ر ب ب kökü Kur'an'da 980 defa geçmektedir.

AYETLER

ÂLAK
96:1

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Yaratan Rabbin adıyla oku.

ÂLAK
96:3

وَرَبُّكَ

ve rabbuke

ve Rabbin

Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir;

ÂLAK
96:8

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinedir

Şüphesiz, dönüş yalnızca Rabbinedir.

KALEM
68:2

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Sen, Rabbinin nimetiyle bir mecnun değilsin.

KALEM
68:7

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Elbette senin Rabbin, kimin Kendi yolundan şaşırıp-saptığını daha iyi bilendir; ve kimin hidayete erdiğini de daha iyi bilendir.

KALEM
68:19

رَبِّكَ

rabbike

Rabbi-

Fakat onlar, uyuyorlarken, Rabbin tarafından dolaşıp-gelen bir bela’ onun üstünü sarıp-kuşatıverdi.

KALEM
68:29

رَبِّنَا

rabbinā

Rabbimizi

Dediler ki "Rabbimiz Seni tesbih eder, yüceltiriz; gerçekten bizler zalim imişiz."

KALEM
68:32

رَبُّنَا

rabbunā

Rabbimiz

"Belki Rabbimiz, onun yerine daha hayırlısını verir; şüphesiz biz, yalnızca Rabbimiz’e rağbet eden kimseleriz."

KALEM
68:32

رَبِّنَا

rabbinā

Rabbimizi

"Belki Rabbimiz, onun yerine daha hayırlısını verir; şüphesiz biz, yalnızca Rabbimiz’e rağbet eden kimseleriz."

KALEM
68:34

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

Doğrusu, muttaki olanlar için Rableri Katında nimetlerle donatılmış cennetler vardır.

KALEM
68:48

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Şimdi sen, Rabbinin hükmüne sabret ve balık sahibi (Yunus) gibi olma; hani o, içi kahır dolu olarak (Rabbine) çağrıda bulunmuştu.

KALEM
68:49

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbi-

Eğer Rabbinden bir nimet ona ulaşmasaydı, mutlaka yerilmiş ve çıplak bir durumda (karaya) atılmış olacaktı.

KALEM
68:50

رَبُّهُ

rabbuhu

Rabbi

Fakat Rabbi onu seçti ve onu salih olanlardan kıldı.

MÜZZEMMIL
73:8

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Rabbinin ismini zikret ve herşeyden kendini çekerek yalnızca O’na yönel.

MÜZZEMMIL
73:9

رَبُّ

rabbu

Rabbidir

(Allah,) Doğunun ve batının Rabbidir. O’ndan başka İlah yoktur. Şu halde (yalnızca) O’nu vekil tut.

MÜZZEMMIL
73:19

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbine

Şüphesiz, bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol bulabilir.

MÜZZEMMIL
73:20

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Gerçekten Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde (namaz için) kalktığını bilir; seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını bilir). Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. Sizin bunu sayamıyacağınızı bildi, böylece tevbenizi (O’na dönüşünüzü) kabul etti. Şu halde Kur’an’dan kolay geleni okuyun. Allah sizden hastalar olduğunu, başkalarının Allah’ın fazlından aramak için yeryüzünde gezip-dolaşacaklarını ve diğerlerinin Allah yolunda çarpışacaklarını bilmiştir. Öyleyse ondan (Kur’an’dan) kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a güzel bir borç verin. Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir (karşılık) olarak Allah Katında bulursunuz. Allah’tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

MÜDDESIR
74:3

وَرَبَّكَ

ve rabbeke

ve Rabbini

Rabbini tekbir et (yücelt)

MÜDDESIR
74:7

وَلِرَبِّكَ

velirabbike

ve Rabbin için

Rabbin için sabret.

MÜDDESIR
74:31

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık. Ve onların sayısını inkar edenler için yalnızca bir fitne (konusu) yaptık ki, kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın. Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kafirler de şöyle desin "Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi?" İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıp-saptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularını Kendisi’nden başka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, beşer (insan) için yalnızca bir öğüttür.

FATIHA
1:2

رَبِّ

rabbi

Rabbi

Hamd Alemlerin Rabbinedir.

TEKVIR
81:29

رَبُّ

rabbu

Rabbi

Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.

A'LA
87:1

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Rabbinin Yüce ismini tesbih et,

A'LA
87:15

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

Ve Rabbinin ismini zikredip namaz kılan.

LEYL
92:20

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

Ancak Yüce Rabbinin rızasını aramak için (verir).

FECR
89:6

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Rabbinin Ad (kavmin)e ne yaptığını görmedin mi?

FECR
89:13

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Bundan dolayı, Rabbin, onların üzerine bir azap kamçısı çarpıverdi.

FECR
89:14

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Çünkü senin Rabbin, gerçekten gözetleme yerindedir.

FECR
89:15

رَبُّهُ

rabbuhu

Rabbi

Fakat insan; ne zaman Rabbi kendisini bir denemeden geçirse, ona bir keremde bulunsa, nimetler verse "Rabbim bana ikram etti" der.

FECR
89:15

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Fakat insan; ne zaman Rabbi kendisini bir denemeden geçirse, ona bir keremde bulunsa, nimetler verse "Rabbim bana ikram etti" der.

FECR
89:16

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Ama ne zaman onu deneyerek, rızkını kıssa, hemen "Rabbim bana ihanet etti" der.

FECR
89:22

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbine

Rabbin(in buyruğu) geldiği ve melekler dizi dizi durduğu zaman;

FECR
89:28

رَبِّكِ

rabbiki

Rabbine

Rabbine, hoşnut edici ve hoşnut edilmiş olarak dön.

DUHA
93:3

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Rabbin seni terk etmedi ve darılmadı.

DUHA
93:5

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Elbette Rabbin sana verecek, böylece sen hoşnut kalacaksın.

DUHA
93:11

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Rabbinin nimetini durmaksızın anlat.

İNŞIRAH
94:8

رَبِّكَ

rabbike

Rabb’ine

Ve yalnızca Rabbine rağbet et.

ADIYAT
100:6

لِرَبِّهِ

lirabbihi

Rabbine karşı

Gerçekten insan, Rabbine karşı nankördür.

ADIYAT
100:11

رَبَّهُمْ

rabbehum

Rabbleri

Şüphesiz, o gün Rableri, kendilerinden gerçekten haberdardır.

KEVSER
108:2

لِرَبِّكَ

lirabbike

Rabbin için

Şu halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.

FIL
105:1

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbinin

Rabbinin fil sahiplerine neler yaptığını görmedin mi?

FELAK
113:1

بِرَبِّ

birabbi

Rabbe

De ki Sabahın Rabbine sığınırım.

NAS
114:1

بِرَبِّ

birabbi

Rabbine

De ki İnsanların Rabbine sığınırım.

NECM
53:18

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

Andolsun, o, Rabbinin en büyük ayetlerinden olanı gördü.

NECM
53:23

رَبِّهِمُ

rabbihimu

Rableri

Bu (putlar ise,) sizin ve atalarınızın (kendi istek ve öngörünüze göre) isimlendirdiğiniz (keyfi) isimlerden başkası değildir. Allah, onlarla ilgili ’hiçbir delil’ indirmemiştir. Onlar, yalnızca zanna ve nefislerinin (alçak) heva (istek ve tutku) olarak arzu ettiklerine uyuyorlar. Oysa andolsun, onlara Rablerinden yol gösterici gelmiştir.

NECM
53:30

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

İşte onların ilimden yana ulaşabildikleri (son sınır) budur. Şüphesiz, senin Rabbin; Kendi yolundan sapanı en iyi bilen O’dur ve hidayet bulanı da en iyi bilen O’dur.

NECM
53:32

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbinin

Ki onlar, ufak tefek günahlar dışında, günahın büyük olanından ve çirkin utanmazlıklardan kaçınırlar. Şüphesiz senin Rabbin, mağfireti geniş olandır. O, sizi daha iyi bilendir; hem sizi topraktan inşa ettiği (yarattığı) ve siz daha annelerinizin karnında cenin halinde bulunduğunuz zaman da. Öyleyse kendinizi temize çıkarıp-durmayın. O, sakınanı daha iyi bilendir.

NECM
53:42

رَبِّكَ

rabbike

senin Rabbine

Elbette son varış Rabbine olacaktır.

NECM
53:49

رَبُّ

rabbu

Rabbi

Doğrusu, ’Şi’ra (yıldızı)nın’ Rabbi O’dur.

NECM
53:55

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Öyleyse, Rabbinin hangi nimetlerinden şüphe ediyorsun?

KADIR
97:4

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rab’lerinin

Melekler ve ruh, onda Rablerinin izniyle her bir iş için inerler.

ŞEMS
91:14

رَبُّهُمْ

rabbuhum

Rableri

Fakat, onu yalanladılar, deveyi yere yıkıp öldürdüler. Rableri de günahları dolayısıyla ’onları yerle bir etti, kırıp geçirdi’; orasını da dümdüz etti.

BÜRUC
85:12

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Doğrusu, Rabbinin ’zorlu yakalayışı’ şiddetlidir.

KUREYŞ
106:3

رَبَّ

rabbe

Rabbine

Şu Ev (Ka’be’n)in Rabbine kulluk etsinler;

KIYAMET
75:12

رَبِّكَ

rabbike

O gün, ’sonunda varılıp karar kılınacak yer (müstakar)’ yalnızca Rabbinin katıdır.

KIYAMET
75:23

رَبِّهَا

rabbihā

Rabbine

Rablerine bakıp-durur.

KIYAMET
75:30

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinedir

O gün sevk, yalnızca Rabbinedir.

KAF
50:27

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Onun yakın-dostu (saptırıcı) dedi ki "Rabbimiz, ben onu kışkırtıp-azdırdım. Ancak kendisi (haktan) uzak bir sapıklık içindeydi."

KAF
50:39

رَبِّكَ

rabbike

Rabbini

Öyleyse sen, onların dediklerine karşılık sabret ve Rabbini güneşin doğuşundan önce ve batışından önce hamd ile tesbih et.

KAMER
54:10

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbine

Sonunda Rabbine dua etti "Gerçekten ben, yenik düşmüş durumdayım. Artık Sen (bu kafir toplumdan) intikam al."

SAD
38:9

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Yoksa, güçlü ve üstün olan, karşılıksız bağışlayan Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır?

SAD
38:16

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

(Alaylı alaylı) Dediler ki "Rabbimiz, hesap gününden önce (azaptan bize vadettiğin) payımızı çabuklaştırıver."

SAD
38:24

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbinden

(Davud) Dedi ki "Andolsun senin koyununu, kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiştir. Doğrusu, (emek ve mali güçlerini) birleştirip katan (ortak)lardan çoğu, birbirlerine karşı tecavüz ederler; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. Onlar da ne kadar azdır." Davud, gerçekten Bizim onu imtihan ettiğimizi sandı, böylece Rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı ve (Bize gönülden) yönelip-döndü.

SAD
38:32

رَبِّي

rabbī

Rabbimi

O da demişti ki "Gerçekten ben, mal (veya at) sevgisini Rabbimi zikretmekten dolayı tercih ettim." Sonunda bu atlar (koştular ve toz) perdesinin arkasına saklandılar.

SAD
38:35

رَبِّ

rabbi

Rabbim

"Rabbim, beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülkü bana armağan et. Şüphesiz Sen, karşılıksız armağan edensin."

SAD
38:41

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbine

Kulumuz Eyyub’u da hatırla. Hani o "Herhalde şeytan, bana kahredici bir acı ve azap dokundurdu" diye Rabbine seslenmişti.

SAD
38:61

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Derler ki "Rabbimiz, kim bunu bizim önümüze sürdüyse, ateşteki azabını kat kat arttır."

SAD
38:66

رَبُّ

rabbu

Rabbidir

"Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir, üstün ve güçlü olan, bağışlayandır."

SAD
38:71

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Hani Rabbin meleklere "Gerçekten Ben, çamurdan bir beşer yaratacağım" demişti.

SAD
38:79

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Dedi ki "Rabbim, öyleyse onların dirilecekleri güne kadar bana süre tanı."

A'RAF
7:3

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

Rabbinizden size indirilene uyun, O’ndan başka velilere uymayın. Ne az öğüt alıyorsunuz?

A'RAF
7:20

رَبُّكُمَا

rabbukumā

Rabbiniz

Şeytan, kendilerinden ’örtülüp gizlenen çirkin yerlerini’ açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki "Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir."

A'RAF
7:22

رَبُّهُمَا

rabbuhumā

Rableri

Böylece onları aldatarak düşürdü. Ağacı tattıkları anda ise, ayıp yerleri kendilerine beliriverdi ve üzerlerini cennet yapraklarından örtmeye başladılar. (O zaman) Rableri kendilerine seslendi "Ben sizi bu ağaçtan menetmemiş miydim? Ve şeytanın sizin gerçekten apaçık bir düşmanınız olduğunu söylememiş miydim?"

A'RAF
7:23

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Dediler ki "Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan olacağız."

A'RAF
7:29

رَبِّي

rabbī

Rabbim

De ki "Rabbim adaletle davranmayı emretti. Her mescid yanında (secde yerinde) yüzlerinizi (O’na) doğrultun ve dini yalnız Kendisi’ne has kılarak O’na dua edin. "Başlangıçta sizi yarattığı" gibi döneceksiniz."

A'RAF
7:33

رَبِّيَ

rabbiye

Rabbim

De ki "Rabbim yalnızca çirkin-hayasızlıkları -onlardan açıkta olanlarını ve gizli olanlarını,- günah işlemeyi, haklı nedeni olmayan ’isyan ve saldırıyı’ kendisi hakkında ispatlayıcı bir delil indirmediği şeyi Allah’a şirk koşmanızı ve Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır."

A'RAF
7:38

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

(Allah) diyecek "Cinlerden ve insanlardan sizden önce geçmiş ümmetlerle birlikte ateşe girin." Her bir ümmet girişinde kardeşini (kendi benzerini) lanetler. Nitekim hepsi birbiri ardınca orada toplanınca, en sonra yer alanlar, en önde gelenler için "Rabbimiz, işte bunlar bizi saptırdı; öyleyse ateşten kat kat artırılmış bir azap ver diyecekler. (Allah da) "Hepsi için kat kattır. Ancak siz bilmezsiniz" diyecek.

A'RAF
7:43

رَبِّنَا

rabbinā

Rabbimizin

Biz onların göğüslerinde kinden ne varsa çekip almışız. Altlarından ırmaklar akar. Derler ki "Bizi buna ulaştıran Allah’a hamd olsun. Eğer Allah bize hidayet vermeseydi biz doğruya ermeyecektik. Andolsun, Rabbimiz’in elçileri hak ile geldiler." Onlara "İşte bu, yaptıklarınıza karşılık olarak mirasçı kılındığınız cennettir" diye seslenilecek.

A'RAF
7:44

رَبُّنَا

rabbunā

Rabbimizin

Cennet halkı, ateş halkına (şöyle) seslenecekler "Bize Rabbimiz’in vadettiğini gerçek buldunuz mu?" Onlar da "Evet" derler. Bundan sonra içlerinden seslenen biri (şöyle) seslenecektir "Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun."

A'RAF
7:44

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbinizin

Cennet halkı, ateş halkına (şöyle) seslenecekler "Bize Rabbimiz’in vadettiğini gerçek buldunuz mu?" Onlar da "Evet" derler. Bundan sonra içlerinden seslenen biri (şöyle) seslenecektir "Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun."

A'RAF
7:47

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Gözleri cehennem halkından yana çevrilince "Rabbimiz, bizi zalimler topluluğuyla birlikte kılma" derler.

A'RAF
7:53

رَبِّنَا

rabbinā

Rabbimizin

Onlar, onun tevilinden başkasına bakmazlar mı? Onun tevilinin geleceği gün, daha önce onu unutanlar, diyecekler ki "Gerçekten Rabbimiz’in elçileri bize hakkı getirmişlerdi. Şimdi bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Veya geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak." Gerçek şu ki onlar, kendilerini hüsrana uğratmışlardır, uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.

A'RAF
7:54

رَبَّكُمُ

rabbekumu

Rabbiniz

Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah’tır. Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, Güneş’e, Ay’a ve yıldızlara Kendi buyruğuyla baş eğdirendir. Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O’nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne Yücedir.

A'RAF
7:54

رَبُّ

rabbu

Rabbi

Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah’tır. Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, Güneş’e, Ay’a ve yıldızlara Kendi buyruğuyla baş eğdirendir. Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O’nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne Yücedir.

A'RAF
7:55

رَبَّكُمْ

rabbekum

Rabbinize

Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin. Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez.

A'RAF
7:58

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

Güzel şehrin bitkisi, Rabbinin izniyle çıkar; kötü olandan ise kavruktan başkası çıkmaz. İşte Biz, şükreden bir topluluk için ayetleri böyle çeşitli biçimlerde açıklıyoruz.

A'RAF
7:61

رَبِّ

rabbi

Rabbi

O "Ey kavmim, bende bir ’şaşırmışlık ve sapmışlık’ yoktur; ama ben alemlerin Rabbinden bir elçiyim." dedi.

A'RAF
7:62

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

"Size Rabbimin risaletini tebliğ ediyorum. (Ayrıca) Size öğüt veriyor ve sizin bilmediklerinizi ben Allah’tan biliyorum.

A'RAF
7:63

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

"Sakınıp rahmete kavuşmanız için, içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam aracılığı ile bir zikir (kitap) gelmesine mi şaştınız?"

A'RAF
7:67

رَبِّ

rabbi

Rabbi

(Hud) "Ey kavmim" dedi. "Bende ’akıl yetersizliği’ yoktur; ama ben gerçekten alemlerin Rabbinden bir elçiyim" dedi.

A'RAF
7:68

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

"Size Rabbimin risaletini tebliğ ediyorum. Ben sizin için güvenilir bir öğütçüyüm."

A'RAF
7:69

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz

"Sizi uyarmak için aranızdan bir adam aracılığıyla Rabbinizden size bir zikrin gelmesine mi şaşırdınız? (Allah’ın) Nuh kavminden sonra sizi halifeler kıldığını ve sizin yaratılışta gelişiminizi arttırdığını (veya üstün kıldığını) hatırlayın. Öyleyse Allah’ın nimetlerini hatırlayın, ki kurtuluş bulasınız."

A'RAF
7:71

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

"Andolsun" dedi. "Rabbinizden üzerinize iğrenç bir azap ve gazab gerekli kılındı. Allah’ın kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği ve sizin ile babalarınızın isimlendirdiği (düzüp uydurduğu) birtakım isimler (düzme tanrılar ve kurallar) adına mı benimle mücadele ediyorsunuz? Öyleyse bekleyedurun; şüphesiz, ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim."

A'RAF
7:73

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz

Semud (toplumuna da) kardeşleri Salih’i (gönderdik. Salih) "Ey kavmim, Allah’a kulluk edin, sizin O’ndan başka İlahınız yoktur. Size Rabbinizden apaçık bir belge (mucize) gelmiştir Allah’ın bu dişi devesi size bir belgedir; onu salıverin de Allah’ın arzında otlasın, ona bir kötülükle dokunmayın, sonra sizi acı bir azap yakalar" dedi.

A'RAF
7:75

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbi

Kavminin önde gelenlerinden büyüklük taslayanlar (müstekbirler), içlerinden iman edip de onlarca zayıf bırakılanlara (müstaz’aflara) dediler ki "Salih’in gerçekten Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz?" Onlar "Biz gerçekten onunla gönderilene inananlarız" dediler.

A'RAF
7:77

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

Böylelikle dişi deveyi öldürdüler ve Rablerinin emrine karşı çıkıp (Salih’e de şöyle) dediler "Ey Salih, eğer gerçekten gönderilenlerden (bir peygamber) isen, vadettiğin şeyi getir, bakalım."

A'RAF
7:79

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

O da onlardan yüz çevirdi ve (şöyle) dedi "Ey kavmim, andolsun size Rabbimin risaletini tebliğ ettim ve size öğüt verdim. Ama siz, öğüt verenleri sevmiyorsunuz."

A'RAF
7:85

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

Medyen (toplumuna da) kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik. Şuayb onlara) Dedi ki "Ey kavmim, Allah’a kulluk edin, sizin O’ndan başka İlahınız yoktur. Size Rabbinizden apaçık bir belge (mucize) gelmiştir. Ölçüyü ve tartıyı tam tutun, insanların (hakları olan mallarını) eşyasını değerinden düşürüp-eksiltmeyin ve düzene (ıslaha) konulmasından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın. Bu sizin için daha hayırlıdır, eğer inanıyorsanız."

A'RAF
7:89

رَبُّنَا

rabbunā

Rabbimiz

"Allah bizi ondan kurtardıktan sonra, bizim tekrar sizin dininize dönmemiz Allah’a karşı yalan yere iftira düzmemiz olur. Rabbimiz olan Allah’ın dilemesi dışında, ona geri dönmemiz bizim için olacak iş değildir. Rabbimiz, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Biz Allah’a tevekkül ettik. ’Rabbimiz, bizimle kavmimiz arasında ’Sen hak ile hüküm ver,’ Sen ’hüküm verenlerin’ en hayırlısısın."

A'RAF
7:89

رَبُّنَا

rabbunā

Rabbimiz

"Allah bizi ondan kurtardıktan sonra, bizim tekrar sizin dininize dönmemiz Allah’a karşı yalan yere iftira düzmemiz olur. Rabbimiz olan Allah’ın dilemesi dışında, ona geri dönmemiz bizim için olacak iş değildir. Rabbimiz, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Biz Allah’a tevekkül ettik. ’Rabbimiz, bizimle kavmimiz arasında ’Sen hak ile hüküm ver,’ Sen ’hüküm verenlerin’ en hayırlısısın."

A'RAF
7:89

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Allah bizi ondan kurtardıktan sonra, bizim tekrar sizin dininize dönmemiz Allah’a karşı yalan yere iftira düzmemiz olur. Rabbimiz olan Allah’ın dilemesi dışında, ona geri dönmemiz bizim için olacak iş değildir. Rabbimiz, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Biz Allah’a tevekkül ettik. ’Rabbimiz, bizimle kavmimiz arasında ’Sen hak ile hüküm ver,’ Sen ’hüküm verenlerin’ en hayırlısısın."

A'RAF
7:93

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

O da onlardan yüz çevirdi ve (şöyle) dedi "Ey kavmim andolsun, size Rabbimin risaletini tebliğ ettim ve size öğüt verdim. Şimdi ben, inkara sapan bir topluluğa nasıl üzülebilirim?"

A'RAF
7:104

رَبِّ

rabbi

Rabbi

Musa dedi ki "Ey Firavun, gerçekten, ben alemlerin Rabbinden (gönderilme) bir elçiyim."

A'RAF
7:105

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

"Benim üzerimdeki yükümlülük, Allah’a karşı ancak gerçeği söylemektir. Rabbinizden size apaçık bir belge ile geldim. Artık İsrailoğulları’nı benimle gönder."

A'RAF
7:121

بِرَبِّ

birabbi

Rabbine

"Alemlerin Rabbine iman ettik" dediler.

A'RAF
7:122

رَبِّ

rabbi

Rabbine

"Musa’nın ve Harun’un Rabbine…"

A'RAF
7:125

رَبِّنَا

rabbinā

Rabbimize

(Onlar da) "Biz de şüphesiz Rabbimiz’e döneceğiz" dediler.

A'RAF
7:126

رَبِّنَا

rabbinā

Rabbimizin

"Oysa sen, yalnızca, bize geldiğinde Rabbimiz’in ayetlerine inanmamızdan başka bir nedenle bizden intikam almıyorsun. Rabbimiz, üstümüze sabır yağdır ve bizi Müslüman olarak öldür."

A'RAF
7:126

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Oysa sen, yalnızca, bize geldiğinde Rabbimiz’in ayetlerine inanmamızdan başka bir nedenle bizden intikam almıyorsun. Rabbimiz, üstümüze sabır yağdır ve bizi Müslüman olarak öldür."

A'RAF
7:129

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

Dediler ki "Sen bize gelmeden önce de, geldikten sonra da eziyete uğratıldık." (Musa) "Umulur ki, Rabbiniz düşmanınızı helak edecek ve sizleri yeryüzünde halifeler (egemenler) kılacak, böylece nasıl davranacağınızı gözleyecek" dedi.

A'RAF
7:134

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbine

Başlarına iğrenç bir azap çökünce, dediler ki "Ey Musa, Rabbine -sana verdiği ahid adına- bizim için dua et. Eğer bu iğrenç azabı üzerimizden çekip-giderirsen, andolsun sana iman edeceğiz ve İsrailoğulları’nı seninle göndereceğiz.

A'RAF
7:137

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Kendisine bereketler kıldığımız yerin doğusuna da, batısına da o hor kılınıp-zayıf bırakılanları (müstaz’afları) mirasçılar kıldık. Rabbinin İsrailoğulları’na olan o güzel sözü (vaadi), sabretmeleri dolayısıyla tamamlandı (yerine geldi). Firavun ve kavminin yapmakta oldukları ve yükselttiklerini (köşklerini, saraylarını) da yerle bir ettik.

A'RAF
7:141

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz

"Hani size dayanılmaz işkenceler yapan, kadınlarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı öldüren Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık. Bunda Rabbinizden sizin için büyük bir imtihan vardı."

A'RAF
7:142

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

Musa ile otuz gece için sözleştik ve ona bir on daha ekledik. Böylece Rabbinin belirlediği süre, kırk geceye tamamlandı. Musa, kardeşi Harun’a "Kavmimde benim yerime geç, ıslah et ve bozguncuların yolunu tutma" dedi.

A'RAF
7:143

رَبُّهُ

rabbuhu

Rabbi

Musa tayin edilen sürede gelince ve Rabbi onunla konuşunca "Rabbim, bana göster, Seni göreyim" dedi. (Allah) "Beni asla göremezsin, ama şu dağa bak; eğer o yerinde karar kılabilirse, sen de Beni göreceksin." Rabbi dağa tecelli edince, onu paramparça etti. Musa bayılarak yere düştü. Kendine geldiğinde "Sen ne Yücesin (Rabbim). Sana tevbe ettim ve ben iman edenlerin ilkiyim" dedi.

A'RAF
7:143

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Musa tayin edilen sürede gelince ve Rabbi onunla konuşunca "Rabbim, bana göster, Seni göreyim" dedi. (Allah) "Beni asla göremezsin, ama şu dağa bak; eğer o yerinde karar kılabilirse, sen de Beni göreceksin." Rabbi dağa tecelli edince, onu paramparça etti. Musa bayılarak yere düştü. Kendine geldiğinde "Sen ne Yücesin (Rabbim). Sana tevbe ettim ve ben iman edenlerin ilkiyim" dedi.

A'RAF
7:143

رَبُّهُ

rabbuhu

Rabbi

Musa tayin edilen sürede gelince ve Rabbi onunla konuşunca "Rabbim, bana göster, Seni göreyim" dedi. (Allah) "Beni asla göremezsin, ama şu dağa bak; eğer o yerinde karar kılabilirse, sen de Beni göreceksin." Rabbi dağa tecelli edince, onu paramparça etti. Musa bayılarak yere düştü. Kendine geldiğinde "Sen ne Yücesin (Rabbim). Sana tevbe ettim ve ben iman edenlerin ilkiyim" dedi.

A'RAF
7:149

رَبُّنَا

rabbunā

Rabbimiz

Ne zaman ki (yaptıklarından dolayı pişmanlık duyup, başları) elleri arasına düşürüldü ve kendilerinin gerçekten şaşırıp-saptıklarını görünce "Eğer Rabbimiz bize merhamet etmez ve bizi bağışlamazsa kesin olarak hüsrana uğrayanlardan olacağız" dediler.

A'RAF
7:150

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbinizin

Musa kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndüğünde onlara "Beni arkamdan, ne kötü temsil ettiniz? Rabbinizin emrini çabuklaştırdınız, öyle mi?" dedi. Levhaları bıraktı ve kardeşini başından tutup kendisine doğru çekiyordu (ki Harun ona) "Annem oğlu, bu topluluk beni zayıflattı (hırpalayıp güçsüzleştirdi) ve neredeyse beni öldürmeye giriştiler. Bari sen düşmanları sevindirecek bir şey yapma ve beni bu zalimler topluluğuyla birlikte kılma (sayma)" dedi.

A'RAF
7:151

رَبِّ

rabbi

Rabbim

(Musa yalvarıp) Dedi ki "Rabbim, beni ve kardeşimi bağışla, bizi rahmetine kat. Sen merhamet edenlerin en merhametli olanısın."

A'RAF
7:152

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri-

Şüphesiz, buzağıyı (tanrı) edinenlere Rablerinden bir gazab ve dünya hayatında bir zillet yetişecektir. İşte Biz, ’yalan düzüp-uyduranları’ böyle cezalandırırız.

