hepsini dirilteceği gün, onlara neler yaptıklarını haber verecektir. Allah, onları (yaptıklarıyla bir bir) saymıştır; onlar ise onu unutmuşlardır. Allah, herşeye şahid olandır.

MÜCADELE
58:7

يَوْمَ

yevme

günü

Allah’ın göklerde ve yerde olanların tümünü gerçekten bilmekte olduğunu görmüyor musun? (Kendi aralarında gizli toplantılar düzenleyip) Fısıldaşmakta olan üç kişiden dördüncüleri mutlaka O’dur; beşin altıncısı da mutlaka O’dur. Bundan az veya çok olsun, her nerede olsalar mutlaka O, kendileriyle beraberdir. Sonra yaptıklarını kıyamet günü kendilerine haber verecektir. Şüphesiz Allah, herşeyi bilendir.

MÜCADELE
58:18

يَوْمَ

yevme

(o) gün

Onların tümünü Allah’ın dirilteceği gün, sizlere yemin ettikleri gibi O’na da yemin edeceklerdir ve kendilerinin bir şey üzerine olduklarını sanacaklardır. Dikkat edin; gerçekten onlar, yalan söyleyenlerin ta kendileridir.

MÜCADELE
58:22

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Allah’a ve ahiret gününe iman eden hiçbir kavim (topluluk) bulamazsın ki, Allah’a ve elçisine başkaldıran kimselerle bir sevgi (ve dostluk) bağı kurmuş olsunlar; bunlar, ister babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri (soyları) olsun. Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) kalplerine imanı yazmış ve onları Kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır; orda süresiz olarak kalacaklardır. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz Allah’ın fırkası olanlar, felah (umutlarını gerçekleştirip kurtuluş) bulanların ta kendileridir.

TAHRIM
66:7

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

Ey inkar edenler, bugün özür beyan etmeyin. Siz ancak yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz.

TAHRIM
66:8

يَوْمَ

yevme

günde

Ey iman edenler, Allah’a kesin (nasuh) bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Allah sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar-parıldar. Derler ki "Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz Sen, herşeye güç yetirensin."

TEĞABUN
64:9

يَوْمَ

yevme

gün

Sizi toplanma günü için birarada toplayacağı gün; işte bu aldanma (teğabün) günüdür. Kim Allah’a iman edip salih bir amelde bulunursa (Allah) onun kötülüklerini örter ve içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük ’mutluluk ve kurtuluş (fevz)’ budur.

TEĞABUN
64:9

لِيَوْمِ

liyevmi

günü için

Sizi toplanma günü için birarada toplayacağı gün; işte bu aldanma (teğabün) günüdür. Kim Allah’a iman edip salih bir amelde bulunursa (Allah) onun kötülüklerini örter ve içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük ’mutluluk ve kurtuluş (fevz)’ budur.

TEĞABUN
64:9

يَوْمُ

yevmu

günüdür

Sizi toplanma günü için birarada toplayacağı gün; işte bu aldanma (teğabün) günüdür. Kim Allah’a iman edip salih bir amelde bulunursa (Allah) onun kötülüklerini örter ve içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük ’mutluluk ve kurtuluş (fevz)’ budur.

MAIDE
5:3

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün artık

Ölü eti, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,- dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün inkara sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam’ı seçip-beğendim. Kim ’şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa’ -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

MAIDE
5:3

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

Ölü eti, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,- dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün inkara sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam’ı seçip-beğendim. Kim ’şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa’ -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

MAIDE
5:5

الْيَوْمَ

El-yevme

bugün

Bugün size temiz olan şeyler helal kılındı. (Kendilerine) Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin de yemeğiniz onlara helaldir. Mü’minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da, namuslu, fuhuşta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemişler olarak -onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediğiniz takdirde- size (helal kılındı.) Kim imanı tanımayıp küfre saparsa, elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır. O ahirette hüsrana uğrayanlardandır.

