ب ص ر kökü Kur'an'da 150 defa geçmektedir.

AYETLER

KALEM
68:5

فَسَتُبْصِرُ

fesetubSiru

göreceksin

Artık yakında göreceksin ve onlar da görecekler.

KALEM
68:5

وَيُبْصِرُونَ

ve yubSirūne

onlar da görecekler

Artık yakında göreceksin ve onlar da görecekler.

KALEM
68:43

أَبْصَارُهُمْ

ebSāruhum

gözleri

Gözleri ’korkudan ve dehşetten düşük’, kendilerini de zillet sarıp-kuşatmış. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.

KALEM
68:51

بِأَبْصَارِهِمْ

biebSārihim

gözleriyle

O inkar edenler, zikri (Kur’an’ı) işittikleri zaman, seni neredeyse gözleriyle devireceklerdi. "O, gerçekten bir delidir" diyorlar.

MÜDDESIR
74:22

وَبَسَرَ

ve besera

kaşlarını çattı

Sonra kaşlarını çattı ve yüzünü ekşitti.

NECM
53:17

الْبَصَرُ

l-beSaru

göz(ü)

Göz kayıp-şaşmadı ve (sınırı) aşmadı.

KIYAMET
75:7

الْبَصَرُ

l-beSaru

göz

Ama göz ’kamaşıp da kaydığı,’

KIYAMET
75:14

بَصِيرَةٌ

beSīratun

görür

Hayır; insan, kendi nefsine karşı bir basirettir.

KIYAMET
75:24

بَاسِرَةٌ

bāsiratun

asıktır

O gün, öyle yüzler vardır ki kararmış-ekşimiştir.

KAF
50:8

تَبْصِرَةً

tebSiraten

basirettir

(Bunlar,) ’İçten Allah’a yönelen’ her kul için ’hikmetle bakan bir iç göz’ ve bir zikirdir.

KAF
50:22

فَبَصَرُكَ

febeSaruke

artık gözün

"Andolsun, sen bundan gaflet içindeydin; işte Biz de senin üzerindeki örtüyü açıp-kaldırdık. Artık bugün görüş-gücün keskindir."

KAMER
54:7

أَبْصَارُهُمْ

ebSāruhum

gözleri

Gözleri ’zillet ve dehşetten düşmüş olarak’, sanki ’yayılan’ çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.

KAMER
54:50

بِالْبَصَرِ

bil-beSari

bakış ile

Bizim emrimiz, bir göz kırpma gibi yalnızca ’bir keredir.’

SAD
38:45

وَالْأَبْصَارِ

vel’ebSāri

ve basiretli

Güç ve basiret sahibi olan kullarımız İbrahim’i, İshak’ı ve Yakub’u da hatırla.

SAD
38:63

الْأَبْصَارُ

l-ebSāru

gözler(imiz)

Biz onları bir alay konusu edinmiştik; yoksa gözler mi onlardan kaydı?"

A'RAF
7:47

أَبْصَارُهُمْ

ebSāruhum

gözleri

Gözleri cehennem halkından yana çevrilince "Rabbimiz, bizi zalimler topluluğuyla birlikte kılma" derler.

A'RAF
7:179

يُبْصِرُونَ

yubSirūne

fakat görmezler

Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık (hazırladık). Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır.

A'RAF
7:195

يُبْصِرُونَ

yubSirūne

görecekleri

Onların yürüyecek ayakları var mı? Ya da tutacakları elleri mi var? Veya görecek gözleri mi var? Yoksa işitecek kulakları mı var? De ki "Ortak koştuklarınızı çağırın, sonra bir düzen (tuzak) kurun da bana göz bile açtırmayın."

A'RAF
7:198

يُبْصِرُونَ

yubSirūne

görmezler

Eğer onları doğru yola çağırırsanız işitmezler. Onları sana bakar (gibi) görürsün, oysa onlar görmezler bile.

A'RAF
7:201

مُبْصِرُونَ

mubSirūne

(gerçeği) görürler

(Allah’tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah’ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir.

A'RAF
7:203

بَصَائِرُ

beSāiru

basiretlerdir

Onlara bir ayet getirmediğin zaman "Sen onu (inmeyen ayeti) derleyip-toplasana" derler. De ki "Ben, yalnızca bana Rabbimden vahyolunana uyarım. Bu, Rabbinizden olan basiretlerdir; iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve bir rahmettir."

YASIN
36:9

يُبْصِرُونَ

yubSirūne

görmezler

Biz önlerinde bir sed, arkalarında bir sed çektik. Böylelikle onları örtüverdik, artık görmezler.

YASIN
36:66

يُبْصِرُونَ

yubSirūne

görecekler

Eğer dilemiş olsaydık, gözlerinin üstüne bastırır-kör ederdik, böylece yola dökülüp-koşuşurlardı. Fakat nasıl göreceklerdi ki?

