ع ر ض kökü Kur'an'da 79 defa geçmektedir.

AYETLER

MÜDDESIR
74:49

مُعْرِضِينَ

muǎ’riDīne

yüz çeviriyorlar

Buna rağmen, bunlara ne oluyor ki öğütten yüz çevirip duruyorlar?

NECM
53:29

فَأَعْرِضْ

feeǎ’riD

o halde yüz çevir

Şu halde sen, Bizim zikrimize sırt çeviren ve dünya hayatından başkasını istemeyenden yüz çevir.

KAMER
54:2

يُعْرِضُوا

yuǎ’riDū

yüz çevirirler

Onlar bir ayet (mucize) görseler, sırt çevirirler ve "(Bu,) Süregelen bir büyüdür" derler.

SAD
38:31

عُرِضَ

ǔriDe

gösterilmişti

Hani ona akşama yakın, bir ayağını tırnağı üstüne diken, öbür üç ayağıyla toprağı kazıyan, yağız atlar sunulmuştu.

SAD
38:68

مُعْرِضُونَ

muǎ’riDūne

yüz çeviriyorsunuz

Sizler ise, ondan yüz çeviriyorsunuz.

A'RAF
7:169

عَرَضَ

ǎraDe

menfaatini

Onların ardından yerlerine kitaba mirasçı olan birtakım ’kötü kimseler’ geçti. (Bunlar) Şu değersiz olan (dünya)ın geçici-yararını alıyor ve "Yakında bağışlanacağız" diyorlar. Bunun benzeri bir yarar gelince onu da alıyorlar. Kendilerinden Allah’a karşı hakkı söylemekten başka bir şeyi söylemeyeceklerine ilişkin kitap sözü alınmamış mıydı? Oysa içinde olanı okudular. (Allah’tan) Korkanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hala akıl erdirmeyecek misiniz?

A'RAF
7:169

عَرَضٌ

ǎraDun

bir menfaat daha

Onların ardından yerlerine kitaba mirasçı olan birtakım ’kötü kimseler’ geçti. (Bunlar) Şu değersiz olan (dünya)ın geçici-yararını alıyor ve "Yakında bağışlanacağız" diyorlar. Bunun benzeri bir yarar gelince onu da alıyorlar. Kendilerinden Allah’a karşı hakkı söylemekten başka bir şeyi söylemeyeceklerine ilişkin kitap sözü alınmamış mıydı? Oysa içinde olanı okudular. (Allah’tan) Korkanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hala akıl erdirmeyecek misiniz?

A'RAF
7:199

وَأَعْرِضْ

ve eǎ’riD

yüz çevir

Sen af (veya kolaylık) yolunu benimse, (İslam’a) uygun olanı (örfü) emret ve cahillerden yüz çevir.

CIN
72:17

يُعْرِضْ

yuǎ’riD

yüz çevirirse

Ki, kendilerini bununla denemek için. Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse, (Allah), onu ’gittikçe şiddeti artan’ bir azaba sürükler.

YASIN
36:46

مُعْرِضِينَ

muǎ’riDīne

yüz çevirmiş

Onlara, Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeyi görsün, mutlaka ondan yüz çevirirler.

TA-HA
20:100

أَعْرَضَ

eǎ’raDe

yüz çevirirse

Kim bundan yüz çevirirse, şüphesiz kıyamet günü o, bir günah-yükü yüklenecektir.

TA-HA
20:124

أَعْرَضَ

eǎ’raDe

yüz çevirirse

"Kim de Benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve Biz onu kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz."

ŞU'ARA
26:5

مُعْرِضِينَ

muǎ’riDīne

yüz çevirici

Onlara Rahman (olan Allah) dan yeni bir uyarı gelmeyiversin, hiç tartışmasız ondan yüz çevirirler.

KASAS
28:55

أَعْرَضُوا

eǎ’raDū

yüz çevirirler

’Boş ve yararsız olan sözü’ işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve "Bizim yapıp-ettiklerimiz bizim, sizin yapıp-ettikleriniz sizindir; size selam olsun, biz cahilleri benimsemeyiz" derler.