MAIDE
5:14

يَوْمِ

yevmi

gününe

Ve "Biz Hıristiyanlarız" diyenlerden kesin söz (misak) almıştık. Sonunda onlar kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. Böylece Biz de, kıyamete kadar aralarında kin ve düşmanlık saldık. Allah, yapageldikleri şeyi onlara haber verecektir.

MAIDE
5:36

يَوْمِ

yevmi

gününün

Gerçek şu ki, inkar edenler, yeryüzünde olanların tümü ve bununla birlikte bir katı daha onların olsa, bununla da kıyamet gününün azabından (kurtulmak için) fidye vermeye kalkışsalar, yine onlardan kabul edilmez. Onlar için acı bir azap vardır.

MAIDE
5:64

يَوْمِ

yevmi

gününe

Yahudiler "Allah’ın eli sıkıdır" dediler. Onların elleri bağlandı ve söylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır; O’nun iki eli açıktır, nasıl dilerse infak eder. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun taşkınlıklarını ve inkarlarını artıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez.

MAIDE
5:69

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Gerçek şu ki, iman edenlerle Yahudiler, Sabiîler ve Hıristiyanlardan Allah’a, ahiret gününe inanan ve salih amellerde bulunanlar; onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.

MAIDE
5:89

أَيَّامٍ

eyyāmin

gün

Allah sizi, yeminlerinizdeki ‘rastgele söylemelerinizden, boş sözlerden’ dolayı sorumlu tutmaz, ancak yeminlerinizle bağladığınız sözlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Onun (yeminin) kefareti, ailenizdekilere yedirdiklerinizin ortalamasından on yoksulu doyurmak ya da onları giydirmek veya bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaktır. (Bunlara imkan) Bulamayan (için) üç gün oruç (vardır.) Bu, yemin ettiğinizde (bozduğunuz) yeminlerinizin kefaretidir. Yeminlerinizi koruyunuz. Allah, size ayetlerini böyle açıklar, umulur ki şükredersiniz.

MAIDE
5:109

يَوْمَ

yevme

gün

Allah, elçileri toplayacağı gün, şöyle diyecek "Size verilen cevap nedir?" Onlar da "Bizim bilgimiz yoktur; şüphesiz görünmeyenleri (gaybleri) bilen Sensin Sen."

MAIDE
5:119

يَوْمُ

yevmu

gündür

Allah dedi ki "Bu, doğrulara, doğru söylemelerinin yarar sağladığı gündür. Onlar için, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler vardır. Allah onlardan razı oldu, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte büyük ’kurtuluş ve mutluluk’ budur."

MÜMTEHINE
60:3

يَوْمَ

yevme

günü

Ne yakın akrabalarınız, ne çocuklarınız kıyamet günü size bir yarar sağlayamaz. (Allah) Sizin aranızı ayıracaktır. Allah, yaptıklarınızı görendir.

MÜMTEHINE
60:6

وَالْيَوْمَ

velyevme

ve gününü

Andolsun, onlarda sizlere, Allah’ı ve ahiret gününü umud edenlere güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirecek olursa, artık şüphesiz Allah, Ğaniy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan), Hamid (övülmeye layık olan)dır.

HADID
57:4

أَيَّامٍ

eyyāmin

günde

Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden O’dur. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni ve ona çıkanı bilir. Her nerede iseniz, O sizinle beraberdir, Allah, yaptıklarınızı görendir.

HADID
57:12

يَوْمَ

yevme

o gün

O gün, mü’min erkekler ile mü’min kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında koşarken görürsün. "Bugün sizin müjdeniz, içinde ebedi kalıcılar (olduğunuz), altından ırmaklar akan cennetlerdir." İşte ’büyük kurtuluş ve mutluluk’ budur.

HADID
57:12

الْيَوْمَ

l-yevme

bugün

O gün, mü’min erkekler ile mü’min kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında koşarken görürsün. "Bugün sizin müjdeniz, içinde ebedi kalıcılar (olduğunuz), altından ırmaklar akan cennetlerdir." İşte ’büyük kurtuluş ve mutluluk’ budur.