FURKAN
25:20

بَصِيرًا

beSīran

(herşeyi) görendir

Senden önce gönderdiklerimizden, gerçekten yemek yiyen ve pazarlarda gezen (elçi)lerden başkasını göndermiş değiliz. Biz, sizin kiminizi kimi için deneme (fitne konusu) yaptık. Sabredecek misiniz? Senin Rabbin görendir.

FATIR
35:19

وَالْبَصِيرُ

velbeSīru

gören

Kör olanla (basiretle) gören bir değildir;

FATIR
35:31

بَصِيرٌ

beSīrun

görendir

Kendinden öncekini doğrulayıcı olarak sana Kitap’tan vahyettiğimiz gerçeğin ta kendisidir. Şüphesiz Allah, elbette haber alandır, görendir.

FATIR
35:45

بَصِيرًا

beSīran

görmektedir

Eğer Allah, kazandıkları dolayısıyla insanları (azap ile) yakalayıverecek olsaydı, (yerin) sırtı üzerinde hiçbir canlıyı bırakmazdı, ancak onları, adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Sonunda ecelleri geldiği zaman, artık şüphesiz Allah Kendi kullarını görendir.

MERYEM
19:38

وَأَبْصِرْ

ve ebSir

ne güzel görürler

Bize gelecekleri gün, neler işitecekler, neler görecekler. Ama bugün o zalimler apaçık bir sapıklık içindedirler.

MERYEM
19:42

يُبْصِرُ

yubSiru

görmeyen

Hani babasına demişti "Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun?

TA-HA
20:35

بَصِيرًا

beSīran

gören

"Şüphesiz Sen bizi görüyorsun."

TA-HA
20:96

بَصُرْتُ

beSurtu

ben gördüm

Dedi ki "Ben onların görmediklerini gördüm, böylece elçinin izinden bir avuç alıp atıverdim; böylelikle bana bunu nefsim hoşa giden (bir şey) gösterdi."

TA-HA
20:96

يَبْصُرُوا

yebSurū

onların görmedikleri

Dedi ki "Ben onların görmediklerini gördüm, böylece elçinin izinden bir avuç alıp atıverdim; böylelikle bana bunu nefsim hoşa giden (bir şey) gösterdi."

TA-HA
20:125

بَصِيرًا

beSīran

görüyor

"O da (şöyle) demiş olur -Ben görmekte olan biriyken, beni niye kör olarak haşrettin Rabbim?"

VAKI'A
56:85

تُبْصِرُونَ

tubSirūne

siz görmezsiniz

Biz ona sizden daha yakınız; ancak görmezsiniz.

NEML
27:13

مُبْصِرَةً

mubSiraten

açıkça görünen

Ayetlerimiz onlara, gözler önünde sergilenmiş olarak gelince dediler ki "Bu, apaçık olan bir büyüdür."

NEML
27:54

تُبْصِرُونَ

tubSirūne

göre göre

Lut da; hani kavmine demişti ki "Siz, açıkça gördüğünüz halde, yine de o çirkin utanmazlığı yapacak mısınız?"

NEML
27:86

مُبْصِرًا

mubSiran

aydınlık yaptık

Görmediler mi, Biz geceyi onda sükun bulmaları için, gündüzü de aydınlık(la görsünler) diye yarattık. Şüphesiz, iman eden bir kavim için bunda ayetler vardır.

KASAS
28:11

فَبَصُرَتْ

febeSurat

o da gözetledi

Ve onun kız kardeşine "Onu izle," dedi. Böylece o da, kendileri farkında değilken onu uzaktan gözetledi.

KASAS
28:43

بَصَائِرَ

beSāira

bir aydınlanma olan

Andolsun, ilk nesilleri yıkıma uğrattıktan sonra, Musa’ya, insanlar için (gözleri hikmetle açıp aydınlatacak) basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere kitap verdik. Umulur ki, öğüt alıp-düşünürler diye.

KASAS
28:72

تُبْصِرُونَ

tubSirūne

görmüyor musunuz?

De ki "Gördünüz mü söyleyin, Allah kıyamet gününe kadar gündüzü sizin üzerinizde kesintisizce sürdürecek olsa Allah’ın dışında size içinde dinleneceğiniz geceyi getirecek İlah kimdir? Yine de görmeyecek misiniz?

İSRA
17:1

الْبَصِيرُ

l-beSīru

görendir

Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren O (Allah) Yücedir. Gerçekten O, işitendir, görendir.

İSRA
17:12

مُبْصِرَةً

mubSiraten

aydınlatıcı

Biz geceyi ve gündüzü iki ayet kıldık; gece ayetini sildik de Rabbinizden bir fazl aramanız, yılların sayısını ve hesabı öğrenmeniz için gündüzün ayetini aydınlatıcı kıldık. Biz, herşeyi yeterince açıkladık.

İSRA
17:17

بَصِيرًا

beSīran

görücü olarak

Biz, Nuh’tan sonra nice kuşakları yıkıma uğrattık. Kullarının günahlarını haber alıcı, görücü olarak Rabbin yeter,

İSRA
17:30

بَصِيرًا

beSīran

görür

Şüphesiz senin Rabbin, rızkı dilediğine -genişletir- yayar ve daraltır. Gerçekten O, kullarından haberi olandır, görendir.

