ك ل ل kökü Kur'an'da 377 defa geçmektedir.

AYETLER

KALEM
68:10

كُلَّ

kulle

hiçbirine

Şunların hiçbirine itaat etme Yemin edip duran, aşağılık,

MÜDDESIR
74:38

كُلُّ

kullu

her

Her nefis, kazandıklarına karşılık bir rehinedir.

MÜDDESIR
74:52

كُلُّ

kullu

her

Hayır; her biri, kendisine açılmış sahifelerin verilmesini ister.

ABESE
80:37

لِكُلِّ

likulli

hepsinin vardır

O gün, onlardan her birisinin kendine yetecek bir işi vardır.

KADIR
97:4

كُلِّ

kulli

her

Melekler ve ruh, onda Rablerinin izniyle her bir iş için inerler.

BÜRUC
85:9

كُلِّ

kulli

her

Ki O (Allah), göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Allah, herşeyin üzerinde şahid olandır.

HÜMEZE
104:1

لِكُلِّ

likulli

herkesin

Arkadan çekiştirip duran, kaş göz hareketleriyle alay eden her kişinin vay haline;

KAF
50:7

كُلِّ

kulli

her

Yeri de (nasıl) döşeyip-yaydık? Onda sarsılmaz dağlar bıraktık ve onda ’göz alıcı ve iç açıcı’ her çiftten (nice bitkiler) bitirdik.

KAF
50:8

لِكُلِّ

likulli

hepsi için

(Bunlar,) ’İçten Allah’a yönelen’ her kul için ’hikmetle bakan bir iç göz’ ve bir zikirdir.

KAF
50:14

كُلٌّ

kullun

bunların hepsi

Eyke halkı ve Tubba’ kavmi de. Hepsi elçileri yalanladı; böylece Benim tehdidim (onların üzerine) hak oldu.

KAF
50:21

كُلُّ

kullu

her

(Artık) Her bir nefis, yanında bir sürücü ve bir şahid ile gelmiştir.

KAF
50:24

كُلَّ

kulle

her

Siz ikiniz (ey melekler), her inatçı nankörü atın cehennemin içine,

KAF
50:32

لِكُلِّ

likulli

daima

Bu, size vadolunandır; (gönülden Allah’a) yönelip-dönen (İslam’ın hükümlerini) koruyan,

TARIK
86:4

كُلُّ

kullu

hiçbir

Üzerinde gözetleyici-koruyucu bulunmayan hiçbir nefis (kimse) yoktur.

KAMER
54:3

وَكُلُّ

vekullu

ve her

Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş ’sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır.’

KAMER
54:28

كُلُّ

kullu

her

"Ve onlara, suyun aralarında kesin olarak pay edildiğini haber ver. Su alış sırası (kiminse, o) hazır bulunsun."

KAMER
54:42

كُلِّهَا

kullihā

bütün

Onlar Bizim ayetlerimizin tümünü yalanladılar. Biz de onları üstün ve güçlü, kudretli olanın yakalayışıyla yakalayıverdik.

KAMER
54:49

كُلَّ

kulle

her

Hiç şüphesiz, Biz herşeyi kader ile yarattık.

KAMER
54:52

وَكُلُّ

ve kullu

ve her

Onların işlemiş oldukları herşey kitaplarda (yazılı)dır.

KAMER
54:53

وَكُلُّ

ve kullu

ve hepsi

Küçük, büyük herşey satır satır (yazılı)dır.

SAD
38:14

كُلٌّ

kullun

hepsi de

Hepsi de elçileri yalanladılar, böylece azapla-sonuçlandırmam (onlara) hak oldu.

SAD
38:19

كُلٌّ

kullun

hepsi

Ve toplanıp gelen kuşları da. Hepsi onunla (Allah’ı tesbih etmede uyum içinde) yönelip-dönmekte olanlar idi.

