Ahmet Varol 

1. Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınızda iddetleri içinde (temizlik dönemlerinde) boşayın ve iddeti sayın. Rabbiniz olan Allah’tan sakının. Onları evlerinden çıkarmayın. Kendileri de çıkmasınlar. Ancak apaçık bir hayasızlık yapmaları durumu müstesna. Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa o kendine zulmetmiş olur. Bilemezsin olur ki Allah, bundan sonra bir durum ortaya çıkarır.

2. İddet sürelerini doldurduklarında artık onları ya iyilikle tutun veya iyilikle kendilerinden ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahit tutun. Şahitliği Allah için doğru olarak yerine getirin. İşte bununla, Allah’a ve ahiret gününe iman edene öğüt verilir. Kim Allah’tan sakınırsa (Allah) onun için bir çıkış yolu vareder.

3. Ve onu ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah’a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz Allah emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.

4. Kadınlarınızdan adetten kesilmiş olanlarla henüz adet görmemiş olanların (iddetlerinden) şüphe ederseniz, onların iddetleri üç aydır. Hamile olanların bekleme süreleri ise yüklerini bırakmalarına (doğum yapmalarına) kadardır. Kim Allah’tan sakınırsa (Allah) ona işinde bir kolaylık verir.

5. Bu, Allah’ın size indirdiği emridir. Kim Allah’tan sakınırsa (Allah) onun kötülüklerini örter ve onun ecrini büyütür.

6. O kadınları gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun ve onları sıkıntıya sokmak için kendilerine zarar vermeğe kalkmayın. Eğer hamile iseler yüklerini bırakıncaya kadar onlara nafaka verin. Sizin için (çocuklarınızı) emzirirlerse ücretlerini verin. Aranızda güzellikle danışın. Eğer güçlük içine düşerseniz o zaman (çocuğu) onun (babanın) hesabına bir başka kadın emzirir.

7. Genişlik içinde olan nafakayı imkânlarına göre versin, rızkı kendisine daraltılmış olan da Allah’ın kendisine verdiğinden versin. Allah hiç bir canı ona verdiğinden başkasıyla yükümlü tutmaz. Allah zorluktan sonra kolaylık nasib edecektir.

8. Nice kasaba vardır ki, Rablerinin ve O’nun peygamberlerinin emirlerine başkaldırdı. Biz de onları çetin bir hesaba çektik ve onları görülmemiş bir azapla azaplandırdık.

9. Böylece onlar yaptıklarının cezasını tattılar. İşlerinin sonu da hüsran oldu.

10. Allah onlar için şiddetli bir azap hazırlamıştır. O halde ey iman eden akıl sahipleri! Allah’a karşı gelmekten sakının. Allah size bir zikir (Kur’an) indirmiştir.

11. (Bir de) iman edip salih ameller işleyenleri karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah’ın apaçık âyetlerini okuyan Peygamber gönderdi. Kim Allah’a iman eder ve salih amel işlerse, (Allah) onu içinde sonsuza kadar kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Allah ona gerçekten güzel bir rızık vermiştir!

12. Allah yedi göğü ve yerden de onların benzerlerini yaratandır. Emir bunların arasından iner durur ki, Allah’ın her şeye güç yetirdiğini ve Allah’ın ilmiyle her şeyi kuşattığını bilesiniz.