خَتَمَ اللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ وَعَلَىٰ سَمْعِهِمْ ۖ وَعَلَىٰ أَبْصَارِهِمْ غِشَاوَةٌ ۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ

Hatemallahü ala kulubihim ve ala sem’ıhim ve ala ebsarihim ğaşaveh ve lehüm azabün azıym

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

Allah kalplerini, kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de perde var, pek büyük azâb onlara.

Abdullah Parlıyan

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir ve gözlerinin üzerinde de gerçekleri görmeye engel bir perde vardır; böylelikle gerçeği görmezler, en büyük azap onlara hazırlanmıştır.

Adem Uğur

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir azap vardır.

Ahmed Hulusi

Allâh, onların, beyinlerindeki hakikat algılamasını kilitlemiştir; basîretleri perdelidir. Yaptıklarının sonucu olarak feci bir azabı hak etmişlerdir.

Ahmet Varol

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde de bir örtü vardır. İşte onlara büyük bir azap vardır.

Ali Bulaç

Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Ve büyük azap onlaradır.

Ali Fikri Yavuz

Allah onların kalblerine, kulaklarına mühür vurmuştur. Gözlerinin üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azâp vardır. (Hem dünyada, hem ahirette).

Bayraktar Bayraklı

Bu nedenle Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir perde çekilmiştir. Onlar için büyük bir azap vardır.

Bekir Sadak

Allah onlarin kalblerini ve kulaklarini muhurlemistir, gozlerinde de perde vardir ve buyuk azab onlar icindir.

Celal Yıldırım

Allah (değişmiyen sünneti gereği) onların kalblerini, kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde ve onlar için büyük bir azâb vardır.

Cemal Külünkoğlu

(Kendileri öyle istediği için) Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir ve gözlerine de (ilahi hakikatleri görmeyi engelleyen) perde inmiştir. Onlar için (dünyada da, ahirette de) büyük bir azap vardır.

Diyanet İşleri

Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap vardır.

Diyanet Vakfı

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir azap vardır.

Edip Yüksel

ALLAH kalplerini ve kulaklarını mühürler. Gözlerinde perde vardır ve büyük azap onlar içindir.

Elmalılı Hamdi Yazır

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde bir de perde vardır. Ve büyük azab onlaradır.

Fizil-al il Kuran

Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir, onların gözlerinde perde vardır. Onları büyük bir azap beklemektedir.

Gültekin Onan

Tanrı, kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinde perde vardır ve büyük azap onlaradır.

Harun Yıldırım

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinde de perde vardır.Onlar için çok büyük bir azap vardır.

Hasan Basri Çantay

Allah onların kalblerine de, kulaklarına da mühür basmışdır. Gözlerinin üzerinde bir de perde var. En büyük azâb onlarındır.

Hayrat Neşriyat

Allah, onların kalblerine ve kulaklarına (küfürlerindeki inadları yüzünden) mühür vurmuştur. Gözlerinin üzerinde ise bir perde bulunur. Ve onlar için (pek) büyük bir azab vardır.

İbn-i Kesir

Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde bir perde vardır ve onlar için büyük bir azab vardır.

İlyas Yorulmaz

Bu sebeple Allah, kalplerini ve kulaklarını mühürlemiş, gözlerine perde çekmiştir (gerçekleri göremezler, anlayamazlar). Onlar için büyük bir azap vardır.

İskender Ali Mihr

Allah onların kalplerinin üzerini ve işitme (sem’î) hassasının üzerini mühürledi ve görme (basar) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Onlar için azîm (büyük) bir azap vardır.

Kadri Çelik

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinde perde vardır ve büyük azap da onlar içindir.);

Muhammed Esed

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir ve gözleri üzerinde de bir perde vardır; dehşet verici bir azap beklemektedir onları.

Mustafa İslamoğlu

Allah onların kalpleri ve kulakları üzerine mühür vurmuştur, gözleri üzerinde de bir tür perde vardır; işte onlardır korkunç bir azabı hak edenler.

Ömer Nasuhi Bilmen

Allah Teâlâ onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, onların gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap da vardır.

Ömer Öngüt

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerine perde inmiştir. Onlar için büyük bir azap vardır.

Sadık Türkmen

Allah onların kalplerine (davranışlarından dolayı), mutsuzluk vermiştir. Ve (onlar), kulaklarını gerçeklere karşı kapatıyorlar. Ve gözleri ile de gerçekleri görmek istemiyorlar. Onlar için büyük bir azap vardır.

Seyyid Kutub

Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir, onların gözlerinde perde vardır. Onları büyük bir azap beklemektedir.

Suat Yıldırım

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerine de bir perde inmiştir. Bunların hakkı büyük bir azaptır.

Süleyman Ateş

Allâh, onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerine de perde inmiştir. Onlar için büyük bir azâb vardır.

Şaban Piriş

Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinde de perde vardır ve onlar için büyük bir azap vardır.

Tefhim-ul Kur'an

Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde de perdeler vardır. Ve büyük azab onlarındır.

Yaşar Nuri Öztürk

Allah onların kalpleri, kulakları üzerine mühür basmıştır. Onların kafa gözleri üstünde de bir perde vardır. Onlar için korkunç bir azap öngörülmüştür.

Yusuf Ali (İngilizce)

Allah hath set a seal on their hearts and on their hearing, and on their eyes is a veil; great is the penalty they (incur).

KELİME KÖKLERİ
خَتَمَ
ḣateme
mühürlemiştir خ ت م
اللَّهُ
llahu
Allah
عَلَىٰ
ǎlā
üzerini
قُلُوبِهِمْ
ḳulūbihim
kalblerinin ق ل ب
وَعَلَىٰ
ve ǎlā
ve üzerini
سَمْعِهِمْ
sem’ǐhim
kulaklarının س م ع
وَعَلَىٰ
ve ǎlā
ve üzerine
أَبْصَارِهِمْ
ebSārihim
gözlerinin ب ص ر
غِشَاوَةٌ
ğişāvetun
perde inmiştir غ ش و
وَلَهُمْ
velehum
Onlar için vardır
عَذَابٌ
ǎƶābun
bir azab ع ذ ب
عَظِيمٌ
ǎZīmun
büyük ع ظ م