İSRA
17:28

تُعْرِضَنَّ

tuǎ’riDanne

yüz çevirecek olursan

Eğer Rabbinden ummakta olduğun bir rahmeti beklerken (darlıkta olduğundan) onlara sırt çevirecek olursan, bu durumda onlara yumuşak söz söyle.

İSRA
17:67

أَعْرَضْتُمْ

eǎ’raDtum

yine yüz çevirirsiniz

Size denizde bir sıkıntı (tehlike) dokunduğu zaman, O’nun dışında taptıklarınız kaybolur-gider; fakat karaya (çıkarıp) sizi kurtarınca (yine) sırt çevirirsiniz. İnsan pek nankördür.

İSRA
17:83

أَعْرَضَ

eǎ’raDe

yüz çevirip

İnsana bir nimet verdiğimizde sırt çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman da umutsuzluğa kapılır.

HUD
11:18

يُعْرَضُونَ

yuǎ’raDūne

sunulurlar

Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir? İşte bunlar, Rablerine sunulacaklar ve şahidler "Rablerine karşı yalan söyleyenler bunlardır" diyecekler. Haberiniz olsun; Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir.

HUD
11:76

أَعْرِضْ

eǎ’riD

vazgeç

"Ey İbrahim, bundan vazgeç. Çünkü gerçek şu ki, Rabbinin emri gelmiştir ve gerçekten onlara geri çevrilmeyecek bir azap gelmiştir."

YUSUF
12:29

أَعْرِضْ

eǎ’riD

sen vazgeç

"Yusuf, sen bundan yüz çevir. Sen de (kadın) günahın dolayısıyla bağışlanma dile. Doğrusu sen günahkarlardan oldun."

YUSUF
12:105

مُعْرِضُونَ

muǎ’riDūne

yüzlerini çevirirler

Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, üzerinden geçerler de, ona sırtlarını dönüp giderler.

HICR
15:81

مُعْرِضِينَ

muǎ’riDīne

yüz çeviriyorlar

Onlara ayetlerimizi vermiştik de ondan yüz çevirmişlerdi.

HICR
15:94

وَأَعْرِضْ

ve eǎ’riD

ve aldırma

Öyleyse sen emrolunduğun şeyi açıkça söyle ve müşriklere aldırış etme.

EN'ÂM
6:4

مُعْرِضِينَ

muǎ’riDīne

yüz çeviriyor

Onlara Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeyiversin, mutlaka ondan yüz çevirirler.

EN'ÂM
6:35

إِعْرَاضُهُمْ

iǎ’rāDuhum

onların yüz çevirmesi

Eğer onların yüz çevirmeleri sana ağır geldiyse, onlara bir ayet getirmek için yerde bir tünel açmaya veya göğe bir merdiven dayamaya gücün yetiyorsa (yap). Eğer Allah dileseydi, onların tümünü hidayet üzere toplardı. Öyleyse sakın cahillerden olma.

EN'ÂM
6:68

فَأَعْرِضْ

feeǎ’riD

yüz çevir

Ayetlerimiz konusunda ’alaylı tartışmalara dalanlar’ -onlar bir başka söze geçinceye kadar- onlardan yüz çevir. Şeytan sana unutturacak olursa, bu durumda hatırlamadan sonra, artık zulmeden toplulukla beraber oturma.

EN'ÂM
6:106

وَأَعْرِضْ

ve eǎ’riD

ve yüz çevir

Rabbinden sana vahyedilene uy. O’ndan başka İlah yoktur. Ve müşriklerden yüz çevir.

SEBE
34:16

فَأَعْرَضُوا

feeǎ’raDū

ama yüz çevirdiler

Ancak onlar yüz çevirdiler, böylece Biz de onlara Arim selini gönderdik. Ve onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı ve içinde az bir şey de sedir ağacı olan iki bahçeye dönüştürdük.

MÜ'MIN
40:46

يُعْرَضُونَ

yuǎ’raDūne

sunulurlar

Ateş; sabah akşam, ona sunulurlar. Kıyamet-saatinin kopacağı gün "Firavun çevresini, azabın en şiddetli olanına sokun" (denecek).

