فَلْيَدْعُ نَادِيَهُ
Felyed’u nadiyehu.
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Derken hemdemlerini, kavmini, kabîlesini çağırır. |
Abdullah Parlıyan |
Artık o yandaşlarını çağırsın da yardım istesin. |
Adem Uğur |
O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın. |
Ahmed Hulusi |
Haydi, çağırsın meclisini! |
Ahmet Varol |
O meclisini (yandaşlarını) çağırsın, |
Ali Bulaç |
O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın. |
Ali Fikri Yavuz |
O vakit, (kendisine yardım için) taraftarlarını çağırıb toplasın. |
Bayraktar Bayraklı |
(15-18) Hayır hayır! Eğer bu yaptığından vazgeçmezse, derhal onu o yalancı, günahkâr alnından yakalarız. O, hemen gidip meclisini çağırsın. Biz de zebanileri çağıracağız. |
Bekir Sadak |
O zaman, kafadarlarini cagirsin, |
Celal Yıldırım |
Artık o yandaşlarını çağırsın. |
Cemal Külünkoğlu |
(17-18) O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın. Biz de zebanileri (cehennem bekçilerini) çağıracağız. |
Diyanet İşleri |
Haydi, taraftarlarını çağırsın. |
Diyanet Vakfı |
(15-19) Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), o yalancı, günahkâr alından (perçemden) yakalarız (cehenneme atarız). O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın. Biz de zebânîleri çağıracağız. Hayır! Ona uyma! Allah’a secde et ve (yalnızca O’na) yaklaş! |
Edip Yüksel |
O zaman haydi çağırsın kurultayını. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
O zaman o taraftarlarını yardıma çağırsın. |
Fizil-al il Kuran |
O zaman gitsin de taraftarlarını çağırsın. |
Gültekin Onan |
O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın. |
Harun Yıldırım |
İşte o zaman, meclisini çağırıp toplasın... |
Hasan Basri Çantay |
O vakit (durmasın) meclisini da’vet etsin! |
Hayrat Neşriyat |
O zaman çağırsın (bakalım) meclisini! |
İbn-i Kesir |
Öyleyse topluluğunu çağırsın dursun. |
İlyas Yorulmaz |
O, yardımcılarını çağırsın. |
İskender Ali Mihr |
Haydi, meclisini (yardımcılarını) çağırsın. |
Kadri Çelik |
O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın. |
Muhammed Esed |
Bırak, kendi aklının (asılsız, düzmece) tavsiyelerini (yardımına) çağırsın, |
Mustafa İslamoğlu |
haydi o kendi örgütünü çağırsın, |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Artık, o, encümeni çağırsın. |
Ömer Öngüt |
O hemen gidip meclisini (taraftarlarını) çağırsın. |
Sadık Türkmen |
O halde çağırsın adamlarını! |
Seyyid Kutub |
O zaman gitsin de taraftarlarını çağırsın. |
Suat Yıldırım |
İstediği kadar grubunu yardıma çağırsın! |
Süleyman Ateş |
O zaman (o gitsin) de meclisini (adamlarını) çağırsın. |
Şaban Piriş |
-Haydi çağırsın çetesini/meclisini. |
Tefhim-ul Kur'an |
O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Hadi çağırsın derneğini/kurultayını! |
Yusuf Ali (İngilizce) |
Then, let him call (for help) to his council (of comrades) |