İSRA
17:36

وَالْبَصَرَ

velbeSara

ve göz

Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.

İSRA
17:59

مُبْصِرَةً

mubSiraten

açık bir mu’cize olarak

Bizi ayet (mucize)ler göndermekten, öncekilerin onu yalanlamasından başka bir şey alıkoymadı. Semud’a dişi deveyi görünür (bir mucize) olarak gönderdik, fakat onlar bununla (onu boğazlamakla) zulmetmiş oldular. Oysa Biz ayetleri ancak korkutmak için göndeririz.

İSRA
17:96

بَصِيرًا

beSīran

görür

De ki "Benimle aranızda şahid olarak Allah yeter; kuşkusuz O, kullarından gerçeğiyle haberdardır, görendir."

İSRA
17:102

بَصَائِرَ

beSāira

kanıtlar olarak

O da "Andolsun, bunları görülecek belgeler olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini sen de bilmişsin; gerçekten ben de seni yıkılmış-harab olmuş sanıyorum" demişti.

YUNUS
10:31

وَالْأَبْصَارَ

vel’ebSāra

ve gözlere

De ki "Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Ve işleri evirip-çeviren kimdir? Onlar "Allah" diyeceklerdir. Öyleyse de ki "Peki siz yine de korkup-sakınmayacak mısınız?

YUNUS
10:43

يُبْصِرُونَ

yubSirūne

görmüyorlarsa

Ve sana bakacak olanlar vardır. Ama kör olanları -üstelik basiretleri de yoksa- sen mi doğru yola ulaştıracaksın?

YUNUS
10:67

مُبْصِرًا

mubSiran

aydınlatıcı olarak

O, dinlenmeniz için geceyi, gündüzü de aydınlatıcı (mubsir) olarak sizin için yaratmıştır. Şüphesiz işitebilen bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır.

HUD
11:20

يُبْصِرُونَ

yubSirūne

göremezlerdi

Bunlar, yeryüzünde (Allah’ı) aciz bırakacak değildir ve bunların Allah’tan başka velileri yoktur. Azap onlar için kat kat artırılır. Bunlar (hakkı) işitmeye güç yetirmezlerdi ve görmezlerdi de.

HUD
11:24

وَالْبَصِيرِ

velbeSīri

ve görenin

Bu iki grubun örneği; kör ve sağır ile gören ve işiten gibidir. Örnekçe bunlar eşit olur mu? Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?

HUD
11:112

بَصِيرٌ

beSīrun

görmektedir

Seninle birlikte tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru davran. Ve azıtmayın. Çünkü O, yaptıklarınızı görendir.

YUSUF
12:93

بَصِيرًا

beSīran

görmeye

"Bu gömleğimle gidin de, babamın yüzüne sürün. Gözü (yine) görür hale gelir. Bütün ailenizi de bana getirin."

YUSUF
12:96

بَصِيرًا

beSīran

görür oldu

Müjdeci gelip de onu (gömleği) onun yüzüne sürdüğü zaman, gözü görür olarak (sağlığına) dönüverdi. (Yakub) Dedi ki "Ben, size bilmediğinizi Allah’tan gerçekten biliyorum demedim mi?"

YUSUF
12:108

بَصِيرَةٍ

beSīratin

basiretle

De ki "Bu, benim yolumdur. Bir basiret üzere Allah’a davet ederim; ben ve bana uyanlar da. Ve Allah’ı tenzih ederim, ben müşriklerden değilim."

HICR
15:15

أَبْصَارُنَا

ebSārunā

gözlerimiz

Mutlaka "Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmiş bir topluluğuz" diyeceklerdir.

EN'ÂM
6:46

وَأَبْصَارَكُمْ

ve ebSārakum

ve gözlerinizi

De ki "Düşündünüz mü hiç; eğer Allah sizin işitmenizi ve görmenizi alıverir ve kalplerinizi mühürlerse, onları size Allah’tan başka getirebilecek ilah kimdir?" Bak, Biz nasıl ayetleri ’çeşitli biçimlerde açıklıyoruz da’ sonra onlar (yine) sırt çevirip-engelliyorlar?

EN'ÂM
6:50

وَالْبَصِيرُ

velbeSīru

ve gören

De ki "Size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki "Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?"

EN'ÂM
6:103

الْأَبْصَارُ

l-ebSāru

gözler

Gözler O’nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, latif olandır, haberdar olandır.

EN'ÂM
6:103

الْأَبْصَارَ

l-ebSāra

gözleri

Gözler O’nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, latif olandır, haberdar olandır.

EN'ÂM
6:104

بَصَائِرُ

beSāiru

basiretler

Gerçek şu ki size Rabbinizden basiretler gelmiştir. Kim basiretle-görürse kendi lehine, kim de kör olursa (görmek istemezse) kendi aleyhinedir. Ben sizin üzerinizde gözetleyici değilim.

