Harun Yıldırım 

1. Göklerde ve yerde olan her şey, Melik, Kuddüs, Aziz, Hakim olan Allah’ı tesbih eder.

2. O, ümmiler içinde, onlara ayetlerini okuyan, onları arındıran, onlara kitap ve hikmeti öğreten kendilerinden bir rasul gönderendir. Oysa onlar, bundan önce apaçık bir sapkınlık içinde idiler.

3. Ve henüz kendilerine kavuşmamış olan diğerlerine de. Muhakkak ki O, Aziz’dir, Hakim’dir.

4. İşte bu, Allah’ın lütfudur. Onu dilediği kimseye verir. Şüphesiz Allah büyük lütuf sahibidir.

5. Kendilerine Tevrat yükümlü kılınıp da sonra onun yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin durumu, kitaplar yüklenmiş eşeğin durumu gibidir. Allah’ın ayetlerini yalanlayan kavmin durumu ne kötüdür. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu hidayete iletmez.

6. De ki "Ey yahudiler, eğer bütün insanlar bir tarafa yalnız kendinizin Allah’ın velileri olduğunuzu iddia ediyorsanız ve eğer doğru iseniz, hemen ölümü temenni etsenize!"

7. Ama ellerinin öne sürdükleri dolayısıyla bunu hiç bir zaman temenni edemezler. Şüphesiz Allah zalimleri en iyi bilendir.

8. De ki "Gerçekten kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm, elbette karşınıza çıkacaktır. Sonra gaybı da aşikarı da bilene döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir."

9. Ey iman edenler, Cuma günü namaz için çağrıldığı zaman, hemen Allah’ı zikretmeye koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.

10. Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın. Allah’ın lütfundan arayın ve Allah’ı çokca zikredin. Umulur ki kurtuluşa erersiniz.

11. Bir ticaret veya bir eğlence gördükleri zaman ona doğru yönelip seni ayakta bıraktılar. De ki "Allah’ın yanındaki, eğlenceden de ticaretten de hayırlıdır. Şüphesiz Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır."