لَوْ كَانَ عَرَضًا قَرِيبًا وَسَفَرًا قَاصِدًا لَاتَّبَعُوكَ وَلَٰكِنْ بَعُدَتْ عَلَيْهِمُ الشُّقَّةُ ۚ وَسَيَحْلِفُونَ بِاللَّهِ لَوِ اسْتَطَعْنَا لَخَرَجْنَا مَعَكُمْ يُهْلِكُونَ أَنْفُسَهُمْ وَاللَّهُ يَعْلَمُ إِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ

Lev kane aradan karıbev ve seferan kasıdel lettebeuke ve lakim beudet aleyhimüş şükkah ve se yahlifune billahi levisteta’na le haracna meaküm yühlikune enfüsehüm vallahü ya’lemü innehüm le kazibun

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Onları hazır bir ganîmete, yahut yakın bir yolculuğa çağırsaydın sana uyarlardı, fakat meşakkatle alınacak olan bu yol, onlara uzak geldi. Allah’a and içerek gücümüz yetseydi sizinle berâber çıkardık diyecekler. Onlar, kendilerini helâk ediyorlar ve Allah biliyor ki onlar yalancıdır.

Abdullah Parlıyan

O çağrıldıkları hedef, yakın bir kazanç ve uzak olmayan olağan bir yolculuk olsaydı, ey peygamber! Şüphesiz o münafıklar arkandan gelirlerdi. Fakat çıkılacak yol, onlara çok uzun geldi de, savaşa katılmadılar. Savaşa katılmadıkları yetmiyormuş gibi, bir de ey iman edenler! Sizin savaştan dönüşünüzden sonra o sefere katılmayan kimseler, Allah’a yemin edip, bu yeminle kendilerini tehlikeye sokarak, "Gücümüz olsaydı, mutlaka sizinle beraber çıkardık" diyecekler. Oysa Allah, onların düpedüz yalan söylediklerini elbette biliyor.

Adem Uğur

Eğer yakın bir dünya malı ve kolay bir yolculuk olsaydı (o münafıklar) mutlaka sana uyup peşinden gelirlerdi. Fakat meşakkatli yol onlara uzak geldi. Gerçi onlar, "Gücümüz yetseydi mutlaka sizinle beraber çıkardık" diye kendilerini helâk edercesine Allah’a yemin edecekler. Halbuki Allah onların mutlaka yalancı olduklarını biliyor.

Ahmed Hulusi

Eğer yakında bir ganimet veya biraz daha yorucu yoldaki olsaydı, senin peşinden gelirlerdi. Fakat bu iş onlara zorlu geldi. (Bununla beraber onlar) "Eğer gücümüz yetseydi, elbette sizinle beraber biz de sefere çıkardık" diye Allâh adına yemin edecekler... Kendilerini helâk ediyorlar... Allâh biliyor ki onlar kesinlikle yalancılardır.

Ahmet Varol

Eğer yakında bulunan bir dünyalık ve kolay bir yolculuk olsaydı mutlaka sana uyarlardı. Ama güçlükle aşılabilecek mesafe onlara uzak geldi. ’Eğer gücümüz yetseydi sizinle birlikte çıkardık’ diye Allah’a yemin edecekler. Onlar kendi kendilerini helake sürüklüyorlar. Allah onların yalancı olduklarını bilmektedir.

Ali Bulaç

Eğer yakın bir yarar ve orta bir sefer olsaydı, onlar mutlaka seni izlerlerdi. Ama zorluk onlara uzak geldi. "Eğer güç yetirseydik muhakkak seninle birlikte (savaşa) çıkardık." diye sana Allah adına yemin edecekler. Kendi nefislerini helaka sürüklüyorlar. Allah onların gerçekten yalan söylediklerini biliyor.