A'RAF
7:153

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Kötülük işleyip bunun ardından tevbe edenler ve iman edenler; hiç şüphesiz Rabbin, bundan (tevbeden) sonra elbette bağışlayandır, esirgeyendir.

A'RAF
7:154

لِرَبِّهِمْ

lirabbihim

Rablerinden

Musa kabaran öfkesi (gazabı) yatışınca Levhaları aldı. (Onlardan bir) Nüshasında "Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve bir rahmet vardır" (yazılıydı).

A'RAF
7:155

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Musa, belirlediğimiz buluşma zamanı için kavminden yetmiş adam seçip-ayırdı. Bunları da ’dayanılmaz bir sarsıntı’ tutuverince, dedi ki "Rabbim, eğer dileseydin, onları ve beni daha önceden helak ederdin. (Şimdi) İçimizdeki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı bizi helak edecek misin? O da Senin denemenden başkası değildir. Onunla Sen dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirirsin. Bizim Velimiz Sensin. Öyleyse bizi bağışla, bizi esirge; Sen bağışlayanların en hayırlısısın."

A'RAF
7:164

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbinize

Onlardan bir topluluk "Allah’ın kendilerini helak etmek veya şiddetli bir azaba uğratmak istediği bir kavme ne diye öğüt veriyorsunuz?" dediğinde "Rabbinize karşı bir özür için ve bir ihtimal sakınabilirler diye" dediler.

A'RAF
7:167

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

İşte o zaman Rabbin, onlara en kötü azabı yapacak kimse(leri) kıyamet gününe kadar üzerlerine mutlaka göndereceğini bildirdi. Şüphesiz, Rabbin (ceza ile) sonuçlandırması pek çabuk olandır ve gerçekten O, bağışlayandır, esirgeyendir.

A'RAF
7:167

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

İşte o zaman Rabbin, onlara en kötü azabı yapacak kimse(leri) kıyamet gününe kadar üzerlerine mutlaka göndereceğini bildirdi. Şüphesiz, Rabbin (ceza ile) sonuçlandırması pek çabuk olandır ve gerçekten O, bağışlayandır, esirgeyendir.

A'RAF
7:172

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Hani Rabbin, Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" (demişti de) Onlar "Evet (Rabbimiz’sin), şahid olduk" demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.

A'RAF
7:172

بِرَبِّكُمْ

birabbikum

sizin Rabbiniz

Hani Rabbin, Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" (demişti de) Onlar "Evet (Rabbimiz’sin), şahid olduk" demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.

A'RAF
7:187

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

Saatin (kıyametin) ne zaman demir atacağını (gerçekleşeceğini) sorarlar. De ki "Onun ilmi yalnızca Rabbimin Katındadır. Onun süresini O’ndan başkası açıklayamaz. O, göklerde ve yerde ağırlaştı. O, size apansız bir gelişten başkası değildir." Sanki sen, ondan tümüyle haberdarmışsın gibi sana sorarlar. De ki "Onun ilmi yalnızca Allah’ın Katındadır. Ancak insanların çoğu bilmezler."

A'RAF
7:189

رَبَّهُمَا

rabbehumā

Rableri

O, sizi tek bir nefisten yarattı ve kendisiyle durulup-yatışması için ondan eşini var etti. Onu (eşini) örtüp-bürüyünce, o da bir yük yüklendi de bununla (bir süre) gezindi. Nitekim ağırlaşınca, ikisi Rableri olan Allah’a dua ettiler "Eğer bize salih (bir çocuk) verirsen, andolsun şükredenlerden olacağız."

A'RAF
7:203

رَبِّي

rabbī

Rabbim-

Onlara bir ayet getirmediğin zaman "Sen onu (inmeyen ayeti) derleyip-toplasana" derler. De ki "Ben, yalnızca bana Rabbimden vahyolunana uyarım. Bu, Rabbinizden olan basiretlerdir; iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve bir rahmettir."

A'RAF
7:203

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

Onlara bir ayet getirmediğin zaman "Sen onu (inmeyen ayeti) derleyip-toplasana" derler. De ki "Ben, yalnızca bana Rabbimden vahyolunana uyarım. Bu, Rabbinizden olan basiretlerdir; iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve bir rahmettir."

A'RAF
7:205

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbini

Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma.

A'RAF
7:206

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Şüphesiz Rabbinin Katında olanlar, O’na ibadet etmekten büyüklenmezler; O’nu tesbih ederler ve yalnız O’na secde ederler.

CIN
72:2

بِرَبِّنَا

birabbinā

Rabbimize

"O (Kur’an), ’gerçeğe ve doğruya’ yöneltip-iletiyor. Bu yüzden ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimiz’e hiç kimseyi ortak koşmayacağız."

CIN
72:3

رَبِّنَا

rabbinā

Rabbimizin

Elbette, Rabbimiz’in şanı Yücedir. O, ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk."

CIN
72:10

رَبُّهُمْ

rabbuhum

Rabbleri

"Doğrusu bilmiyoruz; yeryüzünde olanlara bir kötülük mü istendi, yoksa Rableri kendileri için (doğruya iletici) bir hayır mı diledi?"

CIN
72:13

بِرَبِّهِ

birabbihi

Rabbine

"Elbette biz, o yol gösterici (Kur’an’ı) işitince, ona iman ettik. Artık kim Rabbine iman ederse, o ne (ecrinin) eksileceğinden korkar ve ne de haksızlığa uğrayacağından."

CIN
72:17

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbini

Ki, kendilerini bununla denemek için. Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse, (Allah), onu ’gittikçe şiddeti artan’ bir azaba sürükler.

CIN
72:20

رَبِّي

rabbī

Rabbime

De ki "Ben gerçekten, yalnızca Rabbime dua ediyorum ve O’na hiç kimseyi (ve hiçbir şeyi) ortak koşmuyorum."

CIN
72:25

رَبِّي

rabbī

Rabbim

De ki "Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azap) yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymuştur?"

CIN
72:28

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

Öyle ki onların, Rablerinden gelen risaleti (insanlara gönderilenleri) tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah,) onların nezdinde olanları sarıp-kuşatmış ve herşeyi sayı olarak da sayıp-tespit etmiştir.

YASIN
36:16

رَبُّنَا

rabbunā

Rabbimiz

Dediler ki "Rabbimiz, gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu bilir."

YASIN
36:25

بِرَبِّكُمْ

birabbikum

sizin Rabbinize

"Şüphesiz ben, sizin Rabbinize iman ettim; işte beni işitin."

YASIN
36:27

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

"Rabbimin beni bağışladığını ve ağırlananlardan kıldığını."

YASIN
36:46

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rabblerinin

Onlara, Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeyi görsün, mutlaka ondan yüz çevirirler.

YASIN
36:51

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerine

Sur’a üfürülmüştür; böylece onlar kabirlerinden (diriltilip) Rablerine doğru (dalgalar halinde) süzülüp-giderler.

YASIN
36:58

رَبٍّ

rabbin

Rab-

Çok esirgeyen Rabb’dan onlara bir de sözlü "Selam" (vardır).

FURKAN
25:16

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

"İçinde ebedi kalıcılar olarak, orada her istedikleri onlarındır; bu, Rabbinin üzerine aldığı, istenen bir vaaddir."

FURKAN
25:20

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Senden önce gönderdiklerimizden, gerçekten yemek yiyen ve pazarlarda gezen (elçi)lerden başkasını göndermiş değiliz. Biz, sizin kiminizi kimi için deneme (fitne konusu) yaptık. Sabredecek misiniz? Senin Rabbin görendir.

FURKAN
25:21

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimizi

Bize kavuşmayı ummayanlar, dediler ki "Bize meleklerin indirilmesi ya da Rabbimiz’i görmemiz gerekmez miydi?" Andolsun, onlar kendi nefislerinde büyüklüğe kapıldılar ve büyük bir azgınlıkla baş kaldırdılar.

FURKAN
25:30

يَا رَبِّ

yā rabbi

Rabbi

Ve elçi dedi ki "Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur’an’ı terk edilmiş (bir Kitap) olarak bıraktılar."

FURKAN
25:31

بِرَبِّكَ

birabbike

Rabbin

İşte böyle; Biz, her peygambere suçlu-günahkarlardan bir düşman kıldık. Yol gösterici ve yardımcı olarak Rabbin yeter.

FURKAN
25:45

رَبِّكَ

rabbike

Rabbini

Rabbini görmedin mi, gölgeyi nasıl uzatıvermiştir? Eğer dilemiş olsaydı onu durgun kılardı. Sonra Biz Güneş’i ona bir delil kılmışızdır.

FURKAN
25:54

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Ve insanı bir sudan yaratıp onu, neseb ve sihriyyet (sahibi) kılan O’dur. Senin Rabbin güç yetirendir.

FURKAN
25:55

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbine

Allah’ı bırakıp kendilerine yarar ve zarar sağlayamayacak şeylere ibadet ediyorlar. Kafir, (asıl) kendi Rabbine karşı (şeytana) arka çıkandır.

FURKAN
25:57

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbine

De ki "Ben buna karşılık, Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen (insanlar olmanız) dışında sizden bir ücret istemiyorum."

FURKAN
25:64

لِرَبِّهِمْ

lirabbihim

Rablerine

Onlar, Rablerine secde ederek ve kıyama durarak gecelerler.

FURKAN
25:65

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Onlar "Rabbimiz, cehennem azabını bizden geri çevir; gerçekten, onun azabı ödenmesi kaçınılmaz bir borç (veya sürekli bir acıdır) derler.

FURKAN
25:73

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

Onlar, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onun üstünde sağır ve körler olarak kapanıp kalmayanlardır.

FURKAN
25:74

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Ve onlar "Rabbimiz, bize eşlerimizden ve soyumuzdan, gözün aydınlığı olacak (çocuklar) armağan et ve bizi takva sahiplerine önder kıl," diyenlerdir.

FURKAN
25:77

رَبِّي

rabbī

Rabbim

De ki "Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi? Fakat siz gerçekten yalanladınız; artık (bunun azabı da) kaçınılmaz olacaktır."

FATIR
35:13

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

(Allah) Geceyi gündüze bağlayıp-katar, gündüzü de geceye bağlayıp-katar; güneşi ve ayı emre amade kılmıştır, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedir. İşte bunları (yaratıp düzene koyan) Allah sizin Rabbinizdir; mülk O’nundur. O’ndan başka taptıklarınız ise, ’bir çekirdeğin incecik zarına’ bile malik olamazlar.

FATIR
35:18

رَبَّهُمْ

rabbehum

Rablerinden

Hiçbir günahkar bir başka günahkarın günahını yüklenemez. Eğer yükü ağır olan kimse (bir başkasını) onu taşımaya çağırsa, -bu, yakın-akrabası da olsa- kendisine ondan hiçbir şey yükletilmez. Sen, yalnızca gayb ile Rablerinden ’içleri titreyerek-korkmakta’ olanları ve dosdoğru namazı kılanları uyarırsın. Kim temizlenip-arınırsa, artık o, kendi nefsi için temizlenip-arınmıştır. Sonunda dönüş Allah’adır.

FATIR
35:34

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Derler ki "Bizden hüznü giderip yok eden Allah’a hamd olsun; şüphesiz Rabbimiz, gerçekten bağışlayandır, şükrü kabul edendir."

FATIR
35:37

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

İçinde onlar (şöyle) çığlık atarlar "Rabbimiz, bizi çıkar, yaptığımızdan başka salih bir amelde bulunalım." Size orda (dünyada), öğüt alabilecek olanın öğüt alabileceği kadar ömür vermedik mi? Size uyaran da gelmişti. Öyleyse (azabı) tadın; artık zalimler için bir yardımcı yoktur.

FATIR
35:39

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

Yeryüzünde sizi halifeler kılan O’dur. Öyleyse kim inkar ederse, artık inkarı kendi aleyhinedir. Rableri Katında kafir olanlara kendi inkarları gazabtan başkasını arttırmaz ve kafir olanlara kendi inkarları kayıptan başkasını arttırmaz.

MERYEM
19:2

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

(Bu,) Rabbinin, kulu Zekeriya’ya rahmetinin zikridir.

MERYEM
19:3

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbine

Hani o, Rabbine gizlice seslendiği zaman;

MERYEM
19:4

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Demişti ki "Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben Sana dua etmekle mutsuz olmadım."

MERYEM
19:4

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Demişti ki "Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben Sana dua etmekle mutsuz olmadım."

MERYEM
19:6

رَبِّ

rabbi

Rabbim

"Bana mirasçı olsun. Yakup oğullarına da mirasçı olsun. Rabbim, onu (kendisinden) razı olunan(lardan) kıl."

MERYEM
19:8

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Dedi ki "Rabbim, karım kısır (bir kadın) iken, benim nasıl oğlum olabilir? Ben de yaşlılığın son basamağındayım."

MERYEM
19:9

رَبُّكَ

rabbuke

senin Rabbin

(Ona gelen melek) "İşte böyle" dedi. "Rabbin dedi ki Bu Benim için kolaydır, daha önce sen hiçbir şey değil iken, seni yaratmıştım."

MERYEM
19:10

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Dedi ki "Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver." Dedi ki "Senin alametin, sapasağlam iken, üç tam gece insanlarla konuşmamandır."

MERYEM
19:19

رَبِّكِ

rabbiki

Rabbinin

Demişti ki "Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana tertemiz bir erkek çocuk armağan etmek için (buradayım)."

MERYEM
19:21

رَبُّكِ

rabbuki

Rabbin

"İşte böyle" dedi. "Rabbin, dedi ki -Bu Benim için kolaydır. Onu insanlara bir ayet ve Bizden bir rahmet kılmak için (bu çocuk olacaktır)." Ve iş de olup bitmişti.

MERYEM
19:24

رَبُّكِ

rabbuki

Rabbin

Altından (bir ses) ona seslendi "Hüzne kapılma, Rabbin senin alt (yan)ında bir ark kılmıştır."

MERYEM
19:36

رَبِّي

rabbī

benim Rabbimdir

Gerçek şu ki, Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O’na kulluk edin. Dosdoğru yol budur.

MERYEM
19:36

وَرَبُّكُمْ

ve rabbukum

ve sizin Rabbinizdir

Gerçek şu ki, Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O’na kulluk edin. Dosdoğru yol budur.

MERYEM
19:47

رَبِّي

rabbī

Rabbimden

(İbrahim) "Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır" dedi.

MERYEM
19:48

رَبِّي

rabbī

Rabbime

"Sizden ve Allah’tan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum. Umulur ki, Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım."

MERYEM
19:48

رَبِّي

rabbī

Rabbime

"Sizden ve Allah’tan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum. Umulur ki, Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım."

MERYEM
19:55

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbi

Halkına, namazı ve zekatı emrediyordu ve o, Rabbi Katında kendisinden razı olunan (bir insan)dı.

MERYEM
19:64

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Biz (elçiler) ancak Rabbiniz emriyle ineriz. Önümüzde, ardımızda ve bunlar arasında olan herşey O’nundur. Senin Rabbin kesinlikle unutkan değildir.

MERYEM
19:64

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Biz (elçiler) ancak Rabbiniz emriyle ineriz. Önümüzde, ardımızda ve bunlar arasında olan herşey O’nundur. Senin Rabbin kesinlikle unutkan değildir.

MERYEM
19:65

رَبُّ

rabbu

Rabbidir

Göklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin Rabbidir; şu halde O’na ibadet et ve O’na ibadette kararlı ol. Hiç O’nun adaşı olan birini biliyor musun?

MERYEM
19:68

فَوَرَبِّكَ

feverabbike

Rabbine andolsun ki

Andolsun Rabbine, Biz onları da, şeytanları da mutlaka haşredeceğiz, sonra onları cehennemin çevresinde diz üstü çökmüş olarak hazır bulunduracağız.

MERYEM
19:71

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Sizden ona girmeyecek hiç kimse yoktur. Bu, Rabbinin kesin olarak üzerine aldığı bir karardır.

MERYEM
19:76

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Allah, hidayet bulanlara hidayeti arttırır. Sürekli olan salih davranışlar, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlı, varılacak sonuç bakımından da daha hayırlıdır.

TA-HA
20:12

رَبُّكَ

rabbuke

senin Rabbinim

"Gerçekten Ben, Ben senin Rabbinim. Ayakkabılarını çıkar; çünkü sen, kutsal vadi olan Tuva’dasın."

TA-HA
20:25

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Dedi ki "Rabbim, benim göğsümü aç."

TA-HA
20:45

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Dediler ki "Rabbimiz, gerçekten, onun bize karşı ’taşkın bir tutum takınmasından’ ya da ’azgın davranmasından’ korkuyoruz."

TA-HA
20:47

رَبِّكَ

rabbike

senin Rabbinin

"Haydi ona gidin de deyin ki Biz senin Rabbinin elçileriyiz, İsrailoğulları’nı bizimle birlikte gönder ve onlara (artık) azap verme. Sana Rabbinden bir ayetle geldik. Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun."

TA-HA
20:47

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin-

"Haydi ona gidin de deyin ki Biz senin Rabbinin elçileriyiz, İsrailoğulları’nı bizimle birlikte gönder ve onlara (artık) azap verme. Sana Rabbinden bir ayetle geldik. Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun."

TA-HA
20:49

رَبُّكُمَا

rabbukumā

Rabbiniz

(Ona gidip aynı şeyleri tekrarladıklarında, Firavun onlara) Dedi ki "Sizin Rabbiniz kim ey Musa?"

TA-HA
20:50

رَبُّنَا

rabbunā

Rabbimiz

Dedi ki "Bizim Rabbimiz, herşeye yaratılışını veren, sonra doğru yolunu gösterendir."

TA-HA
20:52

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

Dedi ki "Bunun bilgisi Rabbimin Katında bir kitaptadır. Benim Rabbim şaşırmaz ve unutmaz."

TA-HA
20:52

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Dedi ki "Bunun bilgisi Rabbimin Katında bir kitaptadır. Benim Rabbim şaşırmaz ve unutmaz."

TA-HA
20:70

بِرَبِّ

birabbi

Rabbine

Bunun üzerine büyücüler, secdeye kapandılar "Harun’un ve Musa’nın Rabbine iman ettik" dediler.

TA-HA
20:73

بِرَبِّنَا

birabbinā

Rabbimize

"Gerçekten biz Rabbimiz’e iman ettik; günahlarımızı ve sihir dolayısıyla bizi kendisine karşı zorlayarak-sürüklediğin (suçumuzu) bağışlasın. Allah, daha hayırlıdır ve daha süreklidir."

TA-HA
20:74

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbine

"Gerçek şu ki, kim Rabbine suçlu-günahkar olarak gelirse, hiç şüphe yok, onun için cehennem vardır. Onun içinde ise, ne ölebilir, ne dirilebilir."

TA-HA
20:84

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Dedi ki "Onlar arkamda izim üzerindedirler, hoşnut kalman için, Sana gelmekte acele ettim Rabbim."

TA-HA
20:86

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

Bunun üzerine Musa, kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndü. Dedi ki "Ey kavmim, Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? Size (verilen) söz (ya da süre) pek uzun mu geldi? Yoksa Rabbinizden üzerinize kaçınılmaz bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?"

TA-HA
20:86

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

Bunun üzerine Musa, kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndü. Dedi ki "Ey kavmim, Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? Size (verilen) söz (ya da süre) pek uzun mu geldi? Yoksa Rabbinizden üzerinize kaçınılmaz bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?"

TA-HA
20:90

رَبَّكُمُ

rabbekumu

Rabbiniz

Andolsun, Harun bundan önce onlara "Ey kavmim, gerçekten siz bununla fitneye düşürüldünüz (denendiniz). Sizin asıl Rabbiniz Rahman (olan Allah)dır; şu halde bana uyun ve emrime itaat edin" demişti.

TA-HA
20:105

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki "Benim Rabbim, onları darmadağın edip savuracak"

TA-HA
20:114

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Hak olan, biricik hükümdar olan Allah Yücedir. Onun vahyi sana gelip-tamamlanmadan evvel, Kur’an’ı (okumada) acele etme ve de ki "Rabbim, ilmimi arttır."

TA-HA
20:121

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbine

Böylece ikisi ondan yediler, hemen ardından ayıp yerleri kendilerine açılıverdi, üzerlerini cennet yapraklarından yamayıp-örtmeye başladılar. Adem, Rabbine karşı gelmiş oldu da şaşırıp-kaldı.

TA-HA
20:122

رَبُّهُ

rabbuhu

Rabbi

Sonra Rabbi onu seçti, tevbesini kabul etti ve doğru yola iletti.

TA-HA
20:125

رَبِّ

rabbi

Rabbim

"O da (şöyle) demiş olur -Ben görmekte olan biriyken, beni niye kör olarak haşrettin Rabbim?"

TA-HA
20:127

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

İşte Biz ölçüsüzce davrananları ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız; ahiretin azabı ise gerçekten daha şiddetli ve daha süreklidir.

TA-HA
20:129

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin

Eğer Rabbinden geçmiş bir söz ve adı konulmuş (belirlenmiş) bir süre (ecel) olmasaydı muhakkak (yıkım azabı) kaçınılmaz olurdu.

TA-HA
20:130

رَبِّكَ

rabbike

Rabbini

Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tesbih et (yücelt). Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin.

TA-HA
20:131

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Onlardan bazı gruplara, kendilerini denemek için yararlandırdığımız dünya hayatının süsüne gözünü dikme. Senin Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir.

TA-HA
20:133

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbin-

Dediler ki "Bize kendi Rabbinden bir ayet (mucize) getirmesi gerekmez miydi?" Onlara önceki kitaplarda açık belgeler gelmedi mi?

TA-HA
20:134

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Eğer Biz onları bundan önceki bir azap ile yıkıma uğratmış olsaydık, şüphesiz diyeceklerdi ki "Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de, küçülmeden ve aşağılanmadan önce Senin ayetlerine tabi olsaydık."

VAKI'A
56:74

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Şu halde büyük Rabbini ismiyle tesbih et.

VAKI'A
56:80

رَبِّ

rabbi

Rabbi-

Alemlerin Rabbinden indirilmedir.

VAKI'A
56:96

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Öyleyse büyük Rabbini ismiyle tesbih et.

ŞU'ARA
26:9

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Şüphesiz, senin Rabbin, gerçekten O, üstün ve güçlüdür, merhamet sahibidir.

ŞU'ARA
26:10

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Hani senin Rabbin, Musa’ya seslenmişti "Zulmetmekte olan kavme git;"

ŞU'ARA
26:12

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Dedi ki "Rabbim, gerçekten ben, onların beni yalanlamalarından korkuyorum."

ŞU'ARA
26:16

رَبِّ

rabbi

Rabbinin

"Gecikmeksizin Firavun’a giderek deyin ki Gerçekten biz, alemlerin Rabbinin elçisiyiz,"

ŞU'ARA
26:21

رَبِّي

rabbī

Rabbim

"Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım; sonra Rabbim bana hüküm (ve hikmet) verdi ve beni gönderilen (elçilerden) kıldı."

ŞU'ARA
26:23

رَبُّ

rabbu

Rabbi

Firavun dedi ki "Alemlerin Rabbi nedir?"

ŞU'ARA
26:24

رَبُّ

rabbu

Rabbidir

Dedi ki "Göklerin, yerin ve bu ikisi arasında olan herşeyin Rabbidir. Eğer ’kesin bilgiyle inanıyorsanız’ (böyledir)."

ŞU'ARA
26:26

رَبُّكُمْ

rabbukum

sizin Rabbinizdir

(Musa) Dedi ki "O sizin de Rabbiniz, geçmişteki atalarınızın da Rabbidir."

ŞU'ARA
26:26

وَرَبُّ

ve rabbu

ve Rabbidir

(Musa) Dedi ki "O sizin de Rabbiniz, geçmişteki atalarınızın da Rabbidir."

ŞU'ARA
26:28

رَبُّ

rabbu

Rabbidir

"Eğer aklınızı kullanabiliyorsanız, O, doğunun da, batının da ve bunlar arasında olan herşeyin de Rabbidir" dedi (Musa).

ŞU'ARA
26:47

بِرَبِّ

birabbi

Rabbine

(Ve) "Alemlerin Rabbine iman ettik" dediler.

ŞU'ARA
26:48

رَبِّ

rabbi

Rabbine

"Musa’nın ve Harun’un Rabbine."

ŞU'ARA
26:50

رَبِّنَا

rabbinā

Rabbimize

"Hiç zararı yok" dediler. "Çünkü biz gerçekten Rabbimiz’e dönücüleriz."

ŞU'ARA
26:51

رَبُّنَا

rabbunā

Rabbimizin

"Doğrusu biz, iman edenlerin ilki olduğumuzdan dolayı Rabbimiz’in bizim hatalarımızı bağışlayacağını umuyoruz."

ŞU'ARA
26:62

رَبِّي

rabbī

Rabbim

(Musa) "Hayır" dedi. "Şüphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir."

ŞU'ARA
26:68

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Ve hiç şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:77

رَبَّ

rabbe

Rabbi

"İşte bunlar, gerçekten benim düşmanımdır; yalnızca alemlerin Rabbi hariç"

ŞU'ARA
26:83

رَبِّ

rabbi

Rabbim

"Rabbim, bana hüküm (ve hikmet) bağışla ve beni salih olanlara kat;"

ŞU'ARA
26:98

بِرَبِّ

birabbi

Rabbine

"Çünkü sizi (yalancı olanları) alemlerin Rabbiyle eşit tutuyorduk.

ŞU'ARA
26:104

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Ve şüphesiz senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:109

رَبِّ

rabbi

Rabbine

"Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; ücretim yalnızca alemlerin Rabbine aittir."

ŞU'ARA
26:113

رَبِّي

rabbī

Rabbime

"Onların hesabı yalnızca Rabbime aittir, eğer şuurundaysanız (anlarsınız.)"

ŞU'ARA
26:117

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Dedi ki "Rabbim, şüphesiz kavmim beni yalanladı."

ŞU'ARA
26:122

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Ve şüphesiz senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:127

رَبِّ

rabbi

Rabbine

"Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; ücretim yalnızca alemlerin Rabbine aittir."

ŞU'ARA
26:140

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Ve şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:145

رَبِّ

rabbi

Rabbine

"Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum;

ŞU'ARA
26:159

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Ve şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:164

رَبِّ

rabbi

Rabbine

"Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; ücretim yalnızca alemlerin Rabbine aittir."

ŞU'ARA
26:166

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbinizin

"Rabbinizin sizler için yaratmış bulunduğu eşlerinizi bırakıyorsunuz. Hayır, siz sınırı çiğneyen bir kavimsiniz."

ŞU'ARA
26:169

رَبِّ

rabbi

Rabbim

"Rabbim, beni ve ailemi bunların yaptıklarından kurtar."

ŞU'ARA
26:175

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Ve şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:180

رَبِّ

rabbi

Rabbine

"Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; ücretim yalnızca alemlerin Rabbine aittir."

ŞU'ARA
26:188

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Dedi ki "Rabbim, yaptıklarınızı daha iyi bilir.

ŞU'ARA
26:191

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Ve şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.

ŞU'ARA
26:192

رَبِّ

rabbi

Rabbinin

Gerçekten o (Kur’an), alemlerin Rabbinin (bir) indirmesidir.

NEML
27:8

رَبِّ

rabbi

Rabbi

Oraya gittiğinde, kendisine seslenildi "Ateş (yerin)de olanlar da, çevresinde bulunanlar da kutlu kılınmıştır. Alemlerin Rabbi olan Allah Yücedir.

NEML
27:19

رَبِّ

rabbi

Rabbim

(Süleyman) Bu sözü üzerine tebessüm edip güldü ve dedi ki "Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın salih bir amelde bulunmamı ilham et ve beni rahmetinle salih kulların arasına kat."

NEML
27:26

رَبُّ

rabbu

Rabbidir

"O Allah, O’ndan başka İlah yoktur, büyük Arş’ın Rabbidir."

NEML
27:40

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

Kendi yanında kitaptan ilmi olan biri dedi ki "Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim." Derken (Süleyman) onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki "Bu Rabbimin fazlındandır, O’na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti). Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir, kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Gani (hiçbir şeye ve kimseye ihtiyacı olmayan)dır, Kerim olandır.

NEML
27:40

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Kendi yanında kitaptan ilmi olan biri dedi ki "Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim." Derken (Süleyman) onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki "Bu Rabbimin fazlındandır, O’na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti). Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir, kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Gani (hiçbir şeye ve kimseye ihtiyacı olmayan)dır, Kerim olandır.

NEML
27:44

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Ona "Köşke gir" denildi. Onu görünce derin bir su sandı ve (eteğini çekerek) ayaklarını açtı. (Süleyman) Dedi ki "Gerçekte bu, saydam camdan olma düzeltilmiş bir köşk-zemindir." Dedi ki "Rabbim, gerçekten ben kendime zulmettim; (artık) ben Süleyman’la birlikte alemlerin Rabbi olan Allah’a teslim oldum."

