ق ن ط kökü Kur'an'da 19 defa geçmektedir.

AYETLER

HICR
15:55

الْقَانِطِينَ

l-ḳāniTīne

umut kesenler-

Dediler ki "Seni gerçekle müjdeledik; öyleyse umut kesenlerden olma."

HICR
15:56

يَقْنَطُ

yeḳneTu

umut keser

Dedi ki "Sapıklar dışında Rabbinin rahmetinden kim umut keser?"

ZÜMER
39:9

قَانِتٌ

ḳānitun

ibadet eden

Yoksa o, gece saatinde kalkıp da secde ederek ve kıyama durarak gönülden itaat (ibadet) eden, ahiretten sakınan ve Rabbinin rahmetini umud eden (gibi) midir? De ki "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Şüphesiz, temiz akıl sahipleri öğüt alıp-düşünürler."

ZÜMER
39:53

تَقْنَطُوا

teḳneTū

umut kesmeyin

(Benden onlara) De ki "Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü taşıran kullarım. Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, esirgeyendir."

FUSSILET
41:49

قَنُوطٌ

ḳanūTun

ümitsiz olur

İnsan, hayır istemekten bıkkınlık duymaz; fakat ona bir şer dokundu mu, artık o, ye’se düşen bir umutsuzdur.

ŞURA
42:28

قَنَطُوا

ḳaneTū

umutlarını kestikten

O’dur ki, onlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini serip-yayar. O, Veli’dir, Hamid’dir.

NAHL
16:120

قَانِتًا

ḳāniten

O’na ita’at eden

Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti; Allah’a gönülden yönelip itaat eden bir muvahhiddi ve o müşriklerden değildi.

RUM
30:26

قَانِتُونَ

ḳānitūne

ita’at etmektedirler

Göklerde ve yerde bulunanlar O’nundur; hepsi O’na ’gönülden boyun eğmiş’ bulunuyorlar.

RUM
30:36

يَقْنَطُونَ

yeḳneTūne

umutsuzluğa düşerler

Biz insanlara bir rahmet taddırdığımız zaman, onunla sevinirler; kendi ellerinin takdim ettiği dolayısıyla onlara bir kötülük isabet ettiğinde, hemen umutsuzluğa kapılırlar.

BAKARA
2:116

قَانِتُونَ

ḳānitūne

boyun eğmiştir

Dediler ki "Allah oğul edindi." O, (bu yakıştırmadan) Yücedir. Hayır, göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur, tümü O’na gönülden boyun eğmişlerdir.

BAKARA
2:238

قَانِتِينَ

ḳānitīne

gönülden bağlılık ve saygı ile

Namazları ve orta namazını (üstlerine düşerek, titizlik göstererek) koruyun ve Allah’a gönülden boyun eğiciler olarak (namaza) durun.

ÂL-I İMRAN
3:17

وَالْقَانِتِينَ

velḳānitīne

ve gönülden itaat edenler

Sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve ’seher vakitlerinde’ bağışlanma dileyenlerdir.

ÂL-I İMRAN
3:43

اقْنُتِي

ḳnutī

divan dur

"Meryem, Rabbine gönülden itaatte bulun, secde et ve rüku edenlerle birlikte rüku et."

AHZAB
33:31

يَقْنُتْ

yeḳnut

ita’ate devam ederse

Ama sizden kim Allah’a ve Resûlü’ne gönülden -itaat eder ve salih bir amelde bulunursa, ona ecrini iki kat veririz. Ve Biz ona üstün bir rızık da hazırlamışızdır.

AHZAB
33:35

وَالْقَانِتِينَ

velḳānitīne

ta’ate devam eden erkekler

Şüphesiz, Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, gönülden (Allah’a) itaat eden erkekler ve gönülden (Allah’a) itaat eden kadınlar, sadık olan erkekler ve sadık olan kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, saygıyla (Allah’tan) korkan erkekler ve saygıyla (Allah’tan) korkan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah’ı çokça zikreden erkekler ve (Allah’ı çokça) zikreden kadınlar; (işte) bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ecir hazırlamıştır.

AHZAB
33:35

وَالْقَانِتَاتِ

velḳānitāti

ve ta’ate devam eden kadınlar

Şüphesiz, Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, gönülden (Allah’a) itaat eden erkekler ve gönülden (Allah’a) itaat eden kadınlar, sadık olan erkekler ve sadık olan kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, saygıyla (Allah’tan) korkan erkekler ve saygıyla (Allah’tan) korkan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah’ı çokça zikreden erkekler ve (Allah’ı çokça) zikreden kadınlar; (işte) bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ecir hazırlamıştır.

NISA
4:34

قَانِتَاتٌ

ḳānitātun

ita’atkar olup

Allah’ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde ’sorumlu gözeticidir.’ Saliha kadınlar, gönülden (Allah’a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah Yücedir, büyüktür.

TAHRIM
66:5

قَانِتَاتٍ

ḳānitātin

gönülden ita’at eden

Belki onun Rabbi, -eğer o sizi boşayacak olursa- ona yerinize sizlerden daha hayırlı Müslüman, mü’min, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan dul ve bakire eşler’ verir.

TAHRIM
66:12

الْقَانِتِينَ

l-ḳānitīne

gönülden ita’at edenler-

İmran’ın kızı Meryem’i de. Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece Biz ona ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, (Rabbine) gönülden bağlı olanlardandı.