EN'ÂM
6:104

أَبْصَرَ

ebSara

görürse

Gerçek şu ki size Rabbinizden basiretler gelmiştir. Kim basiretle-görürse kendi lehine, kim de kör olursa (görmek istemezse) kendi aleyhinedir. Ben sizin üzerinizde gözetleyici değilim.

EN'ÂM
6:110

وَأَبْصَارَهُمْ

ve ebSārahum

ve gözlerini

Biz onların kalplerini ve gözlerini, ilkin inanmadıkları gibi tersine çeviririz ve onları tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda terk ederiz.

SAFFAT
37:175

وَأَبْصِرْهُمْ

ve ebSirhum

onları gözetle

Ve onları seyret; (azabı) yakında göreceklerdir.

SAFFAT
37:175

يُبْصِرُونَ

yubSirūne

göreceklerdir

Ve onları seyret; (azabı) yakında göreceklerdir.

SAFFAT
37:179

وَأَبْصِرْ

ve ebSir

ve (bekle de) gör

Ve seyret; (azabı) yakında göreceklerdir.

SAFFAT
37:179

يُبْصِرُونَ

yubSirūne

onlar da göreceklerdir

Ve seyret; (azabı) yakında göreceklerdir.

LOKMAN
31:28

بَصِيرٌ

beSīrun

görendir

Sizin yaratılmanız ve diriltilmeniz yalnızca tek bir kişi(yi yaratıp sonra diriltmek) gibidir. Şüphesiz Allah, işitendir, görendir.

SEBE
34:11

بَصِيرٌ

beSīrun

görmekteyim

"Geniş zırhlar yap, (onları) düzenli bir biçime sok ve hepiniz salih ameller yapın. Gerçekten ben, sizin yaptıklarınızı görenim" (diye vahyettik).

MÜ'MIN
40:20

الْبَصِيرُ

l-beSīru

görendir

Allah hak ile hükmeder. Oysa O’nu bırakıp taptıkları hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah, işitendir, görendir.

MÜ'MIN
40:44

بَصِيرٌ

beSīrun

görür

"İşte size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben de işimi Allah’a bırakıyorum. Şüphesiz Allah, kulları pek iyi görendir."

MÜ'MIN
40:56

الْبَصِيرُ

l-beSīru

gören

Şüphesiz, kendilerine gelmiş bulunan hiçbir delil olmaksızın, Allah’ın ayetleri konusunda mücadele edenlere gelince; onların göğüslerinde kendisine ulaşamayacakları bir büyüklük (isteğin)den başkası yoktur. Artık sen Allah’a sığın. Şüphesiz O hakkıyla işiten, hakkıyla görendir.

MÜ'MIN
40:58

وَالْبَصِيرُ

velbeSīru

ve gören

Kör olanla (basiretle) gören bir olmaz; iman edip salih amellerde bulunanlarla kötülük yapan da. Ne az öğüt alıp-düşünüyorsunuz.

MÜ'MIN
40:61

مُبْصِرًا

mubSiran

görmeniz için

Allah, kendisinde sükun bulmanız için geceyi, aydınlık olarak da gündüzü sizin için var etti. Şüphesiz Allah, insanlara karşı (sınırsız) bir fazl sahibidir. Ancak insanların çoğu şükretmiyorlar.

FUSSILET
41:20

وَأَبْصَارُهُمْ

ve ebSāruhum

ve gözleri

Sonunda oraya geldikleri zaman, işitme, görme (duyuları) ve derileri kendi aleyhlerine şahitlik edecektir.

FUSSILET
41:22

أَبْصَارُكُمْ

ebSārukum

gözlerinizin

"Siz, işitme, görme (duyularınız) ve derileriniz aleyhinize şahitlik eder diye sakınmıyordunuz. Aksine, yaptıklarınızın birçoğunu Allah’ın bilmeyeceğini sanıyordunuz."

FUSSILET
41:40

بَصِيرٌ

beSīrun

görmektedir

Bizim ayetlerimiz konusunda çarpıtma yapanlar, Bize gizli kalmazlar. Öyleyse ateşin içine bırakılan mı daha hayırlıdır yoksa kıyamet günü güvenle gelen mi? Siz dilediğinizi yapın. Çünkü O yaptıklarınızı gerçekten görendir.

ŞURA
42:11

الْبَصِيرُ

l-beSīru

görendir

O, göklerin ve yerin Yaratıcısı’dır. Size kendi nefislerinizden eşler, davarlardan da çiftler var etti. Sizleri bu tarzda türetip-yayıyor. O’nun benzeri gibi olan hiçbir şey yoktur. O, işitendir, görendir.

ŞURA
42:27

بَصِيرٌ

beSīrun

görendir

Eğer Allah, kulları için rızkı (sınırsızca) geniş tutup-yaysaydı, gerçekten yeryüzünde azarlardı. Ancak O, dilediği miktar ile indirir. Çünkü O, kullarından haberi olandır, görendir.

