ت س ع kökü Kur'an'da 7 defa geçmektedir.
AYETLER |
MÜDDESIR 74:30
تِسْعَةَ
tis’ǎte
(on)dokuz
|
Onun üzerinde ondokuz vardır.
|
عَلَيْهَا تِسْعَةَ عَشَرَ
’Aleyha tis’ate ’aşere.
|
SAD 38:23
تِسْعٌ
tis’ǔn
(doksan) dokuz
|
"Bu benim kardeşimdir, doksan dokuz koyunu vardır, benimse bir tek koyunum var. Buna rağmen "Onu da benim payıma (koyunlarıma) kat" dedi ve bana, konuşmada üstün geldi."
|
إِنَّ هَٰذَا أَخِي لَهُ تِسْعٌ وَتِسْعُونَ نَعْجَةً وَلِيَ نَعْجَةٌ وَاحِدَةٌ فَقَالَ أَكْفِلْنِيهَا وَعَزَّنِي فِي الْخِطَابِ
İnne haza ehıy lehu tis’uv ve tis’une na’cetev ve liye na’cetüv vahıdetün fe kale ekfilnıha ve azzenı fil hıtab
|
SAD 38:23
وَتِسْعُونَ
ve tis’ǔne
doksan (dokuz)
|
"Bu benim kardeşimdir, doksan dokuz koyunu vardır, benimse bir tek koyunum var. Buna rağmen "Onu da benim payıma (koyunlarıma) kat" dedi ve bana, konuşmada üstün geldi."
|
إِنَّ هَٰذَا أَخِي لَهُ تِسْعٌ وَتِسْعُونَ نَعْجَةً وَلِيَ نَعْجَةٌ وَاحِدَةٌ فَقَالَ أَكْفِلْنِيهَا وَعَزَّنِي فِي الْخِطَابِ
İnne haza ehıy lehu tis’uv ve tis’une na’cetev ve liye na’cetüv vahıdetün fe kale ekfilnıha ve azzenı fil hıtab
|
NEML 27:12
|
"Ve elini koynuna sok, kusursuz olarak bembeyaz çıkıversin, (bu,) Firavun ve kavmine olan dokuz ayet (mucize) içinde(n biri)dir. Gerçekten onlar, fasık olan bir kavimdir."
|
وَأَدْخِلْ يَدَكَ فِي جَيْبِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ ۖ فِي تِسْعِ آيَاتٍ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَقَوْمِهِ ۚ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمًا فَاسِقِينَ
Ve edhıl yedeke fı ceybike tahruc beydae min ğayri suin fı tis’ı ayatin ila fir’avne ve kavmih innehüm kanu kavmen fasikıyn
|
NEML 27:48
|
Şehirde dokuzlu bir çete vardı, yeryüzünde bozgun çıkarıyorlar ve dirlik-düzenlik bırakmıyorlardı.
|
وَكَانَ فِي الْمَدِينَةِ تِسْعَةُ رَهْطٍ يُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ وَلَا يُصْلِحُونَ
Ve kane fil medıneti tis’atü rahtıy yüfsidune fil erdı ve la yuslihun
|
İSRA 17:101
|
Andolsun, Biz Musa’ya apaçık dokuz ayet (mucize) vermiştik; işte İsrailoğulları’na sor; onlara geldiği zaman Firavun ona "Gerçekten ben seni büyülenmiş sanıyorum" demişti.
|
وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَىٰ تِسْعَ آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ ۖ فَاسْأَلْ بَنِي إِسْرَائِيلَ إِذْ جَاءَهُمْ فَقَالَ لَهُ فِرْعَوْنُ إِنِّي لَأَظُنُّكَ يَا مُوسَىٰ مَسْحُورًا
Ve le kad ateyna musa tis’a ayatim beyyinatin fes’el benı israıle iz caehüm fe kale lehu fir’avnü innı le ezunnüke ya musa meshura
|
KEHF 18:25
تِسْعًا
tis’ǎn
dokuz (yıl)
|
Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar ve dokuz (yıl) daha kattılar.
|
وَلَبِثُوا فِي كَهْفِهِمْ ثَلَاثَ مِائَةٍ سِنِينَ وَازْدَادُوا تِسْعًا
Ve lebisu fı kehfihim selase mietin sinıne vazdadu tis’a
|