ش ف ع kökü Kur'an'da 31 defa geçmektedir.

AYETLER

MÜDDESIR
74:48

شَفَاعَةُ

şefāǎtu

şefa’ati

Artık, şefaat edenlerin şefaati onlara bir yarar sağlamaz.

MÜDDESIR
74:48

الشَّافِعِينَ

ş-şāfiǐyne

şefa’atçilerin

Artık, şefaat edenlerin şefaati onlara bir yarar sağlamaz.

FECR
89:3

وَالشَّفْعِ

ve şşef’ǐ

ve çift’e

Çifte ve tek’e,

NECM
53:26

شَفَاعَتُهُمْ

şefāǎtuhum

onların şefa’ati

Göklerde nice melekler vardır ki, onların şefaatleri hiçbir şeyle yarar sağlamaz; ancak Allah’ın dileyip razı olduğu kimseye izin verdikten sonra başka.

A'RAF
7:53

شُفَعَاءَ

şufeǎā'e

şefa’atçilerimiz

Onlar, onun tevilinden başkasına bakmazlar mı? Onun tevilinin geleceği gün, daha önce onu unutanlar, diyecekler ki "Gerçekten Rabbimiz’in elçileri bize hakkı getirmişlerdi. Şimdi bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Veya geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak." Gerçek şu ki onlar, kendilerini hüsrana uğratmışlardır, uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.

A'RAF
7:53

فَيَشْفَعُوا

feyeşfeǔ

şefa’at etsinler

Onlar, onun tevilinden başkasına bakmazlar mı? Onun tevilinin geleceği gün, daha önce onu unutanlar, diyecekler ki "Gerçekten Rabbimiz’in elçileri bize hakkı getirmişlerdi. Şimdi bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Veya geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak." Gerçek şu ki onlar, kendilerini hüsrana uğratmışlardır, uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.

YASIN
36:23

شَفَاعَتُهُمْ

şefāǎtuhum

onların şefa’ati

"Ben, O’ndan başka İlahlar edinir miyim ki, Rahman (olan Allah), bana bir zarar dileyecek olsa, ne onların şefaati bana bir şeyle yarar sağlar, ne de onlar beni kurtarabilirler."

MERYEM
19:87

الشَّفَاعَةَ

ş-şefāǎte

şefa’ate

Rahmanın Katında ahid almışların dışında (onlar) şefaate malik olmayacaklardır.

TA-HA
20:109

الشَّفَاعَةُ

ş-şefāǎtu

şefa’atinin

O gün, Rahman (olan Allah)’ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının şefaati bir yarar sağlamaz.

ŞU'ARA
26:100

شَافِعِينَ

şāfiǐyne

şefa’atçilerimiz

"Artık bizim için ne bir şefaatçi var,"

YUNUS
10:3

شَفِيعٍ

şefīǐn

şefaat edecek

Şüphesiz sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden, işleri evirip-çeviren Allah’tır. O’nun izni olmadıktan sonra, hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte Rabbiniz olan Allah budur, öyleyse O’na kulluk edin. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?

YUNUS
10:18

شُفَعَاؤُنَا

şufeǎā'unā

bizim şefaatçilerimizdir

Allah’ı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek ve yararları dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve "Bunlar Allah Katında bizim şefaatçilerimizdir" derler. De ki "Siz, Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk koştuklarınızdan uzak ve Yücedir."

EN'ÂM
6:51

شَفِيعٌ

şefīǔn

destekçileri

Rablerine (götürülüp) toplanacaklarından korkanları onunla (Kur’an’la) uyarıp-korkut; onlar için ondan başka ne velileri vardır ne şefaatçileri. Umulur ki korkup-sakınırlar.

EN'ÂM
6:70

شَفِيعٌ

şefīǔn

bir yardımcısı

Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kur’an’la) hatırlat ki, bir nefis, kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; (böylesinin) Allah’tan başka ne bir velisi, ne bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azap vardır.

EN'ÂM
6:94

شُفَعَاءَكُمُ

şufeǎā'ekumu

şefaatçilerinizi

Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de) ’teker teker, yapayalnız ve yalın (bir tarzda)’ Bize geldiniz ve size lütfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp-koparılmıştır ve haklarında zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır.