FUSSILET
41:4

فَأَعْرَضَ

feeǎ’raDe

fakat yüz çevirmiştir

Bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak. Ama çoğu yüz çevirdiler. Artık onlar dinlemezler.

FUSSILET
41:13

أَعْرَضُوا

eǎ’raDū

yüz çevirirlerse

Bu durumda eğer onlar yüz çevirirlerse, artık de ki "Ben sizi, Ad ve Semud (kavimlerinin) yıldırımına benzer bir yıldırımla uyardım."

FUSSILET
41:51

أَعْرَضَ

eǎ’raDe

yüz çevirir

İnsana nimet verdiğimiz zaman, yüz çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman ise, artık o, geniş (kapsamlı ve derinlemesine) bir dua sahibidir.

FUSSILET
41:51

عَرِيضٍ

ǎrīDin

bol bol

İnsana nimet verdiğimiz zaman, yüz çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman ise, artık o, geniş (kapsamlı ve derinlemesine) bir dua sahibidir.

ŞURA
42:45

يُعْرَضُونَ

yuǎ’raDūne

sunulurlarken

Onları görürsün; zilletten başları önlerine düşmüş bir halde, ona (ateşe) sunulurlarken göz ucuyla sezdirmeden bakarlar. İman edenler de "Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendi nefislerini, hem yakın akraba (veya yandaş)larını da hüsrana uğratmışlardır" dediler. Haberiniz olsun; gerçekten zalimler, kalıcı bir azap içindedirler.

ŞURA
42:48

أَعْرَضُوا

eǎ’raDū

yüz çevirirlerse

Şayet onlar, sırt çevirecek olurlarsa, artık Biz seni onların üzerine bir gözetleyici olarak göndermiş değiliz. Sana düşen, yalnızca tebliğdir. Gerçek şu ki, Biz insana tarafımızdan bir rahmet taddırdığımız zaman, ona sevinir. Eğer onlara kendi ellerinin takdim ettikleri dolayısıyla bir kötülük isabet ederse, bu durumda insan bir nankör kesiliverir.

AHKAF
46:3

مُعْرِضُونَ

muǎ’riDūne

yüz çevirmektedirler

Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları ancak hak ve adı konulmuş bir ecel (belli bir süre) olarak yarattık. İnkar edenler ise, uyarıldıkları şeyden yüz çeviren(kimseler)dir.

AHKAF
46:20

يُعْرَضُ

yuǎ’raDu

sunulacakları

İnkar edenler ateşe sunulacakları gün, (onlara şöyle denir) "Siz dünya hayatınızda bütün ’güzellikleriniz ve zevklerinizi tüketip-yok ettiniz, onlarla yaşayıp-zevk sürdünüz. İşte yeryüzünde haksız yere büyüklenmeniz (istikbarınız) ve fasıklıkta bulunmanızdan dolayı, bugün alçaltıcı bir azap ile cezalandırılacaksınız."

AHKAF
46:24

عَارِضًا

ǎāriDan

geniş bir bulut halinde

Derken, onu (azabı) vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, "Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur" dediler. Hayır, o, kendisi için acele ettiğiniz şeydir. Bir rüzgar; onda acı bir azap vardır.

AHKAF
46:24

عَارِضٌ

ǎāriDun

bir buluttur

Derken, onu (azabı) vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, "Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur" dediler. Hayır, o, kendisi için acele ettiğiniz şeydir. Bir rüzgar; onda acı bir azap vardır.

AHKAF
46:34

يُعْرَضُ

yuǎ’raDu

sunulacakları

İnkar edenler ateşe sunulacakları gün, (onlara şöyle denir) "Bu gerçek değil miymiş?" Onlar "Rabbimiz’e andolsun, evet (öyledir)" derler. (Allah da) "Öyleyse inkar ettiklerinizden dolayı azabı tadın" dedi.

KEHF
18:48

وَعُرِضُوا

ve ǔriDū

ve hepsi sunulmuşlardır

Onlar senin Rabbine sıra sıra sunulmuşlardır. Andolsun, siz ilk defa yarattığımız gibi Bize gelmiş oldunuz. Hayır, Bizim size bir kavuşma-zamanı tespit etmediğimizi sanmıştınız değil mi?