ZUHRUF
43:51

تُبْصِرُونَ

tubSirūne

görmüyor musunuz?

Firavun, kendi kavmi içinde bağırdı; dedi ki "Ey kavmim, Mısır’ın mülkü ve şu altımda akmakta olan nehirler benim değil mi? Yine de görmeyecek misiniz?"

CASIYE
45:20

بَصَائِرُ

beSāiru

kanıtlar(sunmakta)dır

Bu (Kur’an), insanlar için basiret (nuruyla Allah’a yönelten ayet)lerdir, kesin bilgiyle inanan bir kavim için de bir hidayet ve bir rahmettir.

CASIYE
45:23

بَصَرِهِ

beSarihi

gözünün

Şimdi sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah’ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah’tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz?

AHKAF
46:26

وَأَبْصَارًا

ve ebSāran

ve gözler

Andolsun, Biz onları, sizleri kendisinde yerleşik kılmadığımız yerlerde (size vermediğimiz güç ve iktidar imkanlarıyla) yerleşik kıldık ve onlara işitme, görme (duygularını) ve gönüller verdik. Ancak ne işitme, ne görme (duyuları) ve ne gönülleri kendilerine herhangi bir şey sağlamadı. Çünkü onlar, Allah’ın ayetlerini inkar ediyorlardı. Alay konusu edindikleri şey, onları sarıp-kuşattı.

AHKAF
46:26

أَبْصَارُهُمْ

ebSāruhum

gözleri

Andolsun, Biz onları, sizleri kendisinde yerleşik kılmadığımız yerlerde (size vermediğimiz güç ve iktidar imkanlarıyla) yerleşik kıldık ve onlara işitme, görme (duygularını) ve gönüller verdik. Ancak ne işitme, ne görme (duyuları) ve ne gönülleri kendilerine herhangi bir şey sağlamadı. Çünkü onlar, Allah’ın ayetlerini inkar ediyorlardı. Alay konusu edindikleri şey, onları sarıp-kuşattı.

ZARIYAT
51:21

تُبْصِرُونَ

tubSirūne

görmüyor musunuz?

Ve kendi nefislerinizde de. Yine de görmüyor musunuz?

KEHF
18:26

أَبْصِرْ

ebSir

ne güzel görendir

De ki "Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O’nundur. O, ne güzel görmekte ve ne güzel işitmektedir. O’nun dışında onların bir velisi yoktur. Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz."

NAHL
16:77

الْبَصَرِ

l-beSari

bir göz

Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir. (Kıyamet) Saatin(in) emri de yalnızca (süratli) göz açıp kapama gibidir veya daha yakındır. Şüphesiz, Allah herşeye güç yetirendir.

NAHL
16:78

وَالْأَبْصَارَ

vel’ebSāra

ve gözler

Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi.

NAHL
16:108

وَأَبْصَارِهِمْ

ve ebSārihim

ve gözlerini

Onlar, Allah’ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Gafil olanlar onların ta kendileridir.

İBRAHIM
14:42

الْأَبْصَارُ

l-ebSāru

gözlerin

(Ey Muhammed,) Allah’ı sakın zulmedenlerin yapmakta olduklarından habersiz sanma, onları yalnızca gözlerin dehşetle belireceği bir güne ertelemektedir.

ENBIYA
21:3

تُبْصِرُونَ

tubSirūne

görüyorken

Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır. Zulmedenler, gizlice fısıldaştılar "Bu sizin benzeriniz olan bir beşer değil mi? Öyleyse, göz göre göre büyüye mi geleceksiniz?"

ENBIYA
21:97

أَبْصَارُ

ebSāru

gözleri

Gerçek olan va’d yaklaşmıştır, işte o zaman, inkar edenlerin gözleri yuvalarından fırlayacak "Eyvahlar bize, biz bundan tam bir gaflet içindeydik, hayır, bizler zalim kimselerdik" (diyecekler).

MÜ'MINUN
23:78

وَالْأَبْصَارَ

vel’ebSāra

ve gözleri

O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri inşa edendir; ne az şükrediyorsunuz.

SECDE
32:9

وَالْأَبْصَارَ

vel’ebSāra

ve gözler

Sonra onu ’düzeltip bir biçime soktu’ ve ona Ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz?

SECDE
32:12

أَبْصَرْنَا

ebSarnā

gördük

Suçlu-günahkarları, Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak "Rabbimiz, gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız" (diye yalvaracakları zamanı) bir görsen.

SECDE
32:27

يُبْصِرُونَ

yubSirūne

görmüyorlar mı?

Görmüyorlar mı; Biz, suyu çorak toprağa sürüyoruz da onunla ekin bitiriyoruz; ondan hayvanları, kendileri yemektedir. Yine de görmüyorlar mı?

TUR
52:15

تُبْصِرُونَ

tubSirūne

görmüyormuşsunuz

"Bu da bir büyü mü, yoksa siz mi görmüyorsunuz."

