ح م م kökü Kur'an'da 30 defa geçmektedir.

AYETLER

SAD
38:57

حَمِيمٌ

Hamīmun

kaynar

İşte bu; tatsınlar onu Kaynar su ve irin.

VAKI'A
56:42

وَحَمِيمٍ

ve Hamīmin

ve kaynar su

Hücrelere işleyen kavurucu bir sıcaklık ve kaynar su,

VAKI'A
56:43

يَحْمُومٍ

yeHmūmin

kara duman-

Ve kapkara dumandan bir gölge içindedirler.

VAKI'A
56:54

الْحَمِيمِ

l-Hamīmi

kaynar su-

Onun üzerine de alabildiğine kaynar sudan içeceksiniz.

VAKI'A
56:93

حَمِيمٍ

Hamīmin

kaynar su-

Artık (onun için) alabildiğine kaynar sudan bir şölen vardır.

ŞU'ARA
26:101

حَمِيمٍ

Hamīmin

sıcak

"Ne de candan-yakın bir dost."

YUNUS
10:4

حَمِيمٍ

Hamīmin

kaynar su-

Sizin tümünüzün dönüşü O’nadır. Allah’ın va’di bir gerçektir. İman edip salih amellerde bulunanlara, adaletle karşılık vermek için yaratmayı başlatan, sonra onu iade edecek olan O’dur. İnkar edenler ise, küfürleri dolayısıyla, onlar için kaynar sudan bir içki ve acı bir azap vardır.

YUSUF
12:24

هَمَّتْ

hemmet

kadın arzu etmişti

Andolsun kadın onu arzulamıştı, -eğer Rabbinin (zinayı yasaklayan) kesin kanıt (burhan)ını görmeseydi- o da (Yusuf da) onu arzulamıştı. Böylelikle Biz ondan kötülüğü ve fuhşu geri çevirmek için (ona delil gönderdik). Çünkü o, muhlis kullarımızdandı.

YUSUF
12:24

وَهَمَّ

ve hemme

o da arzu etmişti

Andolsun kadın onu arzulamıştı, -eğer Rabbinin (zinayı yasaklayan) kesin kanıt (burhan)ını görmeseydi- o da (Yusuf da) onu arzulamıştı. Böylelikle Biz ondan kötülüğü ve fuhşu geri çevirmek için (ona delil gönderdik). Çünkü o, muhlis kullarımızdandı.

EN'ÂM
6:70

حَمِيمٍ

Hamīmin

kaynar su-

Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kur’an’la) hatırlat ki, bir nefis, kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; (böylesinin) Allah’tan başka ne bir velisi, ne bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azap vardır.

SAFFAT
37:67

حَمِيمٍ

Hamīmin

kaynar su-

Sonra kendileri için onun üzerinde kaynar su karıştırılmış bir içkileri de vardır.

MÜ'MIN
40:5

وَهَمَّتْ

ve hemmet

ve yeltendi

Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanladı ve kendilerinden sonra (sayısı çok) fırkalar da. Her ümmet, kendi elçilerini (susturmak için) yakalamaya yeltendi. Hakkı, onunla yürürlükten kaldırmak için, ’batıla-dayanarak’ mücadeleye giriştiler. Ben de onları yakalayıverdim. Artık Benim cezalandırmam nasılmış?

MÜ'MIN
40:18

حَمِيمٍ

Hamīmin

dostu

Onları, yaklaşmakta olan güne karşı uyar; o zaman yürekler gırtlaklara dayanır, yutkunur dururlar. Zalimler için ne koruyucu bir dost, ne sözü yerine getirebilir bir şefaatçi yoktur.

MÜ'MIN
40:72

الْحَمِيمِ

l-Hamīmi

kaynar su

Kaynar suyun içinde; sonra ateşte tutuşturulacaklar.

FUSSILET
41:34

حَمِيمٌ

Hamīmun

sıcak

İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir.

DUHAN
44:46

الْحَمِيمِ

l-Hamīmi

sıcak suyun

Kaynar-suyun kaynaması gibi.

DUHAN
44:48

الْحَمِيمِ

l-Hamīmi

kaynar su

"Sonra kaynar suyun azabından başının üstüne dökün;"

HAKKA
69:35

حَمِيمٌ

Hamīmun

candan bir dost

"Bundan dolayı bugün, kendisine hiçbir sıcak dost yoktur."

ME'ARIC
70:10

حَمِيمٌ

Hamīmun

dost

(Böyle bir günde) Hiçbir yakın dost bir yakın dostu sormaz.