Ali Fikri Yavuz

Eğer dâvet olundukları sefer, bir dünya menfaatı ve orta yollu bir sefer olsaydı, mutlaka senin arkana düşerlerdi. Fakat zahmetli ve yorucu mesafe (Tebük seferi) kendilerine (bâzı müminlere) uzak geldi. Bununla beraber; "- Eğer gücümüz yetseydi, elbette sizinle beraber sefere çıkardık." deyip yakında Allah’a yemin edecekler. Böylece nefislerini helâke sürükleyeceklerdir. Allah biliyor ki, gerçekten onlar yalancıdırlar.

Bayraktar Bayraklı

Eğer kolay elde edilebilecek bir dünya malı ve kısa sürecek bir yolculuk olsaydı, o münafıklar mutlaka sana uyup peşinden gelirlerdi. Fakat meşakkatli yol onlara uzun göründü. Gerçi onlar, “gücümüz yetseydi mutlaka sizinle beraber sefere çıkardık” diyerek kendilerini helâk edercesine, Allah`a yemin edecekler. Oysa Allah onların mutlaka yalan söylediklerini biliyor.

Bekir Sadak

Kolay bir kazanc, normal bir yolculuk olsaydi sana uyarlardi, fakat cikilacak yol onlara uzak geldi, kendilerini helak ederek, «Gucumuz yetseydi sizinle beraber cikardik» diye Allah’a yemin edeceklerdir. Allah, onlarin yalanci oldugunu elbette biliyor.

Celal Yıldırım

Eğer yakın bir yarar, orta (mesafede) bir sefer olsaydı, elbette arkana takılırlardı. Ne var ki o meşakkatli (mesafe) onlara uzun geldi. «Gücümüz yetseydi seninle beraber çıkardık» diyerek Allah ile yemin edecekler de kendilerini (yalanları sebebiyle) mahvedecekler. Allah onların elbette yalancı olduklarını bilir.

Cemal Külünkoğlu

Eğer o (cihad) kolay bir kazanç ve normal bir yolculuk olsaydı elbette senin arkana düşerlerdi. Fakat o meşakkatli (mesafe) onlara uzak geldi. Gerçi onlar “Gücümüz yetseydi herhalde biz de sizinle beraber çıkardık” diye yemin edeceklerdir. Onlar bu yalanla kendilerini felakete sürüklüyorlar. Allah, onların yalancı olduklarını elbette bilmektedir.

Diyanet İşleri

Eğer yakın bir dünya menfaati ve kolay bir yolculuk olsaydı, (sefere katılmayan münafıklar da) mutlaka sana uyarlardı. Fakat meşakkatli yol, onlara uzak geldi. Gerçi onlar, "Eğer gücümüz yetseydi, elbette sizinle beraber çıkardık" diye Allah’a yemin edeceklerdir. Onlar kendilerini helâke sürüklüyorlar. Allah, biliyor ki onlar kesinlikle yalancıdırlar.

Diyanet Vakfı

Eğer yakın bir dünya malı ve kolay bir yolculuk olsaydı (o münafıklar) mutlaka sana uyup peşinden gelirlerdi. Fakat meşakkatli yol onlara uzak geldi. Gerçi onlar, «Gücümüz yetseydi mutlaka sizinle beraber çıkardık» diye kendilerini helâk edercesine Allah’a yemin edecekler. Halbuki Allah onların mutlaka yalancı olduklarını biliyor.

Edip Yüksel

Yakın bir menfaat ve orta uzunlukta bir yolculuk olsaydı seni izleyeceklerdi; ancak zorluk onlara fazla geldi. ALLAH’a yemin edeceklerdir "Gücümüz yetseydi sizinle birlikte çıkacaktık!" Böylece kendilerini mahvediyorlar. ALLAH onların yalancı olduklarını bilir.

Elmalılı Hamdi Yazır

Eğer o sefer, yakın bir ganimet ve kolay bir sefer olsaydı mutlaka peşine düşer gelirlerdi. Fakat o meşakkatli yolculuk kendilerine uzun bir sefer geldi. Bununla beraber, «Bizim de gücümüz yetseydi, sizinle beraber elbette sefere çıkardık.» diyerek Allah’a yemin edecekler, nefislerini helake sürükleyecekler. Allah biliyor ki, onlar iyice yalancıdırlar.

