خ و ن kökü Kur'an'da 16 defa geçmektedir.

AYETLER

YUSUF
12:52

أَخُنْهُ

eḣunhu

kendisine hainlik etmediğimi

(Yusuf aracıya şunu söyledi) "Bu, (itiraf Vezirin) yokluğunda gerçekten kendisine ihanet etmediğimi ve gerçekten Allah’ın ihanet edenlerin hileli-düzenlerini başarıya ulaştırmadığını kendisinin de bilip öğrenmesi içindi."

YUSUF
12:52

الْخَائِنِينَ

l-ḣāinīne

hainlerin

(Yusuf aracıya şunu söyledi) "Bu, (itiraf Vezirin) yokluğunda gerçekten kendisine ihanet etmediğimi ve gerçekten Allah’ın ihanet edenlerin hileli-düzenlerini başarıya ulaştırmadığını kendisinin de bilip öğrenmesi içindi."

MÜ'MIN
40:19

خَائِنَةَ

ḣāinete

hain(bakışlar)ını

(Allah,) Gözlerin hainliklerini ve göğüslerin sakladıklarını bilir.

HAC
22:38

خَوَّانٍ

ḣavvānin

hain

Şüphesiz Allah, (müşriklerin saldırı ve sinsi tuzaklarını) iman edenlerden uzaklaştırmaktadır. Gerçekten Allah, hain ve nankör olan kimseyi sevmez.

BAKARA
2:187

تَخْتَانُونَ

teḣtānūne

yazık ediyorsunuz

Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz. Allah, gerçekten sizin, nefislerinize ihanet etmekte olduğunuzu bildi, tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazdıklarını dileyin. Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde itikafta olduğunuz zamanlarda onlara (kadınlarınıza) yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın sınırlarıdır, (sakın) onlara yanaşmayın. İşte Allah, insanlara ayetlerini böylece açıklar; umulur ki sakınırlar.

ENFAL
8:27

تَخُونُوا

teḣūnū

hiyanet etmeyin

Ey iman edenler, Allah’a ve Resûlü’ne ihanet etmeyin, bile bile emanetlerinize de ihanet etmeyin.

ENFAL
8:27

وَتَخُونُوا

veteḣūnū

hiyanet ederek

Ey iman edenler, Allah’a ve Resûlü’ne ihanet etmeyin, bile bile emanetlerinize de ihanet etmeyin.

ENFAL
8:58

خِيَانَةً

ḣiyāneten

hiyanet etmesinden

Eğer bir kavmin ihanet edeceğinden kesin olarak korkarsan, sen de açık ve adil bir tutumla (onlarla olan anlaşma metnini ve diplomatik ilişkiyi) at. Gerçekten Allah, ihanet edenleri sevmez.

ENFAL
8:58

الْخَائِنِينَ

l-ḣāinīne

hainleri

Eğer bir kavmin ihanet edeceğinden kesin olarak korkarsan, sen de açık ve adil bir tutumla (onlarla olan anlaşma metnini ve diplomatik ilişkiyi) at. Gerçekten Allah, ihanet edenleri sevmez.

ENFAL
8:71

خِيَانَتَكَ

ḣiyāneteke

sana hainlik yapmak

Eğer sana ihanet etmek isterlerse, onlar daha önce Allah’a da ihanet etmişlerdi; böylece O da, "bozguna uğramaları (için) sana imkan vermişti.’ Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

ENFAL
8:71

خَانُوا

ḣānū

hainlik yapmışlardı

Eğer sana ihanet etmek isterlerse, onlar daha önce Allah’a da ihanet etmişlerdi; böylece O da, "bozguna uğramaları (için) sana imkan vermişti.’ Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

NISA
4:105

لِلْخَائِنِينَ

lilḣāinīne

hainlerin

Şüphesiz, Allah’ın sana gösterdiği gibi insanlar arasında hükmetmen için Biz sana kitabı hak olarak indirdik. (Sakın) Hainlerin savunucusu olma.

NISA
4:107

يَخْتَانُونَ

yeḣtānūne

hainlik eden(leri)

Kendi nefislerine ihanet edenlerden yana mücadeleye girişme. Hiç şüphesiz Allah, ihanette ilerlemiş günahkarı sevmez.

NISA
4:107

خَوَّانًا

ḣavvānen

hainlik yapan

Kendi nefislerine ihanet edenlerden yana mücadeleye girişme. Hiç şüphesiz Allah, ihanette ilerlemiş günahkarı sevmez.

TAHRIM
66:10

فَخَانَتَاهُمَا

feḣānetāhumā

fakat ihanet ettiler

Allah, inkar edenlere, Nuh’un eşini ve Lut’un eşini örnek verdi. İkisi de, kullarımızdan salih olan iki kulumuzun nikahları altındaydı; ancak onlara ihanet ettiler. Bundan dolayı, (kocaları) kendilerine Allah’tan gelen hiçbir şeyle yarar sağlamadılar. İkisine de "Ateşe diğer girenlerle birlikte girin" denildi.

MAIDE
5:13

خَائِنَةٍ

ḣāinetin

hainlik

Sözleşmelerini bozmaları nedeniyle, onları lanetledik ve kalplerini kaskatı kıldık. Onlar, kelimeleri konuldukları yerlerden saptırırlar. (Sık sık) Kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. İçlerinden birazı dışında, onlardan sürekli ihanet görür durursun. Yine de onları affet, aldırış etme. Şüphesiz Allah, iyilik yapanları sever.