SAD
38:37

كُلَّ

kulle

her

Şeytanları da; her bina ustasını ve dalgıç olanı.

SAD
38:48

وَكُلٌّ

ve kullun

hepsi de

İsmail’i, Elyesa’ı ve Zülkifl’i de hatırla. Hepsi de hayırlı olanlardandır.

SAD
38:73

كُلُّهُمْ

kulluhum

hepsi

Meleklerin hepsi topluca secde etti;

A'RAF
7:29

كُلِّ

kulli

her

De ki "Rabbim adaletle davranmayı emretti. Her mescid yanında (secde yerinde) yüzlerinizi (O’na) doğrultun ve dini yalnız Kendisi’ne has kılarak O’na dua edin. "Başlangıçta sizi yarattığı" gibi döneceksiniz."

A'RAF
7:31

كُلِّ

kulli

her

Ey Ademoğulları, her mescid yanında ziynetlerinizi takının. Yiyin, için ve israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.

A'RAF
7:34

وَلِكُلِّ

velikulli

ve her

Her ümmet için bir ecel vardır. Onların ecelleri gelince, ne bir saat ertelenebilirler ne de öne alınabilirler (tam zamanında çökerler.)

A'RAF
7:38

كُلَّمَا

kullemā

her

(Allah) diyecek "Cinlerden ve insanlardan sizden önce geçmiş ümmetlerle birlikte ateşe girin." Her bir ümmet girişinde kardeşini (kendi benzerini) lanetler. Nitekim hepsi birbiri ardınca orada toplanınca, en sonra yer alanlar, en önde gelenler için "Rabbimiz, işte bunlar bizi saptırdı; öyleyse ateşten kat kat artırılmış bir azap ver diyecekler. (Allah da) "Hepsi için kat kattır. Ancak siz bilmezsiniz" diyecek.

A'RAF
7:38

لِكُلٍّ

likullin

hepsi için vardır

(Allah) diyecek "Cinlerden ve insanlardan sizden önce geçmiş ümmetlerle birlikte ateşe girin." Her bir ümmet girişinde kardeşini (kendi benzerini) lanetler. Nitekim hepsi birbiri ardınca orada toplanınca, en sonra yer alanlar, en önde gelenler için "Rabbimiz, işte bunlar bizi saptırdı; öyleyse ateşten kat kat artırılmış bir azap ver diyecekler. (Allah da) "Hepsi için kat kattır. Ancak siz bilmezsiniz" diyecek.

A'RAF
7:46

كُلًّا

kullen

hepsini

İki taraf arasında bir engel ve burçlar (A’raf) üstünde hepsini yüzlerinden tanıyan adamlar vardır. Cennete gireceklere "Selam size" derler, ki bunlar, henüz girmeyen fakat (girmeyi) ’şiddetle arzu edip umanlardır.’

A'RAF
7:57

كُلِّ

kulli

türlü türlü

Rahmetinin önünde rüzgarları bir müjde olarak gönderen O’dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları (kuraklıktan) ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte Biz, ölüleri de böyle diriltip-çıkarırız. Ki ibret alasınız.

A'RAF
7:86

بِكُلِّ

bikulli

her

"O’na iman edenleri tehdit ederek, Allah’ın yolundan alıkoymak için ve onda çarpıklık arayarak (böyle) her yolun (başını) kesip-oturmayın. Hatırlayın ki siz azınlıkta (ve güçsüz) iken O, sizi çoğalttı. Bozgunculuk çıkaranların nasıl bir sona uğradıklarına bir bakın."

A'RAF
7:89

كُلَّ

kulle

her

"Allah bizi ondan kurtardıktan sonra, bizim tekrar sizin dininize dönmemiz Allah’a karşı yalan yere iftira düzmemiz olur. Rabbimiz olan Allah’ın dilemesi dışında, ona geri dönmemiz bizim için olacak iş değildir. Rabbimiz, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Biz Allah’a tevekkül ettik. ’Rabbimiz, bizimle kavmimiz arasında ’Sen hak ile hüküm ver,’ Sen ’hüküm verenlerin’ en hayırlısısın."