KEHF
18:57

فَأَعْرَضَ

feeǎ’raDe

fakat yüz çeviren

Kendisine Rabbinin ayetleri öğütle hatırlatıldığı zaman, sırt çeviren ve ellerinin önden gönderdikleri (amelleri)ni unutandan daha zalim kimdir? Biz gerçekten, kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde (gerdik), kulaklarına bir ağırlık koyduk. Sen onları hidayete çağırsan bile, onlar sonsuza kadar asla hidayet bulamazlar.

KEHF
18:100

وَعَرَضْنَا

ve ǎraDnā

ve göstereceğiz

Ve o gün, cehennemi, inkar edenlere tam bir sunuşla sunmuşuz.

KEHF
18:100

عَرْضًا

ǎrDan

açıkça

Ve o gün, cehennemi, inkar edenlere tam bir sunuşla sunmuşuz.

ENBIYA
21:1

مُعْرِضُونَ

muǎ’riDūne

yüz çevirmektedirler

İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar.

ENBIYA
21:24

مُعْرِضُونَ

muǎ’riDūne

(haktan) yüz çevirirler

Yoksa O’ndan başka ilahlar mı edindiler? De ki "Kesin-kanıt (burhan)ınızı getirin. İşte benimle birlikte olanların zikri (kitabı) ve benden öncekilerin de zikri." Hayır, onların çoğu hakkı bilmiyorlar, bundan dolayı yüz çeviriyorlar.

ENBIYA
21:32

مُعْرِضُونَ

muǎ’riDūne

yüz çevirmektedirler

Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık; onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar.

ENBIYA
21:42

مُعْرِضُونَ

muǎ’riDūne

yüz çeviriyorlar

De ki "Gece ve gündüz sizi Rahman (olan Allah)tan kim koruyabilir?" Hayır, onlar Rablerini zikirden yüz çevirenlerdir.

MÜ'MINUN
23:3

مُعْرِضُونَ

muǎ’riDūne

yüz çevirirler

Onlar, ’tümüyle boş’ şeylerden yüz çevirenlerdir;

MÜ'MINUN
23:71

مُعْرِضُونَ

muǎ’riDūne

yüz çeviriyorlar

Eğer hak, onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olsaydı hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herkes (ve herşey) bozulmaya uğrardı. Hayır, Biz onlara kendi şan ve şeref (zikir)lerini getirmiş bulunuyoruz, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar.

SECDE
32:22

أَعْرَضَ

eǎ’raDe

yüz çeviren

Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldıktan sonra, yüz çevirenden daha zalim kimdir? Gerçekten Biz, suçlu-günahkarlardan intikam alıcılarız.

SECDE
32:30

فَأَعْرِضْ

feeǎ’riD

sen yüz çevir

Öyleyse, sen onlardan yüz çevir ve bekleyedur; gerçekten onlar da beklemektedirler.

HAKKA
69:18

تُعْرَضُونَ

tuǎ’raDūne

arz olunursunuz

Siz o gün arzolunursunuz; sizden yana hiçbir gizli (şey), gizli kalmaz.

BAKARA
2:31

عَرَضَهُمْ

ǎraDehum

onları sunup

Ve Adem’e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere yöneltip "Eğer doğru sözlüyseniz, bunları Bana isimleriyle haber verin" dedi.

BAKARA
2:83

مُعْرِضُونَ

muǎ’riDūne

yüz çeviriyorsunuz

Hani İsrailoğulları’ndan, "Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin" diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hala) yüz çeviriyorsunuz.

BAKARA
2:224

عُرْضَةً

ǔrDeten

engel

Bir de yeminlerinizi bahane ederek; iyilik yapmanız, sakınmanız ve insanların arasını düzeltmenize Allah’ı engel kılmayın. Allah işitendir, bilendir.

BAKARA
2:235

عَرَّضْتُمْ

ǎrraDtum

üstü kapalı biçimde bildirmenizden

(İddeti bekleyen) Kadınları nikahlamak istediğinizi (onlara) sezdirmenizde ya da böyle bir isteği gönlünüzde saklamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Gerçekte Allah, sizin onları (kalbinizden geçirip) anacağınızı bilir. Sakın bilinen (meşru) sözler dışında onlarla gizlice vaadleşmeyin; bekleme süresi tamamlanıncaya kadar nikah bağını bağlamaya kesin karar vermeyin. Ve bilin ki, elbette Allah kalbinizden geçeni bilmektedir. Artık ondan kaçının. Ve bilin ki, şüphesiz Allah bağışlayandır, (kullara) yumuşak davranandır.