Fizil-al il Kuran

Eğer yakın vadeli bir kazanç ve kısa bir yolculuk sözkonusu olsaydı, mutlaka peşinden gelirlerdi. Fakat bu sıkıntılı yolculuk onlara uzun geldi. Allah adına yemin ederek, «Eğer gücümüz yetseydi, kesinlikle sizinle birlikte sefere çıkardık» diyerek kendilerini mahvedecekler. Oysa Allah biliyor ki, onlar yalan söylüyorlar.

Gültekin Onan

Eğer yakın bir yarar ve orta bir sefer olsaydı, onlar mutlaka seni izlerlerdi. Ama zorluk onlara uzak geldi. "Eğer güç yetirseydik muhakkak seninle birlikte (savaşa) çıkardık" diye sana Tanrı adına yemin edecekler. Kendi nefislerini helaka sürüklüyorlar. Tanrı onların gerçekten yalan söylediklerini biliyor.

Harun Yıldırım

Eğer yakın bir menfaat, orta yollu bir sefer olsaydı, onlar mutlaka seni izlerlerdi. Fakat bu kadar uzun bir mesafeyi katetmek onlara ağır geldi. "Gücümüz yetseydi muhakkak seninle birlikte çıkardık." diye Allah adına yemin edeceklerdir. Kendilerini helaka sürüklüyorlar. Onların muhakkak yalancı olduklarını Allah biliyor.

Hasan Basri Çantay

Eğer (davet olundukları şey) yakın (ve dünyevî) bir menfeat, orta bir sefer olsaydı elbette senin arkana düşerlerdi. Fakat meşakkatle kat edilecek olan mesafe) onlara uzak geldi. (Bununla beraber) onlar (sen «Tebük» den dönünce) «Eğer gücümüz yetseydi her halde biz de sizinle beraber çıkardık» (diye) Allaha yemîn edeceklerdir. Bunlar (bu suretle) kendilerini helake sürüklerler. Allah biliyor ki onlar hiç şübhesiz ve muhakkak yalancıdırlar.

Hayrat Neşriyat

Eğer yakın bir (dünya) menfaat(i) ve orta (mesâfede) bir yolculuk olsaydı (o geride kalan münâfıklar) elbette sana tâbi` olurlardı; fakat meşakkatli mesâfe(deki Tebük Seferi) onlara uzak geldi. Bununla berâber `Eğer gücümüz yetseydi, elbette sizinle berâber çıkardık!` diye Allah`a yemîn edeceklerdir. (Bu yalan yeminleriyle) kendilerini helâk ediyorlar. Allah ise, hiç şübhesiz onların yalancı kimseler olduklarını biliyor.

İbn-i Kesir

Eğer kolay bir kazanç ve orta bir sefer olsaydı; elbette senin arkana düşerlerdi. Fakat zorluk onlara uzak geldi. Gücümüz yetseydi; herhalde biz de sizinle beraber çıkardık, diye yemin edeceklerdir. Kendilerini helak ederler. Allah biliyor ki; onlar muhakkak yalancılardır.

İlyas Yorulmaz

Eğer o (cihad) kolay bir kazanç ve normal bir yolculuk olsaydı elbette senin arkana düşerlerdi. Fakat o meşakkatli (mesafe) onlara uzak geldi. Gerçi onlar "Gücümüz yetseydi herhalde biz de sizinle beraber çıkardık" diye yemin edeceklerdir. Onlar bu yalanla kendilerini felakete sürüklüyorlar. Allah, onların yalancı olduklarını elbette bilmektedir.

İskender Ali Mihr

Eğer yakın olan bir dünya malı (ganimet) ve rahat bir sefer olsaydı, elbette sana tâbî olurlardı ve lâkin meşakkatli (sefer) onlara uzak geldi. "Şâyet gücümüz yetseydi elbette sizinle beraber çıkardık" diye Allah’a yemin edeceklerdir. Kendilerini (nefslerini) helâk ediyorlar. Ve Allah, onların gerçekten yalancılar olduğunu bilir.