A'RAF
7:112

بِكُلِّ

bikulli

bütün

"Bütün bilgin büyücüleri sana getirsinler."

A'RAF
7:145

كُلِّ

kulli

her

Biz ona Levhalarda herşeyden bir öğüt ve herşeyin yeterli bir açıklamasını yazdık. (Ve) "Şimdi bunlara sıkıca sarıl ve kavmine de emret ki en güzeliyle sarılsınlar. Size fasıkların yurdunu pek yakında göstereceğim" (dedik).

A'RAF
7:145

لِكُلِّ

likulli

her

Biz ona Levhalarda herşeyden bir öğüt ve herşeyin yeterli bir açıklamasını yazdık. (Ve) "Şimdi bunlara sıkıca sarıl ve kavmine de emret ki en güzeliyle sarılsınlar. Size fasıkların yurdunu pek yakında göstereceğim" (dedik).

A'RAF
7:146

كُلَّ

kulle

her

Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları ayetlerimden engelleyeceğim. Onlar her ayeti görseler bile ona inanmazlar; dosdoğru yolu (rüşd yolunu) da görseler, yol olarak benimsemezler, azgınlık yolunu, gördüklerinde ise onu yol olarak benimserler. Bu, onların ayetlerimizi yalanlamaları ve onlardan gafil olmaları dolayısıyladır.

A'RAF
7:156

كُلَّ

kulle

her

Bize bu dünyada da, ahirette de iyilik yaz, şüphesiz ki biz Sana yöneldik. Dedi ki "Azabımı dilediğime isabet ettiririm, rahmetim ise herşeyi kuşatmıştır; onu korkup-sakınanlara, zekatı verenlere ve Bizim ayetlerimize iman edenlere yazacağım."

A'RAF
7:160

كُلُّ

kullu

her

Biz onları (İsrailoğulları’nı) ayrı ayrı oymaklar olarak on iki topluluk (ümmet) olarak ayırdık. Kavmi kendisinden su istediğinde Musa’ya "Asan’la taşa vur" diye vahyettik. Ondan on iki pınar sızıp-fışkırdı; böylece her bir insan- topluluğu su içeceği yeri öğrenmiş oldu. Üzerlerine bulutla gölge çektik ve onlara kudret helvası ile bıldırcın indirdik. (Sonra da şöyle dedik) "Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin." Onlar Bize zulmetmedi, ancak kendi nefislerine zulmediyorlardı.

CIN
72:28

كُلَّ

kulle

her

Öyle ki onların, Rablerinden gelen risaleti (insanlara gönderilenleri) tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah,) onların nezdinde olanları sarıp-kuşatmış ve herşeyi sayı olarak da sayıp-tespit etmiştir.

YASIN
36:12

وَكُلَّ

ve kulle

ve her

Şüphesiz Biz, ölüleri Biz diriltiriz; onların önden takdim ettiklerini ve eserlerini Biz yazarız. Biz herşeyi, apaçık bir kitapta tespit edip korumuşuz.

YASIN
36:32

كُلٌّ

kullun

hepsi

Ancak onların hepsi, toplanmış olarak Huzurumuz’a getirilmişlerdir.

YASIN
36:36

كُلَّهَا

kullehā

bütün

Yerin bitirdiklerinden, kendi nefislerinden ve daha bilmedikleri nice şeylerden bütün çiftleri yaratan (Allah çok) Yücedir.

YASIN
36:40

وَكُلٌّ

vekullun

ve hepsi

Ne Güneş’in Ay’a erişip-yetişmesi gerekir, ne de gecenin gündüzün önüne geçmesi. Her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler.

YASIN
36:79

بِكُلِّ

bikulli

her

De ki "Onları, ilk defa yaratıp-inşa eden diriltecek. O, her yaratmayı bilir."