ENFAL
8:23

مُعْرِضُونَ

muǎ’riDūne

aldırmayarak

Eğer Allah, onlarda bir hayır görseydi muhakkak onlara işittirirdi. İşittirseydi bile, arka çevirenler olarak (yine) yüz çevirirlerdi.

ENFAL
8:67

عَرَضَ

ǎraDe

geçici malını

Hiçbir peygambere, yeryüzünde kesin bir zafer kazanıncaya kadar esir alması yakışmaz. Siz dünyanın geçici yararını istiyorsunuz. Oysa Allah (size) ahireti istemektedir. Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

ÂL-I İMRAN
3:23

مُعْرِضُونَ

muǎ’riDūne

yüz çeviriyorlar

Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Aralarında Allah’ın kitabı hükmetsin diye çağrılıyorlar da, onlardan bir bölümü yüz çeviriyor. Onlar, işte böyle arka dönenlerdir.

ÂL-I İMRAN
3:133

عَرْضُهَا

ǎrDuhā

genişliği

Rabbinizden olan mağfiret ve eni göklerle yer kadar olan cennete (kavuşmak için) yarışın; o, muttakiler için hazırlanmıştır.

AHZAB
33:72

عَرَضْنَا

ǎraDnā

sunduk

Gerçek şu ki, Biz emanetleri göklere, yere ve dağlara sunduk da onlar bunu yüklenmekten kaçındılar ve ondan korkuya kapıldılar; onu insan yüklendi. Çünkü o, çok zalim, çok cahildir.

NISA
4:16

فَأَعْرِضُوا

feeǎ’riDū

artık vazgeçin

Sizlerden fuhuş yapanların, her ikisine eziyet edin. Eğer tevbe ederler de ıslah olurlarsa artık onlardan vazgeçin. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.

NISA
4:63

فَأَعْرِضْ

feeǎ’riD

aldırma

İşte bunların, Allah kalplerinde olanı bilmektedir. O halde sen, onlardan yüz çevir, onlara öğüt ver ve onlara nefislerine ilişkin açık ve etkileyici söz söyle.

NISA
4:81

فَأَعْرِضْ

feeǎ’riD

sen aldırma

"Tamam-kabul" derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup, karanlıklarda senin söylediğinin tersini kurarlar. Allah, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

NISA
4:94

عَرَضَ

ǎraDe

geçici menfaatini

Ey iman edenler, Allah yolunda adım attığınız (savaşa çıktığınız) zaman gerekli araştırmayı yapın ve size (İslam geleneğine göre) selam verene, dünya hayatının geçiciliğine istekli çıkarak "Sen mü’min değilsin" demeyin. Asıl çok ganimet, Allah Katındadır, bundan önce siz de böyle idiniz; Allah size lütufta bulundu. Öyleyse iyice açıklık kazandırın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.

NISA
4:128

إِعْرَاضًا

iǎ’rāDan

yüz çevirmesinden

Eğer bir kadın, kocasının nüşuzundan veya ondan yüz çevirip uzaklaşmasından korkarsa, barış ile aralarını bulup düzeltmekte ikisi için sakınca yoktur. Barış daha hayırlıdır. Nefisler ise ’kıskançlığa ve bencil tutkulara’ hazır (elverişli) kılınmıştır. Eğer iyilik yapar ve sakınırsanız, şüphesiz, Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.

NISA
4:135

تُعْرِضُوا

tuǎ’riDū

doğruyu söylemezseniz

Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.

