مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَأَىٰ
Ma kezebel fuadu ma raa
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Gönlü, gördüğünü yalanlamadı. |
Abdullah Parlıyan |
Kulunun kalbi, gördüğünü yalanlamadı. |
Adem Uğur |
(Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı. |
Ahmed Hulusi |
FUAD (Kalbindeki nöronların beyinde açtığı gerçeklikle bütünleşti dıştan gelen bilgi) yalanlamadı (inkâr etmedi) gördüğünü! |
Ahmet Varol |
Onun gördüğünü gönül yalanlamadı. |
Ali Bulaç |
Onun gördüğünü gönül yalanlamadı. |
Ali Fikri Yavuz |
(Hz. Peygamber, mi’raçta gözü ile) gördüğünü, kalbi tekzib etmedi. |
Bayraktar Bayraklı |
(11-18) Kalp gördüğünü yalanlamadı. O`nun gördükleri hakkında onunla tartışıyor musunuz? Andolsun ki Cebrail`i bir başka inişte de görmüştü. Son sınır ağacı, sidretü`l-müntehâ yanında. O ağacın yanında Me`vâ cenneti vardır. Sidre`yi neler kaplamıştı neler! Ne gözü kaydı ne de belirlenen sınırı aştı. Andolsun ki Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü. |
Bekir Sadak |
Gozunun gordugunu gonlu yalanlamadi. |
Celal Yıldırım |
Gözünün gördüğünü kalbi yalanlamadı. |
Cemal Külünkoğlu |
(Peygamberin gözlerinin) gördüğünü, kalbi yalanlamadı. |
Diyanet İşleri |
Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı. |
Diyanet Vakfı |
(10-11) Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı. |
Edip Yüksel |
Gördüğünü gönlü yalanlamadı. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Onun gördüğünü kalb(i) yalanlamadı. |
Fizil-al il Kuran |
O’nun gönlü, gözünün gördüğünü yalanlamadı. |
Gültekin Onan |
Onun gördüğünü yürek (fuadü) yalanlamadı. |
Harun Yıldırım |
Gözüyle gördüğünü kalb yalanlamadı. |
Hasan Basri Çantay |
Onun gördüğünü kalb (i) yalana çıkarmadı. |
Hayrat Neşriyat |
(Gözleriyle) gördüğünü, kalb(i) yalanlamadı. |
İbn-i Kesir |
Onun gördüğünü gönül yalanlamadı. |
İlyas Yorulmaz |
(Muhammed’in) Gözüyle gördüğünü kalbi yalanlamadı. |
İskender Ali Mihr |
Kalbindeki fuad (gönül gözü görmesi), gördüğü (ruhun gözlerinin gördüğü) şeyi tekzip etmedi. |
Kadri Çelik |
Onun gördüğünü kalbi yalanlamadı. |
Muhammed Esed |
(Kulunun) kalbi gördüğünü yalanlamadı. |
Mustafa İslamoğlu |
Gördüğünü gönül yalanlamadı |
Ömer Nasuhi Bilmen |
(11-12) Gördüğü şeyi kalbi tekzîp etmedi. Onun gördüğüne karşı onunla şimdi mücadelede mi bulunacaksınız? |
Ömer Öngüt |
Gözünün gördüğünü kalbi yalanlamadı. |
Sadık Türkmen |
(Hz. Muhammed’in) gözüyle gördüğünü gönlü yalanlamadı. |
Seyyid Kutub |
O’nun gönlü, gözünün gördüğünü yalanlamadı. |
Suat Yıldırım |
Gözlerinin gördüğünü kalbi yalan saymadı. |
Süleyman Ateş |
Gönül gördüğünde yanılmadı (yalan söylemedi, gerçeği gördü). |
Şaban Piriş |
Gördüğünü gönül yalanlamadı. |
Tefhim-ul Kur'an |
Onun gördüğünü gönül yalanlamadı. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Kalp yalanlamadı gördüğünü. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
The (Prophet´s) (mind and) heart in no way falsified that which he saw. |