ن ص ح kökü Kur'an'da 13 defa geçmektedir.

AYETLER

A'RAF
7:21

النَّاصِحِينَ

n-nāSiHīne

öğüt verenlerdenim

Ve "Gerçekten ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti.

A'RAF
7:62

وَأَنْصَحُ

ve enSaHu

ve öğüt veriyorum

"Size Rabbimin risaletini tebliğ ediyorum. (Ayrıca) Size öğüt veriyor ve sizin bilmediklerinizi ben Allah’tan biliyorum.

A'RAF
7:68

نَاصِحٌ

nāSiHun

bir öğütçüyüm

"Size Rabbimin risaletini tebliğ ediyorum. Ben sizin için güvenilir bir öğütçüyüm."

A'RAF
7:79

وَنَصَحْتُ

ve neSaHtu

ve öğüt verdim

O da onlardan yüz çevirdi ve (şöyle) dedi "Ey kavmim, andolsun size Rabbimin risaletini tebliğ ettim ve size öğüt verdim. Ama siz, öğüt verenleri sevmiyorsunuz."

A'RAF
7:79

النَّاصِحِينَ

n-nāSiHīne

öğüt verenleri

O da onlardan yüz çevirdi ve (şöyle) dedi "Ey kavmim, andolsun size Rabbimin risaletini tebliğ ettim ve size öğüt verdim. Ama siz, öğüt verenleri sevmiyorsunuz."

A'RAF
7:93

وَنَصَحْتُ

ve neSaHtu

ve öğüt verdim

O da onlardan yüz çevirdi ve (şöyle) dedi "Ey kavmim andolsun, size Rabbimin risaletini tebliğ ettim ve size öğüt verdim. Şimdi ben, inkara sapan bir topluluğa nasıl üzülebilirim?"

KASAS
28:12

نَاصِحُونَ

nāSiHūne

öğüt verecek

Biz, daha önce ona süt analarını haram etmiştik. (Kız kardeşi) "Ben, sizin adınıza onun bakımını üstlenecek ve ona öğüt verecek (veya eğitecek) bir aileyi size bildireyim mi?" dedi.

KASAS
28:20

النَّاصِحِينَ

n-nāSiHīne

öğüt verenler-

Şehrin öbür yakasından bir adam koşarak gelip dedi ki "Ey Musa, önde gelenler, seni öldürmek konusunda aralarında görüşmektedirler, artık sen çık git; gerçekten ben sana öğüt verenlerdenim."

HUD
11:34

نُصْحِي

nuSHī

öğüdüm

"Eğer Allah sizi azdırmayı dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdümün size yararı olmaz. O sizin Rabbinizdir ve O’na döndürüleceksiniz."

HUD
11:34

أَنْصَحَ

enSaHa

öğüt vermek

"Eğer Allah sizi azdırmayı dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdümün size yararı olmaz. O sizin Rabbinizdir ve O’na döndürüleceksiniz."

YUSUF
12:11

لَنَاصِحُونَ

lenāSiHūne

öğüt verenleriz

(Bu karara vardıktan sonra) "Ey Babamız," dediler. "Sana ne oluyor, Yusuf’a karşı bize güvenmiyorsun? Oysa gerçekte biz, onun iyiliğini isteyenleriz."

TAHRIM
66:8

نَصُوحًا

neSūHen

yürekten

Ey iman edenler, Allah’a kesin (nasuh) bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Allah sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar-parıldar. Derler ki "Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz Sen, herşeye güç yetirensin."

TEVBE
9:91

نَصَحُوا

neSaHū

öğüt verdikleri

Allah’a ve elçisine karşı ’içten bağlı kalıp hayra çağıranlar’ oldukları sürece, güçsüz-zayıflara, hastalara ve infak etmek için bir şey bulamayanlara bir sorumluluk (günah) yoktur. İyilik edenlerin aleyhinde de bir yol yoktur. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.