SEBE
34:23

الشَّفَاعَةُ

ş-şefāǎtu

şefa’ati

O’nun Katında izin verdiğinin dışında (hiç kimsenin) şefaati yarar sağlamaz. En sonunda kalplerinden korku giderilince (birbirlerine) "Rabbiniz ne buyurdu?" derler, "Hak olanı" derler. O, çok Yücedir, çok büyüktür.

ZÜMER
39:43

شُفَعَاءَ

şufeǎā'e

şefa’atçiler

Yoksa Allah’tan başka şefaat ediciler mi edindiler? De ki "Ya onlar, hiçbir şeye malik değillerse ve akıl da erdiremiyorlarsa?"

ZÜMER
39:44

الشَّفَاعَةُ

ş-şefāǎtu

şefa’at

De ki "Şefaatin tümü Allah’ındır. Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Sonra O’na döndürüleceksiniz."

MÜ'MIN
40:18

شَفِيعٍ

şefīǐn

bir aracıları

Onları, yaklaşmakta olan güne karşı uyar; o zaman yürekler gırtlaklara dayanır, yutkunur dururlar. Zalimler için ne koruyucu bir dost, ne sözü yerine getirebilir bir şefaatçi yoktur.

ZUHRUF
43:86

الشَّفَاعَةَ

ş-şefāǎte

şefa’at (yetkisin)e

O’nun dışında taptıkları şefaatte bulunmaya malik değildirler; ancak kendileri bilerek hakka şahidlik edenler başka.

ENBIYA
21:28

يَشْفَعُونَ

yeşfeǔne

şefa’at edemezler

O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir; onlar şefaat etmezler (kendisinden) hoşnut olunandan başka. Ve onlar, O’nun haşmetinden içleri titremekte olanlardır.

SECDE
32:4

شَفِيعٍ

şefīǐn

şefa’atçiniz

Allah; gökleri, yeri ve ikisi arasında olanları altı günde yarattı, sonra arşa istiva etti. Sizin O’nun dışında bir yardımcınız ve şefaatçiniz yoktur. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?

RUM
30:13

شُفَعَاءُ

şufeǎā'u

hiçbir şefa’atçi

(Allah’a eş koştukları) Ortaklarından kendilerine şefaatçi olan yoktur; onlar, ortaklarını inkar ediyorlar.

BAKARA
2:48

شَفَاعَةٌ

şefāǎtun

şefaat da

Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği, hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.

BAKARA
2:123

شَفَاعَةٌ

şefāǎtun

şefaat

Ve hiç kimsenin hiç kimse adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı ve hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.

BAKARA
2:254

شَفَاعَةٌ

şefāǎtun

şefaatin

Ey iman edenler, hiçbir alış-verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı gün gelmezden evvel, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. Kafirler... Onlar zulmedenlerdir.

BAKARA
2:255

يَشْفَعُ

yeşfeǔ

şefaat edebilir

Allah... O’ndan başka İlah yoktur. Diridir, Kaimdir. O’nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. İzni olmaksızın O’nun Katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O’nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O’na güç gelmez. O, pek Yücedir, pek büyüktür.

NISA
4:85

يَشْفَعْ

yeşfeǎ’

destek olursa

Kim, güzel bir aracılıkla aracılıkta (şefaatte) bulunursa, ondan kendisine bir hisse vardır; kim kötü bir aracılıkla aracılıkta bulunursa, ondan da kendisine bir pay vardır. Allah herşeyin üzerinde koruyucudur.

NISA
4:85

شَفَاعَةً

şefāǎten

bir destekle

Kim, güzel bir aracılıkla aracılıkta (şefaatte) bulunursa, ondan kendisine bir hisse vardır; kim kötü bir aracılıkla aracılıkta bulunursa, ondan da kendisine bir pay vardır. Allah herşeyin üzerinde koruyucudur.

NISA
4:85

يَشْفَعْ

yeşfeǎ’

destek olursa

Kim, güzel bir aracılıkla aracılıkta (şefaatte) bulunursa, ondan kendisine bir hisse vardır; kim kötü bir aracılıkla aracılıkta bulunursa, ondan da kendisine bir pay vardır. Allah herşeyin üzerinde koruyucudur.

NISA
4:85

شَفَاعَةً

şefāǎten

bir destekle

Kim, güzel bir aracılıkla aracılıkta (şefaatte) bulunursa, ondan kendisine bir hisse vardır; kim kötü bir aracılıkla aracılıkta bulunursa, ondan da kendisine bir pay vardır. Allah herşeyin üzerinde koruyucudur.