NEML
27:44

رَبِّ

rabbi

Rabbi

Ona "Köşke gir" denildi. Onu görünce derin bir su sandı ve (eteğini çekerek) ayaklarını açtı. (Süleyman) Dedi ki "Gerçekte bu, saydam camdan olma düzeltilmiş bir köşk-zemindir." Dedi ki "Rabbim, gerçekten ben kendime zulmettim; (artık) ben Süleyman’la birlikte alemlerin Rabbi olan Allah’a teslim oldum."

NEML
27:73

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Şüphesiz, senin Rabbin, insanlara karşı büyük lütuf (fazl) sahibidir, ancak insanların çoğu şükretmiyorlar.

NEML
27:74

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Ve şüphesiz, senin Rabbin, sinelerinin gizli tuttuklarını ve açığa vurduklarını kesin olarak bilmektedir.

NEML
27:78

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Şüphesiz senin Rabbin, onların arasında Kendi hükmünü verecektir. O, güçlü ve üstün olandır, bilendir.

NEML
27:91

رَبَّ

rabbe

Rabbine

(De ki) "Ben, ancak bu şehrin Rabbine ibadet etmekle emrolundum ki, O, burasını kutlu ve saygıdeğer kıldı. Herşey O’nundur. Ve Müslümanlardan olmakla emrolundum."

NEML
27:93

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Ve de ki "Allah’a hamdolsun, O size ayetlerini gösterecektir, siz de onları bilip tanıyacaksınız." Senin Rabbin, yaptıklarınızdan gafil değildir.

KASAS
28:16

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Dedi ki "Rabbim, gerçekten, ben kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla." Böylece (Allah) onu bağışladı. Şüphesiz. O, bağışlayandır, esirgeyendir.

KASAS
28:17

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Dedi ki "Rabbim, bana verdiğin nimetler adına, artık suçlu günahkarlara destekçi olmayacağım."

KASAS
28:21

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Böylece oradan korku içinde (çevreyi) gözetleyerek çıkıp gitti "Rabbim, zalimler topluluğundan beni kurtar" dedi.

KASAS
28:22

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Medyen’e doğru yöneldiğinde de "Umarım Rabbim, beni doğru bir yola yöneltip iletir" dedi.

KASAS
28:24

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Hemencecik onların sürülerini suladı, sonra yine gölgeye çekilerek dedi ki "Rabbim, doğrusu bana indirdiğin her hayra muhtacım."

KASAS
28:30

رَبُّ

rabbu

Rabbi

Derken oraya geldiğinde, o kutlu yerdeki vadinin sağ yanında olan bir ağaçtan "Ey Musa, Alemlerin Rabbi olan Allah Benim;" diye seslenildi.

KASAS
28:32

رَبِّكَ

rabbike

Rabbi-

"Elini koynuna sok, kusursuz olarak bembeyaz çıksın. Ve (her türlü) dehşetten yana kanatlarını kendine doğru çek. İşte bunlar, senin Rabbinden Firavun ve önde gelen adamlarına iki kesin-kanıt (mucize)dır. Gerçekten onlar, fasık bir topluluktur."

KASAS
28:33

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Dedi ki "Rabbim, gerçekten onlardan bir kişi öldürdüm, beni öldürmelerinden korkuyorum."

KASAS
28:37

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Musa dedi ki "Rabbim, kimin Kendisi’nden bir hidayetle geldiğini ve bu (dünya) yurdun(un) sonucunun kime ait olacağını daha iyi bilir. Gerçekten, zulmedenler, felah bulmazlar."

KASAS
28:46

رَبِّكَ

rabbike

Rabbi-

(Musa’ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur’un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için (gönderildin). Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.

KASAS
28:47

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Kendi ellerinin öne sürdükleri dolayısıyla, onlara bir musibet isabet ettiğinde "Rabbimiz, bize de bir elçi gönderseydin de böylece Senin ayetlerine uysaydık ve mü’minlerden olsaydık" diyecek olmasalardı (seni göndermezdik).

KASAS
28:53

رَبِّنَا

rabbinā

Rabbimiz-

Onlara okunduğu zaman "Biz ona inandık, gerçekten o, Rabbimiz’den olan bir haktır, şüphesiz biz bundan önce de Müslümanlar idik" derler.

KASAS
28:59

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Senin Rabbin, ’ana yerleşim merkezlerine’ onlara ayetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe şehirleri yıkıma uğratıcı değildir. Ve Biz, halkı zulmeden şehirlerden başkasını da yıkıma uğratıcı değiliz.

KASAS
28:63

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Üzerlerine (azap) sözü hak olanlar derler ki "Rabbimiz, işte bizim azdırıp-saptırdıklarımız bunlar; kendimiz azıp saptığımız gibi, onları da azdırıp saptırdık. (Şimdiyse) Sana (gelip onlardan) uzaklaşmış bulunmaktayız. Onlar bize tapıyor da değillerdi.

KASAS
28:68

وَرَبُّكَ

ve rabbuke

ve Rabbin

Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer; seçim onlara ait değildir. Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir, Yücedir.

KASAS
28:69

وَرَبُّكَ

ve rabbuke

ve Rabbin

Rabbin onların göğüslerinin sakladıklarını ve açığa vurduklarını bilir.

KASAS
28:85

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Şüphesiz, sana Kur’an’ı farz kılan, seni dönülecek yere elbette döndürecektir. De ki "Rabbim, hidayetle geleni de, açıkça bir sapıklık içinde olanı da daha iyi bilmektedir."

KASAS
28:86

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin-

Kitab’ın sana (kalbine vahy ile) bırakılacağını umud etmezdin; (bu,) Rabbinden ancak bir rahmettir. Öyleyse sakın kafirlere arka olma.

KASAS
28:87

رَبِّكَ

rabbike

Rabbine

Sana indirildikten sonra, sakın seni Allah’ın ayetlerinden alıkoymasınlar. Sen Rabbine çağır ve sakın müşriklerden olma.

İSRA
17:8

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

Umulur ki, Rabbiniz size merhamet eder, fakat siz (bozgunculuğa) dönerseniz Biz de (sizi aşağılık kılmaya ve cezalandırmaya) döneriz. Biz, cehennemi kafirler için bir kuşatma yeri kıldık.

İSRA
17:12

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbinizin

Biz geceyi ve gündüzü iki ayet kıldık; gece ayetini sildik de Rabbinizden bir fazl aramanız, yılların sayısını ve hesabı öğrenmeniz için gündüzün ayetini aydınlatıcı kıldık. Biz, herşeyi yeterince açıkladık.

İSRA
17:17

بِرَبِّكَ

birabbike

Rabbin

Biz, Nuh’tan sonra nice kuşakları yıkıma uğrattık. Kullarının günahlarını haber alıcı, görücü olarak Rabbin yeter,

İSRA
17:20

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Hepsine, onlara da, bunlara da Rabbinin ihsanından ’arttırarak-veririz.’ Rabbinin ihsanı kesilmiş değildir.

İSRA
17:20

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Hepsine, onlara da, bunlara da Rabbinin ihsanından ’arttırarak-veririz.’ Rabbinin ihsanı kesilmiş değildir.

İSRA
17:23

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Rabbin, O’ndan başkasına kulluk etmemenizi ve anne-babaya iyilikle-davranmayı emretti. Şayet onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlılığa ulaşırsa, onlara "Öf" bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle.

İSRA
17:24

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Onlara acıyarak alçakgönüllülük kanadını ger ve de ki "Rabbim, onlar beni küçükken nasıl terbiye ettilerse Sen de onları esirge."

İSRA
17:25

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

Rabbiniz, sizin içinizdekini daha iyi bilir. Eğer siz salih olursanız, şüphesiz O da, (Kendisi’ne) yönelip dönenleri bağışlayıcıdır.

İSRA
17:27

لِرَبِّهِ

lirabbihi

Rabbine karşı

Çünkü saçıp-savuranlar, şeytanın kardeşleri olmuşlardır; şeytan ise Rabbine karşı nankördür.

İSRA
17:28

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinden

Eğer Rabbinden ummakta olduğun bir rahmeti beklerken (darlıkta olduğundan) onlara sırt çevirecek olursan, bu durumda onlara yumuşak söz söyle.

İSRA
17:30

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Şüphesiz senin Rabbin, rızkı dilediğine -genişletir- yayar ve daraltır. Gerçekten O, kullarından haberi olandır, görendir.

İSRA
17:38

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Bütün bunlar, kötülüğü olan, Rabbinin Katında da hoş olmayanlardır.

İSRA
17:39

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbinin

Bunlar, Rabbinin sana hikmet olarak vahyettiği şeylerdir. Rabbin ile beraber başka ilahlar kılma, yoksa yerilmiş, kovulmuş olarak cehenneme bırakılırsın.

İSRA
17:40

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

Rabbiniz size erkekleri seçti de meleklerden dişileri mi (Kendine) edindi? Gerçekten siz büyük bir söz söylemektesiniz.

İSRA
17:46

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbini

Ve onların kalpleri üzerine, onu kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kur’an’da sadece Rabbini "bir ve tek" (İlah olarak) andığın zaman, ’nefretle kaçar vaziyette’ gerisin geriye giderler.

İSRA
17:54

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

Sizi en iyi Rabbiniz bilir; dilerse size merhamet eder, dilerse sizi azaplandırır. Biz seni onların üzerine bir vekil olarak göndermedik.

İSRA
17:55

وَرَبُّكَ

ve rabbuke

ve Rabbin

Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilir. Andolsun, Biz peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık ve Davud’a da Zebur verdik.

İSRA
17:57

رَبِّهِمُ

rabbihimu

Rablerine

Onların taptıkları da, -hangisi daha yakındır diye- Rablerine (yaklaşmak için) bir vesile arıyorlar. O’nun rahmetini umuyorlar ve azabından korkuyorlar. Şüphesiz senin Rabbinin azabı korkunçtur.

İSRA
17:57

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Onların taptıkları da, -hangisi daha yakındır diye- Rablerine (yaklaşmak için) bir vesile arıyorlar. O’nun rahmetini umuyorlar ve azabından korkuyorlar. Şüphesiz senin Rabbinin azabı korkunçtur.

İSRA
17:60

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Hani Biz sana "Muhakkak Rabbin insanları çepeçevre kuşatmıştır" demiştik. Sana gösterdiğimiz o rüyayı insanları denemek için yaptık, Kur’an’da lanetlenmiş ağacı da. Biz onları korkutuyoruz. Fakat (bu) onlarda büyük bir azgınlıktan başka bir şey arttırmıyor.

İSRA
17:65

بِرَبِّكَ

birabbike

Rabbin

"Benim kullarım; senin onlar üzerinde hiçbir zorlayıcı gücün (hakimiyetin) yoktur." Vekil olarak Rabbin yeter.

İSRA
17:66

رَبُّكُمُ

rabbukumu

Rabbiniz

Sizin Rabbiniz, fazlından aramanız için denizde gemileri sizin için yürütür. Gerçekten O, size karşı merhametli olandır.

İSRA
17:79

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Gecenin bir kısmında kalk, sana aid nafile olarak onunla (Kur’an’la) namaz kıl. Umulur ki Rabbin seni övülmüş bir makama ulaştırır.

İSRA
17:80

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Ve de ki "Rabbim, beni (girilecek yere) doğru bir girdirişle girdir ve (çıkarılacak yerden) doğru bir çıkarışla çıkar ve Katından bana yardımcı bir kuvvet ver."

İSRA
17:84

فَرَبُّكُمْ

ferabbukum

Rabbiniz

De ki "Herkes kendi yaratılışına (fıtrat tarzına) göre davranır. Şu halde kimin daha doğru yolda olduğunu Rabbin daha iyi bilir."

İSRA
17:85

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

Sana ruhtan sorarlar; de ki "Ruh, Rabbimin emrindendir, size ilimden yalnızca az bir şey verilmiştir."

İSRA
17:87

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

(Vahyi sende bırakan) Rabbin rahmetinden başka(sı değildir). Şüphesiz O’nun lütfu senin üzerinde çok büyüktür.

İSRA
17:93

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

"Yahut altından bir evin olmalı veya gökyüzüne yükselmelisin. Üzerimize bizim okuyabileceğimiz bir kitap indirinceye kadar senin yükselişine de inanmayız." De ki "Rabbimi yüceltirim; ben, elçi olan bir beşerden başkası mıyım?"

İSRA
17:100

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

De ki "Eğer siz Rabbimin rahmet hazinelerine malik olsaydınız, bu durumda harcama endişesiyle gerçekten (cimrilik edip elinizde) tutardınız. İnsan pek cimridir.

İSRA
17:102

رَبُّ

rabbu

Rabbinden

O da "Andolsun, bunları görülecek belgeler olarak göklerin ve yerin Rabbinden başkasının indirmediğini sen de bilmişsin; gerçekten ben de seni yıkılmış-harab olmuş sanıyorum" demişti.

İSRA
17:108

رَبِّنَا

rabbinā

Rabbimizin

Ve derler ki "Rabbimiz Yücedir, Rabbimiz’in va’di gerçekten gerçekleşmiş bulunuyor."

İSRA
17:108

رَبِّنَا

rabbinā

Rabbimizin

Ve derler ki "Rabbimiz Yücedir, Rabbimiz’in va’di gerçekten gerçekleşmiş bulunuyor."

YUNUS
10:2

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

İçlerinden bir adama "İnsanları uyar ve iman edenlere, muhakkak kendileri için Rableri Katında ’gerçek bir makam’ olduğunu müjde ver" diye vahyetmemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? İnkar edenler "Gerçekten bu, açıkça bir büyücüdür" dediler.

YUNUS
10:3

رَبَّكُمُ

rabbekumu

sizin Rabbiniz

Şüphesiz sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden, işleri evirip-çeviren Allah’tır. O’nun izni olmadıktan sonra, hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte Rabbiniz olan Allah budur, öyleyse O’na kulluk edin. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?

YUNUS
10:3

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz olan

Şüphesiz sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden, işleri evirip-çeviren Allah’tır. O’nun izni olmadıktan sonra, hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte Rabbiniz olan Allah budur, öyleyse O’na kulluk edin. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?

YUNUS
10:9

رَبُّهُمْ

rabbuhum

Rableri

İman edenler ve salih amellerde bulunanlar da, Rableri onları imanları dolayısıyla altından ırmaklar akan, nimetlerle donatılmış cennetlere yöneltip-iletir (hidayet eder).

YUNUS
10:10

رَبِّ

rabbi

Rabbi

Oradaki duaları "Allah’ım, Sen ne Yücesin"dir ve oradaki dirlik temennileri "Selam"dır; dualarının sonu da "Gerçekten, hamd alemlerin Rabbi olan Allah’ındır."

YUNUS
10:15

رَبِّي

rabbī

Rabbime

Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda, Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, derler ki "Bundan başka bir Kur’an getir veya onu değiştir." De ki "Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben, yalnızca bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem, gerçekten ben, büyük günün azabından korkarım."

YUNUS
10:19

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin tarafından

İnsanlar, tek bir ümmetten başka değildi; sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer Rabbinden geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu.

YUNUS
10:20

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinden

Bir de derler ki "Rabbinden üzerine bir ayet (mucize) indirilse ya!.." De ki "Gayb yalnızca Allah’ındır, siz bekleyedurun; ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim."

YUNUS
10:32

رَبُّكُمُ

rabbukumu

sizin Rabbiniz olan

İşte bu, sizin gerçek Rabbiniz olan Allah’tır. Öyleyse haktan sonra sapıklıktan başka ne var? Peki, nasıl hala çevriliyorsunuz?

YUNUS
10:33

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Böylece Rabbinin sözü o fasık kimseler üzerinde (şöyle) gerçekleşmiştir ki "Onlar şüphesiz iman etmezler."

YUNUS
10:37

رَبِّ

rabbi

Rabbi’ndendir

Bu Kur’an, Allah’tan başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, alemlerin Rabbindendir.

YUNUS
10:40

وَرَبُّكَ

ve rabbuke

ve Rabbin

Onlardan ona inananlar var ve ona inanmayanlar da vardır. Rabbin bozgunculuk çıkaranları daha iyi bilir.

YUNUS
10:53

وَرَبِّي

verabbī

Rabbime yemin ederim ki

"Bu bir gerçek mi?" diye senden haber soracaklar. De ki "Evet, Rabbime andolsun ki, şüphesiz gerçektir ve sizler aciz bırakacak değilsiniz."

YUNUS
10:57

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbinizden

Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt, sinelerde olana bir şifa ve mü’minler için bir hidayet ve rahmet geldi.

YUNUS
10:61

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin-

Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kur’an’dan okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, Biz sizin üzerinizde şahidler durmuş olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın.

YUNUS
10:85

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Dediler ki "Biz Allah’a tevekkül ettik; Rabbimiz, bizi zulmeden bir kavim için bir fitne (konusu) kılma."

YUNUS
10:88

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Musa dedi ki "Rabbimiz, şüphesiz Sen, Firavun’a ve önde gelen çevresine dünya hayatında bir çekicilik (güç, ihtişam) ve mallar verdin. Rabbimiz, Senin yolundan saptırmaları için (mi?) Rabbimiz, mallarını yerin dibine geçir ve onların kalplerinin üzerini şiddetle bağla; onlar acı azabı görecekleri zamana kadar iman etmeyecekler."

YUNUS
10:88

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Musa dedi ki "Rabbimiz, şüphesiz Sen, Firavun’a ve önde gelen çevresine dünya hayatında bir çekicilik (güç, ihtişam) ve mallar verdin. Rabbimiz, Senin yolundan saptırmaları için (mi?) Rabbimiz, mallarını yerin dibine geçir ve onların kalplerinin üzerini şiddetle bağla; onlar acı azabı görecekleri zamana kadar iman etmeyecekler."

YUNUS
10:88

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Musa dedi ki "Rabbimiz, şüphesiz Sen, Firavun’a ve önde gelen çevresine dünya hayatında bir çekicilik (güç, ihtişam) ve mallar verdin. Rabbimiz, Senin yolundan saptırmaları için (mi?) Rabbimiz, mallarını yerin dibine geçir ve onların kalplerinin üzerini şiddetle bağla; onlar acı azabı görecekleri zamana kadar iman etmeyecekler."

YUNUS
10:93

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Andolsun, Biz İsrailoğulları’nı, hoşlarına gidecek güzel bir yerde yerleştirdik ve temiz şeylerden kendilerine rızık verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar anlaşmazlığa düşmediler. Şüphesiz Rabbin, aralarında anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda kıyamet günü hüküm verecektir.

YUNUS
10:94

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinden

Sana indirdiğimizden eğer kuşkudaysan, senden önce kitabı okuyanlara sor. Andolsun, Rabbinden sana gerçek gelmiştir, şu halde kuşkuya kapılanlardan olma.

YUNUS
10:96

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Gerçek şu ki, Rabbinin kelimesi üzerlerinde hak olanlar, onlar inanmazlar.

YUNUS
10:99

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin tümü, topluca iman ederdi. Öyleyse, onlar mü’min oluncaya kadar insanları sen mi zorlayacaksın?

YUNUS
10:108

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

De ki "Ey insanlar, şüphesiz size Rabbinizden hak gelmiştir. Kim hidayet bulursa, o ancak kendi nefsi için hidayet bulmuştur. Kim saparsa, o da, kendi aleyhine sapmıştır. Ben sizin üzerinizde bir vekil değilim."

HUD
11:3

رَبَّكُمْ

rabbekum

Rabbinizden

Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O’na tevbe edin. O da sizi, adı konulmuş bir vakte kadar güzel bir meta (fayda) ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten Ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım.

HUD
11:17

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinden

Rabbinden apaçık bir delil üzerinde bulunan, onu yine ondan bir şahid izleyen ve ondan önce bir önder ve rahmet olarak Musa’nın kitabı (kendisini doğrulamakta) bulunan kimse, (artık onlar) gibi midir? İşte onlar, buna (Kur’an’a) inanırlar. Gruplardan biri onu inkar ederse, ateş ona vaadedilen yerdir. Öyleyse, bundan kuşkuda olma, çünkü o, Rabbinden olan bir haktır. Ancak insanların çoğunluğu inanmazlar.

HUD
11:17

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin-

Rabbinden apaçık bir delil üzerinde bulunan, onu yine ondan bir şahid izleyen ve ondan önce bir önder ve rahmet olarak Musa’nın kitabı (kendisini doğrulamakta) bulunan kimse, (artık onlar) gibi midir? İşte onlar, buna (Kur’an’a) inanırlar. Gruplardan biri onu inkar ederse, ateş ona vaadedilen yerdir. Öyleyse, bundan kuşkuda olma, çünkü o, Rabbinden olan bir haktır. Ancak insanların çoğunluğu inanmazlar.

HUD
11:18

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rabblerine

Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir? İşte bunlar, Rablerine sunulacaklar ve şahidler "Rablerine karşı yalan söyleyenler bunlardır" diyecekler. Haberiniz olsun; Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir.

HUD
11:18

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rabblerine

Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir? İşte bunlar, Rablerine sunulacaklar ve şahidler "Rablerine karşı yalan söyleyenler bunlardır" diyecekler. Haberiniz olsun; Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir.

HUD
11:23

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rabblerine

İman edip salih amellerde bulunanlar ve ’Rablerine kalpleri tatmin bulmuş olarak bağlananlar’, işte bunlar da cennetin halkıdırlar. Onda süresiz kalacaklardır.

HUD
11:28

رَبِّي

rabbī

Rabbim-

Dedi ki "Ey kavmim, görüşünüz nedir söyleyin? Eğer ben Rabbimden apaçık bir belge üzerinde isem ve Rabbim bana Kendi Katından bir rahmet vermiş de (bu,) sizin gözlerinizden saklı tutulmuşsa? Siz bunu istemiyorken biz sizi buna zorlayacak mıyız?"

HUD
11:29

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rabblerine

"Ey Kavmim, ben sizden buna karşılık bir mal istemiyorum. Benim ecrim, yalnızca Allah’a aittir. Ben iman edenleri kovacak değilim. Onlar gerçekten Rablerine kavuşacaklar. Ancak ben sizi, cahillik etmekte olan bir kavim görüyorum.

HUD
11:34

رَبُّكُمْ

rabbukum

sizin Rabbinizdir

"Eğer Allah sizi azdırmayı dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdümün size yararı olmaz. O sizin Rabbinizdir ve O’na döndürüleceksiniz."

HUD
11:41

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Dedi ki "Ona binin. Onun yüzmesi de, demir atması (durması) da Allah’ın adıyladır. Şüphesiz, benim Rabbim bağışlayandır, esirgeyendir."

HUD
11:45

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbine

Nuh, Rabbine seslendi. Dedi ki "Rabbim, şüphesiz benim oğlum ailemdendir ve Senin va’din de doğrusu haktır. Sen hakimlerin hakimisin."

HUD
11:45

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Nuh, Rabbine seslendi. Dedi ki "Rabbim, şüphesiz benim oğlum ailemdendir ve Senin va’din de doğrusu haktır. Sen hakimlerin hakimisin."

HUD
11:47

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Dedi ki "Rabbim, bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum."

HUD
11:52

رَبَّكُمْ

rabbekum

Rabbinizden

Ey kavmim, Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin. Üstünüze gökten sağanak (yağmurlar, bol nimetler) yağdırsın ve gücünüze güç katsın. Suçlu-günahkarlar olarak yüz çevirmeyin."

HUD
11:56

رَبِّي

rabbī

benim Rabbim

"Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a tevekkül ettim. O’nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.)"

HUD
11:56

وَرَبِّكُمْ

ve rabbikum

ve sizin Rabbiniz olan

"Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a tevekkül ettim. O’nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.)"

HUD
11:56

رَبِّي

rabbī

Rabbim

"Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a tevekkül ettim. O’nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.)"

HUD
11:57

رَبِّي

rabbī

Rabbim

"Buna rağmen yüz çevirirseniz, artık size kendisiyle gönderildiğim şeyi tebliğ ettim. Rabbim de sizden başka bir kavmi yerinize geçirir. Siz O’na hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. Doğrusu benim Rabbim, herşeyi gözetleyip-koruyandır."

HUD
11:57

رَبِّي

rabbī

Rabbim

"Buna rağmen yüz çevirirseniz, artık size kendisiyle gönderildiğim şeyi tebliğ ettim. Rabbim de sizden başka bir kavmi yerinize geçirir. Siz O’na hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. Doğrusu benim Rabbim, herşeyi gözetleyip-koruyandır."

HUD
11:59

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rabblerinin

İşte Ad (halkı) Rablerinin ayetlerini tanımayıp reddettiler. O’nun elçilerine isyan ettiler ve her inatçı zorbanın emri ardınca yürüdüler.

HUD
11:60

رَبَّهُمْ

rabbehum

Rabblerini

Ve bu dünyada da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. Haberiniz olsun; gerçekten Ad (halkı), Rablerine (karşı) inkar ettiler. Haberiniz olsun; Hud kavmi Ad’a (Allah’ın rahmetinden) uzaklık (verildi).

HUD
11:61

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Semud (halkına da) kardeşleri Salih’i (gönderdik). Dedi ki "Ey kavmim, Allah’a ibadet edin, sizin O’ndan başka İlahınız yoktur. O sizi yerden (topraktan) yarattı ve onda ömür geçirenler kıldı. Öyleyse O’ndan bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin. Şüphesiz benim Rabbim, yakın olandır, (duaları) kabul edendir."

HUD
11:63

رَبِّي

rabbī

Rabbim-

Dedi ki "Ey kavmim, görüşünüz nedir söyler misiniz? Eğer ben Rabbimden apaçık bir belge üzerindeysem ve bana Tarafından bir rahmet vermişse, bu durumda O’na isyan edecek olursam Allah’a karşı bana kim yardım edecektir? Şu halde kaybımı arttırmaktan başka bana (hiçbir yarar) sağlamayacaksınız."

HUD
11:66

رَبَّكَ

rabbeke

senin Rabbin

Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Salih’i ve O’nunla birlikte iman edenleri o günün aşağılatıcı azabından kurtardık. Doğrusu senin Rabbin, güçlü olandır, Aziz olandır.

HUD
11:68

رَبَّهُمْ

rabbehum

Rabblerini

Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi. Haberiniz olsun; Semud (halkı) gerçekten Rablerine (karşı) inkar etmişlerdi. Haberiniz olsun; Semud (halkına Allah’ın rahmetinden) uzaklık (verildi.)

HUD
11:76

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

"Ey İbrahim, bundan vazgeç. Çünkü gerçek şu ki, Rabbinin emri gelmiştir ve gerçekten onlara geri çevrilmeyecek bir azap gelmiştir."

HUD
11:81

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

(Elçiler) Dediler ki "Ey Lut, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ailenle birlikte yürü (yola çık). Sakın, hiçbiriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara va’dolunan (azap) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?"

HUD
11:83

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin

Rabbinin Katında ’belli bir biçime sokulmuş, damgalanmış’ olarak. Bunlar zalimlerden uzak değildir.

HUD
11:88

رَبِّي

rabbī

Rabbim-

Dedi ki "Ey kavmim görüşünüz nedir söyler misiniz? Ya ben Rabbimden apaçık bir belge üzerinde isem ve O da beni Kendisi’nden güzel bir rızık ile rızıklandırmışsa? Ben, size yasakladığım şeylere (kendim sahiplenmek suretiyle) size aykırı düşmek istemiyorum. Benim istediğim, gücüm oranında yalnızca ıslah etmektir. Benim başarım ancak Allah iledir; O’na tevekkül ettim ve O’na içten yönelip-dönerim."

HUD
11:90

رَبَّكُمْ

rabbekum

Rabbinizden

"Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin. Gerçekten benim Rabbim, esirgeyendir, sevendir."

HUD
11:90

رَبِّي

rabbī

benim Rabbim

"Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin. Gerçekten benim Rabbim, esirgeyendir, sevendir."

HUD
11:92

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Dedi ki "Ey kavmim, sizce benim yakın-çevrem, Allah’tan daha mı üstündür ki, O’nu arkanızda-unutuluvermiş (önemsiz) bir şey edindiniz. Şüphesiz benim Rabbim, yapmakta olduklarınızı sarıp-kuşatandır."

HUD
11:101

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Biz onlara zulmetmedik, ancak onlar kendi nefislerine zulmettiler. Böylece Rabbinin emri geldiği zaman, Allah’ı bırakıp da taptıkları ilahları, onlara hiçbir şey sağlayamadı, ’helak ve kayıplarını’ arttırmaktan başka bir işe yaramadı.