YASIN
36:83

كُلِّ

kulli

her

Herşeyin melekutu (hükümranlık ve mülkü) elinde bulunan (Allah) ne Yücedir. Siz O’na döndürüleceksiniz.

FURKAN
25:2

كُلَّ

kulle

her

Göklerin ve yerin mülkü O’nundur; çocuk edinmemiştir. O’na mülkünde ortak yoktur, herşeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir.

FURKAN
25:31

لِكُلِّ

likulli

her

İşte böyle; Biz, her peygambere suçlu-günahkarlardan bir düşman kıldık. Yol gösterici ve yardımcı olarak Rabbin yeter.

FURKAN
25:39

وَكُلًّا

ve kullen

hepsine

Biz (onlardan) her birine örnekler verdik ve her birini darmadağın edip mahvettik.

FURKAN
25:39

وَكُلًّا

ve kullen

ve hepsini

Biz (onlardan) her birine örnekler verdik ve her birini darmadağın edip mahvettik.

FURKAN
25:51

كُلِّ

kulli

her

Eğer dilemiş olsaydık, her kasabaya bir uyarıcı gönderirdik.

FATIR
35:1

كُلِّ

kulli

her

Hamd, gökleri ve yeri yaratan, ikişer, üçer ve dörder kanatlı melekleri elçiler kılan Allah’ındır; O, yaratmada dilediğini arttırır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

FATIR
35:12

كُلٍّ

kullin

hepsinden

İki deniz bir değildir. Şu, tatlı, susuzluğu keser ve içimi kolay; şu da, tuzlu ve acıdır. Ancak her birinden taze et yersiniz ve takınmakta olduğunuz süs eşyalarını çıkarırsınız. O’nun fazlından aramanız ve umulur ki şükretmeniz için gemilerin onda (denizde) suları yara yara akıp gittiğini görürsün.

FATIR
35:13

كُلٌّ

kullun

her biri

(Allah) Geceyi gündüze bağlayıp-katar, gündüzü de geceye bağlayıp-katar; güneşi ve ayı emre amade kılmıştır, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedir. İşte bunları (yaratıp düzene koyan) Allah sizin Rabbinizdir; mülk O’nundur. O’ndan başka taptıklarınız ise, ’bir çekirdeğin incecik zarına’ bile malik olamazlar.

FATIR
35:36

كُلَّ

kulle

her

İnkar edenlere gelince, onlar için de cehennem ateşi vardır. Onlar için ne, karar verilir, ki böylece ölüversinler, ne de kendilerine onun azabından (bir şey) hafifletilir. İşte Biz, her nankör olanı böyle cezalandırırız.

MERYEM
19:49

وَكُلًّا

ve kullen

ve hepsini

Böylelikle, onlardan ve Allah’tan başka taptıklarından kopup-ayrılınca ona İshak’ı ve (oğlu) Yakup’u armağan ettik ve her birini peygamber kıldık.

MERYEM
19:69

كُلِّ

kulli

her

Sonra, her bir gruptan Rahman (olan Allah)a karşı azgınlık göstermek bakımından en şiddetli olanını ayıracağız.

MERYEM
19:93

كُلُّ

kullu

hepsi

Göklerde ve yerde olan (herkesin ve herşeyin) tümü Rahman (olan Allah)a, yalnızca kul olarak gelecektir.

MERYEM
19:95

وَكُلُّهُمْ

ve kulluhum

ve onların hepsi

Ve onların hepsi, kıyamet günü O’na, ’yapayalnız, tek başlarına’ geleceklerdir.

TA-HA
20:15

كُلُّ

kullu

her

"Şüphesiz, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir. Herkesin harcadığı çabanın karşılığını alması için, onun (koşup haberini) neredeyse gizleyeceğim."

TA-HA
20:50

كُلَّ

kulle

her

Dedi ki "Bizim Rabbimiz, herşeye yaratılışını veren, sonra doğru yolunu gösterendir."