Kadri Çelik

Eğer yakın (hemen erişilir) bir dünya malı ve rahat bir yolculuk olsaydı, sana uyarlardı; fakat çıkılacak yol onlara uzak geldi. Kendilerini helak ederek, "Gücümüz yetseydi sizinle beraber çıkardık" diye Allah’a yemin ederler. Allah, onların yalancı olduğunu elbette biliyor.

Muhammed Esed

Ortada umulmadık türden bir kazanç ve kolay bir sefer (umudu) olsaydı, (ey Peygamber) kuşkusuz, arkadan gelirlerdi; fakat çıkılacak yol onlara çok uzun geldi. (Bu yetmiyormuş gibi), bir de (ey inananlar, sizin dönüşünüzden sonra) o (sefere katılmayan) kimseler, Allaha yemin edip (bu yalan yeminle) kendilerini tehlikeye sokarak "Gücümüz olsaydı, mutlaka sizinle beraber çıkardık" diyecekler Oysa Allah, onların düpedüz yalan söylediklerini elbette biliyor.

Mustafa İslamoğlu

Eğer yakın bir menfaat ve kolay bir sefer olsaydı, senin ardına tereddütsüz takılırlardı. Fakat bu zorlu yolculuk onlara pek uzun geldi. Üstelik, "Eğer gücümüz olsaydı kesin sizinle çıkardık" diye Allah adına yemin ederek kişiliklerini mahvedecekler Oysa ki, Allah onların yalancı olduğunu çok iyi biliyor.

Ömer Nasuhi Bilmen

Eğer o, yakın bir ganîmet ve orta bir sefer olsa idi elbette sana tâbi olurlardı. Fakat o meşakkatli mesafe onlara uzak geldi ve az sonra Allah Teâlâ’ya yemin edeceklerdir ki, eğer iktidarımız olsa idi elbette seninle beraber sefere çıkardık. Bunlar nefislerini helâl diyorlar. Allah Teâlâ ise onların mutlaka yalancı kimseler olduklarını biliyor.

Ömer Öngüt

Eğer o sefer, yakın bir kazanç (ganimet) ve orta yollu bir sefer olsaydı, onlar mutlaka peşine düşer gelirlerdi. Fakat zahmetle gidilecek yol onlara uzak geldi. Bununla beraber "Gücümüz yetseydi sizinle beraber elbette biz de sefere çıkardık. " diyerek Allah adına yemin edeceklerdir. Bunlar kendi nefislerini helâka sürüklüyorlar. Allah biliyor ki onlar muhakkak yalancıdırlar.

Sadık Türkmen

Eğer yakın bir dünya menfaati ve kolay bir yolculuk olsaydı, (Bizans İmparatorluğu’na karşı olmasaydı, sefere katılmayan münafıklar da) sana uyarlardı. Fakat meşakkatli yol, onlara uzak geldi. Gerçi onlar; "Eğer gücümüz yetseydi, elbette sizinle beraber çıkardık" diye Allah’a yemin edeceklerdir. Onlar kendilerini helâke sürüklüyorlar. Allah biliyor ki onlar kesinlikle yalancıdırlar.

Seyyid Kutub

Eğer yakın vadeli bir kazanç ve kısa bir yolculuk sözkonusu olsaydı, mutlaka peşinden gelirlerdi. Fakat bu sıkıntılı yolculuk onlara uzun geldi. Allah adına yemin ederek, «Eğer gücümüz yetseydi, kesinlikle sizinle birlikte sefere çıkardık» diyerek kendilerini mahvedecekler. Oysa Allah biliyor ki, onlar yalan söylüyorlar.

Suat Yıldırım

Eğer dâvet olundukları seferde peşin bir ganimet bulunsa ve orta yollu bir mesafe olsaydı, mutlaka senin peşinden gelirlerdi; fakat meşakkatli yol onlara pek uzak geldi. Bununla beraber "Eğer gücümüz yetseydi muhakkak sizinle beraber sefere çıkardık." diye yemin edeceklerdir. Onlar bu yalanlarıyla kendilerini mahvediyorlar. Çünkü Allah onların yalancı olduklarını kesinlikle bilmektedir.

