← TIN 95:4 →

Gerçekten de biz, insanı, en güzel bir sûrete sâhip olarak yarattık.

Biz elbette insanı en güzel biçimde yarattık.

Biz insanı en güzel biçimde yarattık.

Gerçekten biz "İnsan"ı en güzel bir sûrette yarattık.

Gerçekten biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır.

Doğrusu, Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.

Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.

(4-5) Andolsun, insanı en güzel biçimde yaratırız. Sonra onu aşağıların aşağısına indiririz.

Biz insani en guzel sekilde yarattik,

Biz elbette insanı en güzel biçimde yarattık.

(1-4) İncire, zeytine, (Musa`nın, Rabbine münacatta bulunduğu) Sina dağına, bu güvenli şehre (Mekke`ye) andolsun ki, biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.

Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.

(1-5) İncire, zeytine, Sina dağına ve şu emîn beldeye yemin ederim ki, biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.

Biz insanı en güzel olgunlukta yarattık.

Biz insanı en güzel biçimde yarattık.

Biz insanı en güzel bir şekilde yarattık,

Doğrusu, biz insanı en güzel bir biçimde yarattık

Doğrusu biz insanı en güzel biçimde yarattık.

biz, hakıykat, insanı en güzel bir biçimde yaratdık.

Gerçekten (biz) insanı, en güzel bir biçimde yarattık!

Doğrusu Biz; insanı en güzel biçimde yarattık,

Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.

Andolsun ki Biz, insanı (nefsini), ahseni takvim içinde (nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yaparak en güzele ulaşabilecek özellikte) yarattık.

Ki biz şüphesiz insanı en güzel bir biçimde yarattık.

Gerçek şu ki biz insanı en güzel şekilde yaratırız,

Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış,

Muhakkak ki, Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.

Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.

Doğrusu biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.

Biz insanı en güzel bir şekilde yarattık,

Biz insanı en mükemmel sûrette yarattık.

Biz insanı en güzel biçimde yarattık.

Biz, insanı en güzel şekilde yarattık.

Doğrusu, biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.

Biz insanı, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık.

We have indeed created man in the best of moulds,