و ر د kökü Kur'an'da 11 defa geçmektedir.

AYETLER

KAF
50:16

الْوَرِيدِ

l-verīdi

şah damarı-

Andolsun, insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.

MERYEM
19:71

وَارِدُهَا

vāriduhā

oraya gitmeyecek

Sizden ona girmeyecek hiç kimse yoktur. Bu, Rabbinin kesin olarak üzerine aldığı bir karardır.

MERYEM
19:86

وِرْدًا

virden

yaya ve susuz olarak

Suçlu-günahkarları susamışlar olarak cehenneme süreceğiz.

KASAS
28:23

وَرَدَ

verade

varınca

Medyen suyuna vardığı zaman, su almakta olan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde de (hayvanları su başına götürmekten çekinen) iki kadın buldu. Dedi ki "Bu durumunuz ne?" "Çobanlar sürülerini sulamadıkça, biz sürülerimizi sulayamayız; babamız, yaşı ilerlemiş bir ihtiyardır." dediler.

HUD
11:98

فَأَوْرَدَهُمُ

fe evradehumu

sürükler

O, kıyamet günü kavminin önderliğine geçer, böylece onları ateşe götürmüş olur. Sonunda vardıkları yer, ne kötü bir yerdir..

HUD
11:98

الْوِرْدُ

l-virdu

bir yerdir

O, kıyamet günü kavminin önderliğine geçer, böylece onları ateşe götürmüş olur. Sonunda vardıkları yer, ne kötü bir yerdir..

HUD
11:98

الْمَوْرُودُ

l-mevrūdu

vardıkları yer

O, kıyamet günü kavminin önderliğine geçer, böylece onları ateşe götürmüş olur. Sonunda vardıkları yer, ne kötü bir yerdir..

YUSUF
12:19

وَارِدَهُمْ

veridehum

sucularını

Bir yolcu-kafilesi geldi, sucularını (kuyuya su almak için) gönderdiler. O da kovasını sarkıttı. "Hey müjde... Bu bir çocuk." dedi. Ve onu (kuyudan çıkarıp) ’ticaret konusu bir mal’ olarak sakladılar. Oysa Allah, yapmakta olduklarını bilendi.

ENBIYA
21:98

وَارِدُونَ

vāridūne

gireceksiniz

Gerçekten siz de, Allah’ın dışında taptıklarınız da cehennemin odunusunuz, siz ona varacaksınız.

ENBIYA
21:99

وَرَدُوهَا

veradūhā

oraya girmezlerdi

Eğer onlar (gerçek) ilahlar olsalardı, ona girmeyeceklerdi. Oysa onların tümü içinde temelli kalıcıdırlar.

RAHMAN
55:37

وَرْدَةً

verdeten

kıpkırmızı bir gül

Sonra gök yarılıp yağ gibi erimiş olarak kıpkırmızı bir gül olduğu zaman;