MÜLK
67:3

الْبَصَرَ

l-beSara

gözü(nü)

O, biri diğeriyle ’tam bir uyum’ (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir ’çelişki ve uygunsuzluk’ (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun?

MÜLK
67:4

الْبَصَرَ

l-beSara

gözü(nü)

Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir.

MÜLK
67:4

الْبَصَرُ

l-beSaru

göz

Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir.

MÜLK
67:19

بَصِيرٌ

beSīrun

görmektedir

Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman (olan Allah’)tan başkası (boşlukta) tutmuyor. Şüphesiz O, herşeyi hakkıyla görendir.

MÜLK
67:23

وَالْأَبْصَارَ

vel’ebSāra

ve gözler

De ki "Sizi inşa eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller veren O’dur. Ne az şükrediyorsunuz?"

HAKKA
69:38

تُبْصِرُونَ

tubSirūne

gördükleriniz

Hayır; gördüklerinize yemin ederim,

HAKKA
69:39

تُبْصِرُونَ

tubSirūne

görmedikleriniz

Görmediklerinize de.

ME'ARIC
70:11

يُبَصَّرُونَهُمْ

yubeSSarūnehum

birbirlerine gösterilirler

Onlar birbirlerine gösterilirler. Bir suçlu-günahkar, o günün azabına karşılık olmak üzere, oğullarını fidye olarak vermek ister;

ME'ARIC
70:44

أَبْصَارُهُمْ

ebSāruhum

gözleri

Gözleri ’korkudan ve dehşetten düşük’ yüzlerini de bir zillet kaplamış; işte bu, kendilerine vadedilmekte olan (kıyamet ve azap) günüdür.

NAZI'AT
79:9

أَبْصَارُهَا

ebSāruhā

gözleri

Gözler zillet içinde düşecek.

İNŞIKAK
84:15

بَصِيرًا

beSīran

görmekte

Hayır; gerçekten Rabbi, kendisini çok iyi görendi.

ANKEBUT
29:38

مُسْتَبْصِرِينَ

mustebSirīne

görenlerden

Ad’ı ve Semud’u da (yıkıma uğrattık). Gerçek şu ki, kendi oturdukları yerlerden size (durumları) belli olmaktadır. Kendi yaptıklarını şeytan süsleyip-çekici kıldı, böylece onları yoldan alıkoydu. Oysa onlar görebilen kimselerdi.

RA'D
13:16

وَالْبَصِيرُ

velbeSīru

ve gören

De ki "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki "Allah’tır." De ki "Öyleyse, O’nu bırakıp kendilerine bile yarar da, zarar da sağlamaya güç yetiremeyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?" De ki "Hiç görmeyen (a’ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?" Yoksa Allah’a, O’nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki "Allah, herşeyin Yaratıcısı’dır ve O, tektir, kahredici olandır."

HAC
22:46

الْأَبْصَارُ

l-ebSāru

gözler

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı, böylece onların kendisiyle akledebilecek kalpleri ve işitebilecek kulakları oluversin? Çünkü doğrusu, gözler kör olmaz, ancak sinelerdeki kalpler körelir.

HAC
22:61

بَصِيرٌ

beSīrun

görendir

İşte böyle; çünkü Allah, geceyi gündüze bağlayıp katar ve gündüzü geceye bağlayıp-katar. Şüphesiz Allah, işitendir, görendir.

HAC
22:75

بَصِيرٌ

beSīrun

görendir

Allah, meleklerden elçiler seçer ve insanlardan da. Şüphesiz Allah, işitendir, görendir.

İNSAN
76:2

بَصِيرًا

beSīran

görücü

Şüphesiz Biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık.

BAKARA
2:7

أَبْصَارِهِمْ

ebSārihim

gözlerinin

Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Ve büyük azap onlaradır.

BAKARA
2:17

يُبْصِرُونَ

yubSirūne

görenlerden

Bunların örneği, ateş yakan adamın örneğine benzer; (ki onun ateşi) çevresini aydınlattığı zaman, Allah onların aydınlığını giderir ve göremez bir şekilde karanlıklar içinde bırakıverir.

BAKARA
2:20

أَبْصَارَهُمْ

ebSārahum

gözlerini

Çakan şimşek neredeyse gözlerini kapıverecek; önlerini her aydınlattığında (biraz) yürürler, üzerlerine karanlık basıverince de kalakalırlar. Allah dileseydi, işitmelerini de görmelerini de gideriverirdi. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:20

وَأَبْصَارِهِمْ

ve ebSārihim

ve görmelerini

Çakan şimşek neredeyse gözlerini kapıverecek; önlerini her aydınlattığında (biraz) yürürler, üzerlerine karanlık basıverince de kalakalırlar. Allah dileseydi, işitmelerini de görmelerini de gideriverirdi. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:96

بَصِيرٌ

beSīrun

görüyor

Andolsun, onları hayata karşı (diğer) insanlardan ve şirk koşanlardan (bile) daha ihtiraslı bulursun. (Onlardan) Her biri, bin yıl yaşatılsın ister; oysa bunca yaşaması onu azaptan kurtarmaz. Allah, onların yapmakta olduklarını görendir.