Süleyman Ateş

Yakın bir dünyâ menfaati ve orta bir yolculuk olsaydı (savaşa katılmayan o münafıklar), elbette sana tâbi olurlardı. Fakat güç aşılacak mesafe, kendilerine uzak geldi. Bir de "Gücümüz yetseydi, sizinle beraber çıkardık!"diye Allah’a yemin edecekler. Boşuna kendilerini mahvediyorlar. Allâh, onların yalancı olduklarını biliyor.

Şaban Piriş

Kolay bir kazanç, normal bir yolculuk olsaydı sana uyarlardı. Fakat, meşakkat onlara uzak geldi. ‘Gücümüz yetseydi sizinle beraber çıkardık.’ diye Allah’a yemin edeceklerdir. Kendilerini helak ediyorlar. Allah, gerçekten onların yalancı olduğunu biliyor.

Tefhim-ul Kur'an

Eğer yakın bir yarar ve orta bir sefer olsaydı, onlar mutlaka seni izlerlerdi. Ama zorluk onlara uzak geldi. «Eğer güç yetirseydik muhakkak seninle birlikte (savaşa) çıkardık» diye sana Allah adına yemin de edecekler. Kendi nefislerini helaka sürüklüyorlar. Allah onların gerçekten yalan söylemekte olduklarını bilmektedir.

Yaşar Nuri Öztürk

Eğer o, yakın bir dünya menfaati yahut orta bir yolculuk olsa idi, elbette seni izleyeceklerdi. Ama o zorluklarla dolu yolculuk kendilerine uzak geldi. "Gücümüz yetseydi sizinle çıkacaktık" diye Allah’a yemin de ederler. Kendilerini mahvediyorlar. Allah biliyor ki onlar, kesinlikle yalancıdırlar.

Yusuf Ali (İngilizce)

If there had been immediate gain (in sight), and the journey easy, they would (all) without doubt have followed thee, but the distance was long, (and weighed) on them. They would indeed swear by Allah, "If we only could, we should certainly have come out with you" They would destroy their own souls; for Allah doth know that they are certainly lying.

KELİME KÖKLERİ
لَوْ
lev
eğer
كَانَ
kāne
olsaydı ك و ن
عَرَضًا
ǎraDan
bir menfaat ع ر ض
قَرِيبًا
ḳarīben
yakın ق ر ب
وَسَفَرًا
ve seferan
ve bir yolculuk س ف ر
قَاصِدًا
ḳāSiden
orta ق ص د
لَاتَّبَعُوكَ
lāttebeǔke
elbette sana tabi olurlardı ت ب ع
وَلَٰكِنْ
velākin
fakat
بَعُدَتْ
beǔdet
uzak geldi ب ع د
عَلَيْهِمُ
ǎleyhimu
kendilerine
الشُّقَّةُ
ş-şuḳḳatu
aşılacak mesafe ش ق ق
وَسَيَحْلِفُونَ
ve seyeHlifūne
bir de yemin edecekler ح ل ف
بِاللَّهِ
billahi
Allah’a
لَوِ
levi
eğer (diye)
اسْتَطَعْنَا
steTaǎ’nā
gücümüz yetseydi ط و ع
لَخَرَجْنَا
leḣaracnā
çıkardık خ ر ج
مَعَكُمْ
meǎkum
sizinle beraber
يُهْلِكُونَ
yuhlikūne
mahvediyorlar ه ل ك
أَنْفُسَهُمْ
enfusehum
kendilerini ن ف س
وَاللَّهُ
vallahu
ve Allah
يَعْلَمُ
yeǎ’lemu
biliyor ع ل م
إِنَّهُمْ
innehum
onların
لَكَاذِبُونَ
lekāƶibūne
yalancı olduklarını ك ذ ب