Ahmet Varol 

1. Allah, eşi hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikâyette bulunan kadının sözünü duydu. Allah sizin karşılıklı konuşmanızı duyuyordu. Şüphesiz Allah duyandır, görendir.

2. Sizden hanımlarına zihâr yapanlar (bilsinler ki) onlar (hanımları) kendilerinin anaları değildirler. Anaları ancak kendilerini doğurmuş olanlardır. Onlar elbette çirkin ve yalan bir söz söylemektedirler. Şüphesiz Allah affedicidir, bağışlayıcıdır.

3. Hanımlarına zihâr yapıp sonra da söylediklerinden dönenler, birbirleriyle temas etmeden önce bir köleyi hürriyetine kavuşturmalıdırlar. İşte size bununla öğüt verilmektedir. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

4. Kim (bu imkânı) bulamazsa, yine birbirleriyle temas etmeden önce aralıksız iki ay oruç tutması gerekir. Buna da güç yetiremeyen altmış yoksulu doyursun. Bu Allah’a ve Peygamber’ine iman etmeniz içindir. Bunlar, Allah’ın sınırlarıdır. İnkâr edenler için ise acıklı bir azap vardır.

5. Şüphesiz Allah’a ve Peygamber’ine karşı gelenler, kendilerinden öncekiler alçaltıldıkları gibi alçaltılmışlardır. Oysa biz, apaçık âyetler indirdik. İnkâr edenler için aşağılayıcı bir azap vardır.

6. O gün Allah, onların tümünü diriltir ve yaptıklarını kendilerine haber verir. Allah on(ların yaptıkların)ı hep saymış, onlarsa onu unutmuşlardır. Allah her şeye şahittir.

7. Allah’ın göklerde ve yerde ne varsa bildiğini görmedin mi? Üç kişi aralarında gizli konuşsa mutlaka dördüncüleri O’dur; beş kişi olsalar altıncıları O’dur. Bundan az da olsalar, çok da olsalar her nerede bulunsalar O kendileriyle beraberdir. Sonra kıyamet günü yaptıklarını kendilerine haber verir. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir.

8. ’Söylediğimizden dolayı Allah bize azap etse ya!’ derler. Cehennem onlara yeter. Oraya girerler. Orası ne kötü bir varış yeridir!

9. Ey iman edenler! Aranızda gizli konuştuğunuz zaman günâh, düşmanlık ve Peygamber’e karşı gelme üzerinde konuşmayın. İyilik ve takva üzerinde konuşun ve huzurunda toplanacağınız Allah’tan sakının.

10. Gizli konuşma ancak şeytandandır. İman edenleri üzmek için (şeytan buna yöneltir). Oysa bu, Allah’ın izni olmadan onlara bir zarar verecek değildir. Mü’minler yalnız Allah’a güvensinler.

11. ’Yer açın’ dendiği zaman yer açın ki Allah da size genişlik versin. ’Kalkın’ dendiği zaman da kalkın, Allah sizden iman edenleri ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

12. Ey iman edenler! Siz Peygamber’e gizli bir şey arzedeceğiniz zaman gizli konuşmanızdan önce sadaka verin. Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Eğer bulamazsanız, Allah bağışlayandır, rahmet edendir.

13. Gizli konuşmanızdan önce sadakalar vermekten korktunuz mu? Madem ki yapmadınız, Allah da sizin tevbelerinizi kabul etti; şu halde namaz kılın, zekât verin, Allah’a ve Peygamber’ine itaat edin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

14. Allah’ın kendilerine kızdığı bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Bile bile yalan üzere yemin ediyorlar.

15. Allah onlar için şiddetli bir azap hazırlamıştır. Onların yaptıkları gerçekten ne kadar kötüdür!

16. Yeminlerini bir kalkan edindiler de böylece Allah’ın yolundan alıkoydular. Artık onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.

17. Onların malları ve çocukları Allah katında onlara bir şey sağlamayacaktır. Onlar ateş halkıdır. Orada sürekli kalacaklardır.

18. O gün Allah, onların tümünü diriltir, size yemin ettikleri gibi O’na da yemin ederler ve kendilerinin bir şey üzere olduklarını sanırlar. İyi bilin ki, onlar yalancıların tâ kendileridir.

19. Şeytan onları kuşatmış ve kendilerine Allah’ı anmayı unutturmuştur. İşte onlar şeytanın taraftarlarıdırlar. İyi bilin ki şeytanın taraftarları, zarara (hüsrana) uğrayacakların kendileridirler.

20. Şüphesiz Allah’a ve Peygamber’ine karşı gelenler (var ya), onlar, en aşağılar arasındadırlar.

21. ’Elbette ben ve peygamberlerim galip geleceğiz’ diye yazmıştır. Şüphesiz Allah güçlüdür, yücedir.

22. Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir topluluğun; babaları, oğulları, kardeşleri veya aşiretleri bile olsa Allah’a ve Peygamber’ine karşı gelenlerle dostluk ettiklerini görmezsin. Onlar, Allah’ın kalplerine imanı yazdığı ve kendilerini tarafından bir ruhla desteklediği kimselerdir. Onları içinde sonsuza kadar kalmaları üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Allah onlardan hoşnut olmuş, onlar da O’ndan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar Allah’ın taraftarlarıdırlar. İyi bilin ki Allah’ın taraftarları, kurtuluşa erecek olanların tâ kendileridir.