HADID
57:13

يَوْمَ

yevme

o gün

O gün, münafık erkekler ile münafık kadınlar, iman edenlere derler ki "(Ne olur) Bize bir bakın, sizin nurunuzdan birazcık alıp-yararlanalım." Onlara "Arkanıza (dünyaya) dönün de bir nur arayıp-bulmaya çalışın" denilir. Derken aralarında kapısı olan bir sur çekilmiştir; onun iç yanında rahmet, dış yanında o yönden azap vardır.

HADID
57:15

فَالْيَوْمَ

felyevme

bugün artık

Artık bugün sizden herhangi bir fidye alınmaz ve inkar edenlerden de.. Barınma yeriniz ateştir, sizin veliniz (size yaraşan dost) odur; o ne kötü bir gidiş yeridir.

TEVBE
9:3

يَوْمَ

yevme

günü

Ve büyük Hacc (Hacc-ı Ekber) günü, Allah’tan ve Resûlü’nden insanlara bir duyuru Kesin olarak Allah, müşriklerden uzaktır, O’nun Resûlü de… Eğer tevbe ederseniz bu sizin için daha hayırlıdır; yok eğer yüz çevirirseniz, bilin ki Allah’ı elbette aciz bırakacak değilsiniz. İnkar edenleri acı bir azapla müjdele.

TEVBE
9:18

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Allah’ın mescidlerini, yalnızca Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayanlar onarabilir. İşte, hidayete erenlerden oldukları umulanlar bunlardır.

TEVBE
9:19

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram’ı onarmayı, Allah’a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihad edenin (yaptıkları) gibi mi saydınız? (Bunlar) Allah Katında bir olmazlar. Allah zulmeden bir topluluğa hidayet vermez.

TEVBE
9:25

وَيَوْمَ

ve yevme

ve gününde

Andolsun, Allah birçok yerlerde ve Huneyn gününde size yardım etti. Hani çok sayıda oluşunuz sizi böbürlendirip-gururlandırmıştı, fakat size bir şey de sağlayamamıştı. Yer ise, bütün genişliğine rağmen size dar gelmişti, sonra arkanıza dönüp gerisin geri gitmiştiniz.

TEVBE
9:29

بِالْيَوْمِ

bil-yevmi

gününe

Kendilerine kitap verilenlerden, Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, Allah’ın ve Resûlü’nün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini (İslam’ı) din edinmeyenlerle, küçük düşürülüp cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar savaşın.

TEVBE
9:35

يَوْمَ

yevme

O gün

Bunların üzerlerinin cehennem ateşinde kızdırılacağı gün, onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak (ve) "İşte bu, kendiniz için yığıp-sakladıklarınızdır; yığıp-sakladıklarınızı tadın" (denilecek).

TEVBE
9:36

يَوْمَ

yevme

günden beri

Gerçek şu ki, Allah Katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah’ın kitabında on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte dosdoğru olan hesab (din) budur. Öyleyse bunlarda kendinize zulmetmeyin ve onların sizlerle topluca savaşması gibi siz de müşriklerle topluca savaşın. Ve bilin ki Allah, takva sahipleriyle beraberdir.

TEVBE
9:44

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Allah’a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten (kaçınmak için) senden izin istemezler. Allah takva sahiplerini bilendir.

TEVBE
9:45

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Senden, yalnızca Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri kuşkuya kapılıp, kuşkularında kararsızlığa düşenler izin ister.

TEVBE
9:77

يَوْمِ

yevmi

güne

Böylece O da, Allah’a verdikleri sözü tutmamaları ve yalan söylemeleri nedeniyle, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar, kalplerinde nifakı (sonuçta köklü bir duygu olarak) yerleşik kıldı.

TEVBE
9:99

وَالْيَوْمِ

velyevmi

ve gününe

Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettiğini Allah Katında bir yakınlaşmaya ve elçinin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Allah da onları Kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

TEVBE
9:108

يَوْمٍ

yevmin

günden

Sen bunun (böyle bir mescidin) içinde hiçbir zaman durma. Daha ilk gününden takva temeli üzerine kurulan mescid, senin bunda (namaza ve diğer işlere) durmana daha uygundur. Onda, arınmayı içten-arzulayan adamlar vardır. Allah arınanları sever.