HUD
11:102

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Onlar, zulüm işlemektelerken, ülkeleri (veya nesilleri) yakaladığı zaman... Rabbinin yakalaması işte böyledir. Gerçekten O’nun yakalaması pek acı, pek şiddetlidir.

HUD
11:107

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbinin

Onlar, Rabbinin dilemesi dışında gökler ve yer sürüp gittikçe, orada süresiz kalacaklardır. Çünkü Rabbin, gerçekten dilediğini yapandır.

HUD
11:107

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Onlar, Rabbinin dilemesi dışında gökler ve yer sürüp gittikçe, orada süresiz kalacaklardır. Çünkü Rabbin, gerçekten dilediğini yapandır.

HUD
11:108

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbinin

Mutlu olanlar da, artık onlar cennettedirler. Rabbinin dilemesi dışında gökler ve yer sürüp gittikçe, orada süresiz kalacaklardır. (Bu) kesintisi olmayan bir ihsandır.

HUD
11:110

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin

Andolsun, Musa’ya kitabı verdik, onda anlaşmazlığa düşüldü. Eğer Rabbinden bir söz geçmiş (verilmiş) olmasaydı, mutlaka aralarında hüküm verilmiş olacaktı. Gerçekten onlar, bundan (Kur’an’dan) yana kuşku verici bir tereddüt içindedirler.

HUD
11:111

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Şüphesiz Rabbin, onlardan tümüne yapıp ettiklerini(n karşılığını) onlara tastamam ödeyecektir. Çünkü O, yapıp-ettiklerinden haberdar olandır.

HUD
11:117

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Halkı, ıslah eden kimseler iken, senin Rabbin o ülkeleri zulüm ile helak edecek değildi.

HUD
11:118

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Eğer Rabbin dileseydi, insanları elbette tek bir ümmet kılardı. Oysa, onlar, anlaşmazlığı sürdürmektedirler

HUD
11:119

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbinin

Rabbinin rahmet ettikleri dışında. Onları bunun için yarattı. Böylece Rabbinin (şu) sözü tamamlanıp gerçekleşmiştir "Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan, (kafirlerin) tümüyle dolduracağım."

HUD
11:119

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Rabbinin rahmet ettikleri dışında. Onları bunun için yarattı. Böylece Rabbinin (şu) sözü tamamlanıp gerçekleşmiştir "Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan, (kafirlerin) tümüyle dolduracağım."

HUD
11:123

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Göklerin ve yerin gaybı Allah’ındır, bütün işler O’na döndürülür; öyleyse O’na kulluk edin ve O’na tevekkül edin. Senin Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir.

YUSUF
12:6

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

"Böylece Rabbin seni seçkin kılacak, sözlerin yorumundan (kaynaklanan bir bilgiyi) sana öğretecek ve daha önce ataların İbrahim ve İshak’a (nimetini) tamamladığı gibi senin ve Yakub ailesinin üzerindeki nimetini tamamlayacaktır. Elbette Rabbin, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."

YUSUF
12:6

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

"Böylece Rabbin seni seçkin kılacak, sözlerin yorumundan (kaynaklanan bir bilgiyi) sana öğretecek ve daha önce ataların İbrahim ve İshak’a (nimetini) tamamladığı gibi senin ve Yakub ailesinin üzerindeki nimetini tamamlayacaktır. Elbette Rabbin, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."

YUSUF
12:23

رَبِّي

rabbī

efendim

Evinde kalmakta olduğu kadın, ondan murad almak istedi ve kapıları sımsıkı kapatarak "İsteklerim senin içindir, gelsene" dedi. (Yusuf) Dedi ki "Allah’a sığınırım. Çünkü o benim Efendimdir, yerimi güzel tutmuştur. Gerçek şu ki, zalimler kurtuluşa ermez."

YUSUF
12:24

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

Andolsun kadın onu arzulamıştı, -eğer Rabbinin (zinayı yasaklayan) kesin kanıt (burhan)ını görmeseydi- o da (Yusuf da) onu arzulamıştı. Böylelikle Biz ondan kötülüğü ve fuhşu geri çevirmek için (ona delil gönderdik). Çünkü o, muhlis kullarımızdandı.

YUSUF
12:33

رَبِّ

rabbi

Rabbim

(Yusuf) Dedi ki "Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir. Kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara (korkarım) eğilim gösterir, (böylece) cahillerden olurum."

YUSUF
12:34

رَبُّهُ

rabbuhu

Rabbi

Böylece Rabbi, duasını kabul etti ve onların hileli düzenlerini kendisinden uzaklaştırdı. Çünkü O, işitendir, bilendir.

YUSUF
12:37

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

Dedi ki "Size rızıklanacağınız bir yemek gelecek olsa, ben mutlaka size daha gelmeden önce onun ne olduğunu haber veririm. Bu, Rabbimin bana öğrettiklerindendir. Doğrusu ben, Allah’a iman etmeyen, ahireti de tanımayanların ta kendileri olan bir topluluğun dinini terk ettim."

YUSUF
12:39

أَأَرْبَابٌ

eerbābun

tanrılar mı?

"Ey zindan arkadaşlarım, birbirinden ayrı (bir sürü) Rabler mi daha hayırlıdır, yoksa kahhar (kahredici) olan bir tek Allah mı?"

YUSUF
12:41

رَبَّهُ

rabbehu

efendisine

"Ey zindan arkadaşlarım, ikinizden biri efendisine şarap içirecek, diğeri ise asılacak, kuş onun başından yiyecek. İşte hakkında fetva istemekte olduğunuz iş (artık) olup bitmiştir."

YUSUF
12:42

رَبِّكَ

rabbike

efendin(kralın)ın

İkisinden kurtulacağını sandığı kişiye dedi ki "Efendinin katında beni hatırla." Fakat şeytan, efendisine hatırlatmayı ona unutturdu, böylece daha nice yıllar (Yusuf) zindanda kaldı.

YUSUF
12:42

رَبِّهِ

rabbihi

efendisine

İkisinden kurtulacağını sandığı kişiye dedi ki "Efendinin katında beni hatırla." Fakat şeytan, efendisine hatırlatmayı ona unutturdu, böylece daha nice yıllar (Yusuf) zindanda kaldı.

YUSUF
12:50

رَبِّكَ

rabbike

efendine

Hükümdar dedi ki "Onu bana getirin." Ona elçi geldiğinde (Yusuf) "Efendine (Rabbine) dön de ona sor "Ellerini kesen o kadınların durumu neydi? Doğrusu benim Rabbim, onların hileli düzenlerini gerçekten bilendir."

YUSUF
12:50

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Hükümdar dedi ki "Onu bana getirin." Ona elçi geldiğinde (Yusuf) "Efendine (Rabbine) dön de ona sor "Ellerini kesen o kadınların durumu neydi? Doğrusu benim Rabbim, onların hileli düzenlerini gerçekten bilendir."

YUSUF
12:53

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

"(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam. Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir. Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir."

YUSUF
12:53

رَبِّي

rabbī

Rabbim

"(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam. Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir. Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir."

YUSUF
12:98

رَبِّي

rabbī

Rabbimden

"İlerde sizin için Rabbimden bağışlanma dilerim. Çünkü O, bağışlayandır, esirgeyendir" dedi.

YUSUF
12:100

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Babasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu; onun için secdeye kapandılar. Dedi ki "Ey Babam, bu, daha önceki rüyamın yorumudur. Doğrusu Rabbim onu gerçek kıldı. Bana iyilik etti, çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra, (O,) çölden sizi getirdi. Şüphesiz benim Rabbim, dilediğini pek ince düzenleyip tedbir edendi. Gerçekten bilen, hüküm ve hikmet sahibi O’dur."

YUSUF
12:100

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Babasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu; onun için secdeye kapandılar. Dedi ki "Ey Babam, bu, daha önceki rüyamın yorumudur. Doğrusu Rabbim onu gerçek kıldı. Bana iyilik etti, çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra, (O,) çölden sizi getirdi. Şüphesiz benim Rabbim, dilediğini pek ince düzenleyip tedbir edendi. Gerçekten bilen, hüküm ve hikmet sahibi O’dur."

YUSUF
12:101

رَبِّ

rabbi

Rabbim

"Rabbim, Sen bana mülkten (bir pay ve onu yönetme imkanını) verdin, sözlerin yorumundan (bir bilgi) öğrettin. Göklerin ve yerin Yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim velim Sensin. Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni salihlerin arasına kat."

HICR
15:25

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbindir

Ve şüphesiz senin Rabbin, O, onları haşredecektir. Gerçekten O, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir.

HICR
15:28

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Hani Rabbin meleklere demişti "Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan bir beşer yaratacağım."

HICR
15:36

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Dedi ki "Rabbim, öyleyse onların dirileceği güne kadar bana süre tanı."

HICR
15:39

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Dedi ki "Rabbim, beni kışkırttığın şeye karşılık, andolsun, ben de yeryüzünde onlara, (sana başkaldırmayı ve dünya tutkularını) süsleyip-çekici göstereceğim ve onların tümünü mutlaka kışkırtıp-saptıracağım."

HICR
15:56

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

Dedi ki "Sapıklar dışında Rabbinin rahmetinden kim umut keser?"

HICR
15:86

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Çünkü Rabbin, yaratan ve bilenin ta Kendisi’dir.

HICR
15:92

فَوَرَبِّكَ

feverabbike

Rabbin hakkı için

Rabbine andolsun, onların tümüne (bunu) soracağız.

HICR
15:98

رَبِّكَ

rabbike

Rabbini

Sen Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol.

HICR
15:99

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbine

Ve yakîn sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et.

EN'ÂM
6:1

بِرَبِّهِمْ

birabbihim

Rablerine

Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı (nuru) kılan Allah’adır. (Bundan) Sonra bile, inkar edenler, Rablerine (birtakım varlıkları ve güçleri) denk tutuyorlar.

EN'ÂM
6:4

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

Onlara Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeyiversin, mutlaka ondan yüz çevirirler.

EN'ÂM
6:15

رَبِّي

rabbī

Rabbime

De ki "Şüphesiz ben, Rabbime isyan edersem o büyük günün azabından korkarım."

EN'ÂM
6:23

رَبِّنَا

rabbinā

Rabbimiz

(Bundan) Sonra onların "Rabbimiz olan Allah’a andolsun ki, biz müşriklerden değildik" demelerinden başka bir fitneleri olmadı (kalmadı.)

EN'ÂM
6:27

رَبِّنَا

rabbinā

Rabbimizin

Ateşin üstünde durdurulduklarında onları bir görsen; derler ki "Keşke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de Rabbimiz’in ayetlerini yalanlamasaydık ve mü’minlerden olsaydık."

EN'ÂM
6:30

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

Rablerinin karşısında durdurulduklarında onları bir görsen (Allah) "Bu, gerçek değil mi?" dedi. Onlar "Evet, Rabbimiz hakkı için" dediler. (Allah) "Öyleyse inkar edegeldikleriniz nedeniyle azabı tadın" dedi.

EN'ÂM
6:30

وَرَبِّنَا

verabbinā

Rabbimiz hakkı için

Rablerinin karşısında durdurulduklarında onları bir görsen (Allah) "Bu, gerçek değil mi?" dedi. Onlar "Evet, Rabbimiz hakkı için" dediler. (Allah) "Öyleyse inkar edegeldikleriniz nedeniyle azabı tadın" dedi.

EN'ÂM
6:37

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbi-

"Ona Rabbinden bir ayet indirilmeli değil miydi?" dediler. De ki Şüphesiz Allah, ayet indirmeye güç yetirendir." Ama onların çoğu bilmezler.

EN'ÂM
6:38

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri-

Yeryüzünde hiçbir canlı ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın. Biz kitapta hiçbir şeyi noksan bırakmadık, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır.

EN'ÂM
6:45

رَبِّ

rabbi

Rabbi

Böylece zulmeden topluluğun kökü kurutuldu. Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah’adır.

EN'ÂM
6:51

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerine

Rablerine (götürülüp) toplanacaklarından korkanları onunla (Kur’an’la) uyarıp-korkut; onlar için ondan başka ne velileri vardır ne şefaatçileri. Umulur ki korkup-sakınırlar.

EN'ÂM
6:52

رَبَّهُمْ

rabbehum

Rablerine

Sabah akşam -O’nun yüzünü (rızasını) dileyerek- Rablerine dua edenleri kovma. Onların hesabından senin üzerinde bir şey (yükümlülük), senin hesabından da bir şey (yükümlülük) yoktur ki onları kovman gereksin. Yoksa zalimlerden olursun.

EN'ÂM
6:54

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki "Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti Kendi üzerine yazdı ki, içinizden kim bir cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse şüphesiz, O, bağışlayandır, esirgeyendir."

EN'ÂM
6:57

رَبِّي

rabbī

Rabbim-

De ki "Ben, gerçekten Rabbimden kesin bir belge üzerindeyim, siz ise onu yalanladınız. Sizin kendisine acele ettiğiniz (azap) yanımda değildir. Hüküm yalnızca Allah’ındır. O, doğru haberi verir ve O, ayırt edenlerin en hayırlısıdır."

EN'ÂM
6:71

لِرَبِّ

lirabbi

Rabbine

De ki "Bize yararı ve zararı olmayan Allah’tan başka şeylere mi tapalım? Allah bizi hidayete erdirdikten sonra, şeytanların ayartarak yerde şaşkınca bıraktıkları, arkadaşlarının da "Doğru yola, bize gel" diye kendisini çağırdığı kimse gibi topuklarımız üzerinde gerisin geri mi döndürülelim?" De ki "Hiç şüphesiz Allah’ın yolu, asıl yoldur. Ve biz alemlerin Rabbine (kendimizi) teslim etmekle emrolunduk."

EN'ÂM
6:76

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Gece, üstünü örtüp bürüyünce bir yıldız görmüş ve demişti ki "Bu benim Rabbimdir." Fakat (yıldız) kayboluverince "Ben kaybolup-gidenleri sevmem" demişti.

EN'ÂM
6:77

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Ardından Ay’ı, (etrafa aydınlık saçarak) doğar görünce "Bu benim Rabbim" demiş, fakat o da kayboluverince "Andolsun" demişti, "Eğer Rabbim beni doğru yola erdirmezse gerçekten sapmışlar topluluğundan olurum."

EN'ÂM
6:77

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Ardından Ay’ı, (etrafa aydınlık saçarak) doğar görünce "Bu benim Rabbim" demiş, fakat o da kayboluverince "Andolsun" demişti, "Eğer Rabbim beni doğru yola erdirmezse gerçekten sapmışlar topluluğundan olurum."

EN'ÂM
6:78

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Sonra Güneş’i (etrafa ışıklar saçarak) doğar görünce "İşte bu benim Rabbim, bu en büyük" demişti. Ama o da kayboluverince, kavmine demişti ki "Ey kavmim, doğrusu ben sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım."

EN'ÂM
6:80

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

Kavmi onunla çekişip-tartışmaya girdi. Dedi ki "O beni doğru yola erdirmişken, siz benimle Allah konusunda çekişip-tartışmaya mı girişiyorsunuz? Sizin O’na şirk koştuklarınızdan ben korkmuyorum, ancak Allah’ın benim hakkımda bir şey dilemesi başka. Rabbim, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?"

EN'ÂM
6:80

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Kavmi onunla çekişip-tartışmaya girdi. Dedi ki "O beni doğru yola erdirmişken, siz benimle Allah konusunda çekişip-tartışmaya mı girişiyorsunuz? Sizin O’na şirk koştuklarınızdan ben korkmuyorum, ancak Allah’ın benim hakkımda bir şey dilemesi başka. Rabbim, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?"

EN'ÂM
6:83

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Bu, İbrahim’e, kavmine karşı verdiğimiz delilimizdir. Biz, dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Şüphesiz senin Rabbin, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir.

EN'ÂM
6:102

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

İşte Rabbiniz olan Allah budur. O’ndan başka İlah yoktur. Herşeyin Yaratıcısı’dır, öyleyse O’na kulluk edin. O, herşeyin üstünde bir vekildir.

EN'ÂM
6:104

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

Gerçek şu ki size Rabbinizden basiretler gelmiştir. Kim basiretle-görürse kendi lehine, kim de kör olursa (görmek istemezse) kendi aleyhinedir. Ben sizin üzerinizde gözetleyici değilim.

EN'ÂM
6:106

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin-

Rabbinden sana vahyedilene uy. O’ndan başka İlah yoktur. Ve müşriklerden yüz çevir.

EN'ÂM
6:108

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinedir

Allah’tan başka yalvarıp-yakardıklarına (taptıklarına) sövmeyin; sonra onlar da haddi aşarak bilmeksizin Allah’a söverler. İşte böyle, Biz her ümmete yaptıklarını süslü (çekici) gösterdik, sonra onların son varışları Rablerinedir. O, yapmakta olduklarını onlara haber verecektir.

EN'ÂM
6:112

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Böylece her peygambere, insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onlardan bazısı bazısını aldatmak için yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Öyleyse onları yalan olarak düzmekte olduklarıyla baş başa bırak.

EN'ÂM
6:114

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin

Allah’tan başka bir hakem mi arayayım? Oysa O, size kitabı açıklanmış olarak indirmiştir. Kendilerine kitap verdiklerimiz, bunun gerçekten Rabbinden hak olarak indirilmiş olduğunu bilmektedirler. Şu halde, sakın kuşkuya kapılanlardan olma.

EN'ÂM
6:115

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Rabbinin sözü, doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tastamamdır. O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir.

EN'ÂM
6:117

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Şüphesiz Rabbin, Kendi yolundan sapanları daha iyi bilir. O, dosdoğru yolda olanları daha iyi bilendir.

EN'ÂM
6:119

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Ne oluyor ki size, kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalmanız dışında, O, size haram kıldıklarını ayrı ayrı açıklamışken, üzerinde Allah’ın ismi anılan şeyleri yemiyorsunuz? Gerçekten çoğu, bir ilim olmaksızın kendi heva (istek ve tutku)larıyla (kimilerini) saptırıyorlar. Şüphesiz, senin Rabbin haddi aşanları en iyi bilendir.

EN'ÂM
6:126

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Öğüt alıp düşünmesini bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıkladık.

EN'ÂM
6:127

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

Onlar için Rableri Katında barış yurdu vardır ve O, yapmakta oldukları dolayısıyla onların velisidir.

EN'ÂM
6:128

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Onların tümünü toplayacağı gün "Ey cin topluluğu insanlardan çoğunu (ayartıp kendinize kullar) edindiniz" (diyecek). İnsanlardan onların dostları derler ki "Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlandı ve bizim için tespit ettiğin süreye ulaştık." (Allah) Diyecek ki "Allah’ın dilediği dışta olmak üzere, ateş sizin içinde süresiz kalacağınız konaklama yerinizdir." Şüphesiz Rabbin, hüküm ve hikmet sahibi olandır, bilendir.

EN'ÂM
6:128

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Onların tümünü toplayacağı gün "Ey cin topluluğu insanlardan çoğunu (ayartıp kendinize kullar) edindiniz" (diyecek). İnsanlardan onların dostları derler ki "Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlandı ve bizim için tespit ettiğin süreye ulaştık." (Allah) Diyecek ki "Allah’ın dilediği dışta olmak üzere, ateş sizin içinde süresiz kalacağınız konaklama yerinizdir." Şüphesiz Rabbin, hüküm ve hikmet sahibi olandır, bilendir.

EN'ÂM
6:131

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Bu, halkı habersizken, Rabbinin ülkeleri zulüm ve helak edici olmadığındandır.

EN'ÂM
6:132

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Yapmakta oldukları dolayısıyla her biri için dereceler vardır. Rabbin, onların yapmakta olduklarından habersiz değildir.

EN'ÂM
6:133

وَرَبُّكَ

ve rabbuke

ve Rabbin

Rabbin, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan rahmet sahibidir. Dilerse sizi giderir ve dilerse, sizi bir başka kavmin soyundan (inşa edip) var ettiği gibi yerinize bir başkasını getirir.

EN'ÂM
6:145

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

De ki "Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyeceği (şeyler) için, ölü eti, dökülen kan, domuz eti -ki bu gerçekten murdardır- ya da Allah’tan başkası adına kesilmiş bir fısk dışında, haram kılınmış bir şey bulmuyorum. Kim kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa, -saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla- (bu sayılanlardan ölmeyecek kadar yiyebilir). Şüphesiz senin Rabbin bağışlayandır, esirgeyendir.

EN'ÂM
6:147

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

Şayet seni yalanlayacak olurlarsa, de ki "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. O’nun şiddetli çarpması, suçlu-günahkarlar topluluğundan geri çevrilemez."

EN'ÂM
6:150

بِرَبِّهِمْ

birabbihim

Rablerine

De ki "Gerçekten Allah’ın bunu haram kıldığına şehadet edecek şahidlerinizi getirin." Şayet onlar, şehadet edecek olurlarsa sen onlarla birlikte şehadet etme. Ayetlerimizi yalan sayanların ve ahirete inanmayanların heva (istek ve tutku)larına uyma; onlar (birtakım güçleri ve varlıkları) Rablerine denk tutmaktadırlar.

EN'ÂM
6:151

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbinizin

De ki "Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın, anne-babaya iyilik edin, yoksulluk-endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. -Sizin de, onların da rızıklarını Biz vermekteyiz- Çirkin-kötülüklerin açığına ve gizli olanına yaklaşmayın. Hakka dayalı olma dışında, Allah’ın (öldürülmesini) haram kıldığı kimseyi öldürmeyin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki akıl erdirirsiniz."

EN'ÂM
6:154

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerine

Sonra Biz Musa’ya, iyilik yapanların üzerinde (nimetimizi) tamamlamak, herşeyi ayrı ayrı açıklamak ve bir hidayet ve rahmet olarak kitabı verdik. Umulur ki Rablerine kavuşacaklarına inanırlar.

EN'ÂM
6:157

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

Ya da "Kitap bize de indirilseydi, elbette onlardan daha çok doğru yolda olurduk" dememeniz (için) işte size Rabbinizden apaçık bir belge, bir hidayet ve bir rahmet gelmiştir. Allah’ın ayetlerini yalanlayandan ve (insanları) ondan alıkoyup-çevirenden daha zalim kimdir? Ayetlerimizden alıkoyup-çevirenlere, bu ’engelleme ve çevirmelerinden’ dolayı pek çetin bir azapla karşılık vereceğiz.

EN'ÂM
6:158

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbinin

Onlar, kendilerine meleklerin gelmesini mi, ya da Rabbinin gelmesini mi veya Rabbinin bazı ayetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin ayetlerinden bazılarının geleceği gün, daha önce iman etmemişse veya imanıyla bir hayır kazanmamışsa hiç kimseye imanı yarar sağlamaz. De ki "Bekleyin, Biz de şüphesiz beklemekteyiz."

EN'ÂM
6:158

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Onlar, kendilerine meleklerin gelmesini mi, ya da Rabbinin gelmesini mi veya Rabbinin bazı ayetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin ayetlerinden bazılarının geleceği gün, daha önce iman etmemişse veya imanıyla bir hayır kazanmamışsa hiç kimseye imanı yarar sağlamaz. De ki "Bekleyin, Biz de şüphesiz beklemekteyiz."

EN'ÂM
6:158

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Onlar, kendilerine meleklerin gelmesini mi, ya da Rabbinin gelmesini mi veya Rabbinin bazı ayetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin ayetlerinden bazılarının geleceği gün, daha önce iman etmemişse veya imanıyla bir hayır kazanmamışsa hiç kimseye imanı yarar sağlamaz. De ki "Bekleyin, Biz de şüphesiz beklemekteyiz."

EN'ÂM
6:161

رَبِّي

rabbī

Rabbim

De ki "Rabbim gerçekten beni doğru yola iletti, dimdik duran bir dine, İbrahim’in hanif (muvahhid) dinine… O, müşriklerden değildi."

EN'ÂM
6:162

رَبِّ

rabbi

Rabbi

De ki "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ındır."

EN'ÂM
6:164

رَبًّا

rabben

Rab

De ki "O, herşeyin Rabbi iken, ben Allah’tan başka bir Rab mi arayayım? Hiçbir nefis, kendisinden başkasının aleyhine (günah) kazanmaz. Günahkar olan bir başkasının günah yükünü taşımaz. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. O, size hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri haber verecektir."

EN'ÂM
6:164

رَبُّ

rabbu

Rabbi iken

De ki "O, herşeyin Rabbi iken, ben Allah’tan başka bir Rab mi arayayım? Hiçbir nefis, kendisinden başkasının aleyhine (günah) kazanmaz. Günahkar olan bir başkasının günah yükünü taşımaz. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. O, size hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri haber verecektir."

EN'ÂM
6:164

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbinizedir

De ki "O, herşeyin Rabbi iken, ben Allah’tan başka bir Rab mi arayayım? Hiçbir nefis, kendisinden başkasının aleyhine (günah) kazanmaz. Günahkar olan bir başkasının günah yükünü taşımaz. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. O, size hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri haber verecektir."

EN'ÂM
6:165

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

O sizi yeryüzünün halifeleri kıldı ve size verdikleriyle sizi denemek için kiminizi kiminize göre derecelerle yükseltti. Şüphesiz senin Rabbin, sonuçlandırması pek çabuk olandır ve şüphesiz O, bağışlayandır, esirgeyendir.

SAFFAT
37:5

رَبُّ

rabbu

Rabbidir

Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir, doğuların da Rabbidir.

SAFFAT
37:5

وَرَبُّ

ve rabbu

ve Rabbidir

Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir, doğuların da Rabbidir.

SAFFAT
37:31

رَبِّنَا

rabbinā

Rabbimizin

"Böylece Rabbimiz’in sözü (yıkım ve azap va’di) üzerimize hak oldu. Şüphesiz, (azabı) tadıcılarız."

SAFFAT
37:57

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

"Eğer Rabbimin nimeti olmasaydı, muhakkak ben de (azap yerine getirilip) hazır bulundurulanlardan olacaktım.

SAFFAT
37:84

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbine

Hani o, Rabbine arınmış (selim) bir kalp ile gelmişti.

SAFFAT
37:87

بِرَبِّ

birabbi

Rabbi hakkında

"Alemlerin Rabbi hakkındaki zannınız nedir?"

SAFFAT
37:99

رَبِّي

rabbī

Rabbime

(İbrahim) Dedi ki "Şüphesiz ben, Rabbime gidiciyim; O, beni hidayete erdirecektir."

SAFFAT
37:100

رَبِّ

rabbi

Rabbim

"Rabbim, bana salihlerden (olan bir çocuk) armağan et."

SAFFAT
37:126

رَبَّكُمْ

rabbekum

sizin Rabbiniz

"Allah ki, sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir."

SAFFAT
37:126

وَرَبَّ

ve rabbe

ve Rabbi

"Allah ki, sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir."

SAFFAT
37:149

أَلِرَبِّكَ

elirabbike

Rabbine (mi?)

Şimdi sen onlara sor -Kızlar senin Rabbinin, erkek çocuklar onların mı?

SAFFAT
37:180

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin

Üstünlük ve güç (izzet) sahibi olan senin Rabbin, onların nitelendirdiklerinden Yücedir.

SAFFAT
37:180

رَبِّ

rabbi

sahibi

Üstünlük ve güç (izzet) sahibi olan senin Rabbin, onların nitelendirdiklerinden Yücedir.

SAFFAT
37:182

رَبِّ

rabbi

Rabbi

Ve alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.

LOKMAN
31:5

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

İşte onlar, Rab’lerinden bir hidayet üzerindedirler ve felah bulanlar da onlardır.

LOKMAN
31:33

رَبَّكُمْ

rabbekum

Rabbinizden

Ey insanlar, Rabbinizden korkup-sakının ve öyle bir günün azabından çekinip-korkun ki, (o gün hiç) bir baba, çocuğu için bir karşılık veremez ve (hiç)bir çocuk da babası için bir şeyi verebilecek (durumda) değildir. Şüphesiz Allah’ın va’di haktır. Artık dünya hayatı sizi aldatmaya sürüklemesin ve aldatıcı(lar) da sizi Allah ile aldatmasın.

SEBE
34:3

وَرَبِّي

verabbī

Rabbim hakkı için

İnkar edenler, dediler ki "Kıyamet-saati bize gelmez." De ki "Hayır, gaybı bilen Rabbime andolsun, o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiçbir şey O’ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da, daha büyük olanı da, istisnasız, mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı)dır."

SEBE
34:6

رَبِّكَ

rabbike

Rabbi-

Kendilerine ilim verilenler ise, Rabbinden sana indirilenin hakkın ta kendisi olduğunu ve üstün, güçlü, övülmeye layık olan (Allah)ın yoluna yöneltip- ilettiğini görüyorlar.

SEBE
34:12

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgara (boyun eğdirdik); erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Onun eli altında Rabbinin izniyle iş gören bir kısım cinler vardı. Onlardan kim Bizim emrimizden çıkıp-sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından taddırırdık.

