Mustafa İslamoğlu 

1. Sen ey peygaber! Kadınlarınızı boşamak (istediğinizde), onları bekleme sürelerini gözeterek boşayın ve iddeti sayın. Allah`a karşı sorumlu olduğunuzu bilin. Onları (içinde yaşadıkları) evlerinden çıkarmayınız ve onlar da çıkmasınlar; tabi ki, ayan açık bir ahlaksızlık yapmaları hali müstesna. Bunlar Allah`ın çizdiği sınırlardır Ve kim Allah`ın çizdiği sınırları aşarsa, artık o kendine zulmetmiş olur; (ve) sen bilemezsin (ey insan), belki de Allah bu (bekleyişin) ardından, birtakım yeni (ve hayırlı) gelişmelere kapı açabilir.

2. İmdi, sürelerinin sonuna yaklaştıklarında ya onları meşru bir biçimde tutun, ya da meşru bir biçimde ayırın; ve siz(in toplumunuz)dan iki kişiyi de şahit olarak bulundurun; ve (hepiniz) şahitliği Allah için dürüstçe yapın! Bakın, bütün bunlar, Allah`a ve Ahiret Günü`ne iman edenlere verilen bir öğüttür. Ve her kim Allah`a karşı sorumluluğunun bilincinde olursa, O onun için bir kapı aralar

3. ve hiç beklemediği yerden onu rızıklandırır; ve her kim Allah`a güvenirse, artık O ona yeter Şüphesiz Allah emrini gayesine erdirendir; doğrusu Allah her bir şey için bir ölçü/kader koymuştur.

4. Ve ay halinden tamamen kesilen kadınlarınız konusunda kuşkuya düşerseniz; bilin ki onların bekleme süresi üç aydır; hiç ay hali görmeyenlerin ki de öyledir; hamile olanların iddeti ise doğum yapıncaya kadardır. Ve her kim Allah`a karşı sorumluluğunun bilincinde olursa, O ona buyruğunu kolay kılar

5. İşte bu Allah`ın size indirmiş olduğu buyruğudur; kim Allah`a karşı sorumluluğunun bilincinde olursa, (Allah) onun günahlarını örter ve ona muazzam bir ödül verir.

6. (İddet bekleyen kadınlarınızı), imkanlarınız nisbetinde barındığınız şartlara uygun olarak barındırın; onlar üzerinde baskı kurup hayatlarını çekilmez hale getirmeyin; eğer hamileyseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını üstlenin; eğer (çocuğunuzu) sizin hesabınıza emzirirlerse, onlara hak ettikleri karşılığı verin ve (çocuğun geleceğini) kendi aranızda ortak değerler çerçevesinde istişare edin; eğer (emzirme konusunda) karşılıklı zorlanırsanız, bu takdirde (baba) hesabına bir başkasının emzirmesi gerekecektir.

7. (Neticede) imkanı olanlar, imkanları nisbetinde harcama yapsın; maddi imkanı dar olanlar da Allah`ın kendisine verdiği kadar harcama yapsın Allah hiç kimseye verdiği imkandan fazlasını yüklemez; (belki de) Allah, bir zorluktan sonra bir kolaylık ihsan edecektir.

8. İmdi, Rablerinin ve O`nun elçilerinin emrini dinlemeyen nice topluluklar gelip geçmiştir; sonunda Biz hepsiyle pek çetin bir biçimde hesaplaşmış, inanılmaz bir azaba çarptırmışızdır

9. Nihayet yaptıklarının vebalini tatmışlar, işledikleri şeyler sonucunda yıkıma uğramışlardır.

10. (Dahası) Allah onlar için (ahirette) çetin bir azab hazırlamıştır. Şu halde ey akletme yeteneğini kamil manada kullananlar! Allah`a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun! (Ey bu vahye) iman edenler siz de! Zira Allah size uyarıcı bir mesaj indirmiş;

11. iman eden ve ıslak edici iyiliklerde bulunanları (küfrün) karanlıklarından (imanın) aydınlığına çıkarmak için, Allah`ın apaçık ayetlerini okuyan bir elçi göndermiştir. Her kim Allah`a inanır ve ıslah edici iyilikler yaparsa, içinde ebedi kalmak üzere (Allah) onu zemininden ırmaklar çağlayan cennetlere koyar böylece Allah ona tarifsiz güzellikte bir rızık vermiş olur.

12. Allah, yedi kat gökleri ve yerden de bir o kadarını yaratandır. O`nun (yaratıcı) iradesi, bu ikisi arasında her an yenilenerek sürekli tecelli eder ki, Allah`ın her şeye muktedir olduğunu ve her şeyi akıl sır ermez bir ilimle kuşattığını kavrayasanız.