انْظُرْ كَيْفَ ضَرَبُوا لَكَ الْأَمْثَالَ فَضَلُّوا فَلَا يَسْتَطِيعُونَ سَبِيلًا
Ünzur keyfe darabu lekel emsale fe dallu fela yestetfy’une sebıla
MEALLER | |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı |
Bak da gör, sana nasıl örnekler getirip de saptılar ve artık bir yol bulmaya güçleri yetmeyecek onların. |
Abdullah Parlıyan |
Baksana, onlar seni kimlere benzettiler de saptılar. Artık bir yol bulmaya güçleri yetmeyecek onların. |
Adem Uğur |
Baksana; senin için ne türlü benzetmeler yaptılar! Bu yüzden, (öyle bir) saptılar ki, artık (doğru) yolu bulamayacaklardır. |
Ahmed Hulusi |
Bak senin için nasıl benzetmeler yaptılar da bu sebeple saptılar! Artık (Hakikate götüren) bir yol bulamazlar! |
Ahmet Varol |
Bak sana nasıl örnekler verdiler de saptılar. Artık bir yol (bulmay)a güç yetiremezler. |
Ali Bulaç |
Sana nasıl örnekler vererek saptıklarına bir bak, artık onların bir yola güçleri yetmemektedir. |
Ali Fikri Yavuz |
Bak, seni nelere nisbet ettiler (şairdir, sahirdir, mecnundur dediler) de nasıl dalâlete düştüler! Artık hak yolu bulmağa güçleri yetmez. |
Bayraktar Bayraklı |
Baksana, senin için ne türlü benzetmeyi yaptılar! Bu yüzden öylesine saptılar ki, artık doğru yolu bulamayacaklardır. |
Bekir Sadak |
Sana nasil misaller verdiklerine bir bak! Bu yuzden sapmislardir, artik bir yol da bulamamaktadirlar. |
Celal Yıldırım |
Dikkat et, sana nasıl da misâller veriyorlar da bu yüzden sapıttılar ; artık bir yol da bulamıyacaklar. |
Cemal Külünkoğlu |
(Ey Resulüm!) Bak, senin için (sihirbaz, kâhin, mecnun gibi) ne türlü benzetmeler yaptılar da saptılar. Artık onların doğru yolu bulmaya güçleri kalmamıştır. |
Diyanet İşleri |
Bak, senin için ne türlü benzetmeler yaptılar da saptılar. Artık (doğru) yolu bulamazlar. |
Diyanet Vakfı |
Baksana; senin için ne türlü benzetmeler yaptılar! Bu yüzden, (öyle bir) saptılar ki, artık (doğru) yolu bulamayacaklardır. |
Edip Yüksel |
Dikkat et, seni nasıl da tanımlayarak sapıyorlar ve artık bir daha yol bulamazlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır |
Bak senin için nasıl misaller verdiler de bu yüzden nasıl sapıklığa düştüler! Artık hak yolu bulmaya güçleri yetmez. |
Fizil-al il Kuran |
Senin hakkında nasıl benzetmeler, ne tür yakıştırmalar yaptıklarına baksana! Sapıttılar, bir türlü doğru yolu bulamıyorlar. |
Gültekin Onan |
Sana nasıl örnekler vererek saptıklarına bir bak, artık onların bir yola güçleri yetmemektedir. |
Harun Yıldırım |
Baksana; senin için ne türlü benzetmeler yaptılar! Bu yüzden, saptılar ki, artık yolu bulamayacaklardır. |
Hasan Basri Çantay |
Bak, sana nasıl misâller getirib sapdılar. Artık onlar bir yol (bulmıy) a güc yetiremiyeceklerdir. |
Hayrat Neşriyat |
Bak, senin için (şâir, sihirbaz ve kâhin diyerek) nasıl misâller getirdiler de bu yüzden dalâlete düştüler; artık (hakka giden) bir yola güçleri yetmez. |
İbn-i Kesir |
Bak, sana nasıl misaller veriyorlar. Bunun için dalalete düşmüşlerdir. Ve bir daha yol bulamamaktadırlar. |
İlyas Yorulmaz |
Onlara bak, sana nasıl misaller anlatıyorlar. Artık onlar doğrulardan sapmış olup, hakikate ulaşmak için kendilerine asla bir yol bulamayacaklar. |
İskender Ali Mihr |
Bak, senin için nasıl misaller getirdiler (sana büyülenmiş, mecnun, deli, şair dediler) ve böylece dalâlette kaldılar. Artık yola (Sıratı Mustakîm’e) ulaşmaya güçleri yetmez. |
Kadri Çelik |
Sana nasıl örnekler (kötü sıfatlar) vererek saptıklarına bir bak! Artık onların (doğru) yolu bulmaya güçleri yetmemektedir. |
Muhammed Esed |
Seni benzettikleri şeye bak (ey Peygamber!) Bir kere yoldan çıkmış bunlar ve bu yüzden (hakka çıkan) bir yol da bulacak durumda değiller artık! |
Mustafa İslamoğlu |
Şunların seni neye benzettiklerine bir bak hele! Ve sonuçta öyle bir sapıtıyorlar ki, bir daha doğru yolu bulacak (muhakeme) gücünü asla kendilerinde bulamıyorlar. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
Bak senin için nasıl misaller irad ettiler, artık onlar sapıtmış oldular, artık onlar doğru bir yola (gitmeğe) güç yetiremezler. |
Ömer Öngüt |
Bak! Sana nasıl misaller veriyorlar? Bunun için dalâlete düştüler ve bir daha yol bulamamaktadırlar. |
Sadık Türkmen |
Bak, sana nasıl misaller verdiler? Böylece şaşırdılar, artık bir yol bulmaya güç yetiremezler. |
Seyyid Kutub |
Senin hakkında nasıl benzetmeler, ne tür yakıştırmalar yaptıklarına baksana! Sapıttılar, bir türlü doğru yolu bulamıyorlar. |
Suat Yıldırım |
Bak Resulüm, seni nelere kıyas ettiler (gâh şair, gâh büyücü, gâh kâhin, gâh mecnûn dediler) de nasıl dalâlete düştüler? Hem öyle sersemleştiler ki artık yol bulacak halleri kalmadı. |
Süleyman Ateş |
Bak, nasıl misaller verdiler (seni şâ’ire, büyücüye, kâhine ve mecnuna benzettiler) de şaştılar. Artık bir daha yolu bulamazlar. |
Şaban Piriş |
Sana nasıl örnek verdiklerine bir bak! Bu sebeple onlar sapıtmışlardır. Artık yol da bulamazlar. |
Tefhim-ul Kur'an |
Sana nasıl örnekler vererek saptıklarına bir bak, artık onların bir yola güçleri yetmemektedir. |
Yaşar Nuri Öztürk |
Bak nasıl örnekler verdiler sana, nasıl sapıttılar. Artık hiçbir yola varamazlar. |
Yusuf Ali (İngilizce) |
See what similes they strike for thee but they have gone astray, and never can they find a way. |