FECR 89:22
|
Rabbin(in buyruğu) geldiği ve melekler dizi dizi durduğu zaman;
|
وَجَاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا
Ve cae rabbüke velmelekü saffen saffen.
|
FECR 89:22
|
Rabbin(in buyruğu) geldiği ve melekler dizi dizi durduğu zaman;
|
وَجَاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا
Ve cae rabbüke velmelekü saffen saffen.
|
TA-HA 20:64
صَفًّا
Saffen
sıra halinde
|
"Bundan ötürü, tuzaklarınızı biraraya getirin, sonra gruplar halinde gelin; bugün üstünlük sağlayan, gerçekten kurtuluşu bulmuştur."
|
فَأَجْمِعُوا كَيْدَكُمْ ثُمَّ ائْتُوا صَفًّا ۚ وَقَدْ أَفْلَحَ الْيَوْمَ مَنِ اسْتَعْلَىٰ
Fe ecmiu keydeküm sümme’tu saffa ve kad eflehal yevme menista’la
|
SAFFAT 37:1
وَالصَّافَّاتِ
veSSāffāti
andolsun
|
Saflar halinde dizilenlere andolsun,
|
وَالصَّافَّاتِ صَفًّا
Vessaffati saffa
|
SAFFAT 37:1
صَفًّا
Saffen
sıra sıra dizilenlere
|
Saflar halinde dizilenlere andolsun,
|
وَالصَّافَّاتِ صَفًّا
Vessaffati saffa
|
SAFFAT 37:165
الصَّافُّونَ
S-Sāffūne
o saf saf dizilenler
|
"Biziz, o saflar halinde dizilmiş olanlar, gerçekten biziz."
|
وَإِنَّا لَنَحْنُ الصَّافُّونَ
Ve inna le nahnüs saffun
|
GAŞIYE 88:15
مَصْفُوفَةٌ
meSfūfetun
dizilmiş
|
Dizi dizi yastıklar,
|
وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌ
Ve nemariku masfufetün.
|
KEHF 18:48
|
Onlar senin Rabbine sıra sıra sunulmuşlardır. Andolsun, siz ilk defa yarattığımız gibi Bize gelmiş oldunuz. Hayır, Bizim size bir kavuşma-zamanı tespit etmediğimizi sanmıştınız değil mi?
|
وَعُرِضُوا عَلَىٰ رَبِّكَ صَفًّا لَقَدْ جِئْتُمُونَا كَمَا خَلَقْنَاكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ ۚ بَلْ زَعَمْتُمْ أَلَّنْ نَجْعَلَ لَكُمْ مَوْعِدًا
Ve uridu ala rabbike saffa le kad ci’tümuna kema halaknaküm evvele merratim bel zeamtüm ellen nec’ale leküm mev’ıda
|
TUR 52:20
مَصْفُوفَةٍ
meSfūfetin
sıra sıra dizilmiş
|
Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. Ve Biz onları iri-ceylan gözlü hurilerle evlendirmişiz.
|
مُتَّكِئِينَ عَلَىٰ سُرُرٍ مَصْفُوفَةٍ ۖ وَزَوَّجْنَاهُمْ بِحُورٍ عِينٍ
Muttekiine ala sururim masfufeh ve zevvecnahum bi hurin ıyn
|
MÜLK 67:19
صَافَّاتٍ
Sāffātin
sıra sıra
|
Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman (olan Allah’)tan başkası (boşlukta) tutmuyor. Şüphesiz O, herşeyi hakkıyla görendir.
|
أَوَلَمْ يَرَوْا إِلَى الطَّيْرِ فَوْقَهُمْ صَافَّاتٍ وَيَقْبِضْنَ ۚ مَا يُمْسِكُهُنَّ إِلَّا الرَّحْمَٰنُ ۚ إِنَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ بَصِيرٌ
Evelem yerev ilettayri fevkahum saffatin ve yakbıdne ma yumsikuhunne illerrahmanu innehu bikulli şey’in basıyrun.
|
NEBE 78:38
|
Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman’ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir.
|
يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا ۖ لَا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَٰنُ وَقَالَ صَوَابًا
Yevme yekumurruhu velmelaiketu saffen la yetekellemune illa men ezine lehurrahmanu ve kale savaben.
|
HAC 22:36
صَوَافَّ
Savāffe
(kurban için) sıra halinde dururlarken
|
İri cüsseli develeri size Allah’ın işaretlerinden kıldık, sizler için onlarda bir hayır vardır. Öyleyse onlar bir dizi halinde (veya saf tutmuşcasına ayakta durup) boğazlanırken Allah’ın adını anın; yanları üzerine yattıkları zaman da onlardan yiyin, kanaatkara ve isteyene yedirin. İşte böyle, onlara sizin için boyun eğdirdik, umulur ki şükredersiniz.
|
وَالْبُدْنَ جَعَلْنَاهَا لَكُمْ مِنْ شَعَائِرِ اللَّهِ لَكُمْ فِيهَا خَيْرٌ ۖ فَاذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ عَلَيْهَا صَوَافَّ ۖ فَإِذَا وَجَبَتْ جُنُوبُهَا فَكُلُوا مِنْهَا وَأَطْعِمُوا الْقَانِعَ وَالْمُعْتَرَّ ۚ كَذَٰلِكَ سَخَّرْنَاهَا لَكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Vel büdne cealnaha leküm min şeairillahi leküm fıha hayrun fezkürüsmellahi aleyha savaf fe iza vecebet cünubüha fe külu minha ve at’ımül kania vel mu’terr kezalike sehharnaha leküm lealleküm teşkürun
|
NUR 24:41
صَافَّاتٍ
Sāffātin
saflar halinde uçan
|
Görmedin mi ki, göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçan kuşlar, gerçekten Allah’ı tesbih etmektedir. Her biri, kendi duasını ve tesbihini şüphesiz bilmiştir. Allah, onların işlediklerini bilendir.
|
أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَالطَّيْرُ صَافَّاتٍ ۖ كُلٌّ قَدْ عَلِمَ صَلَاتَهُ وَتَسْبِيحَهُ ۗ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِمَا يَفْعَلُونَ
E lem tera ennellahe yüsebbihu lehu men fis semavati vel erdı vet tayru saffat küllün kad alime salatehu ve tesbıhah vallahü alımüm bima yef’alun
|
SAF 61:4
صَفًّا
Saffen
saf bağlayarak
|
Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.
|
إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الَّذِينَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِهِ صَفًّا كَأَنَّهُمْ بُنْيَانٌ مَرْصُوصٌ
İnnallahe yuhıbbulleziyne yukatilune fiy sebiylihi saffen keennehum bunyanun mersusun.
|