BAKARA
2:110

بَصِيرٌ

beSīrun

görür

Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin; önceden kendiniz için hayır olarak neyi takdim ederseniz, onu Allah Katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görendir.

BAKARA
2:233

بَصِيرٌ

beSīrun

görmektedir

Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların (annelerin) yiyeceği, giyeceği bilinen (örf)e uygun olarak, çocuk kendisinin olana (babaya) aittir. Kimseye güç yetireceğinin dışında (yük ve sorumluluk) teklif edilmez. Anne, çocuğu, çocuk kendisinin olan baba da çocuğu dolayısıyla zarara uğratılmasın; mirasçı üzerinde(ki sorumluluk ve görev) de bunun gibidir. Eğer (anne ve baba) aralarında rıza ile ve danışarak (çocuğu iki yıl tamamlanmadan) sütten ayırmayı isterlerse, ikisi için de bir güçlük yoktur. Ve eğer çocuklarınızı (bir süt anneye) emzirtmek isterseniz, vereceğinizi örfe uygun olarak ödedikten sonra size bir sorumluluk yoktur. Allah’tan korkup-sakının ve bilin ki, Allah yaptıklarınızı görendir.

BAKARA
2:237

بَصِيرٌ

beSīrun

görür

Eğer onlara mehir tespit eder de, el sürmeden boşarsanız, bu durumda -kendileri veya nikah bağı elinde olanın bağışlaması hariç- tespit ettiğiniz (mehr)in yarısı onlarındır. Sizin (tümünü veya fazlasını) bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü (derece farkını) unutmayın. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görendir.

BAKARA
2:265

بَصِيرٌ

beSīrun

görmektedir

Yalnızca Allah’ın rızasını istemek ve kendilerinde olanı kökleştirip-güçlendirmek için mallarını infak edenlerin örneği, yüksekçe bir tepede bulunan, sağnak yağmur aldığında ürünlerini iki kat veren bir bahçenin örneğine benzer ki, ona sağnak yağmur isabet etmese de bir çisintisi (vardır). Allah, yaptıklarınızı görendir.

ENFAL
8:39

بَصِيرٌ

beSīrun

görmektedir

Fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçecek olurlarsa, şüphesiz Allah, yaptıklarını görendir.

ENFAL
8:72

بَصِيرٌ

beSīrun

görmektedir

Gerçek şu ki, iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte birbirlerinin velisi olanlar bunlardır. İman edip hicret etmeyenler, onlar hicret edinceye kadar, sizin onlara hiçbir şeyle velayetiniz yoktur. Ama din konusunda sizden yardım isterlerse, yardım üzerinizde bir yükümlülüktür. Ancak, sizlerle onlar arasında anlaşma bulunan bir topluluğun aleyhinde değil. Allah, yaptıklarınızı görendir.

ÂL-I İMRAN
3:13

الْأَبْصَارِ

l-ebSāri

gözleri

Karşı karşıya gelen iki toplulukta, sizin için andolsun bir ayet (ibret) vardır. Bir topluluk, Allah yolunda çarpışıyordu, diğeri ise kafirdi ki göz görmesiyle karşılarındakini kendilerinin iki katı görüyorlardı. İşte Allah, dilediğini yardımıyla destekler. Şüphesiz bunda, basiret sahipleri için gerçekten bir ibret vardır.

ÂL-I İMRAN
3:15

بَصِيرٌ

beSīrun

görür

De ki "Size bundan daha hayırlısını bildireyim mi? Korkup sakınanlar için Rablerinin Katında, içinde temelli kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler, tertemiz eşler ve Allah’ın rızası vardır. Allah, kulları hakkıyla görendir."

ÂL-I İMRAN
3:20

بَصِيرٌ

beSīrun

görmektedir

Eğer seninle çekişip-tartışırlarsa, de ki "Ben, bana uyanlarla birlikte, kendimi Allah’a teslim ettim." Ve kitap verilenlerle ümmilere de ki "Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer teslim oldularsa, gerçekten hidayete ermişlerdir. Fakat yüz çevirdilerse, artık sana düşen yalnızca tebliğ(etmek)dir. Allah, kulları hakkıyla görendir.

ÂL-I İMRAN
3:156

بَصِيرٌ

beSīrun

görmektedir

Ey iman edenler, inkar edenler ile yeryüzünde gezip dolaşırken veya savaşta bulundukları sırada (ölen) kardeşleri için "Yanımızda olsalardı, ölmezlerdi, öldürülmezlerdi" diyenler gibi olmayın. Allah, bunu onların kalplerinde onulmaz bir hasret olarak kıldı. Dirilten ve öldüren Allah’tır. Allah, yaptıklarınızı görendir.

