وَكَذَٰلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُوًّا شَيَاطِينَ الْإِنْسِ وَالْجِنِّ يُوحِي بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ زُخْرُفَ الْقَوْلِ غُرُورًا ۚ وَلَوْ شَاءَ رَبُّكَ مَا فَعَلُوهُ ۖ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُونَ

Ve kezalike cealna li külli nebiyyin adüvven şeyatıynel insi vel cinni yuhıy ba’duhüm illa ba’dın zuhrufel kavli ğurura ve lev şae rabbüke ma fealuhü fezerhüm ve ma yefterun

MEALLER
Abdulbaki Gölpınarlı

İşte biz, böylece her peygambere insan ve cin Şeytanlarını düşman ettik; bâzısı, bâzısına yaldızlı sözler söyleyerek aldatır. Rabbin dileseydi yapamazlardı bunu, onları da bırak, iftirâlarını da.

Abdullah Parlıyan

Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık; bunlar birbirlerini aldatmak için zihin çelmeyi amaçlayan, yaldızlı parlak sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi, onlar bunu yapamazlardı. Bırak onları düzdükleri iftiralarla başbaşa kalsınlar.

Adem Uğur

Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu da yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle başbaşa bırak.

Ahmed Hulusi

Böylece her Nebiye (ölümsüz sonsuz gelecek yaşam habercisine) insan şeytanlarını (kendini beden kabul edip yalnızca bedenin zevkleri için yaşayanları) ve cin şeytanlarını düşman kıldık... Onlardan bazısı bazısına, aldatmak için yaldızlı söz vahyeder! Eğer Rabbin dileseydi onu yapmazlardı... Artık bırak onları iftiraları ile başbaşa!

Ahmet Varol

Bu şekilde her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman ettik. Onlar aldatmak için, birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Sen onları uydurduklarıyla başbaşa bırak.

Ali Bulaç

Böylece her peygambere, insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onlardan bazısı bazısını aldatmak için yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Öyleyse onları yalan olarak düzmekte olduklarıyla baş başa bırak.

Ali Fikri Yavuz

Böylece biz her Peygambere, insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. O şeytanlar, aldatmak için birbirlerine lâfın yaldızlısını telkin ederler. Eğer Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. O halde, onları, uydurmakta oldukları yalanlarıyla başbaşa bırak.

Bayraktar Bayraklı

Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi, onu da yapamazlardı. Artık onları, uydurdukları şeylerle baş başa bırak.

Bekir Sadak

(112-11) 3 Aldatmak icin birbirlerine cazip sozler fisildayan cin ve insan seytanlarini her peygambere dusman yaptik. Bu seytanlar ahirete inanmayanlarin kalblerinin o sozlere yonelmesi, ondan hosnut olmasi ve kendilerinin isledikleri suclari islemeleri icin byle yaparlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardÙ, sen onlarÙ iftiralarÙ ile ba_ba_a bÙrak.

Celal Yıldırım

İşte bunun gibi her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık; onlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. Onları da, iftira edip durdukları şeyleri de (başbaşa) bırak.

Cemal Külünkoğlu

İşte böylece biz, her peygambere, insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onlardan bazısı bazısını aldatmak için yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi (onlar da inat etmeseydi) bunu yapmazlardı. Öyleyse onları uydurdukları iftiralarıyla baş başa bırak.

Diyanet İşleri

İşte böylece biz her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar fısıldarlar. Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı. O hâlde, onları iftiralarıyla baş başa bırak.

Diyanet Vakfı

Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu da yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle başbaşa bırak.

Edip Yüksel

Böylece, her peygambere insanlardan ve cinlerden olan sapkınları düşman kıldık. Aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözleri vahyederler. Efendin dileseydi bunu yapamazlardı. Onlara ve ettikleri iftiralara aldırma.

Elmalılı Hamdi Yazır

Biz böylece, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar birbirini aldatmak için süslü sözlerle vesvese verirler. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları iftiraları ile başbaşa bırak.

Fizil-al il Kuran

Böylece biz insandan ve cinden şeytanları her peygambere düşman kıldık. Bunlar birbirlerini aldatmak için yaldızlı sözler söylerler. Eğer Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı. Onları asılsız uydurmalarıyla başbaşa bırak.

Gültekin Onan

Böylece her peygambere insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onlardan bazısı bazısını aldatmak için yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yap(a)mazlardı. Öyleyse onları yalan olarak düzmekte olduklarıyla başbaşa bırak.

Harun Yıldırım

Biz böylece her nebiye insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Onlardan kimisi kimini aldatmak için yaldızlı sözler fısıldar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. Artık sen de onları iftiraları ile başbaşa bırak.

Hasan Basri Çantay

Biz, (sana yapdığımız gibi) her peygambere de insan ve cin şeytanlarını böylece düşman yapdık. Onlardan kimi kimine, aldatmak için, yaldızlı bir takım söz (ler ve vesveseler) telkıyn eder. Eğer Rabbin dileseydi bunu (bu telkıyni) yapmazlardı. Öyle ise onları düzmekde oldukları yalanlarıyla beraber (baş başa) bırak.

Hayrat Neşriyat

Ve böylece her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık; (bunlar)aldatmak için birbirlerine (bâtıl) sözün yaldızlısını fısıldarlar. Hâlbuki Rabbin dileseydi onu(aslâ) yapamazlardı; öyleyse onları ve uydurmakta oldukları şeyleri bırak!

