و ك ا kökü Kur'an'da 11 defa geçmektedir.

AYETLER

SAD
38:51

مُتَّكِئِينَ

muttekiīne

(koltuklara) yaslanılar

İçinde yaslanıp-dayanmışlardır; orda birçok meyve ve şarap istemektedirler.

YASIN
36:56

مُتَّكِئُونَ

muttekiūne

yaslanmışlardır

Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmışlardır.

TA-HA
20:18

أَتَوَكَّأُ

etevekkeu

dayanıyorum

Dedi ki "O, benim asamdır; ona dayanmakta, onunla davarlarım için ağaçlardan yaprak düşürmekteyim, onda benim için daha başka yararlar da var."

VAKI'A
56:16

مُتَّكِئِينَ

muttekiīne

yaslanırlar

Karşılıklı yaslanmışlardır.

YUSUF
12:31

مُتَّكَأً

muttekeen

dayanacak yastıklar

(Kadın) Onların düzenlerini işitince, onlara (bir davetçi) yolladı, oturup dayanacakları yerler hazırladı ve her birinin eline (önlerindeki meyveleri soymaları için) bıçak verdi. (Yusuf’a da) "Çık, onlara (görün)" dedi. Böylece onlar onu (olağanüstü güzellikte) görünce (insanüstü bir varlıkmış gibi gözlerinde) büyüttüler, (şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve "Allah’ı tenzih ederiz; bu bir beşer değildir. Bu, ancak üstün bir melektir" dediler.

ZUHRUF
43:34

يَتَّكِئُونَ

yettekiūne

yaslanacakları

Evlerine kapılar ve üzerinde yaslanıp-dayanacakları koltuklar,

KEHF
18:31

مُتَّكِئِينَ

muttekiīne

yaslanırlar

Onlar; altından ırmaklar akan Adn cennetleri onlarındır, orada altın bileziklerle süslenirler, hafif ipekten ve ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler giyerler ve tahtlar üzerinde kurulup-dayanırlar. (Bu,) Ne güzel sevap ve ne güzel destek.

TUR
52:20

مُتَّكِئِينَ

muttekiīne

yaslanarak

Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. Ve Biz onları iri-ceylan gözlü hurilerle evlendirmişiz.

RAHMAN
55:54

مُتَّكِئِينَ

muttekiīne

yaslanırlar

Astarları, ağır işlenmiş atlastan yataklar üzerinde yaslanırlar. İki cennetin de meyve-devşirmesi (ordakilere) yakın (kolay)dır.

RAHMAN
55:76

مُتَّكِئِينَ

muttekiīne

yaslanırlar

Yeşil yastıklara ve çarpıcı güzellikteki döşeklere yaslanırlar.

İNSAN
76:13

مُتَّكِئِينَ

muttekiīne

yaslanırlar

Orada tahtlar üzerinde yaslanıp-dayanmışlardır. Orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne de dondurucu bir soğuk görürler.