TA-HA
20:56

كُلَّهَا

kullehā

hepsini

Andolsun, Biz ona ayetlerimizin tümünü gösterdik; fakat o, yalanladı ve ayak diretti.

TA-HA
20:98

كُلَّ

kulle

her

"Sizin İlahınız yalnızca Allah’tır ki, O’nun dışında İlah yoktur. O, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır."

TA-HA
20:135

كُلٌّ

kullun

herkes

De ki "Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun. Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz."

ŞU'ARA
26:7

كُلِّ

kulli

her

Yeryüzünde bir bakmadılar mı ki, Biz onda her güzel (kerim) çiftten nice ürünler bitirdik.

ŞU'ARA
26:37

بِكُلِّ

bikulli

bütün

"Bütün uzman-bilgin büyücüleri sana getirsinler."

ŞU'ARA
26:63

كُلُّ

kullu

her

Bunun üzerine Musa’ya "Asanla denize vur" diye vahyettik. (Vurdu ve) Deniz hemencecik yarılıverdi de her parçası kocaman bir dağ gibi oldu.

ŞU'ARA
26:128

بِكُلِّ

bikulli

her

"Siz, her yüksekçe yere bir anıt inşa edip (yararsız bir şeyle) oyalanıp eğleniyor musunuz?"

ŞU'ARA
26:222

كُلِّ

kulli

her

Onlar, ’gerçeği ters yüz eden,’ günaha düşkün olan her yalancıya inerler.

ŞU'ARA
26:225

كُلِّ

kulli

her

Görmedin mi; onlar, her bir vadide vehmedip duruyorlar,

NEML
27:16

كُلِّ

kulli

her

Süleyman, Davud’a mirasçı oldu ve dedi ki "Ey insanlar, bize kuşların konuşma-dili öğretildi ve bize herşeyden (bol bir nimet) verildi. Gerçekten bu, apaçık bir üstünlüktür."

NEML
27:23

كُلِّ

kulli

her

"Gerçekten ben, onlara hükmetmekte olan bir kadın buldum ki, ona herşeyden (bolca) verilmiştir ve büyük bir tahtı var."

NEML
27:83

كُلِّ

kulli

her

Ve her ümmetten ayetlerimizi yalanlayan bir grubu toplayacağımız gün, artık onlar ’tutuklanıp (azap yerine) dağıtılırlar.’

NEML
27:87

وَكُلٌّ

ve kullun

ve hepsi

Sur’a üfürüleceği gün, Allah’ın dilediği kimseler dışında, göklerde ve yerde olan herkes artık korkuya kapılmıştır ve her biri ’boyun bükmüş’ olarak O’na gelmişlerdir.

NEML
27:88

كُلَّ

kulle

her

Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler. Herşeyi ’sapasağlam ve yerli yerinde yapan’ Allah’ın sanatı (yapısı)dır (bu). Şüphesiz O, işlediklerinizden haberdardır.

NEML
27:91

كُلُّ

kullu

her

(De ki) "Ben, ancak bu şehrin Rabbine ibadet etmekle emrolundum ki, O, burasını kutlu ve saygıdeğer kıldı. Herşey O’nundur. Ve Müslümanlardan olmakla emrolundum."

KASAS
28:48

بِكُلٍّ

bikullin

hepsini

Fakat onlara Kendi Katımız’dan hak geldiği zaman "Musa’ya verilenlerin bir benzeri buna verilmeli değil miydi?" dediler. Onlar, daha önce Musa’ya verilenleri inkar etmemişler miydi? "İki büyü birbirine arka çıktı" dediler. Ve "Gerçekten biz hepsini inkar edenleriz" dediler.