SEBE
34:15

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbinizin

Andolsun, Sebe’ (halkı)nın oturduğu yerlerde de bir ayet vardır. (Evleri) Sağdan ve soldan iki bahçeliydi. (Onlara demiştik ki) "Rabbinizin rızkından yiyin ve O’na şükredin. Güzel bir şehir ve bağışlayan bir Rabb(iniz var)."

SEBE
34:15

وَرَبٌّ

ve rabbun

ve Rabbin

Andolsun, Sebe’ (halkı)nın oturduğu yerlerde de bir ayet vardır. (Evleri) Sağdan ve soldan iki bahçeliydi. (Onlara demiştik ki) "Rabbinizin rızkından yiyin ve O’na şükredin. Güzel bir şehir ve bağışlayan bir Rabb(iniz var)."

SEBE
34:19

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Onlar ise "Rabbimiz, seferlerimizin arasını aç (şehirlerimiz birbirine çok yakındır) dediler ve kendi nefislerine zulmetmiş oldular. Böylece Biz de onları efsaneler(e konu olan bir halk) kıldık ve onları darmadağın edip dağıttık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır.

SEBE
34:21

وَرَبُّكَ

ve rabbuke

Rabbin

Oysa onun, kendilerine karşı hiçbir zorlayıcı-gücü yoktu; ancak Biz ahirete iman edeni, ondan kuşku içinde olandan ayırdetmek için (ona bu imkanı verdik). Senin Rabbin, herşeyin üzerinde gözetici-koruyucudur.

SEBE
34:23

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

O’nun Katında izin verdiğinin dışında (hiç kimsenin) şefaati yarar sağlamaz. En sonunda kalplerinden korku giderilince (birbirlerine) "Rabbiniz ne buyurdu?" derler, "Hak olanı" derler. O, çok Yücedir, çok büyüktür.

SEBE
34:26

رَبُّنَا

rabbunā

Rabbimiz

De ki "Rabbimiz (kıyamet günü) bizi birarada toplayacak, sonra da hak ile aramızı ayıracaktır. O, (gerçek hükmünü vererek hak ile batılın arasını) açandır, (herşeyi hakkıyla) bilendir."

SEBE
34:31

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

İnkar edenler dedi ki "Biz kesin olarak, ne bu Kur’an’a inanırız, ne ondan önceki (indirile)ne." Sen o zulmedenleri, Rableri huzurunda tutuklanmış olarak görsen; sözü (suçlamaları) birbirlerine karşı evirip-çevirir (birbirlerine yöneltirler). Za’fa uğratılan (müstaz’af)lar, büyüklük taslayanlara derler ki "Eğer sizler olmasaydınız, gerçekten bizler mü’min (kimse)ler olurduk."

SEBE
34:36

رَبِّي

rabbī

Rabbim

De ki "Şüphesiz benim Rabbim rızkı dilediğine genişletir-yayar ve kısar da. Ancak insanların çoğu bilmiyorlar."

SEBE
34:39

رَبِّي

rabbī

Rabbim

De ki "Şüphesiz benim Rabbim, kullarından rızkı dilediğine genişletip-yayar ve ona kısar da. Her neyi infak ederseniz, O (Allah), yerine bir başkasını verir; O, rızık verenlerin en hayırlısıdır."

SEBE
34:48

رَبِّي

rabbī

Rabbim

De ki "Şüphesiz Rabbim hakkı (batılın yerine veya dilediği kimsenin kalbine) koyar. O, gaybleri bilendir.

SEBE
34:50

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

De ki "Eğer ben sapacak olsam, artık kendi nefsim aleyhine sapmış olurum; eğer hidayeti bulacak olsam, bu da Rabbimin bana vahyetmekte olduğu (Kur’an) sayesindedir. Şüphesiz O, işitendir, yakın olandır."

ZÜMER
39:6

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

Sizi tek bir nefisten yarattı, sonra ondan kendi eşini var etti ve sizin için davarlardan sekiz çift indirdi. Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur, mülk O’nundur. O’ndan başka İlah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz?

ZÜMER
39:7

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbinizedir

Eğer inkar edecek olursanız, artık şüphesiz Allah size karşı hiçbir ihtiyacı olmayandır ve O, kulları için inkara rıza göstermez. Ve eğer şükrederseniz, sizin (yararınız) için ondan razı olur. Hiçbir günahkar, bir başkasının günah yükünü yüklenmez. Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz, böylece yaptıklarınızı size haber verecektir. Şüphesiz O, sinelerin özünde saklı olanı bilendir.

ZÜMER
39:8

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbine

İnsana bir zarar dokunduğu zaman, gönülden katıksızca yönelmiş olarak Rabbine dua eder. Sonra ona Kendinden bir nimet verdiği zaman, daha önce O’na dua ettiğini unutur ve O’nun yolundan saptırmak amacıyla Allah’a eşler koşmaya başlar. De ki "İnkarınla biraz (dünya zevklerinden) yararlan; çünkü sen, ateşin halkındansın."

ZÜMER
39:9

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

Yoksa o, gece saatinde kalkıp da secde ederek ve kıyama durarak gönülden itaat (ibadet) eden, ahiretten sakınan ve Rabbinin rahmetini umud eden (gibi) midir? De ki "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Şüphesiz, temiz akıl sahipleri öğüt alıp-düşünürler."

ZÜMER
39:10

رَبَّكُمْ

rabbekum

Rabbinizden

De ki "Ey iman eden kullarım, Rabbinizden sakının. Bu dünyada iyilik edenler için bir iyilik vardır. Allah’ın arz’ı geniştir. Ancak sabredenlere ecirleri hesapsızca ödenir."

ZÜMER
39:13

رَبِّي

rabbī

Rabbime

De ki "Ben, Rabbime isyan ettiğim takdirde, büyük bir günün azabından korkarım."

ZÜMER
39:20

رَبَّهُمْ

rabbehum

Rablerinden

Ancak Rablerinden korkup-sakınanlar ise; onlara yüksek köşkler vardır, onların üstünde de yüksek köşkler bina edilmiştir. Onların altında ırmaklar akmaktadır. (Bu,) Allah’ın va’didir. Allah, va’dinden dönmez.

ZÜMER
39:22

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbi-

Allah, kimin göğsünü İslam’a açmışsa, artık o, Rabbinden bir nur üzerinedir, (öyle) değil mi? Fakat Allah’ın zikrinden (yana) kalpleri katılaşmış olanların vay haline. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.

ZÜMER
39:23

رَبَّهُمْ

rabbehum

Rablerinden

Allah, müteşabih (benzeşmeli), ikişerli bir Kitap olarak sözün en güzelini indirdi. Rablerine karşı içleri titreyerek-korkanların O’ndan derileri ürperir. Sonra onların derileri ve kalpleri Allah’ın zikrine (karşı) yumuşar-yatışır. İşte bu, Allah’ın yol göstermesidir, onunla dilediğini hidayete erdirir. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için de bir yol gösterici yoktur.

ZÜMER
39:31

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbinizin

Sonra şüphesiz sizler, kıyamet günü Rabbinizin huzurunda davalaşacaksınız.

ZÜMER
39:34

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

Rableri Katında dileyecekleri herşey onlarındır. İşte bu, ihsanda bulunanların ödülüdür.

ZÜMER
39:54

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbinize

Azap size gelip çatmadan evvel, Rabbinize yönelip-dönün ve O’na teslim olun. Sonra size yardım edilmez.

ZÜMER
39:55

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

Rabbinizden, size indirilenin en güzeline uyun; siz hiç şuurunda değilken, azap apansız size gelip çatmadan evvel.

ZÜMER
39:69

رَبِّهَا

rabbihā

Rabbinin

Yer, Rabbinin nuruyla parıldadı; (orta yere) kitap kondu; peygamberler ve şahidler getirildi ve aralarında hak ile hüküm verildi, onlar haksızlığa uğratılmazlar.

ZÜMER
39:71

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbinizin

İnkar edenler, cehenneme bölük bölük sevkedildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları açıldı ve onlara (cehennemin) bekçileri dedi ki "Size Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugünle karşılaşacağınızı (söyleyip) sizi uyaran elçiler gelmedi mi?" Onlar "Evet." dediler. Ancak azap kelimesi kafirlerin üzerine hak oldu.

ZÜMER
39:73

رَبَّهُمْ

rabbehum

Rablerinin (azabından)

Rablerinden korkup-sakınanlar da, cennete bölük bölük sevkedildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları açıldı ve onlara (cennetin) bekçileri dedi ki "Selam üzerinizde olsun, hoş ve temiz geldiniz. Ebedi kalıcılar olarak ona girin."

ZÜMER
39:75

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerini

Melekleri de arşın etrafını çevirmişler olarak Rablerini hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Aralarında hak ile hüküm verilmiştir ve "Alemlerin Rabbine hamd olsun" denilmiştir.

ZÜMER
39:75

رَبِّ

rabbi

Rabbi

Melekleri de arşın etrafını çevirmişler olarak Rablerini hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Aralarında hak ile hüküm verilmiştir ve "Alemlerin Rabbine hamd olsun" denilmiştir.

MÜ'MIN
40:6

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Senin Rabbinin kafirler üzerindeki "Gerçekten onlar ateşin halkıdır" sözü böylece hak oldu.

MÜ'MIN
40:7

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerini

Arş’ı yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih etmekte, O’na iman etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler "Rabbimiz, rahmet ve ilim bakımından herşeyi kuşatıp-sardın, tevbe edenler ve Senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru."

MÜ'MIN
40:7

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Arş’ı yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih etmekte, O’na iman etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler "Rabbimiz, rahmet ve ilim bakımından herşeyi kuşatıp-sardın, tevbe edenler ve Senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru."

MÜ'MIN
40:8

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, onları Adn cennetlerine sok ki onlara (bunu) va’dettin; babalarından, eşlerinden ve soylarından salih olanları da. Gerçekten Sen, üstün ve güçlü olansın, hüküm ve hikmet sahibisin."

MÜ'MIN
40:11

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Dediler ki "Rabbimiz, bizi iki kere öldürdün ve iki kere dirilttin; biz de günahlarımızı itiraf ettik. Şimdi çıkış için bir yol var mı?"

MÜ'MIN
40:26

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbine

Firavun dedi ki "Bırakın beni, Musa’yı öldüreyim de o (gitsin) Rabbine yalvarıp-yakarsın. Çünkü ben, sizin dininizi değiştirmesinden ya da yeryüzünde fesat çıkarmasından korkuyorum."

MÜ'MIN
40:27

بِرَبِّي

birabbī

benim de Rabbim

Musa dedi ki "Gerçekten ben, hesap gününe iman etmeyen her mütekebbirden, benim de Rabbim, sizin de Rabbinize sığınırım."

MÜ'MIN
40:27

وَرَبِّكُمْ

ve rabbikum

ve sizin de Rabbinize

Musa dedi ki "Gerçekten ben, hesap gününe iman etmeyen her mütekebbirden, benim de Rabbim, sizin de Rabbinize sığınırım."

MÜ'MIN
40:28

رَبِّيَ

rabbiye

Rabbim

Firavun ailesinden imanını gizlemekte olan mü’min bir adam dedi ki "Siz, benim Rabbim Allah’tır diyen bir adamı öldürüyor musunuz? Oysa o, size Rabbinizden apaçık belgelerle gelmiş bulunuyor. Buna rağmen o eğer bir yalancı ise yalanı kendi aleyhinedir; ve eğer doğru sözlü ise, (o zaman da) size va’dettiklerinin bir kısmı size isabet eder. Şüphesiz Allah, ölçüyü taşıran, çok yalan söyleyen kimseyi hidayete erdirmez."

MÜ'MIN
40:28

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

Firavun ailesinden imanını gizlemekte olan mü’min bir adam dedi ki "Siz, benim Rabbim Allah’tır diyen bir adamı öldürüyor musunuz? Oysa o, size Rabbinizden apaçık belgelerle gelmiş bulunuyor. Buna rağmen o eğer bir yalancı ise yalanı kendi aleyhinedir; ve eğer doğru sözlü ise, (o zaman da) size va’dettiklerinin bir kısmı size isabet eder. Şüphesiz Allah, ölçüyü taşıran, çok yalan söyleyen kimseyi hidayete erdirmez."

MÜ'MIN
40:49

رَبَّكُمْ

rabbekum

Rabbinize

Ateşin içinde olanlar, cehennem bekçilerine dediler ki "Rabbinize dua edin; azaptan bir günü (olsun) bize hafifletsin."

MÜ'MIN
40:55

رَبِّكَ

rabbike

Rabbini

Şu halde sen sabret. Gerçekten Allah’ın va’di haktır. Günahın için mağfiret dile; akşam ve sabah Rabbini hamd ile tesbih et.

MÜ'MIN
40:60

رَبُّكُمُ

rabbukumu

Rabbiniz

Rabbiniz dedi ki "Bana dua edin, size icabet edeyim. Doğrusu Bana ibadet etmekten büyüklenen (müstekbir)ler; cehenneme boyun bükmüş kimseler olarak gireceklerdir.

MÜ'MIN
40:62

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

İşte bu, sizin Rabbiniz Allah’tır; herşeyin Yaratıcısı’dır; O’ndan başka İlah yoktur. Öyleyse nasıl olur da çevriliyorsunuz?

MÜ'MIN
40:64

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

Allah, yeryüzünü sizin için bir karar, gökyüzünü bir bina kıldı; sizi suretlendirdi, suretinizi de en güzel (bir biçim ve incelikte) kıldı ve size güzel-temiz şeylerden rızık verdi. İşte sizin Rabbiniz Allah budur. Alemlerin Rabbi Allah ne Yücedir.

MÜ'MIN
40:64

رَبُّ

rabbu

Rabbi

Allah, yeryüzünü sizin için bir karar, gökyüzünü bir bina kıldı; sizi suretlendirdi, suretinizi de en güzel (bir biçim ve incelikte) kıldı ve size güzel-temiz şeylerden rızık verdi. İşte sizin Rabbiniz Allah budur. Alemlerin Rabbi Allah ne Yücedir.

MÜ'MIN
40:65

رَبِّ

rabbi

Rabbi

O, Hayy (diri) olandır. O’ndan başka İlah yoktur; öyleyse dini yalnızca Kendisi’ne halis kılanlar olarak O’na dua edin. Alemlerin Rabbine hamd olsun.

MÜ'MIN
40:66

رَبِّي

rabbī

Rabbim-

De ki "Bana apaçık belgeler gelince, sizin Allah’tan başka taptıklarınıza kulluk etmekten kesin olarak menedildim ve alemlerin Rabbine teslim olmakla emrolundum."

MÜ'MIN
40:66

لِرَبِّ

lirabbi

Rabbine

De ki "Bana apaçık belgeler gelince, sizin Allah’tan başka taptıklarınıza kulluk etmekten kesin olarak menedildim ve alemlerin Rabbine teslim olmakla emrolundum."

FUSSILET
41:9

رَبُّ

rabbu

Rabbidir

De ki "Gerçekten siz mi yeri iki günde yaratanı inkar ediyor ve O’na birtakım eşler kılıyorsunuz? O, alemlerin Rabbidir."

FUSSILET
41:14

رَبُّنَا

rabbunā

Rabbimiz

Onlara "Yalnızca Allah’a kulluk edin" diye önlerinden ve arkalarından elçiler gelince, dediler ki "Eğer dileseydi Rabbimiz melekler indirirdi. Bundan dolayı biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi inkar edicileriz."

FUSSILET
41:23

بِرَبِّكُمْ

birabbikum

Rabbinize karşı

"İşte bu sizin zannınız; Rabbiniz hakkında beslediğiniz-zannınız, sizi bir yıkıma uğrattı, böylelikle hüsrana uğrayan kimseler olarak sabahladınız."

FUSSILET
41:29

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

İnkar edenler dediler ki "Rabbimiz, cinlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları bize göster, ayaklarımızın altına alalım, en aşağılarda bulunanlardan olsunlar."

FUSSILET
41:30

رَبُّنَا

rabbunā

Rabbimiz

Şüphesiz "Bizim Rabbimiz Allah’tır" deyip sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); onların üzerine melekler iner (ve der ki) "Korkmayın ve hüzne kapılmayın, size vadolunan cennetle sevinin."

FUSSILET
41:38

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Şayet onlar büyüklenecek olurlarsa, Rabbinin Katında bulunanlar, O’nu gece ve gündüz tesbih ederler ve (bundan) bıkkınlık duymazlar.

FUSSILET
41:43

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Sana söylenen şeyler, senden önceki elçilere söylenenden başkası değildir. Şüphesiz, Rabbin, hem elbette mağfiret sahibidir, hem de acı bir azap sahibidir.

FUSSILET
41:45

رَبِّكَ

rabbike

Rabbi-

Andolsun, Musa’ya kitabı verdik, fakat onda anlaşmazlığa düşüldü. Eğer Rabbinden (daha önce) bir söz geçmiş (verilmiş) olmasaydı, mutlaka aralarında hüküm verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Gerçekten onlar, bundan yana kuşku verici bir tereddüt içindedirler.

FUSSILET
41:46

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Kim salih bir amelde bulunursa, kendi lehinedir, kim de kötülük ederse, o da kendi aleyhinedir. Senin Rabbin, kullara zulmedici değildir.

FUSSILET
41:50

رَبِّي

rabbī

Rabbime

Oysa ona dokunan bir zarardan sonra tarafımızdan bir rahmet taddırsak, mutlaka "Bu benim (hakkım)dır. Ve ben kıyamet-saatinin kopacağını da sanmıyorum; eğer Rabbime döndürülsem bile, muhakkak O’nun Katında benim için daha güzel olanı vardır." der. Ama andolsun Biz, o kafirlere yaptıklarını haber vereceğiz ve andolsun onlara, en kaba bir azaptan taddıracağız.

FUSSILET
41:53

بِرَبِّكَ

birabbike

Rabbinin

Biz ayetlerimizi hem afakta, hem kendi nefislerinde onlara göstereceğiz; öyle ki, şüphesiz onun hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Herşeyin üzerinde Rabbinin şahid olması yetmez mi?

FUSSILET
41:54

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerine

Dikkatli olun; gerçekten onlar, Rablerine kavuşmaktan yana derin bir kuşku içindedirler. Dikkatli olun; gerçekten O, herşeyi sarıp-kuşatandır.

ŞURA
42:5

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerini

Gökler, neredeyse üstlerinden çatlayıp-parçalanacaklar; melekler de Rablerini hamd ile tesbih ederler ve yerde olanlara mağfiret dilerler. Haberiniz olsun; gerçekten Allah, bağışlayan ve esirgeyen O’dur.

ŞURA
42:10

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Hakkında ihtilafa düştüğünüz herhangi bir şey; artık O’nun hükmü Allah’ındır. İşte Rabbim olan Allah. Ben O’na tevekkül ettim ve yalnızca O’na dönüp-yönelirim.

ŞURA
42:14

رَبِّكَ

rabbike

Rabbi-

Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki ’tecavüz ve haksızlık’ dolayısıyla ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden, adı konulmuş bir ecele kadar geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, muhakkak aralarında hüküm verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Şüphesiz onların ardından kitaba mirasçı olanlar ise, herhalde ona karşı kuşku verici bir tereddüt içindedirler.

ŞURA
42:15

رَبُّنَا

rabbunā

bizim de Rabbimizdir

Şu halde, sen bundan dolayı davet et ve emrolunduğun gibi doğru bir istikamet tuttur. Onların heva (istek ve tutku)larına uyma. Ve de ki Allah’ın indirdiği her kitaba inandım. Aranızda adaletli davranmakla emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizindir. Bizimle aranızda ‘deliller getirerek tartışma (ya, huccete gerek)’ yoktur. Allah bizi biraraya getirip-toplayacaktır. Dönüş O’nadır."

ŞURA
42:15

وَرَبُّكُمْ

ve rabbukum

sizin de Rabbinizdir

Şu halde, sen bundan dolayı davet et ve emrolunduğun gibi doğru bir istikamet tuttur. Onların heva (istek ve tutku)larına uyma. Ve de ki Allah’ın indirdiği her kitaba inandım. Aranızda adaletli davranmakla emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizindir. Bizimle aranızda ‘deliller getirerek tartışma (ya, huccete gerek)’ yoktur. Allah bizi biraraya getirip-toplayacaktır. Dönüş O’nadır."

ŞURA
42:16

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

O’na icabet olunduktan sonra, Allah hakkında (sözde) ’deliller öne sürüp tartışanların’ delilleri, Rableri Katında geçersizdir. Onların üzerinde bir gazab vardır ve şiddetli azap onlaradır.

ŞURA
42:22

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

(O gün) Zalimleri kazandıkları dolayısıyla korkuyla titrerlerken görürsün; o (yaptıkları) da üstlerine çöküvermiştir. İman edip salih amellerde bulunanlar ise, cennet bahçelerindedirler. Rableri Katında her diledikleri onlarındır. İşte büyük fazl (nimet ve üstünlük) budur.

ŞURA
42:36

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerine

Size verilen herhangi bir şey, dünya hayatının metaı (kısa süreli faydalanması)dır. Allah Katında olan ise, daha hayırlı ve daha süreklidir. (Bu da) iman edip Rablerine tevekkül edenler içindir;

ŞURA
42:38

لِرَبِّهِمْ

lirabbihim

Rablerinin

Rablerine icabet edenler, namazı dosdoğru kılanlar, işleri kendi aralarında şura ile olanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak edenler,

ŞURA
42:47

لِرَبِّكُمْ

lirabbikum

Rabbinize

Allah’tan, geri çevrilmesi olmayan bir gün gelmeden evvel, Rabbinize icabet edin. O gün, sizin için ne sığınılacak bir yer var, ne sizin için inkar (etmeye bir imkan).

ZUHRUF
43:13

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbinizin

Onların sırtlarına binip-doğrulmanız, sonra doğrulduğunuz zaman, Rabbinizin nimetini zikretmeniz ve "Bunlara bizim için boyun eğdiren (Allah) ne Yücedir, yoksa biz bunu (kendi hizmetimize) yanaştıramazdık" demeniz için.

ZUHRUF
43:14

رَبِّنَا

rabbinā

Rabbimize

Ve biz elbette, Rabbimiz’e çevrilip-döneceğiz."

ZUHRUF
43:32

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Senin Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında maişetlerini aralarında Biz paylaştırdık ve onlardan bir bölümü (diğer) bir bölümünü ’teshir etmesi için, bir bölümünü bir bölümü üzerinde derecelerle yükselttik. Rabbinin rahmeti; toplayıp-yığdıklarından daha hayırlıdır.

ZUHRUF
43:32

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Senin Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında maişetlerini aralarında Biz paylaştırdık ve onlardan bir bölümü (diğer) bir bölümünü ’teshir etmesi için, bir bölümünü bir bölümü üzerinde derecelerle yükselttik. Rabbinin rahmeti; toplayıp-yığdıklarından daha hayırlıdır.

ZUHRUF
43:35

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Ve (daha nice) çekici-süsler (de verirdik). Bütün bunlar, yalnızca dünya hayatının metaıdır. Ahiret ise, Rabbinin Katında muttakiler içindir.

ZUHRUF
43:46

رَبِّ

rabbi

Rabbinin

Andolsun, Biz Musa’yı, Firavun’a ve onun ’önde gelen çevresine’ ayetlerimizle gönderdik. O da, dedi ki "Gerçekten ben, alemlerin Rabbinin elçisiyim."

ZUHRUF
43:49

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbine

Ve onlar dediler ki "Ey büyücü, sende olan ahdi (sana verdiği sözü) adına bizim için Rabbine dua et; gerçekten biz hidayete gelmiş olacağız."

ZUHRUF
43:64

رَبِّي

rabbī

benim Rabbim

"Şüphesiz Allah, O, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; şu halde O’na kulluk edin. Dosdoğru yol budur."

ZUHRUF
43:64

وَرَبُّكُمْ

ve rabbukum

ve sizin Rabbiniz

"Şüphesiz Allah, O, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; şu halde O’na kulluk edin. Dosdoğru yol budur."

ZUHRUF
43:77

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

(Cehennem bekçisine) "Ey Malik (bekçi), Rabbin bizim işimizi bitirsin" diye haykırdılar. O "Gerçek şu ki siz, (burda) kalacak kimselersiniz" dedi.

ZUHRUF
43:82

رَبِّ

rabbi

Rabbi

Göklerin ve yerin Rabbi, Arş’ın Rabbi (olan Allah), onların nitelendirdiklerinden Yücedir.

ZUHRUF
43:82

رَبِّ

rabbi

Rabbi

Göklerin ve yerin Rabbi, Arş’ın Rabbi (olan Allah), onların nitelendirdiklerinden Yücedir.

ZUHRUF
43:88

يَا رَبِّ

yā rabbi

Rab

Onun "Ya Rab" demesi hakkı için şüphesiz onlar imana gelmez bir kavimdirler.

DUHAN
44:6

رَبِّكَ

rabbike

Rabbi-

Rabbinden bir rahmet olarak. Şüphesiz O, işitendir, bilendir.

DUHAN
44:7

رَبِّ

rabbi

Rabbidir

Eğer kesin bir bilgiyle inanıyorsanız (Allah), göklerin, yerin ve bu ikisi arasında bulunanların Rabbidir.

DUHAN
44:8

رَبُّكُمْ

rabbukum

sizin de Rabbinizdir

O’ndan başka İlah yoktur; diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbinizdir, geçmiş atalarınızın da Rabbidir.

DUHAN
44:8

وَرَبُّ

ve rabbu

ve Rabbidir

O’ndan başka İlah yoktur; diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbinizdir, geçmiş atalarınızın da Rabbidir.

DUHAN
44:12

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, azabı üstümüzden açıp-gider; çünkü biz (artık) iman edicileriz."

DUHAN
44:20

بِرَبِّي

birabbī

benim Rabbim

"Ve doğrusu ben, sizin taşa tutmanızdan benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan (Allah)a sığındım."

DUHAN
44:20

وَرَبِّكُمْ

ve rabbikum

ve sizin Rabbiniz olana

"Ve doğrusu ben, sizin taşa tutmanızdan benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan (Allah)a sığındım."

DUHAN
44:22

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbine

Sonunda Rabbine "Gerçekten bunlar, suçlu-günahkar bir kavimdirler" diye dua etti.

DUHAN
44:57

رَبِّكَ

rabbike

Rabbi-

Senin Rabbinden, bir fazl ve (lütuf) olarak. İşte büyük ’mutluluk ve kurtuluş’ budur.

CASIYE
45:11

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

İşte bu (Kur’an) bir hidayettir. Rablerinin ayetlerini inkar edenler ise, onlar için, (en) iğrenç olanından acı bir azap vardır.

CASIYE
45:15

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbinize

Kim salih bir amelde bulunursa, kendi lehinedir, kim kötülük yaparsa, artık o da kendi aleyhinedir. Sonra siz Rabbinize döndürüleceksiniz.

CASIYE
45:17

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Ve onlara bu emirden açık belgeler verdik. Fakat onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki ’hakka tecavüz ve azgınlıktan’ dolayı ihtilafa düştüler. Şüphesiz Rabbin, hakkında ihtilafa düştükleri şeyde kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.

CASIYE
45:30

رَبُّهُمْ

rabbuhum

Rableri

Artık iman edip salih amellerde bulunanlara gelince; Rableri onları Kendi rahmetine sokar. İşte apaçık olan ’büyük mutluluk ve kurtuluş’ budur.

CASIYE
45:36

رَبِّ

rabbi

Rabbi

Şu halde hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve alemlerin Rabbi Allah’ındır.

CASIYE
45:36

وَرَبِّ

ve rabbi

ve Rabbi

Şu halde hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve alemlerin Rabbi Allah’ındır.

CASIYE
45:36

رَبِّ

rabbi

Rabbi

Şu halde hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve alemlerin Rabbi Allah’ındır.

AHKAF
46:13

رَبُّنَا

rabbunā

Rabbimiz

Şüphesiz "Bizim Rabbimiz Allah’tır" deyip sonra doğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); artık onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

AHKAF
46:15

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Biz insana, ’anne ve babasına’ iyilikle davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu güçlükle taşıdı ve onu güçlükle doğurdu. Onun (hamilelikte) taşınması ve sütten kesilmesi, otuz aydır. Nihayet güçlü (erginlik) çağına erip kırk yıl (yaşın)a ulaşınca, dedi ki "Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve Senin razı olacağın salih bir amelde bulunmamı bana ilham et; benim için soyumda salahı ver. Gerçekten ben tevbe edip Sana yöneldim ve gerçekten ben Müslümanlardanım."

AHKAF
46:25

رَبِّهَا

rabbihā

Rabbinin

Rabbinin emriyle herşeyi yerle bir eder. Böylece meskenlerinden başka, hiçbir şey(leri) görünemez duruma düştüler. İşte Biz, suçlu-günahkar bir kavmi böyle cezalandırırız.

