KAF 50:16
الْوَرِيدِ
l-verīdi
şah damarı-
|
Andolsun, insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.
|
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ ۖ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
Ve le kad halaknel insane ve na’lemu ma tuvesvisu bihi nefsuh ve nahnu akrabu ileyhi min hablil verid
|
MERYEM 19:71
وَارِدُهَا
vāriduhā
oraya gitmeyecek
|
Sizden ona girmeyecek hiç kimse yoktur. Bu, Rabbinin kesin olarak üzerine aldığı bir karardır.
|
وَإِنْ مِنْكُمْ إِلَّا وَارِدُهَا ۚ كَانَ عَلَىٰ رَبِّكَ حَتْمًا مَقْضِيًّا
Ve im minküm illa varidüha kane ala kabbike hatmem makdıyya
|
MERYEM 19:86
وِرْدًا
virden
yaya ve susuz olarak
|
Suçlu-günahkarları susamışlar olarak cehenneme süreceğiz.
|
وَنَسُوقُ الْمُجْرِمِينَ إِلَىٰ جَهَنَّمَ وِرْدًا
Ve nesukul mücrimıne ila cehenneme virda
|
KASAS 28:23
|
Medyen suyuna vardığı zaman, su almakta olan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde de (hayvanları su başına götürmekten çekinen) iki kadın buldu. Dedi ki "Bu durumunuz ne?" "Çobanlar sürülerini sulamadıkça, biz sürülerimizi sulayamayız; babamız, yaşı ilerlemiş bir ihtiyardır." dediler.
|
وَلَمَّا وَرَدَ مَاءَ مَدْيَنَ وَجَدَ عَلَيْهِ أُمَّةً مِنَ النَّاسِ يَسْقُونَ وَوَجَدَ مِنْ دُونِهِمُ امْرَأَتَيْنِ تَذُودَانِ ۖ قَالَ مَا خَطْبُكُمَا ۖ قَالَتَا لَا نَسْقِي حَتَّىٰ يُصْدِرَ الرِّعَاءُ ۖ وَأَبُونَا شَيْخٌ كَبِيرٌ
Ve lemma verade mae medyene vecede aleyhi ümmetem minen nasi yeskune ve veced min dunihimümraeteyni tezudan kel ma hatbüküma kaleta la neskıy hatta yusdirar riaü ve ebuna şeyhun kebır
|
HUD 11:98
فَأَوْرَدَهُمُ
fe evradehumu
sürükler
|
O, kıyamet günü kavminin önderliğine geçer, böylece onları ateşe götürmüş olur. Sonunda vardıkları yer, ne kötü bir yerdir..
|
يَقْدُمُ قَوْمَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَأَوْرَدَهُمُ النَّارَ ۖ وَبِئْسَ الْوِرْدُ الْمَوْرُودُ
Yakdümü kavmehu yevmel kıyameti fe evradehümün nar ve bi’sel virdül mevrud
|
HUD 11:98
الْوِرْدُ
l-virdu
bir yerdir
|
O, kıyamet günü kavminin önderliğine geçer, böylece onları ateşe götürmüş olur. Sonunda vardıkları yer, ne kötü bir yerdir..
|
يَقْدُمُ قَوْمَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَأَوْرَدَهُمُ النَّارَ ۖ وَبِئْسَ الْوِرْدُ الْمَوْرُودُ
Yakdümü kavmehu yevmel kıyameti fe evradehümün nar ve bi’sel virdül mevrud
|
HUD 11:98
الْمَوْرُودُ
l-mevrūdu
vardıkları yer
|
O, kıyamet günü kavminin önderliğine geçer, böylece onları ateşe götürmüş olur. Sonunda vardıkları yer, ne kötü bir yerdir..
|
يَقْدُمُ قَوْمَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَأَوْرَدَهُمُ النَّارَ ۖ وَبِئْسَ الْوِرْدُ الْمَوْرُودُ
Yakdümü kavmehu yevmel kıyameti fe evradehümün nar ve bi’sel virdül mevrud
|
YUSUF 12:19
وَارِدَهُمْ
veridehum
sucularını
|
Bir yolcu-kafilesi geldi, sucularını (kuyuya su almak için) gönderdiler. O da kovasını sarkıttı. "Hey müjde... Bu bir çocuk." dedi. Ve onu (kuyudan çıkarıp) ’ticaret konusu bir mal’ olarak sakladılar. Oysa Allah, yapmakta olduklarını bilendi.
|
وَجَاءَتْ سَيَّارَةٌ فَأَرْسَلُوا وَارِدَهُمْ فَأَدْلَىٰ دَلْوَهُ ۖ قَالَ يَا بُشْرَىٰ هَٰذَا غُلَامٌ ۚ وَأَسَرُّوهُ بِضَاعَةً ۚ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِمَا يَعْمَلُونَ
Ve caet seyyaratün fe erselu varidehüm fe edla delveh kale ya büşra haza ğulam ve eserruhü bidaah vallahü alımün bi ma ya’melun
|
ENBIYA 21:98
وَارِدُونَ
vāridūne
gireceksiniz
|
Gerçekten siz de, Allah’ın dışında taptıklarınız da cehennemin odunusunuz, siz ona varacaksınız.
|
إِنَّكُمْ وَمَا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ حَصَبُ جَهَنَّمَ أَنْتُمْ لَهَا وَارِدُونَ
İnneküm ve ma ta’büdune min dunillahi hasabü cehennem entüm leha varidun
|
ENBIYA 21:99
وَرَدُوهَا
veradūhā
oraya girmezlerdi
|
Eğer onlar (gerçek) ilahlar olsalardı, ona girmeyeceklerdi. Oysa onların tümü içinde temelli kalıcıdırlar.
|
لَوْ كَانَ هَٰؤُلَاءِ آلِهَةً مَا وَرَدُوهَا ۖ وَكُلٌّ فِيهَا خَالِدُونَ
Lev kane haülai alihetem ma veraduha ve küllün fıha halidun
|
RAHMAN 55:37
وَرْدَةً
verdeten
kıpkırmızı bir gül
|
Sonra gök yarılıp yağ gibi erimiş olarak kıpkırmızı bir gül olduğu zaman;
|
فَإِذَا انْشَقَّتِ السَّمَاءُ فَكَانَتْ وَرْدَةً كَالدِّهَانِ
Feizenşakkatesissemau fekanet verdeten keddihani.
|