ط ر ف kökü Kur'an'da 19 defa geçmektedir.

AYETLER

SAD
38:52

الطَّرْفِ

T-Tarfi

bakışlarını

Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş yaşıt kadınlar vardır.

TA-HA
20:130

وَأَطْرَافَ

veeTrāfe

ve taraflarında

Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tesbih et (yücelt). Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin.

VAKI'A
56:45

مُتْرَفِينَ

mutrafīne

varlık içinde şımartılmış

Çünkü onlar, bundan önce varlık içinde şımartılmış olanlardı.

NEML
27:40

طَرْفُكَ

Tarfuke

gözünü

Kendi yanında kitaptan ilmi olan biri dedi ki "Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim." Derken (Süleyman) onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki "Bu Rabbimin fazlındandır, O’na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti). Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir, kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Gani (hiçbir şeye ve kimseye ihtiyacı olmayan)dır, Kerim olandır.

İSRA
17:16

مُتْرَفِيهَا

mutrafīhā

onun varlıklılarına

Biz, bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun ’varlık ve güç sahibi önde gelenlerine’ emrederiz, böylelikle onlar onda bozgunculuk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da, onu kökünden darmadağın ederiz.

HUD
11:114

طَرَفَيِ

Tarafeyi

iki tarafında

Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namazı kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlara bir öğüttür.

HUD
11:116

أُتْرِفُوا

utrifū

bulundukları refahın

Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler. Onlar, suçlu-günahkarlardı.

SAFFAT
37:48

الطَّرْفِ

T-Tarfi

bakışlarıyla

Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş iri gözlü kadınlar vardır.

SEBE
34:34

مُتْرَفُوهَا

mutrafūhā

varlıkla şımarmış kimseleri

Biz hangi ülkeye bir uyarıcı gönderdikse, mutlaka oranın ’refah içinde şımaran önde gelenleri’ "Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz" demişlerdir.

ŞURA
42:45

طَرْفٍ

Tarfin

göz ucuyla

Onları görürsün; zilletten başları önlerine düşmüş bir halde, ona (ateşe) sunulurlarken göz ucuyla sezdirmeden bakarlar. İman edenler de "Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendi nefislerini, hem yakın akraba (veya yandaş)larını da hüsrana uğratmışlardır" dediler. Haberiniz olsun; gerçekten zalimler, kalıcı bir azap içindedirler.

ZUHRUF
43:23

مُتْرَفُوهَا

mutrafūhā

oranın zenginleri

İşte böyle, senden önce de (herhangi) bir memlekete bir elçi göndermiş olmayalım, mutlaka onun ’refah içinde şımarıp azan önde gelenleri’ (şöyle) demişlerdir "Gerçekten biz, atalarımızı bir ümmet (din) üzerinde bulduk ve doğrusu biz, onların izlerine (eserlerine) uymuş kimseleriz."

İBRAHIM
14:43

طَرْفُهُمْ

Tarfuhum

bakışları

Başlarını dikerek koşarlar, gözleri kendilerine dönüp-çevrilmez. Kalpleri (sanki) bomboştur.

ENBIYA
21:13

أُتْرِفْتُمْ

utriftum

şımartıldığınız

"Uzaklaşıp-kaçmayın, içinde şımarıp azdığınız refaha ve yurtlarınıza dönün; çünkü sorguya çekileceksiniz."

ENBIYA
21:44

أَطْرَافِهَا

eTrāfihā

uçlarından

Evet, Biz onları ve atalarını yararlandırdık; öyle ki, ömür onlara (hiç bitmeyecekmiş gibi) uzun geldi. Fakat şimdi, Bizim gerçekten yere gelip onu etrafından eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mı? Şu halde, üstün gelenler onlar mı?

MÜ'MINUN
23:33

وَأَتْرَفْنَاهُمْ

veetrafnāhum

ve kendilerine refah verdiklerimiz

Kendi kavminden, inkar edip ahirete kavuşmayı yalanlayan ve kendilerine, dünya hayatında refah verdiğimiz önde gelenler dedi ki "Bu, sizin benzeriniz olan bir beşerden başkası değildir, kendisi de sizin yediklerinizden yemekte ve içtiklerinizden içmektedir."

MÜ'MINUN
23:64

مُتْرَفِيهِمْ

mutrafīhim

varlıklılarını

Nihayet, onların refahtan şımaran önde gelenlerini azap ile yakalayıverdiğimiz zaman, onlar hemen feryadı basacaklar.

RA'D
13:41

أَطْرَافِهَا

eTrāfihā

uçlarından

Onlar görmüyorlar mı ki, gerçekten Biz arza geliyor ve onu çevresinden eksiltiyoruz. Allah hüküm verir. O’nun hükmünün peşine düşecek yoktur. Ve O, hesabı pek çabuk görendir.

RAHMAN
55:56

الطَّرْفِ

T-Tarfi

bakışlarını

Orada bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş kadınlar vardır ki, bunlardan önce kendilerine ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur.

ÂL-I İMRAN
3:127

طَرَفًا

Tarafen

bir kısmını

(Ki bununla) İnkar edenlerin önde gelenlerinden bir kısmını kessin (helak etsin) ya da ’umutları suya düşmüşler olarak onları’ tepesi aşağı getirsin de geri dönüp gitsinler.’