Abdullah Parlıyan 

1. İster Allah’tan gelen gerçekleri örtbas eden kâfirler, ister bize de kitap verildi diyenler, isterse Allah’tan başkalarına ilahlık yakıştıranlardan olsun kendilerine apaçık delil gelinceye kadar hiçbir kimse bulundukları hayat tarzından ayrılacak değillerdir.

2. İşte o delil, Allah tarafından gönderilmiş tertemiz sahifeler okuyan bir elçidir.

3. O sahifelerde doğruluğu kesin ve açık hükümler vardır.

4. Bize de kitap verildi diyenler, ancak kendilerine açık ve kesin delil geldikten sonra, inanç birlikteliklerini bozdular.

5. Oysa kendilerine yalnızca Allah’a ibadet etmeleri, bütün içtenlikleriyle yalnız O’na iman ederek batıl olan herşeyden uzak durmaları, namazlarında dikkatli ve devamlı olmaları ve mallarının bencillik kirinden arındırılması için karşılıksız harcamada bulunmaları emrolunmuştu. İşte dosdoğru din de budur.

6. Bize de kitap verildi diyenlerden ve Allah’tan başkalarına ilahlık yakıştıranlardan kâfir olanlar, yani Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenler, cehennem ateşinde ebedi olarak kalacaklardır. Onlar yaratılmışların en kötüleridir.

7. İman edip doğru dürüst işler işleyenler ise, yaratılmışların en hayırlılarıdır.

8. Rableri katında onların mükafatı altlarından ırmaklar akan adn cennetleridir. Orada ebedi olarak kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’ın verdiği sevap ve cennet nimetlerinden razı olmuşlardır. Bu mükafat ve cennet mertebesi, Rabbinden saygı ile korkup kulluk yapan kimseye verilecektir.