ÂL-I İMRAN
3:163

بَصِيرٌ

beSīrun

görmektedir

Allah Katında onlar derece derecedir. Allah yaptıklarını görendir.

HAŞR
59:2

الْأَبْصَارِ

l-ebSāri

akıl

Kitap Ehlinden inkar edenleri ilk sürgünde yurtlarından çıkaran O’dur. Onların çıkacaklarını siz sanmamıştınız, onlar da kalelerinin kendilerini Allah’tan koruyacağını sanmışlardı. Böylece Allah(ın azabı) da, onlara hesaba katmadıkları bir yönden geldi, yüreklerine korku saldı; öyle ki evlerini kendi elleriyle ve mü’minlerin elleriyle tahrip ediyorlardı. Artık ey basiret sahipleri ibret alın.

AHZAB
33:9

بَصِيرًا

beSīran

görmekte

Ey iman edenler, Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani size ordular gelmişti; böylece Biz de onların üzerine, bir rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah, yaptıklarınızı görendir.

AHZAB
33:10

الْأَبْصَارُ

l-ebSāru

gözler

Hani onlar, size hem üstünüzden, hem alt tarafınızdan gelmişlerdi; gözler kaymış, yürekler hançereye gelip dayanmıştı ve siz Allah hakkında (birtakım) zanlarda bulunuyordunuz.

NISA
4:58

بَصِيرًا

beSīran

görendir

Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, işitendir, görendir.

NISA
4:134

بَصِيرًا

beSīran

görendir

Kim dünya sevab(yarar)ını isterse, dünyanın da, ahiretin de sevabı Allah Katındadır. Allah işitendir, görendir.

MUHAMMED
47:23

أَبْصَارَهُمْ

ebSārahum

gözlerini

İşte bunlar; Allah onları lanetlemiş, böylece (kulaklarını) sağırlaştırmış ve basiret (göz)lerini de kör etmiştir.

NUR
24:30

أَبْصَارِهِمْ

ebSārihim

bakışlarını

Mü’minlere söyle "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu, onlar için daha temizdir. Gerçekten Allah, yaptıklarından haberdardır.

NUR
24:31

أَبْصَارِهِنَّ

ebSārihinne

bakışlarını

Mü’min kadınlara da söyle "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar. Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan ya da kadına ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah’a tevbe edin ey mü’minler, umulur ki felah bulursunuz."

NUR
24:37

وَالْأَبْصَارُ

vel’ebSāru

ve gözlerin

(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah’ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten ’tutkuya kaptırıp alıkoymaz’; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar.

NUR
24:43

بِالْأَبْصَارِ

bil-ebSāri

gözleri

Görmedin mi ki, Allah bulutları sürmekte, sonra aralarını birleştirmekte, sonra da onları üst üste yığmaktadır; böylece, yağmurun bunların arasından akıp-çıktığını görürsün. Gökten içinde dolu bulunan dağlar (gibi bulutlar) indiriverir, onu dilediğine isabet ettirir de, dilediğinden onu çevirir; şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri kamaştırıp götürüverecektir.

NUR
24:44

الْأَبْصَارِ

l-ebSāri

gözleri

Allah, gece ile gündüzü evirip çevirir. Gerçekten bunda basiret sahipleri için birer ibret vardır.

MÜCADELE
58:1

بَصِيرٌ

beSīrun

görendir

Gerçekten Allah, eşi konusunda seninle tartışan ve Allah’a şikayette bulunan (kadın)ın sözünü işitti. Allah, aranızda geçen konuşmaları işitiyordu. Şüphesiz Allah, işitendir, görendir.

HUCURAT
49:18

بَصِيرٌ

beSīrun

görmektedir

Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. Allah, yaptıklarınızı görendir.

TEĞABUN
64:2

بَصِيرٌ

beSīrun

görmektedir

Sizi yaratan O’dur; buna rağmen sizden kiminiz kafirdir, kiminiz mü’min, Allah, yaptıklarınızı görendir.

FETIH
48:24

بَصِيرًا

beSīran

görmektedir

Onlara karşı size zafer verdikten sonra, Mekke’nin göbeğinde ellerini sizden ve sizin de ellerinizi onlardan çeken O’dur. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

MAIDE
5:71

بَصِيرٌ

beSīrun

görüyor

Bir fitne olmayacak sandılar, körleştiler, sağırlaştılar. Sonra Allah, tevbelerini kabul etti, (yine) onlardan çoğunluğu körleştiler, sağırlaştılar. Allah yapmakta olduklarını görendir.

MÜMTEHINE
60:3

بَصِيرٌ

beSīrun

görmektedir

Ne yakın akrabalarınız, ne çocuklarınız kıyamet günü size bir yarar sağlayamaz. (Allah) Sizin aranızı ayıracaktır. Allah, yaptıklarınızı görendir.

HADID
57:4

بَصِيرٌ

beSīrun

görmektedir

Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden O’dur. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni ve ona çıkanı bilir. Her nerede iseniz, O sizinle beraberdir, Allah, yaptıklarınızı görendir.