AHKAF
46:34

وَرَبِّنَا

verabbinā

Rabbimiz hakkı için

İnkar edenler ateşe sunulacakları gün, (onlara şöyle denir) "Bu gerçek değil miymiş?" Onlar "Rabbimiz’e andolsun, evet (öyledir)" derler. (Allah da) "Öyleyse inkar ettiklerinizden dolayı azabı tadın" dedi.

ZARIYAT
51:16

رَبُّهُمْ

rabbuhum

Rablerinin

Rablerinin kendilerine verdiğini alanlar olarak. Çünkü onlar, bundan önce ihsanda (güzel davranışta) bulunanlardı.

ZARIYAT
51:23

فَوَرَبِّ

feverabbi

Rabbine andolsun ki

İşte, göğün ve yerin Rabbine andolsun ki, şüphesiz, o (size va’dedilen) sizin (aranızda) konuştuklarınız kadar, elbette kesin bir gerçektir.

ZARIYAT
51:30

رَبُّكِ

rabbuki

Rabbin

Dediler ki "Öyle. (Bunu) Senin Rabbin buyurdu. Çünkü O, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir."

ZARIYAT
51:34

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

"(Ki bu taşların her biri,) Rabbinin Katında ölçüyü taşıranlar için (herkese ayrı ayrı) işaretlenmiştir."

ZARIYAT
51:44

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

Ancak Rablerinin emrine baş kaldırdılar; böylece bakıp-dururlarken, onları yıldırım çarpıp-yakaladı.

KEHF
18:10

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

O gençler, mağaraya sığındıkları zaman, demişlerdi ki "Rabbimiz, Katından bize bir rahmet ver ve işimizden bize doğruyu kolaylaştır (bizi başarılı kıl).

KEHF
18:13

بِرَبِّهِمْ

birabbihim

Rablerine

Biz sana onların haberlerini bir gerçek (olay) olarak aktarıyoruz. Gerçekten onlar Rablerine iman etmiş gençlerdi ve Biz de onların hidayetlerini artırmıştık.

KEHF
18:14

رَبُّنَا

rabbunā

Rabbimiz

Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) rabtetmiştik; (Krala karşı) Kıyam ettiklerinde demişlerdi ki "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir; İlah olarak biz O’ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun, gerçeğin dışına çıkarız."

KEHF
18:14

رَبُّ

rabbu

Rabbidir

Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) rabtetmiştik; (Krala karşı) Kıyam ettiklerinde demişlerdi ki "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir; İlah olarak biz O’ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun, gerçeğin dışına çıkarız."

KEHF
18:16

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

(İçlerinden biri demişti ki) "Madem ki siz onlardan ve Allah’tan başka taptıklarından kopup-ayrıldınız, o halde, (dağlara çekilip) mağaraya sığının da Rabbiniz size rahmetinden (bolca bir miktarını) yaysın ve işinizden size bir yarar kolaylaştırsın."

KEHF
18:19

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik (uyandırdık). İçlerinden bir sözcü dedi ki "Ne kadar kaldınız?" Dediler ki "Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) kısmı kadar kaldık." Dediler ki "Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir; şimdi birinizi bu paranızla şehre gönderin de, hangi yiyecek temizse baksın, size ondan bir rızık getirsin; ancak oldukça nazik davransın ve sakın sizi kimseye sezdirmesin."

KEHF
18:21

رَبُّهُمْ

rabbuhum

Rableri

Böylece, Allah’ın va’dinin hak olduğunu ve gerçekten kıyametin, kendisinde şüphe bulunmadığını bilmeleri için (şehir halkına ve sonraki insan kuşaklarına) onları buldurmuş olduk. (Onları görenler) Kendi aralarında durumlarını tartışıyorlardı, (bir kısmı) dedi ki "Onların üstüne bir bina inşa edin, Rableri onları daha iyi bilir." Onların işine galip gelen (sözleri geçen)ler ise "Üstlerine mutlaka bir mescid yapmalıyız" dediler.

KEHF
18:22

رَبِّي

rabbī

Rabbim

(Sonra gelen kuşaklar) Diyecekler ki "Üç’tüler, onların dördüncüsü köpekleridir." Ve "Beştiler, onların altıncısı köpekleridir" diyecekler. (Bu,) Bilinmeyene (gayba) taş atmaktır. "Yedidirler, onların sekizincisi köpekleridir" diyecekler. De ki "Rabbim, onların sayısını daha iyi bilir, onları pek az (insan) dışında kimse bilemez." Öyleyse onlar konusunda açıkta olan bir tartışmadan başka tartışma ve onlar hakkında bunlardan hiç kimseye bir şey sorma.

KEHF
18:24

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbini

Ancak "Allah dilerse" (inşaAllah yapacağım de). Unuttuğun zaman Rabbini zikret ve de ki "Umulur ki, Rabbim beni bundan daha yakın bir başarıya yöneltip-iletir."

KEHF
18:24

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

Ancak "Allah dilerse" (inşaAllah yapacağım de). Unuttuğun zaman Rabbini zikret ve de ki "Umulur ki, Rabbim beni bundan daha yakın bir başarıya yöneltip-iletir."

KEHF
18:27

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Sana Rabbinin kitabından vahyedileni oku. O’nun sözlerini değiştirici yoktur ve O’nun dışında kesin olarak bir sığınacak (makam) bulamazsın.

KEHF
18:28

رَبَّهُمْ

rabbehum

Rablerine

Sen de sabah akşam O’nun rızasını isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret. Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma. Kalbini Bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi ’istek ve tutkularına (hevasına)’ uyan ve işinde aşırılığa gidene itaat etme.

KEHF
18:29

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

Ve de ki "Hak Rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin. Şüphesiz Biz zalimlere bir ateş hazırlamışız, onun duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Eğer onlar yardım isterlerse, katı bir sıvı gibi yüzleri kavurup-yakan bir su ile yardım edilirler. Ne kötü bir içkidir o ve ne kötü bir destektir.

KEHF
18:36

رَبِّي

rabbī

Rabbime

"Kıyamet-saatinin kopacağını da sanmıyorum. Buna rağmen Rabbime döndürülecek olursam, şüphesiz bundan daha hayırlı bir sonuç bulacağım."

KEHF
18:38

رَبِّي

rabbī

benim Rabbimdir

"Fakat, O Allah benim Rabbimdir ve ben Rabbime hiç kimseyi ortak koşmam."

KEHF
18:38

بِرَبِّي

birabbī

Rabbime

"Fakat, O Allah benim Rabbimdir ve ben Rabbime hiç kimseyi ortak koşmam."

KEHF
18:40

رَبِّي

rabbī

Rabbim

"Belki Rabbim senin bağından daha hayırlısını bana verir, (seninkinin) üstüne gökten ’yakıp-yıkan bir afet’ gönderir de kaygan bir toprak kesiliverir."

KEHF
18:42

بِرَبِّي

birabbī

Rabbime

(Derken) Onun ürünleri (afetlerle) kuşatılıverdi. Artık o, uğrunda harcadıklarına karşı avuçlarını (esefle) oğuşturuyordu. O (bağın) çardakları yıkılmış durumdaydı, kendisi de şöyle diyordu "Keşke Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım."

KEHF
18:46

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan ’salih davranışlar’ ise, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır.

KEHF
18:48

رَبِّكَ

rabbike

senin Rabbine

Onlar senin Rabbine sıra sıra sunulmuşlardır. Andolsun, siz ilk defa yarattığımız gibi Bize gelmiş oldunuz. Hayır, Bizim size bir kavuşma-zamanı tespit etmediğimizi sanmıştınız değil mi?

KEHF
18:49

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

(Önlerine) Kitap konulmuştur; artık suçlu-günahkarların, onda olanlardan dolayı dehşetle-korkuya kapıldıklarını görürsün. Derler ki "Eyvahlar bize, bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük bırakmayıp herşeyi sayıp-döküyor?" Yapıp-ettiklerini (önlerinde) hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmez.

KEHF
18:50

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

Hani meleklere "Adem’e secde edin" demiştik; İblis’in dışında (diğerleri) secde etmişlerdi. O cinlerdendi, böylelikle Rabbinin emrinden dışarı çıkmıştı. Bu durumda Beni bırakıp onu ve onun soyunu veliler mi edineceksiniz? Oysa onlar sizin düşmanlarınızdır. (Bu,) Zalimler için ne kadar kötü bir (tercih) değiştirmedir.

KEHF
18:55

رَبَّهُمْ

rabbehum

Rablerine

Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları inanmaktan ve Rablerinden bağışlanma dilemelerinden alıkoyan şey, ancak evvelkilerin sünnetinin kendilerine de gelmesi veya azabın onları karşılarcasına gelmesi(ni beklemeleri)dir.

KEHF
18:57

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

Kendisine Rabbinin ayetleri öğütle hatırlatıldığı zaman, sırt çeviren ve ellerinin önden gönderdikleri (amelleri)ni unutandan daha zalim kimdir? Biz gerçekten, kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde (gerdik), kulaklarına bir ağırlık koyduk. Sen onları hidayete çağırsan bile, onlar sonsuza kadar asla hidayet bulamazlar.

KEHF
18:58

وَرَبُّكَ

ve rabbuke

ve Rabbin

Senin Rabbin rahmet sahibi (ve) bağışlayıcıdır. Eğer, kazandıklarından dolayı onları (azapla) yakalasaydı, şüphesiz onlara azabı (bir an önce) çabuklaştırırdı. Hayır, onlar için bir buluşma zamanı vardır, onun dışında asla başka bir sığınak bulamayacaklardır.

KEHF
18:81

رَبُّهُمَا

rabbuhumā

Rableri

Böylece, onlara Rablerinin ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı, merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini diledik."

KEHF
18:82

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

"Duvar ise, şehirde iki öksüz çocuğundu, altında onlara ait bir define vardı; babaları salih biriydi. Rabbin diledi ki, onlar erginlik çağına erişsinler ve kendi definelerini çıkarsınlar; (bu,) Rabbinden bir rahmettir. Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım. İşte, senin sabır göstermeye güç yetiremediğin şeylerin yorumu."

KEHF
18:82

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinden

"Duvar ise, şehirde iki öksüz çocuğundu, altında onlara ait bir define vardı; babaları salih biriydi. Rabbin diledi ki, onlar erginlik çağına erişsinler ve kendi definelerini çıkarsınlar; (bu,) Rabbinden bir rahmettir. Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım. İşte, senin sabır göstermeye güç yetiremediğin şeylerin yorumu."

KEHF
18:87

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbine

Dedi ki "Kim zulmederse biz onu azaplandıracağız, sonra Rabbine döndürülür, O da onu görülmemiş bir azapla azaplandırır."

KEHF
18:95

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

Dedi ki "Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı (güç, nimet ve imkan), daha hayırlıdır. Madem öyle, bana (insani) güçle yardım edin de, sizinle onlar arasında sapasağlam bir engel kılayım."

KEHF
18:98

رَبِّي

rabbī

Rabbimden

Dedi ki "Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin va’di geldiği zaman, O, bunu dümdüz eder; Rabbimin va’di haktır."

KEHF
18:98

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

Dedi ki "Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin va’di geldiği zaman, O, bunu dümdüz eder; Rabbimin va’di haktır."

KEHF
18:98

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

Dedi ki "Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin va’di geldiği zaman, O, bunu dümdüz eder; Rabbimin va’di haktır."

KEHF
18:105

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

İşte onlar, Rablerinin ayetlerini ve O’na kavuşmayı inkar edenlerdir. Artık onların yapıp-ettikleri boşa çıkmıştır, kıyamet gününde onlar için bir tartı tutmayacağız.

KEHF
18:109

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

De ki "Rabbimin sözleri(ni yazmak) için deniz mürekkep olsa ve yardım için bir benzerini (bir o kadarını) dahi getirsek, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, elbette deniz tükeniverirdi.

KEHF
18:109

رَبِّي

rabbī

Rabbimin

De ki "Rabbimin sözleri(ni yazmak) için deniz mürekkep olsa ve yardım için bir benzerini (bir o kadarını) dahi getirsek, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, elbette deniz tükeniverirdi.

KEHF
18:110

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbine

De ki "Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim; yalnızca bana sizin İlahınızın tek bir İlah olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın."

KEHF
18:110

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbine

De ki "Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim; yalnızca bana sizin İlahınızın tek bir İlah olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın."

NAHL
16:7

رَبَّكُمْ

rabbekum

Rabbiniz

Kendisine ulaşmadan canlarınızın yarısının telef olacağı şehirlere onlar, ağırlıklarınızı taşımaktadırlar. Şüphesiz sizin Rabbiniz şefkatli ve merhametlidir.

NAHL
16:24

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

Onlara "Rabbiniz ne indirdi?" dendiğinde, "Eskilerin masalları" dediler.

NAHL
16:30

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

(Allah’tan) Sakınanlara "Rabbiniz ne indirdi?" dendiğinde, "Hayır" dediler. Bu dünyada güzel davranışlarda bulunanlara güzellik vardır; ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Takva sahiplerinin yurdu ne güzeldir.

NAHL
16:33

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

(Küfre sapanlar) Kendilerine meleklerin gelmesinden veya Rabbinin emrinin gelmesinden başka bir şey mi gözlüyorlar? Onlardan öncekiler de öyle yapmıştı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

NAHL
16:42

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerine

Onlar sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir.

NAHL
16:47

رَبَّكُمْ

rabbekum

Rabbiniz

Veya onları bir korku üzerinde yakalayıvermesinden (mi emindirler)? Öyleyse Rabbin, gerçekten şefkatli ve merhamet sahibidir.

NAHL
16:50

رَبَّهُمْ

rabbehum

Rablerinden

Üstlerinden (her an bir azap göndermeye kadir olan) Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyi yaparlar.

NAHL
16:54

بِرَبِّهِمْ

birabbihim

Rablerine

Sonra sizden zararı kaldırdığında, sizden bir grup (hemen) Rablerine şirk koşar;

NAHL
16:68

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Rabbin bal arısına vahyetti Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin.

NAHL
16:69

رَبِّكِ

rabbiki

Rabbinin

Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır.

NAHL
16:86

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

O şirk koşanlar, şirk koştuklarını gördükleri zaman "Rabbimiz, Seni bırakıp bizim taptığımız ortaklarımız bunlardır" diyecekler. (Onlar da bunlara) "Siz gerçekten yalan söyleyenlersiniz" diye sözü (geri çevirip) fırlatacaklar.

NAHL
16:99

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerine

Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiçbir zorlayıcı-gücü yoktur.

NAHL
16:102

رَبِّكَ

rabbike

Rabbi-

De ki "İman edenleri sağlamlaştırmak, Müslümanlara bir müjde ve hidayet olmak üzere, onu (Kur’an’ı) hak olarak Rabbinden Ruhu’l-Kudüs indirmiştir."

NAHL
16:110

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Sonra gerçekten Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret edenlerin, ardından cihad edip, sabredenlerin (destekçisidir). Şüphesiz senin Rabbin, bundan sonra da gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir.

NAHL
16:110

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Sonra gerçekten Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret edenlerin, ardından cihad edip, sabredenlerin (destekçisidir). Şüphesiz senin Rabbin, bundan sonra da gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir.

NAHL
16:119

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Sonra gerçekten Rabbin, cehalet sonucu kötülük işleyen, sonra bunun ardından tevbe eden ve ıslah olanlar(la beraberdir). Şüphesiz Rabbin bundan sonra bağışlayandır, esirgeyendir.

NAHL
16:119

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Sonra gerçekten Rabbin, cehalet sonucu kötülük işleyen, sonra bunun ardından tevbe eden ve ıslah olanlar(la beraberdir). Şüphesiz Rabbin bundan sonra bağışlayandır, esirgeyendir.

NAHL
16:124

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Cumartesi, ancak onda ihtilafa düşenlere (farz) kılındı. Şüphesiz Rabbin, onların ihtilaf ettikleri şeyler hakkında kıyamet günü aralarında hükmedecektir.

NAHL
16:125

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir.

NAHL
16:125

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir.

NUH
71:5

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Dedi ki "Rabbim, gerçekten kavmimi gece ve gündüz davet edip-durdum."

NUH
71:10

رَبَّكُمْ

rabbekum

Rabbinizden

"Bundan böyle" dedim. "Rabbinizden mağfiret isteyin; çünkü gerçekten O, çok bağışlayandır.

NUH
71:21

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Nuh "Rabbim, gerçekten onlar bana isyan ettiler; mal ve çocukları kendisine ziyandan başka bir şeyi artırmayan kimselere uydular."

NUH
71:26

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Nuh "Rabbim, yeryüzünde kafirlerden yurt edinen hiç kimseyi bırakma." dedi.

NUH
71:28

رَبِّ

rabbi

Rabbim

"Rabbim, beni, annemi, babamı, mü’min olarak evime gireni, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlere yıkımdan başkasını arttırma."

İBRAHIM
14:1

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

Elif, Lam, Ra. Bu bir Kitap’tır ki, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura, O güçlü ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdik.

İBRAHIM
14:6

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

Hani Musa kavmine şöyle demişti "Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın; hani O sizi Firavun ailesinden kurtarmıştı, onlar sizi en dayanılmaz işkencelere uğratıyor, kadınlarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir sınav vardır."

İBRAHIM
14:7

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

"Rabbiniz şöyle buyurmuştu "Andolsun, eğer şükrederseniz gerçekten size artırırım ve andolsun, eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz, Benim azabım pek şiddetlidir."

İBRAHIM
14:13

رَبُّهُمْ

rabbuhum

Rableri

İnkar edenler, resullerine dediler ki "Muhakkak (ya) sizi kendi toprağımızdan süreceğiz veya dinimize geri döneceksiniz." Böylelikle Rableri kendilerine vahyetti ki "Şüphesiz Biz, zulmedenleri helak edeceğiz.

İBRAHIM
14:18

بِرَبِّهِمْ

birabbihim

Rablerini

Rablerini inkar edenlerin durumu şudur Onların yaptıkları, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir kül gibidir. Kazandıklarından hiçbir şeye güç yetiremezler. İşte uzak bir sapıklık (içinde olmak) budur.

İBRAHIM
14:23

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

İman edip salih amellerde bulunanlar, Rablerinin izniyle altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere konulmuşlardır. Orada birbirlerine olan dirlik temennileri "Selam"dır.

İBRAHIM
14:25

رَبِّهَا

rabbihā

Rabbinin

Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Allah insanlar için örnekler verir; umulur ki onlar öğüt alır-düşünürler.

İBRAHIM
14:35

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Hani İbrahim şöyle demişti "Bu şehri güvenli kıl, beni ve çocuklarımı putlara kulluk etmekten uzak tut."

İBRAHIM
14:36

رَبِّ

rabbi

Rabbim

"Rabbim, gerçekten onlar insanlardan birçoğunu şaşırtıp-saptırdı. Bundan böyle kim bana uyarsa, artık o bendendir, kim bana isyan ederse elbette Sen, bağışlayansın, esirgeyensin."

İBRAHIM
14:37

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalplerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler."

İBRAHIM
14:37

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalplerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler."

İBRAHIM
14:38

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, şüphesiz Sen, bizim saklı tuttuklarımızı da, açığa vurduklarımızı da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz."

İBRAHIM
14:39

رَبِّي

rabbī

Rabbim

"Hamd, Allah’a aittir ki, O, bana ihtiyarlığa rağmen İsmail’i ve İshak’ı armağan etti. Şüphesiz Rabbim, gerçekten duayı işitendir."

İBRAHIM
14:40

رَبِّ

rabbi

Rabbim

"Rabbim, beni namazı(nda) sürekli kıl, soyumdan olanları da. Rabbimiz, duamı kabul buyur."

İBRAHIM
14:40

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbim, beni namazı(nda) sürekli kıl, soyumdan olanları da. Rabbimiz, duamı kabul buyur."

İBRAHIM
14:41

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni, anne-babamı ve mü’minleri bağışla"

İBRAHIM
14:44

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Azabın kendilerine geleceği gün (ile) insanları uyarıp-korkut ki, (o gün) zulmedenler, şöyle diyecekler "Bizi yakın bir süreye kadar ertele ki, Senin çağrına cevap verelim ve elçilere uyalım." Oysa daha önce, kendiniz için hiç zeval yoktur diye and içenler, sizler değil miydiniz?

ENBIYA
21:2

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerin-

Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinliyorlar.

ENBIYA
21:4

رَبِّي

rabbī

Rabbim

Dedi ki "Benim Rabbim, gökte ve yerde söylenen-sözü bilir; O, işitendir, bilendir."

ENBIYA
21:22

رَبِّ

rabbi

sahibi

Eğer her ikisinde (gökte ve yerde) Allah’ın dışında ilahlar olsaydı, elbette, ikisi de bozulup gitmişti. Arşın Rabbi olan Allah onların nitelendiregeldikleri şeylerden Yücedir.

ENBIYA
21:42

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

De ki "Gece ve gündüz sizi Rahman (olan Allah)tan kim koruyabilir?" Hayır, onlar Rablerini zikirden yüz çevirenlerdir.

ENBIYA
21:46

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Andolsun, onlara Rabbinin azabından ’bir ufak esinti’ dokunacak olsa hiç tartışmasız; "Eyvahlar bize, gerçekten bizler zulme sapanlarmışız" diyecekler.

ENBIYA
21:49

رَبَّهُمْ

rabbehum

Rablerinden

Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O’nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden ’içleri titremekte olanlardır.’

ENBIYA
21:56

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

"Hayır" dedi. "Sizin Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir, onları Kendisi yaratmıştır ve ben de buna şehadet edenlerdenim."

ENBIYA
21:56

رَبُّ

rabbu

Rabbidir

"Hayır" dedi. "Sizin Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir, onları Kendisi yaratmıştır ve ben de buna şehadet edenlerdenim."

ENBIYA
21:83

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbine

Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu "Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın."

ENBIYA
21:89

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbine

Zekeriya da; hani Rabbine çağrıda bulunmuştu "Rabbim, beni yalnız başıma bırakma, sen mirasçıların en hayırlısısın."

ENBIYA
21:89

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Zekeriya da; hani Rabbine çağrıda bulunmuştu "Rabbim, beni yalnız başıma bırakma, sen mirasçıların en hayırlısısın."

ENBIYA
21:92

رَبُّكُمْ

rabbukum

sizin Rabbiniz

Gerçekten, sizin bu ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim, öyleyse Bana ibadet ediniz.

ENBIYA
21:112

رَبِّ

rabbi

Rabbim

(Resulullah) Dedi ki "Rabbim, hak ile hükmet. Bizim Rabbimiz, sizin her türlü nitelendirmelerinize karşı yardımına sığınılan Rahman (olan Allah)dır."

ENBIYA
21:112

وَرَبُّنَا

ve rabbunā

ve Rabbimiz

(Resulullah) Dedi ki "Rabbim, hak ile hükmet. Bizim Rabbimiz, sizin her türlü nitelendirmelerinize karşı yardımına sığınılan Rahman (olan Allah)dır."

MÜ'MINUN
23:26

رَبِّ

rabbi

Rabbim

"Rabbim" dedi (Nuh). "Beni yalanlamalarına karşılık, bana yardım et."

MÜ'MINUN
23:29

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Ve de ki "Rabbim, beni kutlu bir konakta indir, Sen konuklayanların en hayırlısısın."

MÜ'MINUN
23:39

رَبِّ

rabbi

Rabbim

(Peygamber) Dedi ki "Rabbim, beni yalanlamalarına karşı bana yardım et."

MÜ'MINUN
23:52

رَبُّكُمْ

rabbukum

sizin Rabbinizim

İşte sizin ümmetiniz bir tek ümmettir ve Ben de sizin Rabbinizim; öyleyse Benden korkup-sakının.

MÜ'MINUN
23:57

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerine

Gerçekten, Rablerine olan haşyetlerinden dolayı saygıyla korkanlar,

MÜ'MINUN
23:58

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

Rablerinin ayetlerine iman edenler,

MÜ'MINUN
23:59

بِرَبِّهِمْ

birabbihim

Rablerine

Rablerine ortak koşmayanlar,

MÜ'MINUN
23:60

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin huzuruna

Ve gerçekten Rablerine dönecekler diye, vermekte olduklarını kalpleri ürpererek verenler;

MÜ'MINUN
23:72

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Yoksa sen onlardan haraç mı istiyorsun? İşte Rabbinin haracı (dünya ve ahiret armağanı) daha hayırlıdır. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.

MÜ'MINUN
23:76

لِرَبِّهِمْ

lirabbihim

Rabblerine

Andolsun, Biz onları azapla yakalayıverdik, fakat yine de Rablerine boyun eğmediler ve yakarıp-yalvarmadılar.

MÜ'MINUN
23:86

رَبُّ

rabbu

Rabbi

De ki "Yedi göğün Rabbi ve büyük Arş’ın Rabbi kimdir?"

MÜ'MINUN
23:86

وَرَبُّ

ve rabbu

ve Rabbi

De ki "Yedi göğün Rabbi ve büyük Arş’ın Rabbi kimdir?"

MÜ'MINUN
23:93

رَبِّ

rabbi

Rabbim

De ki "Rabbim, eğer onlara va’dolunan (azab)ı mutlaka bana göstereceksen,"

MÜ'MINUN
23:94

رَبِّ

rabbi

Rabbim

"Rabbim, bu durumda beni zulmeden kavmin içinde bırakma."

MÜ'MINUN
23:97

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Ve de ki "Rabbim, şeytanın kışkırtmalarından Sana sığınırım."

MÜ'MINUN
23:98

رَبِّ

rabbi

Rabbim

"Ve onların benim yanımda bulunmalarından da Sana sığınırım Rabbim."

MÜ'MINUN
23:99

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Sonunda, onlardan birine ölüm geldiği zaman, der ki "Rabbim, beni geri çevirin."

MÜ'MINUN
23:106

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Dediler ki "Rabbimiz, mutsuzluğumuz bize karşı üstün geldi, biz sapan bir topluluk imişiz."

MÜ'MINUN
23:107

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, bizi (ateşin) içinden çıkar, eğer yine (inkara) dönersek, artık gerçekten zalim kimseler oluruz."

MÜ'MINUN
23:109

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Çünkü gerçekten Benim kullarımdan bir grup "Rabbimiz, iman ettik, Sen artık bizi bağışla ve bize merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın, derlerdi de,"

MÜ'MINUN
23:116

رَبُّ

rabbu

rabbidir

Hak melik olan Allah pek Yücedir, O’ndan başka İlah yoktur; Kerim olan Arş’ın Rabbidir.

MÜ'MINUN
23:117

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

Kim Allah ile beraber ona ilişkin geçerli kesin bir kanıt (burhan)ı olmaksızın başka bir İlah’a taparsa, artık onun hesabı Rabbinin Katındadır. Şüphesiz inkar edenler kurtuluşa eremezler.

MÜ'MINUN
23:118

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Ve de ki "Rabbim, bağışla ve merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın."

SECDE
32:2

رَبِّ

rabbi

Rabbi-

Kendisinde şüphe olmayan bu Kitab’ın indirilişi alemlerin Rabbi tarafındandır.

SECDE
32:3

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin

Yoksa onlar "Bunu uydurdu" mu diyorlar? Hayır; o, Rabbinden olan bir haktır; senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş bir kavmi uyarman için (onu sana indirdik). Umulur ki hidayet bulurlar.

SECDE
32:10

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerine

Dediler ki "Biz yer (toprağın için) de yok olup gittikten sonra, gerçekten biz mi yeniden yaratılmış olacağız?" Hayır, onlar Rablerine kavuşmayı inkar edenlerdir.

SECDE
32:11

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbinize

De ki "Size vekil kılınan ölüm meleği, hayatınıza son verecek, sonra Rabbinize döndürülmüş olacaksınız."

SECDE
32:12

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

Suçlu-günahkarları, Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak "Rabbimiz, gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız" (diye yalvaracakları zamanı) bir görsen.

SECDE
32:12

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Suçlu-günahkarları, Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak "Rabbimiz, gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız" (diye yalvaracakları zamanı) bir görsen.

SECDE
32:15

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerini

Bizim ayetlerimize, ancak kendilerine hatırlatıldığı zaman, hemen secdeye kapananlar, Rablerini hamd ile tesbih edenler ve büyüklük taslamayan (müstekbir olmayan)lar iman eder.

SECDE
32:16

رَبَّهُمْ

rabbehum

Rablerine

Onların yanları (gece namazına kalkmak için) yataklarından uzaklaşır. Rablerine korku ve umutla dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.

SECDE
32:22

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldıktan sonra, yüz çevirenden daha zalim kimdir? Gerçekten Biz, suçlu-günahkarlardan intikam alıcılarız.