NUR
24:33

عَرَضَ

ǎraDe

geçici menfaatini

Nikah (imkanı) bulamayanlar, Allah onları Kendi fazlından zenginleştirinceye kadar iffetli davransınlar. Sağ ellerinizin malik olduğu (köle ve cariyelerden) mükatebe isteyenlere -eğer onlarda bir hayır görüyorsanız- mükatebe yapın. Ve Allah’ın size verdiği malından onlara verin. Dünya hayatının geçici metaını elde etmek için -ırzlarını korumak istiyorlarsa- cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları (fuhşa) zorlarsa, şüphesiz, onların (fuhşa) zorlanmalarından sonra Allah (onları) bağışlayandır, esirgeyendir.

NUR
24:48

مُعْرِضُونَ

muǎ’riDūne

yüz çevirirler

Aralarında hükmetmesi için Allah’a ve Resulüne çağrıldıkları zaman, onlardan bir grup yüz çevirir.

TAHRIM
66:3

وَأَعْرَضَ

ve eǎ’raDe

ve vazgeçmişti

Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o (eşlerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu açığa vurunca, O da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti. Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki "Bunu sana kim haber verdi?" O da "Bana bilen, (herşeyden) haberdar olan (Allah) haber verdi" demişti.

MAIDE
5:42

أَعْرِضْ

eǎ’riD

yüz çevir

Onlar, yalana kulak tutanlardır, haram yiyicilerdir. Sana gelirlerse aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirecek olursan, sana hiçbir şeyle kesin olarak zarar veremezler. Aralarında hükmedersen adaletle hükmet. Şüphesiz, Allah, adaletle hüküm yürütenleri sever.

MAIDE
5:42

تُعْرِضْ

tuǎ’riD

yüz çevirirsen

Onlar, yalana kulak tutanlardır, haram yiyicilerdir. Sana gelirlerse aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirecek olursan, sana hiçbir şeyle kesin olarak zarar veremezler. Aralarında hükmedersen adaletle hükmet. Şüphesiz, Allah, adaletle hüküm yürütenleri sever.

HADID
57:21

عَرْضُهَا

ǎrDuhā

genişliği

Rabbinizden olan bir mağfirete ve cennete (kavuşmak için) ’çaba gösterip-yarışın,’ ki (o cennet) genişliği gök ile yerin genişliği gibi olup Allah’a ve Resûlü’ne iman edenler için hazırlanmıştır. İşte bu, Allah’ın fazlıdır ki, onu dilediğine verir. Allah büyük fazl sahibidir.

HADID
57:21

كَعَرْضِ

keǎrDi

genişliği gibi (olan)

Rabbinizden olan bir mağfirete ve cennete (kavuşmak için) ’çaba gösterip-yarışın,’ ki (o cennet) genişliği gök ile yerin genişliği gibi olup Allah’a ve Resûlü’ne iman edenler için hazırlanmıştır. İşte bu, Allah’ın fazlıdır ki, onu dilediğine verir. Allah büyük fazl sahibidir.

TEVBE
9:42

عَرَضًا

ǎraDan

bir menfaat

Eğer yakın bir yarar ve orta bir sefer olsaydı, onlar mutlaka seni izlerlerdi. Ama zorluk onlara uzak geldi. "Eğer güç yetirseydik muhakkak seninle birlikte (savaşa) çıkardık." diye sana Allah adına yemin edecekler. Kendi nefislerini helaka sürüklüyorlar. Allah onların gerçekten yalan söylediklerini biliyor.

TEVBE
9:76

مُعْرِضُونَ

muǎ’riDūne

yüz çevirerek

Onlara Kendi bol ihsanından verince ise, onunla cimrilik yaptılar ve yüz çevirdiler; onlar böyle sırt dönenlerdir.

TEVBE
9:95

لِتُعْرِضُوا

lituǎ’riDū

vazgeçmeniz için

Onlara geri döndüğünüzde kendilerinden vazgeçmeniz için Allah’a and içecekler. Artık siz onlara sırt çevirin. Onlar gerçekten pistirler. Kazanmakta olduklarının bir cezası olarak, barınma yerleri cehennemdir.

TEVBE
9:95

فَأَعْرِضُوا

feeǎ’riDū

vazgeçin

Onlara geri döndüğünüzde kendilerinden vazgeçmeniz için Allah’a and içecekler. Artık siz onlara sırt çevirin. Onlar gerçekten pistirler. Kazanmakta olduklarının bir cezası olarak, barınma yerleri cehennemdir.