ME'ARIC
70:10

حَمِيمًا

Hamīmen

dostun halini

(Böyle bir günde) Hiçbir yakın dost bir yakın dostu sormaz.

NEBE
78:25

حَمِيمًا

Hamīmen

kaynar su

Kaynar sudan ve irinden başka.

HAC
22:19

الْحَمِيمُ

l-Hamīmu

kaynar su

İşte bunlar çekişen iki gruptur, Rableri konusunda çekiştiler. İşte o inkar edenler, onlar için ateşten elbiseler biçilmiştir; başları üstünden de kaynar su dökülür.

RAHMAN
55:44

حَمِيمٍ

Hamīmin

kaynar su

Onlar, kendisiyle alabildiğine kaynar hale getirilmiş su arasında dönüp-dolaşırlar.

ÂL-I İMRAN
3:122

هَمَّتْ

hemmet

yüz tutmuştu

O zaman sizden iki grup, neredeyse ’çözülüp geri çekilmek’ istemişti. Oysa Allah onların (Velisi) yardımcısıydı. Artık mü’minler, yalnızca Allah’a tevekkül etmelidir.

ÂL-I İMRAN
3:154

أَهَمَّتْهُمْ

ehemmethum

kaygısına düşmüştü

Sonra kederin ardından üzerinize bir güvenlik (duygusu) indirdi, bir uyuklama ki, içinizden bir grubu sarıveriyordu. Bir grup da, canları derdine düşmüştü; Allah’a karşı haksız yere cahiliye zannıyla zanlara kapılarak "Bu işten bize ne var ki?" diyorlardı. De ki "Şüphesiz işin tümü Allah’ındır." Onlar, sana açıklamadıkları şeyi içlerinde gizli tutuyorlar, "Bu işten bize bir şey olsaydı, biz burada öldürülmezdik" diyorlar. De ki "Evlerinizde olsaydınız da üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar, yine devrilecekleri yerlere gidecekti. (Bunu) Allah, sinelerinizdekini denemek ve kalplerinizde olanı arındırmak için (yaptı). Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.

NISA
4:113

لَهَمَّتْ

lehemmet

yeltenmişti

Eğer Allah’ın fazlı ve rahmeti senin üzerinde olmasaydı, onlardan bir grup, seni de saptırmak için tasarı kurmuştu. Oysa onlar, ancak kendi nefislerini saptırırlar ve sana hiçbir şeyle zarar veremezler. Allah, sana kitabı ve hikmeti indirdi ve sana bilmediklerini öğretti. Allah’ın üzerinizdeki fazlı çok büyüktür.

MUHAMMED
47:15

حَمِيمًا

Hamīmen

sıcak

Takva sahiplerine va’dedilen cennetin misali (şudur) İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır ve orda onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret vardır. Hiç (böyle mükafaatlanan bir kişi), ateşin içinde ebedi olarak kalan ve bağırsaklarını ’parça parça koparan’ kaynar sudan içirilen kimseler gibi olur mu?

MAIDE
5:11

هَمَّ

hemme

yeltenmişti

Ey iman edenler, Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın; hani bir topluluk, size ellerini uzatmaya yeltenmişti de, (Allah,) onların ellerini sizlerden geri püskürtmüştü. Allah’tan korkup-sakının. Mü’minler yalnızca Allah’a tevekkül etmelidirler.

TEVBE
9:13

وَهَمُّوا

ve hemmū

ve yeltenen

Yeminlerini bozan, elçiyi (yurdundan) sürmeye çabalayan ve sizinle ilk defa (savaşa) başlayan bir toplulukla savaşmaz mısınız? Korkuyor musunuz onlardan? Eğer inanıyorsanız, Kendisi’nden korkmanıza Allah daha layıktır.

TEVBE
9:74

وَهَمُّوا

ve hemmū

ve yeltendiler

Allah’a and içiyorlar ki (o inkar sözünü) söylemediler. Oysa andolsun, onlar inkar sözünü söylemişlerdir ve İslamlıklarından sonra inkara sapmışlardır ve erişemedikleri bir şeye yeltenmişlerdir. Oysa intikama kalkışmalarının, kendilerini Allah’ın ve elçisinin bol ihsanından zengin kılmasından başka (bir nedeni) yoktu. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı olur, eğer yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de acı bir azapla azaplandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu-dost ve bir yardımcı yoktur.