SECDE
32:25

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Şüphesiz, senin Rabbin, ihtilafa düştükleri şeyler konusunda kıyamet günü aralarında ’hükmünü verip ayıracaktır’.

TUR
52:7

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Şüphesiz senin Rabbinin azabı kesin olarak gerçekleşecektir.

TUR
52:18

رَبُّهُمْ

rabbuhum

Rablerinin

Rablerinin verdikleriyle ’sevinçli ve mutludurlar’. Rableri, kendilerini ’çılgınca yanan cehennemin’ azabından korumuştur.

TUR
52:18

رَبُّهُمْ

rabbuhum

Rableri

Rablerinin verdikleriyle ’sevinçli ve mutludurlar’. Rableri, kendilerini ’çılgınca yanan cehennemin’ azabından korumuştur.

TUR
52:29

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Şu halde sen, öğüt verip-hatırlat; çünkü sen, Rabbinin nimetiyle ne kahinsin, ne mecnun.

TUR
52:37

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Yoksa üstün güç (herşeyin denetim ve yönetim) sahipleri kendileri midir?

TUR
52:48

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Artık, Rabbinin hükmüne sabret; çünkü gerçekten sen, Bizim gözlerimizin önündesin. Ve her kalkışında Rabbini hamd ile tesbih et.

TUR
52:48

رَبِّكَ

rabbike

Rabbini

Artık, Rabbinin hükmüne sabret; çünkü gerçekten sen, Bizim gözlerimizin önündesin. Ve her kalkışında Rabbini hamd ile tesbih et.

MÜLK
67:6

بِرَبِّهِمْ

birabbihim

Rablerini

Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü dönüş yeridir o.

MÜLK
67:12

رَبَّهُمْ

rabbehum

Rablerine

Gerçek şu ki, Rablerinden gayb ile (O’nu görmedikleri halde) içleri titreyerek-korkanlara gelince; onlar için bir mağfiret (bağışlanma) ve büyük bir ecir vardır.

HAKKA
69:10

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

Böylece Rablerinin elçisine isyan ettiler. Bu yüzden onları, şiddeti gittikçe artan bir yakalayışla yakaladı.

HAKKA
69:17

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Melek(ler) ise, onun çevresi üzerindedir. O gün, Rabbinin arşını onların da üstünde sekiz (melek) taşır.

HAKKA
69:43

رَبِّ

rabbi

Rabbi

Alemlerin Rabbinden bir indirilmedir.

HAKKA
69:52

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Öyleyse, büyük Rabbini ismiyle tesbih et.

ME'ARIC
70:27

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

Rablerinin azabına karşı (daimi) bir korku duymaktadırlar.

ME'ARIC
70:28

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

Şüphesiz Rablerinin azabından emin olunamaz.

ME'ARIC
70:40

بِرَبِّ

birabbi

Rabbine

Artık, doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim; Biz gerçekten güç yetireniz;

NEBE
78:36

رَبِّكَ

rabbike

Rabbi-

Rabbinden bir karşılık olmak üzere yeterli bir bağış(tır bu).

NEBE
78:37

رَبِّ

rabbi

Rabbi

Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi Rahman olan (Allah); O’na hitap etmeye güç yetiremezler.

NEBE
78:39

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbine

İşte bu, hak gündür. Şu halde dileyen Rabbine bir dönüşyolu edinsin.

NAZI'AT
79:16

رَبُّهُ

rabbuhu

Rabbi

Hani Rabbi ona, kutsal vadi Tuva’da seslenmişti

NAZI'AT
79:19

رَبِّكَ

rabbike

Rabbine

"Seni Rabbine yönelteyim, böylece (O’ndan) korkmuş olursun."

NAZI'AT
79:24

رَبُّكُمُ

rabbukumu

sizi Rabbinizim

Dedi ki "Sizin en yüce Rabbiniz benim."

NAZI'AT
79:40

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

Kim Rabbinin makamından korkar ve nefsi heva (istek ve tutkular) dan sakındırırsa,

NAZI'AT
79:44

رَبِّكَ

rabbike

Rabbine

En sonunda o (ve onunla ilgili bilgi), Rabbine aittir.

İNFITAR
82:6

بِرَبِّكَ

birabbike

Rabbine karşı

Ey insan, ’üstün kerem sahibi’ olan Rabbine karşı seni aldatıp-yanıltan nedir?

İNŞIKAK
84:2

لِرَبِّهَا

lirabbihā

Rabbini

Ve ’kendi yaratılışına uygun’ Rabbine boyun eğdiği zaman;

İNŞIKAK
84:5

لِرَبِّهَا

lirabbihā

Rabbini

Ve ’kendi yaratılışına uygun Rabbine boyun eğdiği zaman.

İNŞIKAK
84:6

رَبِّكَ

rabbike

Rabbine

Ey insan, gerçekten sen, hiç durmaksızın Rabbine doğru bir çaba harcayıp durmaktasın; sonunda O’na varacaksın.

İNŞIKAK
84:15

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbi

Hayır; gerçekten Rabbi, kendisini çok iyi görendi.

RUM
30:8

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rabblerine

Kendi nefisleri konusunda düşünmüyorlar mı? Allah, gökleri, yeri ve bu ikisi arasında olanları ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre (ecel) olarak yaratmıştır. Gerçekten, insanlardan çoğu Rablerine kavuşmayı inkar ediyorlar.

RUM
30:33

رَبَّهُمْ

rabbehum

Rablerine

İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, ’gönülden katıksız bağlılar’ olarak, Rablerine dua ederler; sonra kendinden onlara bir rahmet taddırınca hemencecik bir grup Rablerine şirk koşarlar.

RUM
30:33

بِرَبِّهِمْ

birabbihim

Rablerine

İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, ’gönülden katıksız bağlılar’ olarak, Rablerine dua ederler; sonra kendinden onlara bir rahmet taddırınca hemencecik bir grup Rablerine şirk koşarlar.

ANKEBUT
29:10

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin-

İnsanlardan öylesi vardır ki, "Allah’a iman ettik" der; fakat Allah uğruna eziyet gördüğü zaman, insanların (kendisine yönelttikleri işkence ve) fitnesini Allah’ın azabıymış gibi sayar; ama Rabbinden ’bir yardım ve zafer’ gelirse, andolsun "Biz gerçekten sizlerle birlikteydik" demektedirler. Oysa Allah, alemlerin sinelerinde olanı daha iyi bilen değil midir?

ANKEBUT
29:26

رَبِّي

rabbī

Rabbime

Bunun üzerine Lut ona iman etti ve dedi ki "Gerçekten ben, Rabbime hicret edeceğim. Çünkü şüphesiz O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir."

ANKEBUT
29:30

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Dedi ki "Rabbim, fesat çıkaran (bu) kavme karşı bana yardım et."

ANKEBUT
29:50

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbi-

Dediler ki "Ona Rabbinden ayetler (birtakım mucizeler) indirilmeli değil miydi?" De ki "Ayetler yalnızca Allah’ın Katındadır. Ben ise, ancak apaçık bir uyarıcıyım."

ANKEBUT
29:59

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rabblerine

Ki onlar, sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir.

MUTAFFIFIN
83:6

لِرَبِّ

lirabbi

Rabbinin divanında

İnsanların, alemlerin Rabbi için kalkacağı günde.

MUTAFFIFIN
83:15

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri-

Hayır; gerçekten onlar, Rablerinden perdelenerek-yoksun tutulmuşlardır.

RA'D
13:1

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin-

Elif, Lam, Mim, Ra. Bunlar Kitab’ın ayetleridir. Ve sana Rabbinden indirilen haktır. Ancak insanların çoğu iman etmezler.

RA'D
13:2

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbinizle

Allah O’dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti ve güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedirler. Her işi evirip düzenler, ayetleri birer birer açıklar. Umulur ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgiyle inanırsınız.

RA'D
13:5

بِرَبِّهِمْ

birabbihim

Rablerini

Eğer şaşıracaksan, asıl şaşkınlık konusu onların şöyle söylemeleridir "Biz toprak iken mi, gerçekten biz mi yeniden yaratılacağız?" İşte onlar Rablerine karşı inkara sapanlar, işte onlar boyunlarına (ateşten) halkalar geçirilenler ve işte onlar -içinde ebedi kalacakları- ateşin arkadaşları olanlardır.

RA'D
13:6

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Onlar, iyilikten önce kötülüğü çabuklaştırmak istiyorlar; oysa onlardan önce nice örnekler gelip-geçmiştir. Ve şüphesiz, senin Rabbin, zulümlerine karşılık insanlar için bağışlama sahibidir ve şüphesiz senin Rabbin, cezası çok şiddetli olandır.

RA'D
13:6

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbinin

Onlar, iyilikten önce kötülüğü çabuklaştırmak istiyorlar; oysa onlardan önce nice örnekler gelip-geçmiştir. Ve şüphesiz, senin Rabbin, zulümlerine karşılık insanlar için bağışlama sahibidir ve şüphesiz senin Rabbin, cezası çok şiddetli olandır.

RA'D
13:7

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbi-

İnkar edenler derler ki "Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya." Sen, yalnızca bir uyarıcısın ve her topluluk için bir hidayet önderisin.

RA'D
13:16

رَبُّ

rabbu

Rabbi

De ki "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki "Allah’tır." De ki "Öyleyse, O’nu bırakıp kendilerine bile yarar da, zarar da sağlamaya güç yetiremeyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?" De ki "Hiç görmeyen (a’ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?" Yoksa Allah’a, O’nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki "Allah, herşeyin Yaratıcısı’dır ve O, tektir, kahredici olandır."

RA'D
13:18

لِرَبِّهِمُ

lirabbihimu

Rablerinin

Rablerine icabet edenlere daha güzeli vardır. O’na icabet etmeyenler ise, yeryüzündekilerin tümü ve bununla birlikte bir katı daha onların olsa mutlaka (kurtulmak için) bunu fidye olarak verirlerdi. Sorgulamanın en kötüsü onlar içindir. Onların barınma yerleri cehennemdir, ne kötü bir yaratıktır o!..

RA'D
13:19

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin-

Peki, sana Rabbinden indirilenin gerçekten hak olduğunu bilen kişi, o görmeyen (a’ma) gibi midir? Ancak temiz akıl sahipleri öğüt alıp-düşünebilirler.

RA'D
13:21

رَبَّهُمْ

rabbehum

Rablerine karşı

Ve onlar Allah’ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi ulaştırırlar. Rablerinden içleri saygı ile titrer, kötü hesaptan korkarlar.

RA'D
13:22

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

Ve onlar-Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak ederler ve kötülüğü iyilikle savarlar. İşte onlar, bu yurdun (dünyanın güzel) sonucu (ahiret mutluluğu) onlar içindir.

RA'D
13:27

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbi-

İnkar edenler "Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya!" derler. De ki "Şüphesiz Allah, dilediğini şaşırtıp-saptırır, Kendisi’ne katıksızca yöneleni de dosdoğru yola yöneltip-iletir."

RA'D
13:30

رَبِّي

rabbī

benim Rabbimdir

Böylece Biz seni, kendisinden önce nice ümmetler gelip-geçmiş olan bir ümmete (elçi olarak) gönderdik; sana vahyettiklerimizi onlara okuyasın diye. Oysa onlar Rahman’a nankörlük ediyorlar. De ki "O, benim Rabbimdir, O’ndan başka İlah yoktur. Ben O’na tevekkül ettim ve son dönüş O’nadır."

HAC
22:1

رَبَّكُمْ

rabbekum

Rabbinizden

Ey insanlar, Rabbinizden korkup-sakının, çünkü kıyamet saatinin sarsıntısı büyük bir şeydir.

HAC
22:19

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

İşte bunlar çekişen iki gruptur, Rableri konusunda çekiştiler. İşte o inkar edenler, onlar için ateşten elbiseler biçilmiştir; başları üstünden de kaynar su dökülür.

HAC
22:30

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

İşte böyle; kim Allah’ın haram kıldıklarını (gözetip hükümlerini) yüceltirse, Rabbinin Katında kendisi için hayırlıdır. Size (haklarında yasaklar) okunanlar dışındaki hayvanlar helal kılındı. Öyleyse iğrenç bir pislik olan putlardan kaçının, yalan söz söylemekten de kaçının.

HAC
22:40

رَبُّنَا

rabbunā

Rabbimiz

Onlar, yalnızca; "Rabbimiz Allah’tır" demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından sürgün edilip çıkarıldılar. Eğer Allah’ın, insanların kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah’ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi. Allah Kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, Aziz olandır.

HAC
22:47

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Onlar senden, azabın çarçabuk getirilmesini istiyorlar; Allah, va’dine kesin olarak muhalefet etmez. Gerçekten, senin Rabbinin Katında bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.

HAC
22:54

رَبِّكَ

rabbike

Rabbi-

(Bir de) Kendilerine ilim verilenlerin, bunun (Kur’an’ın) hiç tartışmasız Rablerinden olan bir gerçek olduğunu bilmeleri için; böylelikle ona iman etsinler ve kalpleri ona tatmin bulmuş olarak bağlansın. Şüphesiz Allah, iman edenleri dosdoğru yola yöneltir.

HAC
22:67

رَبِّكَ

rabbike

Rabbine

Biz her ümmete bir ibadet tarzı (Mensek) kıldık, onlar bu tarz üzere ibadet etmektedirler. Öyleyse, (din) iş(in)de seninle çekişmesinler. Sen, Rabbine çağır. Şüphesiz sen dosdoğru bir hidayet üzerindesin.

HAC
22:77

رَبَّكُمْ

rabbekum

Rabbinize

Ey iman edenler, rüku edin, secdeye varın, Rabbinize ibadet edin ve hayır işleyin, umulur ki kurtuluş bulursunuz.

RAHMAN
55:13

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:16

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:17

رَبُّ

rabbu

Rabbidir

O, iki doğunun da Rabbidir, iki batının da Rabbidir.

RAHMAN
55:17

وَرَبُّ

ve rabbu

ve Rabbidir

O, iki doğunun da Rabbidir, iki batının da Rabbidir.

RAHMAN
55:18

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:21

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:23

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:25

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:27

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Celal ve ikram sahibi olan Rabbinin yüzü (Kendisi) baki kalacaktır.

RAHMAN
55:28

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:30

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:32

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:34

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:36

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:38

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:40

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:42

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:45

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:46

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

Rabbin makamından korkan kimse için ise iki cennet vardır.

RAHMAN
55:47

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:49

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:51

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:53

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:55

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:57

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:59

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:61

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:63

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:65

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:67

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:69

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:71

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:73

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:75

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:77

رَبِّكُمَا

rabbikumā

Rabbinizin

Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

RAHMAN
55:78

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Celal ve ikram sahibi olan Rabbinin adı ne Yücedir.

İNSAN
76:10

رَبِّنَا

rabbinā

Rabbimiz-

"Çünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimiz’den korkuyoruz."

İNSAN
76:21

رَبُّهُمْ

rabbuhum

Rableri

Onların üzerinde hafif ipek ve ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler vardır. Gümüşten bileziklerle bezenmişlerdir. Rableri onlara tertemiz bir şarab içirmiştir.

İNSAN
76:24

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Öyleyse, Rabbinin hükmüne sabır göster. Onlardan günahkar veya nankör olana itaat etme.

İNSAN
76:25

رَبِّكَ

rabbike

Rabbinin

Ve sabah, akşam Rabbinin adını zikret.

İNSAN
76:29

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbine

Şüphesiz, bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol bulabilir.

ZILZAL
99:5

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbin

Çünkü senin Rabbin, ona vahyetmiştir.

BAKARA
2:5

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri-

İşte bunlar, Rablerinden olan bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler bunlardır.

BAKARA
2:21

رَبَّكُمُ

rabbekumu

Rabbinize

Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki sakınasınız.

BAKARA
2:26

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri-

Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, ondan üstün olanı da, (herhangi bir şeyi) örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkar edenler ise, "Allah, bu örnekle neyi amaçlamış?" derler. (Oysa Allah,) Bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O, fasıklardan başkasını saptırmaz.

BAKARA
2:30

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Hani Rabbin meleklere "Muhakkak Ben, yeryüzünde bir halife var edeceğim" demişti. Onlar da "Biz Seni şükrünle yüceltir ve (sürekli) takdis ederken, orada bozgunculuk çıkaracak ve kanlar akıtacak birini mi var edeceksin?" dediler. (Allah) "Şüphesiz sizin bilmediğinizi Ben bilirim" dedi.

BAKARA
2:37

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbi-

Derken Adem, Rabbinden (birtakım) kelimeler aldı. Bunun üzerine (Allah da) tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.

BAKARA
2:46

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerine

Onlar, (mü’minler ise), şüphesiz, Rableriyle karşılaşacaklarını ve (yine) şüphesiz, O’na döneceklerini bilirler.

BAKARA
2:49

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

Sizi, dayanılmaz işkencelere uğrattıklarında, Firavun ailesinin elinden kurtardığımızı hatırlayın. Onlar, kadınlarınızı diri bırakıp, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

BAKARA
2:61

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbine

Siz (ise şöyle) demiştiniz "Ey Musa, biz bir çeşit yemeğe katlanmayacağız, Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarmısak, mercimek ve soğan çıkarsın." (O zaman Musa) "Hayırlı olanı, şu değersiz şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? (Öyleyse) Mısır’a inin, çünkü (orada) kendiniz için istediğiniz vardır" demişti. Onların üzerine horluk ve yoksulluk (damgası) vuruldu ve Allah’tan bir gazaba uğradılar. Bu, kuşkusuz, Allah’ın ayetlerini tanımazlıkları ve peygamberleri haksız yere öldürmelerindendi. (Yine) bu, isyan etmelerinden ve sınırı çiğnemelerindendi.

BAKARA
2:62

رَبِّهِمْ

rabbihim

rablerinin

Şüphesiz, iman edenler(le) Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiiler(den kim) Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve salih amellerde bulunursa, artık onların Allah Katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:68

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbine

"Rabbine adımıza yalvar da, bize niteliklerini açıklasın" dediler. (Musa, Rabbine yalvardıktan sonra) "Şüphesiz Allah diyor ki O ne pek geçkin, ne de pek genç, ikisi arası dinç(likte bir sığır olmalı)dır. Artık emrolunduğunuz şeyi yerine getirin" dedi.

BAKARA
2:69

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbine

(Bu sefer) dediler ki "Rabbine adımıza yalvar da, bize rengini bildirsin." O "(Rabbim) diyor ki O, bakanların içini ferahlatan sarı bir inektir" dedi.

BAKARA
2:70

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbine

(Onlar yine) "Rabbine adımıza yalvar da, bize onun niteliklerini açıklasın. Çünkü bize göre sığırlar birbirine benzer. İnşaAllah (Allah dilerse) biz doğruyu buluruz" dediler.

BAKARA
2:76

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz

İman edenlerle karşılaştıklarında "İman ettik" derler; kendi başlarına kaldıkları zaman ise, derler ki "Allah’ın size açtık (açıkladık)larını, Rabbiniz Katında size karşı bir belge olsun diye mi onlarla konuşuyorsunuz? Hala akıllanmayacak mısınız?"

BAKARA
2:105

رَبِّكُمْ

rabbikum

rabbiniz-

Kitap Ehlinden olan kafirler ve müşrikler, Rabbinizden üzerinize bir hayrın indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediğine rahmetini tahsis eder. Allah büyük fazl sahibidir.

BAKARA
2:112

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbinin

Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah’a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:124

رَبُّهُ

rabbuhu

Rabbi

Hani Rabbi, İbrahim’i birtakım kelimelerle denemişti. O da (istenenleri) tam olarak yerine getirmişti. (O zaman Allah İbrahim’e) "Seni şüphesiz insanlara imam kılacağım" dedi. (İbrahim) "Ya soyumdan olanlar?" deyince (Allah) "Zalimler Benim ahdime erişemez" dedi.

BAKARA
2:126

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Hani İbrahim "Rabbim, bu şehri bir güvenlik yeri kıl ve halkından Allah’a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır" demişti de (Allah "Sadece inananları değil) inkar edeni de az bir süre yararlandırır, sonra onu ateşin azabına uğratırım; ne kötü bir dönüştür o" demişti.

BAKARA
2:127

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbi’imiz

İbrahim, İsmail’le birlikte Evin (Ka’be’nin) sütunlarını yükselttiğinde (ikisi şöyle dua etmişti) "Rabbimiz bizden (bunu) kabul et. Şüphesiz, Sen işiten ve bilensin";

BAKARA
2:128

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, ikimizi Sana teslim olmuş (Müslümanlar) kıl ve soyumuzdan Sana teslim olmuş (Müslüman) bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin."

BAKARA
2:129

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder, onlara ayetlerini okusun, Kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Şüphesiz, Sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin."

BAKARA
2:131

رَبُّهُ

rabbuhu

Rabbi

Rabbi ona "Teslim ol" dediğinde (O) "Alemlerin Rabbine teslim oldum" demişti.

BAKARA
2:131

لِرَبِّ

lirabbi

Rabbine

Rabbi ona "Teslim ol" dediğinde (O) "Alemlerin Rabbine teslim oldum" demişti.

BAKARA
2:136

رَبِّهِمْ

rabbihim

rableri-

Deyin ki "Biz Allah’a; bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa’ya verilen ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz O’na teslim olmuşlarız."

BAKARA
2:139

رَبُّنَا

rabbunā

bizim de Rabbimiz

De ki "O bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz iken, bizimle Allah hakkında (sözde kanıtlarla) tartışmalara mı giriyorsunuz? Bizim amellerimiz bizim, sizin de amelleriniz sizindir. Biz, O’na gönülden bağlanmış (muhlis) olanlarız."

BAKARA
2:139

وَرَبُّكُمْ

ve rabbukum

sizin de Rabbiniz

De ki "O bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz iken, bizimle Allah hakkında (sözde kanıtlarla) tartışmalara mı giriyorsunuz? Bizim amellerimiz bizim, sizin de amelleriniz sizindir. Biz, O’na gönülden bağlanmış (muhlis) olanlarız."

BAKARA
2:144

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri-

Biz, senin yüzünü çok defa göğe doğru çevirip-durduğunu görüyoruz. Şimdi elbette seni hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Her nerede bulunursanız, yüzünüzü onun yönüne çevirin. Şüphesiz, kendilerine kitap verilenler, tartışmasız bunun Rablerinden bir gerçek (hak) olduğunu elbette bilirler. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

BAKARA
2:147

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin-

Gerçek (hak) Rabbinden (gelen)dir. Şu halde sakın kuşkuya kapılanlardan olma.

BAKARA
2:149

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin-

Her nereden çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Şüphesiz bu, Rabbinden olan bir haktır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

BAKARA
2:157

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri-

Rablerinden bağışlanma (salat) ve rahmet bunların üzerinedir ve hidayete erenler de bunlardır.

BAKARA
2:178

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz

Ey iman edenler, öldürülenler hakkında size kısas yazıldı (farz kılındı). Özgüre karşı özgür, köleye karşı köle ve dişiye karşı dişi. Fakat kimin (hangi katilin) lehine, onun (maktulün) kardeşi (varisi veya velisi) tarafından bağışlanırsa, artık (yapılması gereken) örfe uymak (ve) ona (maktulün varis veya velisine) güzellikle (diyet) ödemektir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir. Artık kim bundan sonra tecavüzde bulunursa, onun için elem verici bir azap vardır.

BAKARA
2:198

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbinizin

Rabbinizden bir fazl istemenizde sizce sakınca yoktur. Arafat’tan hep birlikte indiğinizde Allah’ı Meş’ar-ı Haram’da anın. O, sizi nasıl doğru yola yöneltip-ilettiyse, siz de O’nu anın. Gerçek şu ki, siz bundan evvel sapmışlardandınız.

BAKARA
2:200

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

(Hacc) ibadetlerinizi bitirdiğinizde, artık (cahiliye döneminde) atalarınızı andığınız gibi, hatta ondan da kuvvetli bir anma ile Allah’ı anın. İnsanlardan öylesi vardır ki "Rabbimiz, bize dünyada ver" der; onun ahirette nasibi yoktur.

BAKARA
2:201

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Onlardan öylesi de vardır ki "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateşin azabından koru" der.

BAKARA
2:248

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

Peygamberleri, onlara (şöyle) dedi "Onun hükümdarlığının belgesi, size Tabut’un gelmesi (olacaktır ki) onda Rabbinizden ’bir güven duygusu ve huzur’ ile Musa ailesinden ve Harun ailesinden arta kalanlar var; onu melekler taşır. Eğer inanmışlarsanız, bunda şüphesiz sizin için bir delil vardır."

BAKARA
2:250

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Onlar, Calut ve ordusuna karşı meydana (savaşa) çıktıklarında, dediler ki "Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, adımlarımızı sabit kıl (kaydırma) ve kafirler topluluğuna karşı bize yardım et."

BAKARA
2:258

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbi

Allah, kendisine mülk verdi, diye Rabbi konusunda İbrahim’le tartışmaya gireni görmedin mi? Hani İbrahim "Benim Rabbim diriltir ve öldürür" demişti; o da "Ben de öldürür ve diriltirim" demişti. (O zaman) İbrahim "Şüphe yok, Allah Güneş’i doğudan getirir, (hadi) sen de onu batıdan getir" deyince, o inkarcı böylece afallayıp kalmıştı. Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.

BAKARA
2:258

رَبِّيَ

rabbiye

benim Rabbim

Allah, kendisine mülk verdi, diye Rabbi konusunda İbrahim’le tartışmaya gireni görmedin mi? Hani İbrahim "Benim Rabbim diriltir ve öldürür" demişti; o da "Ben de öldürür ve diriltirim" demişti. (O zaman) İbrahim "Şüphe yok, Allah Güneş’i doğudan getirir, (hadi) sen de onu batıdan getir" deyince, o inkarcı böylece afallayıp kalmıştı. Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.

BAKARA
2:260

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Hani İbrahim "Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti. (Allah ona) "İnanmıyor musun?" deyince, "Hayır (inandım), ancak kalbimin tatmin olması için" dedi. "Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir."

BAKARA
2:262

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

Mallarını Allah yolunda infak edenler, sonra infak ettikleri şeyin peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin ecirleri Rableri Katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:274

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

Onlar ki, mallarını gece, gündüz; gizli ve açık infak ederler. Artık bunların ecirleri Rableri Katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:275

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbi-

Faiz (riba) yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların "Alım-satım da ancak faiz gibidir" demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alış-verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmişi kendisine, işi de Allah’a aittir. Kim (faize) geri dönerse, artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır.

BAKARA
2:277

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

İman edip güzel amellerde bulunanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve zekatı verenler; şüphesiz onların ecirleri Rablerinin Katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:282

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbi olan

Ey iman edenler, belirli bir süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızdan bir katip doğru olarak yazsın, katip Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah’tan sakınsın, ondan hiçbir şeyi eksiltmesin. Eğer üzerinde hak olan (borçlu), düşük akıllı ya da za’f sahibi veya kendisi yazmaya güç yetiremeyecekse, velisi dosdoğru yazdırsın. Erkeklerinizden de iki şahid tutun; eğer iki erkek yoksa, şahidlerden rıza göstereceğiniz bir erkek ve biri şaşırdığında öbürü ona hatırlatacak iki kadın (da olur). Şahidler çağırıldıkları zaman kaçınmasınlar. Onu (borcu) az olsun, çok olsun, süresiyle birlikte yazmaya üşenmeyin. Bu, Allah Katında en adil, şahitlik için en sağlam, şüphelenmemeniz için de en yakın olandır. Ancak aranızda devredip durduğunuz ve peşin olarak yaptığınız ticaret başka, bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alış-veriş ettiğinizde de şahid tutun. Yazana da, şahide de zarar verilmesin. (Aksini) Yaparsanız, o, kendiniz için fısk (zulüm ve günah)tır. Allah’tan sakının. Allah size öğretiyor. Allah herşeyi bilendir.

BAKARA
2:283

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbi olan

Eğer yolculukta iseniz ve katip bulamazsanız, bu durumda alınan rehin (yeter). Şu durumda eğer birbirinize güveniyorsanız, kendisine güven duyulan, Rabbi olan Allah’tan sakınsın da emanetini ödesin. Şahidliği gizlemeyin. Kim onu gizlerse, artık şüphesiz, onun kalbi günahkardır. Allah, yaptıklarınızı bilendir.

BAKARA
2:285

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbi-

Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü’minler de. Tümü, Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inandı. "O’nun elçileri arasında hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sanadır" dediler.

BAKARA
2:285

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü’minler de. Tümü, Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inandı. "O’nun elçileri arasında hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sanadır" dediler.

BAKARA
2:286

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim Mevlamızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et."

BAKARA
2:286

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim Mevlamızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et."