İbn-i Kesir

İşte böylece Biz, her peygambere insan ve cinn şeytanlarını düşman yaptık. Onlardan kimi, kimini aldatmak için cazip sözler fısıldarlar. Eğer Rabbın dileseydi; bunu yapamazlardı. Öyleyse onları iftiraları ile başbaşa bırak.

İlyas Yorulmaz

Böylece biz her peygamber için bilinen ve bilinmeyen, doğruya karşı çıkanları (şeytanları) düşmanlar yaptık. Kendilerini aldatmak için, süslü sözlerle birbirleriyle fısıltılaşıyorlar. Rabbin dileseydi bunları yapamazlardı. O halde onları uydurdukları ila baş başa bırak.

İskender Ali Mihr

Ve böylece peygamberlerin hepsine, insan ve cin şeytanları düşman kıldık. Onlar, birbirlerine aldatarak güzel (süslü) sözler vahyederler (fısıldarlar). Ve eğer Rabbin dileseydi, onu yapamazlardı. Artık onları ve iftira ettikleri şeyleri terket (bırak).

Kadri Çelik

Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. (Bunlar) Aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu da yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle baş başa bırak.

Muhammed Esed

Ve işte böylece, biz, hem insanlar hem de görünmez varlıklar içinden zihin çelmeyi amaçlayan yaldızlı/parlak yarı hakikatleri birbirine fısıldayan şeytani güçleri peygambere düşman kıldık. Ama Rabbin dilemedikçe onlar bunu yapamazlardı o halde, onlardan ve onların mesnetsiz hayallerinden uzak durun!

Mustafa İslamoğlu

Ve böylece Biz, görünür-görünmez şeytanları her peygambere düşman kıldık. Onlar aldatmak amacıyla birbirlerine yaldızlı yalanları telkin ediyorlar. Ama eğer Rabbin dileseydi, onlar bunu yapamazlardı o halde onlardan da, uyduruk teorilerinden de uzak dur!

Ömer Nasuhi Bilmen

Ve böyle her peygamber için insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Onların bazısı bazısına, aldatmak için sözün yaldızlısını telkin eder. Ve eğer Rabbin dilemiş olsaydı onu yapmazlardı, artık onları ve iftira eder oldukları şeyleri bırak.

Ömer Öngüt

Biz her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Onlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. Artık sen onları uydurdukları şeylerle başbaşa bırak!

Sadık Türkmen

Işte böylece; her nebiye/peygambere, insan ve cin şeytanlar düşmanlık yaptılar. Aldatmak için sözün yaldızlısını birbirlerine fısıldarlar. Eğer Rabbin özgür irade vermeseydi bunu yapamazlardı! Artık onları uydurup iftira ettikleri şeylerle baş başa bırak!

Seyyid Kutub

Böylece biz insandan ve cinden şeytanları her peygambere düşman kıldık. Bunlar birbirlerini aldatmak için yaldızlı sözler söylerler. Eğer Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı. Onları asılsız uydurmalarıyla başbaşa bırak.

Suat Yıldırım

Böylece biz her peygambere, insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Onlardan kimi kimine, aldatmak için birtakım yaldızlı sözler fısıldayıp telkin ederler. Eğer Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı. O halde onları, düzmekte oldukları yalanlarıyla baş başa bırak!

Süleyman Ateş

Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytânlarını düşman yaptık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları, uydurdukları şeylerle baş başa bırak.

Şaban Piriş

Böylece, Biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Birbirlerini aldatmak için yaldızlı sözler telkin ederler, Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. Öyleyse onları uydurdukları şeylerle başbaşa bırak.

Tefhim-ul Kur'an

Böylece her peygambere, insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onlardan bazısı bazısını aldatma için yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Öyleyse onları yalan olarak düzmekte olduklarıyla başbaşa bırak.

Yaşar Nuri Öztürk

İşte böyle, biz peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın yaldızlısını fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Bırak onları, düzdükleri iftiralarla başbaşa kalsınlar;

Yusuf Ali (İngilizce)

Likewise did We make for every Messenger an enemy,- evil ones among men and jinns, inspiring each other with flowery discourses by way of deception. If thy Lord had so planned, they would not have done it so leave them and their inventions alone.

KELİME KÖKLERİ
وَكَذَٰلِكَ
ve keƶālike
ve böylece
جَعَلْنَا
ceǎlnā
biz yaptık ج ع ل
لِكُلِّ
likulli
her ك ل ل
نَبِيٍّ
nebiyyin
peygambere ن ب ا
عَدُوًّا
ǎduvven
düşman ع د و
شَيَاطِينَ
şeyāTīne
şeytanlarını ش ط ن
الْإِنْسِ
l-insi
insan ا ن س
وَالْجِنِّ
velcinni
ve cin ج ن ن
يُوحِي
yūHī
fısıldarlar و ح ي
بَعْضُهُمْ
beǎ’Duhum
bir kısmı ب ع ض
إِلَىٰ
ilā
بَعْضٍ
beǎ’Din
diğerlerine ب ع ض
زُخْرُفَ
zuḣrufe
yaldızlı ز خ ر ف
الْقَوْلِ
l-ḳavli
sözler ق و ل
غُرُورًا
ğurūran
aldatmak için غ ر ر
وَلَوْ
velev
ve eğer
شَاءَ
şā'e
dileseydi ش ي ا
رَبُّكَ
rabbuke
Rabbin ر ب ب
مَا
فَعَلُوهُ
feǎlūhu
onu yapamazlardı ف ع ل
فَذَرْهُمْ
feƶerhum
artık onları baş başa bırak و ذ ر
وَمَا
ve mā
şeylerle
يَفْتَرُونَ
yefterūne
uydurdukları ف ر ي