هَٰذَا فَلْيَذُوقُوهُ حَمِيمٌ وَغَسَّاقٌ
Haza fel yezukuhu hamımüv ve ğassak
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
İşte budur azap, artık tatsınlar gâyet sıcak ve gâyet soğuk suları. |
Abdullah Parlıyan |
İşte bu, böyleleri içindir. Öyleyse bırak tatsınlar o kaynar suyu ve pis kokulu irini. |
Adem Uğur |
İşte bu; kaynar su ve irindir. Onu tatsınlar |
Ahmed Hulusi |
İşte bu! Tatsınlar onu! Kaynar su (yakıcı benlik fikirleri) ve irindir (bedensellik kabulünün getirisi fiillerin yaşatacağı olaylar)! |
Ahmet Varol |
İşte bu. Onu tatsınlar. Kaynar su ve irin(dir. |
Ali Bulaç |
İşte bu; tatsınlar onu Kaynar su ve irin. |
Ali Fikri Yavuz |
İşte bu, kâfirlere... Artık tadsınlar kaynar sudan ve irinden ibaret Cehennem azabını... |
Bayraktar Bayraklı |
İşte bu, kaynar su ve irindir. Onu tatsınlar. |
Bekir Sadak |
Iste bu kaynar su ve irindir, artik onu tatsinlar. |
Celal Yıldırım |
İşte kaynar su ve irin, tadsınlar onu.. |
Cemal Külünkoğlu |
(57-58) İşte kaynar su ve irin, tatsınlar onu. Ve daha bunlara benzer başka azaplar da vardır. |
Diyanet İşleri |
İşte (azap), onu tatsınlar Bir kaynar su ve bir irin. |
Diyanet Vakfı |
İşte bu; kaynar su ve irindir. Onu tatsınlar. |
Edip Yüksel |
İşte onu tatsınlar Kaynar su ve irin. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
İşte artık tatsınlar onu ki, o kaynar su ve irindir. |
Fizil-al il Kuran |
İşte bu kaynar su ve irindir, artık onu tatsınlar. |
Gültekin Onan |
İşte bu; tatsınlar onu Kaynar su ve irin. |
Harun Yıldırım |
İşte bu; kaynar su ve irindir. Onu tatsınlar |
Hasan Basri Çantay |
İşte o azâbı, (evet) onu tatsınlar (ki bu) kaynar su ve irindir. |
Hayrat Neşriyat |
Bu (böyledir!) İşte tatsınlar onu; bir kaynar su ve bir irin! |
İbn-i Kesir |
İşte şu, kaynar su ve irin. Tatsınlar onu. |
İlyas Yorulmaz |
Bu, suçlulara tattırılacak olan kaynar su ve pis içecekler. |
İskender Ali Mihr |
(Cehennemdekilerin durumu) bu, böylece artık hamîmi (kaynar su) ve gassak’ı (irini) tatsınlar. |
Kadri Çelik |
İşte bu kaynar su ve irindir; artık onu içmeleri gerekir. |
Muhammed Esed |
Bu, (işte böyleleri içindir,) öyleyse bırak tatsınlar yakıcı bir ümitsizlik ve buz gibi bir karanlık, |
Mustafa İslamoğlu |
Bu (da) böyledir! O halde bırak da, (yürek) dağlayıcı ve zift gibi iç karartıcı zehirli bir azabı sonuna kadar tatsınlar; |
Ömer Nasuhi Bilmen |
(56-58) Cehennem vardır. Ona yaslanacaklardır. Artık ne fena döşek. İşte o. Artık onu tatsınlar. Son derece sıcaktır ve gövdelerden çıkan irindir. Ve onun şeklinden başkaca da çiftler vardır. |
Ömer Öngüt |
İşte kaynar su ve irin! Tadsınlar onu! |
Sadık Türkmen |
Işte böyle/inkârcılar artık tatsınlar onu; kaynar su ve irin! |
Seyyid Kutub |
İşte bu kaynar su ve irindir, artık onu tatsınlar. |
Suat Yıldırım |
Bu böyledir! İşte tatsınlar bakalım o kaynar suları ve irinleri! |
Süleyman Ateş |
İşte onu tadsınlar Kaynar ve kokuşmuş sudur! |
Şaban Piriş |
İşte bu azap! tatsınlar onu, kaynar su ve irin! |
Tefhim-ul Kur'an |
İşte bu; tatsınlar onu Kaynar su ve irin. |
Yaşar Nuri Öztürk |
İşte burada! Hadi, tatsınlar onu Kaynar su, kokuşmuş irin. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Yea, such! - then shall they taste it,- a boiling fluid, and a fluid dark, murky, intensely cold!- |