فَالْمُلْقِيَاتِ ذِكْرًا
Felmulkıyati zikren.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Öğütleri telkin edenlere. |
Abdullah Parlıyan |
Öğüt getirip sunan meleklere ki, |
Adem Uğur |
Öğüt telkin edenlere; |
Ahmed Hulusi |
Hatırlatıcıyı ilka edenlere (şuurda açığa çıkaran kuvveler. Mele-i Âlâ. Alûn melekler. "İlka" da, "likâ" da aynen "nefh" gibi derûndan zâhire ya da içten dışa doğru "şuurda" oluşan bir hâl, hissediştir. Ahfâ - Hafî {Sıfat tecellisi} - Sır {Esmâ tecellisi} - Ruh {Fuad - Esmâ mânâları yansıtıcısı} - Kalp {Şuur} - Nefs {Bilinç} sıralamasında, Ruh’tan kalbe yansımaları anlatır. "Halife - İnsan" bu mertebelerin tamamıdır ya da bu bütünlüğe "İnsan" adı verilmiştir; denebilir. Bundan yukarısının ise dile gelip anlatılması doğru değildir, denir. Allâhu âlem! A.H.)! |
Ahmet Varol |
Zikri (vahyi) bırakanlara, |
Ali Bulaç |
Zikr (vahy, öğüt) bırakanlara; |
Ali Fikri Yavuz |
(5-6) Hak sahiblerine özür, yahud haksızlara azab olarak vahyi peygamberlere getiren melekler hakkı için; |
Bayraktar Bayraklı |
(1-7) Birbiri ardınca gönderilenlere, görevlerine koştukça koşanlara, iyiden iyiye yayanlara, hak ile bâtılı ayırdıkça ayıranlara, öğüt bırakanlara, özür veya uyarıda bulunanlara yemin olsun ki, size verilen söz mutlaka gerçekleşecektir. |
Bekir Sadak |
(1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah’in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir. |
Celal Yıldırım |
(4-5-6-7) Kötülüğü temizlemek, yanlış yoldakileri uyarmak üzere vahiy (veya öğüt) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va’dolunan elbette meydana gelecektir. |
Cemal Külünkoğlu |
(5-7) Arındırmak ve sakındırmak için İlahi mesajı peygamberlere iletenlere andolsun ki, vaad olunduğunuz, (kıyamet) vuku bulacaktır. |
Diyanet İşleri |
(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. |
Diyanet Vakfı |
(5-6) (Allah’a yönelenleri) arıtmak, (kötüleri) sakındırmak için öğüt telkin edenlere; |
Edip Yüksel |
Mesajı verenlere, |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Bir öğüt bırakanlara, |
Fizil-al il Kuran |
İlahi mesajı peygamberlere iletenlere andolsun. |
Gültekin Onan |
Zikr (vahy, öğüt) bırakanlara; |
Harun Yıldırım |
Bir öğüt bırakanlara, |
Hasan Basri Çantay |
(5-6) kötülüğü imhaa ye, azâb ile tehdide çalışan peygamberlere vahyi getiren (melek) lere, |
Hayrat Neşriyat |
(5-6) Hem (tevbe edenleri) ma`zur kılmak veya (günah işleyenleri) korkutmak için(peygamberlere) zikir (vahiy) bırakanlara! |
İbn-i Kesir |
Zikri getirenlere, |
İlyas Yorulmaz |
Allah’ın zikrini… |
İskender Ali Mihr |
Ve de zikri ilka edenlere (andolsun). |
Kadri Çelik |
Zikri (vahyi) ilka edenlere. |
Muhammed Esed |
ve sonra bir öğüt ve hatırlatmada bulunan, |
Mustafa İslamoğlu |
derken (insanı) tarifsiz (güzellikte) bir öğütle buluşturanlar; |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Sonra bir öğüt bırakanlara. |
Ömer Öngüt |
(Kalplerde) Allah’ın zikrini uyandıranlara andolsun ki! |
Sadık Türkmen |
Bir hatırlatma bırakanlara; |
Seyyid Kutub |
İlahi mesajı peygamberlere iletenlere andolsun. |
Suat Yıldırım |
(5-6) Hak sahiplerine özür, yahut haksızlara tehdit olarak vahyi getiren melekler hakkı için |
Süleyman Ateş |
Öğüt bırakanlara |
Şaban Piriş |
Uyarıyı/zikri ulaştıranlara.. |
Tefhim-ul Kur'an |
Zikr (vahy, öğüt) bırakanlara; |
Yaşar Nuri Öztürk |
Öğüt ulaştıranlara/Kur’an’ı ulaştıranlara, |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Then spread abroad a Message, |