ق ت ر kökü Kur'an'da 10 defa geçmektedir.

AYETLER

ABESE
80:41

قَتَرَةٌ

ḳateratun

karanlık

Bir karartı sarıp-kaplamıştır.

FURKAN
25:67

يَقْتُرُوا

yeḳturū

cimrilik

Onlar, harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne kısarlar; (harcamaları,) ikisi arasında orta bir yoldur.

İSRA
17:100

قَتُورًا

ḳatūran

çok cimridir

De ki "Eğer siz Rabbimin rahmet hazinelerine malik olsaydınız, bu durumda harcama endişesiyle gerçekten (cimrilik edip elinizde) tutardınız. İnsan pek cimridir.

YUNUS
10:26

قَتَرٌ

ḳaterun

karalık

Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır.

SEBE
34:12

الْقِطْرِ

l-ḳiTri

katran

Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgara (boyun eğdirdik); erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Onun eli altında Rabbinin izniyle iş gören bir kısım cinler vardı. Onlardan kim Bizim emrimizden çıkıp-sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından taddırırdık.

KEHF
18:96

قِطْرًا

ḳiTran

erimiş katran

"Bana demir kütleleri getirin", iki dağın arası eşit düzeye gelince, "Körükleyin" dedi. Onu ateş haline getirinceye kadar (bu işi yaptı, sonra) dedi ki "Bana getirin, üzerine eritilmiş bakır dökeyim."

İBRAHIM
14:50

قَطِرَانٍ

ḳaTirānin

katran-

Giyimleri katrandandır, yüzlerini ateş bürümektedir.

RAHMAN
55:33

أَقْطَارِ

eḳTāri

bucakları-

Ey cin ve ins toplulukları, eğer göklerin ve yerin bucaklarından aşıp-geçmeye güç yetirebilirseniz, hemen aşın; ancak ’üstün bir güç (sultan)’ olmaksızın aşamazsınız.

BAKARA
2:236

الْمُقْتِرِ

l-muḳtiri

eli dar olan da

Kendilerine el sürmediğiniz, mehirlerini tespit etmediğiniz kadınları boşamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Onları yararlandırın, zengin olan kendi gücü, darda olan da kendi gücü oranında, maruf (meşru ve örfe uygun) bir şekilde yararlandırsın. (Bu,) iyilik edenler üzerinde bir haktır.

AHZAB
33:14

أَقْطَارِهَا

eḳTārihā

her yan-

Eğer onlara (şehrin her) yanından girilseydi sonra da kendilerinden fitne (karışıklık çıkarmaları) istenmiş olsaydı, hiç şüphesiz buna yanaşır ve bunda pek az (zaman) dışında (kararsız) kalmazlardı.