BAKARA
2:286

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim Mevlamızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et."

ENFAL
8:2

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerine

Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir. O’nun ayetleri okunduğunda imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler.

ENFAL
8:4

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

İşte gerçek mü’minler bunlardır. Rableri Katında onlar için dereceler, bağışlanma ve üstün bir rızık vardır.

ENFAL
8:5

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Rabbin seni evinden hak uğrunda (savaşa) çıkardığında mü’minlerden bir grup isteksizdi.

ENFAL
8:9

رَبَّكُمْ

rabbekum

Rabbinizden

Siz Rabbinizden yardım taleb ediyordunuz, O da "Şüphesiz Ben size birbiri ardınca bin melek ile yardım ediciyim" diye cevap vermişti.

ENFAL
8:12

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbin

Rabbin meleklere vahyetmişti ki "Şüphesiz Ben sizinleyim, iman edenlere sağlamlık katın, inkar edenlerin kalplerine amansız bir korku salacağım. Öyleyse (ey Müslümanlar,) vurun boyunlarının üstüne, vurun onların bütün parmaklarına."

ENFAL
8:54

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin gidiş tarzı gibi. Onlar, Rablerinin ayetlerini yalanladılar; Biz de günahları dolayısıyla onları helak ettik. Firavun ordusunu suda boğduk. Onların tümü zulmeden kimselerdi.

ÂL-I İMRAN
3:7

رَبِّنَا

rabbinā

Rabbimiz

Sana Kitab’ı indiren O’dur. Ondan, Kitab’ın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem’dir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah’tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise "Biz ona inandık, tümü Rabbimiz’in Katındandır" derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez.

ÂL-I İMRAN
3:8

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve Katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz, bağışı en çok olan Sensin Sen."

ÂL-I İMRAN
3:9

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, kendisinde şüphe olmayan bir günde insanları gerçekten Sen toplayacaksın. Doğrusu Allah, va’dinden cayıp-dönmez."

ÂL-I İMRAN
3:15

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

De ki "Size bundan daha hayırlısını bildireyim mi? Korkup sakınanlar için Rablerinin Katında, içinde temelli kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler, tertemiz eşler ve Allah’ın rızası vardır. Allah, kulları hakkıyla görendir."

ÂL-I İMRAN
3:16

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Onlar "Rabbimiz şüphesiz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyenler;

ÂL-I İMRAN
3:35

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Hani İmran’ın karısı "Rabbim, karnımda olanı, ’her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak’ Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten bilen Sensin Sen" demişti.

ÂL-I İMRAN
3:36

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Fakat onu doğurduğunda -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilirken- dedi ki "Rabbim, doğrusu bir kız (çocuğu) doğurdum. Erkek ise, kız gibi değildir. Ona Meryem adını koydum. Ben onu ve soyunu o taşa tutulmuş (kovulmuş) şeytandan Sana sığındırırım."

ÂL-I İMRAN
3:37

رَبُّهَا

rabbuhā

Rabbi

Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya’yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu "Meryem, bu sana nereden geldi?" deyince, "Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir" dedi.

ÂL-I İMRAN
3:38

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbine

Orada Zekeriya Rabbine dua etti "Rabbim, bana Katından tertemiz bir soy armağan et. Doğrusu Sen, duaları işitensin" dedi.

ÂL-I İMRAN
3:38

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Orada Zekeriya Rabbine dua etti "Rabbim, bana Katından tertemiz bir soy armağan et. Doğrusu Sen, duaları işitensin" dedi.

ÂL-I İMRAN
3:40

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Dedi ki "Rabbim, bana gerçekten ihtiyarlık ulaşmışken ve karım da kısırken nasıl bir oğlum olabilir?" "Böyledir" dedi, "Allah dilediğini yapar."

ÂL-I İMRAN
3:41

رَبِّ

rabbi

Rabbim

(Zekeriya) "Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver." dedi. "Sana alamet, işaretleşme dışında, insanlarla üç gün konuşmamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam sabah O’nu tesbih et." dedi.

ÂL-I İMRAN
3:41

رَبَّكَ

rabbeke

Rabbini

(Zekeriya) "Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver." dedi. "Sana alamet, işaretleşme dışında, insanlarla üç gün konuşmamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam sabah O’nu tesbih et." dedi.

ÂL-I İMRAN
3:43

لِرَبِّكِ

lirabbiki

Rabbine

"Meryem, Rabbine gönülden itaatte bulun, secde et ve rüku edenlerle birlikte rüku et."

ÂL-I İMRAN
3:47

رَبِّ

rabbi

Rabbim

"Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken, nasıl bir çocuğum olabilir?" dedi. (Fakat) Allah neyi dilerse yaratır. Bir işin olmasına karar verirse, yalnızca ona "ol" der, o da hemen oluverir."

ÂL-I İMRAN
3:49

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

İsrailoğulları’na elçi kılacak. (O, İsrailoğulları’na şöyle diyecek) "Gerçek şu, ben size Rabbinizden bir ayetle geldim. Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da hemencecik Allah’ın izniyle kuş oluverir. Ve Allah’ın izniyle doğuştan kör olanı, alaca hastalığına tutulanı iyileştirir ve ölüyü diriltirim. Yediklerinizi ve biriktirdiklerinizi size haber veririm. Şüphesiz, eğer inanmışsanız bunda sizin için kesin bir ayet vardır."

ÂL-I İMRAN
3:50

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

"Benden önceki Tevrat’ı doğrulamak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak üzere size Rabbinizden bir ayetle geldim. Artık Allah’tan korkup bana itaat edin."

ÂL-I İMRAN
3:51

رَبِّي

rabbī

benim Rabbimdir

"Gerçekten Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O’na ibadet edin. Dosdoğru olan yol işte budur."

ÂL-I İMRAN
3:51

وَرَبُّكُمْ

ve rabbukum

ve sizin de Rabbinizdir

"Gerçekten Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O’na ibadet edin. Dosdoğru olan yol işte budur."

ÂL-I İMRAN
3:53

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, biz indirdiğine inandık ve elçiye uyduk. Böylece bizi şahidlerle beraber yaz."

ÂL-I İMRAN
3:60

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin-

Gerçek, Rabbinden (gelen)dir. Öyleyse kuşkuya kapılanlardan olma.

ÂL-I İMRAN
3:64

أَرْبَابًا

erbāben

tanrılar

De ki "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah’ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim." Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki "Şahid olun, biz gerçekten Müslümanlarız."

ÂL-I İMRAN
3:73

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbinizin

"Ve sizin dininize uyanlardan başkasına inanıp güvenmeyin." De ki "Şüphesiz doğru yol Allah’ın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (İslam peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin Katında onlar (Müslümanlar) size karşı deliller getiriyorlar, diye mi (bu telaşınız?) De ki "Şüphesiz ’lütuf ve ihsan (fazl)’ Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah (rahmeti) geniş olandır, bilendir."

ÂL-I İMRAN
3:79

رَبَّانِيِّينَ

rabbāniyyīne

Rabbe halis kullar

Beşerden hiç kimsenin, Allah kendisine kitabı, hükmü ve peygamberliği verdikten, sonra insanlara "Allah’ı bırakıp bana kulluk edin" deme (hakkı ve yetki)si yoktur. Fakat o, "Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz kitaba göre Rabbaniler olunuz" (deme görevindedir.)

ÂL-I İMRAN
3:80

أَرْبَابًا

erbāben

tanrılar

O, melekleri ve peygamberleri Rabler edinmenizi emretmez. Siz, Müslüman olduktan sonra, size küfrü mü emredecek?

ÂL-I İMRAN
3:84

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

De ki "Biz Allah’a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına indirilene, Musa’ya, İsa’ya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere iman ettik. Onlardan hiçbiri arasında ayrılık gözetmeyiz. Ve biz O’na teslim olmuşlarız."

ÂL-I İMRAN
3:124

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbinizin

Sen mü’minlere "Rabbinizin size meleklerden indirilmiş üç bin kişiyle yardım-iletmesi size yetmez mi?" diyordun.

ÂL-I İMRAN
3:125

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

Evet, eğer sabrederseniz, sakınırsanız ve onlar da aniden üstünüze çullanıverirlerse, Rabbiniz size meleklerden nişanlı beş bin kişiyle yardım ulaştıracaktır.

ÂL-I İMRAN
3:133

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

Rabbinizden olan mağfiret ve eni göklerle yer kadar olan cennete (kavuşmak için) yarışın; o, muttakiler için hazırlanmıştır.

ÂL-I İMRAN
3:136

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

İşte bunların karşılığı, Rablerinden bağışlanma ve içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetlerdir. (Böyle) Yapıp-edenlere ne güzel bir karşılık (ecir var).

ÂL-I İMRAN
3:146

رِبِّيُّونَ

ribbiyyūne

Rabbani (erenler)

Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever.

ÂL-I İMRAN
3:147

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Onların söyledikleri "Rabbimiz, günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı (bastıkları yerde) sağlamlaştır ve bize kafirler topluluğuna karşı yardım et" demelerinden başka bir şey değildi.

ÂL-I İMRAN
3:169

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

Allah yolunda öldürülenleri sakın ’ölüler’ saymayın. Hayır, onlar, Rableri Katında diridirler, rızıklanmaktadırlar.

ÂL-I İMRAN
3:191

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz (derler)

Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki) "Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru."

ÂL-I İMRAN
3:192

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, şüphesiz Sen kimi ateşe sokarsan, artık onu ’hor ve aşağılık’ kılmışsındır; zulmedenlerin yardımcıları yoktur."

ÂL-I İMRAN
3:193

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, biz "Rabbinize iman edin" diye imana çağrıda bulunan bir çağırıcıyı işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik yapanlarla birlikte öldür."

ÂL-I İMRAN
3:193

بِرَبِّكُمْ

birabbikum

Rabbinize

"Rabbimiz, biz "Rabbinize iman edin" diye imana çağrıda bulunan bir çağırıcıyı işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik yapanlarla birlikte öldür."

ÂL-I İMRAN
3:193

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, biz "Rabbinize iman edin" diye imana çağrıda bulunan bir çağırıcıyı işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik yapanlarla birlikte öldür."

ÂL-I İMRAN
3:194

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, elçilerine va’dettiklerini bize ver, kıyamet gününde de bizi ’hor ve aşağılık’ kılma. Şüphesiz Sen, va’dine muhalefet etmeyensin."

ÂL-I İMRAN
3:195

رَبُّهُمْ

rabbuhum

Rableri

Nitekim Rableri onlara (dualarını kabul ederek) cevab verdi "Şüphesiz Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden bir işte bulunanın işini boşa çıkarmam. Sizin kiminiz kiminizdendir. İşte, hicret edenlerin, yurtlarından sürülüp-çıkarılanların ve yolumda işkence görenlerin, çarpışıp öldürülenlerin, mutlaka kötülüklerini örteceğim ve onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. (Bu,) Allah Katından bir karşılık (sevap)tır. (O) Allah, karşılığın (sevabın) en güzeli O’nun Katındadır."

ÂL-I İMRAN
3:198

رَبَّهُمْ

rabbehum

Rablerinden

Ama Rablerinden korkup-sakınanlar; onlar için Allah Katında -bir şölen olarak- altlarından ırmaklar akan -içinde ebedi kalacakları- cennetler vardır. İyilik yapanlar için, Allah’ın Katında olanlar daha hayırlıdır.

ÂL-I İMRAN
3:199

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

Şüphesiz, Kitap Ehlinden, Allah’a; size indirilene ve kendilerine indirilene -Allah’a derin saygı gösterenler olarak- inananlar vardır. Onlar Allah’ın ayetlerine karşılık olarak az bir değeri satın almazlar. İşte bunların Rableri Katında ecirleri vardır. Şüphesiz Allah, hesabı çok çabuk görendir.

HAŞR
59:10

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Bir de onlardan sonra gelenler, derler ki "Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten Sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin."

HAŞR
59:10

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Bir de onlardan sonra gelenler, derler ki "Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten Sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin."

HAŞR
59:16

رَبَّ

rabbe

Rabbi

Şeytanın durumu gibi; çünkü insana "İnkar et" dedi, inkar edince de "Gerçek şu ki, ben senden uzağım. Doğrusu ben, alemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım" dedi.

AHZAB
33:2

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin-

Sana Rabbinden vahyedilene uy. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

AHZAB
33:67

رَبَّنَا

rabbenā

rabbimiz

Ve dediler ki "Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular."

AHZAB
33:68

رَبَّنَا

rabbenā

rabbimiz

"Rabbimiz, onlara azaptan iki katını ver ve büyük bir lanet ile lanet et."

NISA
4:1

رَبَّكُمُ

rabbekumu

Rabbinizden

Ey insanlar sizi tek bir nefisten yaratan, ondan eşini yaratan ve her ikisinden birçok erkek ve kadın türetip-yayan Rabbinizden korkup-sakının. Ve (yine) kendisiyle, birbirinizle dilekleştiğiniz Allah’tan ve akrabalık (bağlarını koparmak)tan sakının. Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde gözeticidir.

NISA
4:23

وَرَبَائِبُكُمُ

ve rabāibukumu

üvey kızlarınız

Sizlere anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerin kızları, kız kardeşlerin kızları, sizi emziren (süt) anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, kadınlarınızın anneleri ve kendileriyle (gerdeğe) girdiğiniz kadınlarınızdan olup koruyuculuğunuz altında bulunan üvey kızlarınız -onlarla gerdeğe girmemişseniz, size bir sakınca yoktur-, sizin sülbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi biraraya getirdiğiniz (evlilik) haram kılındı. Ancak (cahiliyede) geçen geçmiştir. Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

NISA
4:65

وَرَبِّكَ

verabbike

Rabin hakkı için

Hayır öyle değil; Rabbine andolsun, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem kılıp sonra senin verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar.

NISA
4:75

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize Katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla" diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?

NISA
4:77

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Kendilerine; "Elinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekatı verin" denenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup, insanlardan Allah’tan korkar gibi- hatta daha da şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar ve "Rabbimiz, ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?" dediler. De ki "Dünyanın metaı azdır, ahiret, ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz ’bir hurma çekirdeğindeki ip-ince bir iplik kadar’ bile haksızlığa uğratılmayacaksınız."

NISA
4:170

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

Ey insanlar, şüphesiz elçi size Rabbinizden hakla geldi. Öyleyse iman edin, sizin için hayırlıdır. Eğer inkara saparsanız, şüphesiz göklerde olanların ve yerde olanların tümü Allah’ındır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

NISA
4:174

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbinizden

Ey insanlar Rabbinizden size ’kesin bir kanıt (burhan)’ geldi ve size apaçık bir nur (Kur’an) indirdik.

MUHAMMED
47:2

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

İman edip salih amellerde bulunan ve Muhammed’e indirilen (Kur’an)a -ki o Rablerinden bir haktır- iman edenlerin (Allah), kötülüklerini örtüp-bağışlamış, durumlarını düzeltip-ıslah etmiştir.

MUHAMMED
47:3

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinden

İşte böyle; hiç şüphesiz, inkar edenler batıl olana uymuşlar; ve hiç şüphesiz, iman edenler Rablerinden olan hakka uymuşlardır. İşte Allah, insanlara kendi örneklerini böyle vererek gösteriyor.

MUHAMMED
47:14

رَبِّهِ

rabbihi

Rabbi-

Şimdi Rabbinden apaçık bir belge üzerinde bulunan kimse, kötü ameli kendisine ’süslü ve çekici gösterilmiş’ ve kendi heva (istek ve tutku)larına uyan kimseler gibi midir?

MUHAMMED
47:15

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri-

Takva sahiplerine va’dedilen cennetin misali (şudur) İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır ve orda onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret vardır. Hiç (böyle mükafaatlanan bir kişi), ateşin içinde ebedi olarak kalan ve bağırsaklarını ’parça parça koparan’ kaynar sudan içirilen kimseler gibi olur mu?

TALAK
65:1

رَبَّكُمْ

rabbekum

Rabbiniz

Ey Peygamber, kadınları boşadığınız zaman, iddetleri süresinde (temizlendiklerinde) boşayın ve iddeti sayın. Rabbiniz Allah’tan korkun. Onları evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar; ancak açık ’çirkin bir hayasızlık’ göstermeleri durumu başka. Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’ın sınırlarını çiğnerse, gerçekte o, kendi nefsine zulmetmiş olur. Sen bilmezsin; olabilir ki Allah, bunun arkasından bir iş (durum) oluşturur.

TALAK
65:8

رَبِّهَا

rabbihā

Rabbinin

Ülkelerden niceleri vardır ki, Rablerinin ve O’nun elçilerinin emrine karşı gelip azmışlar, böylece Biz de onları çetin bir hesaba çekmişiz ve onları benzeri görülmedik bir azapla azaplandırmışız.

BEYYINE
98:8

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

Rableri Katında onların ödülleri, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah, onlardan razı olmuştur, kendileri de O’ndan razı (hoşnut, memnun) kalmışlardır. İşte bu, Rabbinden ’içi titreyerek korku duyan kimse’ içindir.

BEYYINE
98:8

رَبَّهُ

rabbehu

Rabbine

Rableri Katında onların ödülleri, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah, onlardan razı olmuştur, kendileri de O’ndan razı (hoşnut, memnun) kalmışlardır. İşte bu, Rabbinden ’içi titreyerek korku duyan kimse’ içindir.

MUNAFIKUN
63:10

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Sizden birinize ölüm gelip de "Rabbim, beni yakın bir süreye (ecele) kadar geciktirsen ben de böylece sadaka versem ve salihlerden olsam" demezden önce, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin.

TAHRIM
66:5

رَبُّهُ

rabbuhu

onun Rabbi

Belki onun Rabbi, -eğer o sizi boşayacak olursa- ona yerinize sizlerden daha hayırlı Müslüman, mü’min, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan dul ve bakire eşler’ verir.

TAHRIM
66:8

رَبُّكُمْ

rabbukum

Rabbiniz

Ey iman edenler, Allah’a kesin (nasuh) bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Allah sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar-parıldar. Derler ki "Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz Sen, herşeye güç yetirensin."

TAHRIM
66:8

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Ey iman edenler, Allah’a kesin (nasuh) bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Allah sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar-parıldar. Derler ki "Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz Sen, herşeye güç yetirensin."

TAHRIM
66:11

رَبِّ

rabbi

Rabbim

Allah, iman edenlere de Firavun’un karısını örnek verdi. Hani demişti ki "Rabbim bana Kendi Katında, cennette bir ev yap; beni Firavun’dan ve onun yaptıklarından kurtar ve beni o zalimler topluluğundan da kurtar."

TAHRIM
66:12

رَبِّهَا

rabbihā

Rabbinin

İmran’ın kızı Meryem’i de. Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece Biz ona ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, (Rabbine) gönülden bağlı olanlardandı.

TEĞABUN
64:7

وَرَبِّي

verabbī

Rabbim hakkı için

İnkar edenler kesin olarak diriltilmeyeceklerini öne sürdüler. De ki "Hayır, Rabbim adına andolsun, siz, muhakkak diriltileceksiniz; sonra mutlaka yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu da Allah’a göre oldukça kolaydır."

MAIDE
5:2

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rablerinin

Ey iman edenler, Allah’ın şiarlarına, haram olan ay’a, kurbanlık hayvanlara, (onlardaki) gerdanlıklara ve Rablerinden bir fazl ve hoşnutluk isteyerek Beyt-i Haram’a gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktınız mı artık avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoyduklarından dolayı bir topluluğa olan kininiz, sakın sizi haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah’tan korkup-sakının. Gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.

MAIDE
5:24

وَرَبُّكَ

ve rabbuke

ve Rabbin

Dediler ki "Ey Musa biz, onlar durduğu sürece hiçbir zaman oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin git, ikiniz savaşın. Biz burada duracağız."

MAIDE
5:25

رَبِّ

rabbi

Ya Rabbi

(Musa) "Rabbim, gerçekten kendimden ve kardeşimden başkasına malik olamıyorum. Öyleyse bizimle fasıklar topluluğunun arasını Sen ayır" dedi.

MAIDE
5:28

رَبَّ

rabbe

Rabbi

"Eğer beni öldürmek için elini bana uzatacak olursan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatacak değilim. Çünkü ben, alemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım."

MAIDE
5:44

وَالرَّبَّانِيُّونَ

ve rrabbāniyyūne

ve Rabbanilere

Gerçek şu ki, Biz Tevrat’ı, içinde bir hidayet ve nur olarak indirdik. Teslim olmuş peygamberler, Yahudilere onunla hükmederlerdi. Bilgin-yöneticiler (Rabbaniyun) ve yüksek bilginler de (Ahbar), Allah’ın Kitabı’nı korumakla görevli kılındıklarından ve onun üzerine şahidler olduklarından (onunla hükmederlerdi.) Öyleyse insanlardan korkmayın, Benden korkun ve ayetlerimi az bir değere karşılık satmayın. Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, kafir olanlardır.

MAIDE
5:63

الرَّبَّانِيُّونَ

r-rabbāniyyūne

Rabbanilerin

Bilgin-yöneticileri (Rabbaniyyun) ve yüksek bilginleri (Ahbar), onları, günah söylemelerinden ve haram yiyiciliklerinden sakındırmalı değil miydi? Yapmakta oldukları ne kötüdür.

MAIDE
5:64

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin-

Yahudiler "Allah’ın eli sıkıdır" dediler. Onların elleri bağlandı ve söylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır; O’nun iki eli açıktır, nasıl dilerse infak eder. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun taşkınlıklarını ve inkarlarını artıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez.

MAIDE
5:66

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri-

Ve eğer onlar Tevrat’ı, İncil’i ve kendilerine Rablerinden indirileni (Kur’an’ı) ayakta tutsalardı, elbette üstlerinden ve ayaklarının altından (sayısız nimeti) yiyeceklerdi. İçlerinde aşırı olmayan (mutedil) bir ümmet vardır. Onlardan çoğunun yaptıkları ise ne kötüdür!

MAIDE
5:67

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin-

Ey peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer (bu görevini) yapmayacak olursan, O’nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şüphesiz, Allah, kafir olan bir topluluğu hidayete erdirmez.

MAIDE
5:68

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbi’niz-

De ki "Ey Kitap Ehli, Tevrat’ı, İncil’i ve size Rabbinizden indirileni ayakta tutmadıkça hiçbir şey üzerinde değilsiniz." Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun tuğyanlarını ve inkarlarını artıracaktır. Sen de kafirler topluluğuna karşı üzüntüye kapılma.

MAIDE
5:68

رَبِّكَ

rabbike

Rabbin-

De ki "Ey Kitap Ehli, Tevrat’ı, İncil’i ve size Rabbinizden indirileni ayakta tutmadıkça hiçbir şey üzerinde değilsiniz." Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun tuğyanlarını ve inkarlarını artıracaktır. Sen de kafirler topluluğuna karşı üzüntüye kapılma.

MAIDE
5:72

رَبِّي

rabbī

benim Rabbim

Andolsun, "Şüphesiz Allah, Meryem oğlu Mesih’tir" diyenler küfre düşmüştür. Oysa Mesih’in dediği (şudur) "Ey İsrailoğulları, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a ibadet edin. Çünkü O, Kendisi’ne ortak koşana şüphesiz cenneti haram kılmıştır, onun barınma yeri ateştir. Zulmedenlere yardımcı yoktur."

MAIDE
5:72

وَرَبَّكُمْ

ve rabbekum

ve sizin Rabbiniz olan

Andolsun, "Şüphesiz Allah, Meryem oğlu Mesih’tir" diyenler küfre düşmüştür. Oysa Mesih’in dediği (şudur) "Ey İsrailoğulları, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a ibadet edin. Çünkü O, Kendisi’ne ortak koşana şüphesiz cenneti haram kılmıştır, onun barınma yeri ateştir. Zulmedenlere yardımcı yoktur."

MAIDE
5:83

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Elçiye indirileni dinlediklerinde hakkı tanıdıklarından dolayı gözlerinin yaşlarla dolup taştığını görürsün. Derler ki "Rabbimiz inandık; öyleyse bizi şahidlerle birlikte yaz."

MAIDE
5:84

رَبُّنَا

rabbunā

Rabbimizin

"Hem Rabbimiz’in bizi salihler topluluğuna katmasını umarken ne diye Allah’a ve bize Hak’tan gelene inanmayalım?"

MAIDE
5:112

رَبُّكَ

rabbuke

Rabbinin

Havariler "Ey Meryem oğlu İsa, Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?" demişlerdi. O da "Eğer inanmışlarsanız Allah’tan korkup-sakının" demişti.

MAIDE
5:114

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

Meryem oğlu İsa "Allah’ım, Rabbimiz, bize gökten bir sofra indir, öncemiz ve sonramız için bir bayram ve Senden de bir belge olsun. Bizi rızıklandır, Sen rızık vericilerin en hayırlısısın" demişti.

MAIDE
5:117

رَبِّي

rabbī

benim Rabbim

"Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiçbir şeyi söylemedim. (O da şuydu) ’Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.’ Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Benim (dünya) hayatıma son verdiğinde, üzerlerindeki gözetleyici Sendin. Sen herşeyin üzerine şahid olansın."

MAIDE
5:117

وَرَبَّكُمْ

ve rabbekum

ve sizin Rabbiniz olan

"Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiçbir şeyi söylemedim. (O da şuydu) ’Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.’ Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Benim (dünya) hayatıma son verdiğinde, üzerlerindeki gözetleyici Sendin. Sen herşeyin üzerine şahid olansın."

MÜMTEHINE
60:1

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz

Ey iman edenler, Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkar etmişler, Rabbiniz olan Allah’a inanmanızdan dolayı elçiyi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp-çıkarmışlardır. Eğer siz, Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hala sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp-sapmış olur.

MÜMTEHINE
60:4

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır. Hani kendi kavimlerine demişlerdi ki "Biz, sizlerden ve Allah’ın dışında taptıklarınızdan gerçekten uzağız. Sizi (artık) tanımayıp-inkar ettik. Sizinle aramızda, siz Allah’a bir olarak iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir." Ancak İbrahim’in babasına "Sana bağışlanma dileyeceğim, ama Allah’tan gelecek herhangi bir şeye karşı senin için gücüm yetmez." demesi hariç. "Ey Rabbimiz, biz Sana tevekkül ettik ve ’içten Sana yöneldik.’ Dönüş Sanadır."

MÜMTEHINE
60:5

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, bizi inkar edenler için fitne (deneme konusu) kılma ve bizi bağışla Rabbimiz. Şüphesiz Sen, üstün ve güçlüsün, hüküm ve hikmet sahibisin."

MÜMTEHINE
60:5

رَبَّنَا

rabbenā

Rabbimiz

"Rabbimiz, bizi inkar edenler için fitne (deneme konusu) kılma ve bizi bağışla Rabbimiz. Şüphesiz Sen, üstün ve güçlüsün, hüküm ve hikmet sahibisin."

HADID
57:8

بِرَبِّكُمْ

birabbikum

Rabbinize

Size ne oluyor ki, elçi sizi Rabbinize iman etmeye çağırıp-dururken Allah’a iman etmiyorsunuz? Oysa O, sizden kesin bir söz almıştı. Eğer mü’min iseniz (inanıp sözünüzü gerçekleştirin).

HADID
57:19

رَبِّهِمْ

rabbihim

Rableri

Allah’a ve O’nun Resûlü’ne iman edenler; işte onlar Rableri Katında sıddîklar ve şehidler (veya şahid)lerdir. Onların ecirleri ve nurları vardır. İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlar ise; işte onlar da cehennem halkıdır.

HADID
57:21

رَبِّكُمْ

rabbikum

Rabbiniz-

Rabbinizden olan bir mağfirete ve cennete (kavuşmak için) ’çaba gösterip-yarışın,’ ki (o cennet) genişliği gök ile yerin genişliği gibi olup Allah’a ve Resûlü’ne iman edenler için hazırlanmıştır. İşte bu, Allah’ın fazlıdır ki, onu dilediğine verir. Allah büyük fazl sahibidir.

TEVBE
9:21

رَبُّهُمْ

rabbuhum

Rableri

Rableri onlara Katından bir rahmeti, bir hoşnutluğu ve onlar için, kendisine sürekli bir nimet bulunan cennetleri müjdeler.

TEVBE
9:31

أَرْبَابًا

erbāben

rabler

Onlar, Allah’ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rablar (ilahlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesih’i de. Oysa onlar, tek olan bir İlah’a ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. O’ndan başka İlah yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden Yücedir.

TEVBE
9:129

رَبُّ

rabbu

rabbidir

Eğer onlar yüz çevirirlerse, de ki "Bana Allah yeter. O’ndan başka İlah yoktur. Ben O’na tevekkül ettim ve büyük arşın Rabbi O’dur."

NASR
110:3

رَبِّكَ

rabbike

Rabbini

Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.