KASAS
28:57

كُلِّ

kulli

her

Dediler ki "Eğer seninle birlikte hidayete uyacak olursak, yerimizden (yurdumuzdan ve konumumuzdan) çekilip-kopartılırız." Oysa Biz onları, Kendi Katımız’dan bir rızık olarak herşeyin ürününün aktarılıp toplandığı, güvenli bir haremde yerleşik kılmadık mı? Fakat onların çoğu bilmiyorlar.

KASAS
28:75

كُلِّ

kulli

her

Her ümmetten bir şahid ayırıp çıkardık da "Kesin-kanıt (burhan)ınızı getirin" dedik. Artık öğrenmiş oldular ki, hak, gerçekten Allah’ındır ve düzüp uydurdukları kendilerinden uzaklaşıp-kaybolmuşlardır.

KASAS
28:88

كُلُّ

kullu

her

Ve Allah ile beraber başka bir İlah’a tapma. O’ndan başka İlah yoktur. O’nun yüzünden (zatından) başka herşey helak olucudur. Hüküm O’nundur ve siz O’na döndürüleceksiniz.

İSRA
17:12

وَكُلَّ

ve kulle

her

Biz geceyi ve gündüzü iki ayet kıldık; gece ayetini sildik de Rabbinizden bir fazl aramanız, yılların sayısını ve hesabı öğrenmeniz için gündüzün ayetini aydınlatıcı kıldık. Biz, herşeyi yeterince açıkladık.

İSRA
17:13

وَكُلَّ

ve kulle

her

Biz, her insanın kuşunu (işlediklerini, yaptıklarını) kendi boynuna doladık, kıyamet gününde onun için açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız.

İSRA
17:20

كُلًّا

kullen

hepsine

Hepsine, onlara da, bunlara da Rabbinin ihsanından ’arttırarak-veririz.’ Rabbinin ihsanı kesilmiş değildir.

İSRA
17:29

كُلَّ

kulle

tamamen

Elini boynunda bağlanmış olarak kılma, büsbütün de açık tutma. Sonra kınanır, hasret (pişmanlık) içinde kalakalırsın.

İSRA
17:36

كُلُّ

kullu

hepsi

Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.

İSRA
17:38

كُلُّ

kullu

hepsi

Bütün bunlar, kötülüğü olan, Rabbinin Katında da hoş olmayanlardır.

İSRA
17:71

كُلَّ

kulle

her

Her insan-grubunu imamlarıyla çağıracağımız gün, artık kimin kitabı sağ eline verilirse, onlar kitaplarını okuyacaklar ve onlar, bir ’hurma çekirdeğindeki iplikçik kadar’ bile haksızlığa uğratılmazlar.

İSRA
17:84

كُلٌّ

kullun

herkes

De ki "Herkes kendi yaratılışına (fıtrat tarzına) göre davranır. Şu halde kimin daha doğru yolda olduğunu Rabbin daha iyi bilir."

İSRA
17:89

كُلِّ

kulli

çeşit

Andolsun, bu Kur’an’da her örnekten insanlar için çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsanların çoğu ise ancak inkarda ayak direttiler.

İSRA
17:97

كُلَّمَا

kullemā

her seferinde

Allah, kimi hidayete erdirirse, işte o, hidayet bulmuştur, kimi saptırırsa onlar için O’nun dışında asla veliler bulamazsın. Kıyamet günü, Biz onları yüzükoyun körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz. Onların barınma yerleri cehennemdir; ateşi sükun buldukça, çılgın alevini onlara arttırırız.

YUNUS
10:22

كُلِّ

kulli

her

Karada ve denizde sizi gezdiren O’dur. Öyle ki siz gemide bulunduğunuz zaman, onlar da güzel bir rüzgarla onu yüzdürürlerken ve (tam) bununla sevinmektelerken, ona çılgınca bir rüzgar gelip çatar ve her yandan dalgalar onları kuşatıverir; onlar artık bu (dalgalarla) gerçekten kuşatıldıklarını sanmışlarken, dinde O’na ’gönülden katıksız bağlılar (muhlisler)’ olarak Allah’a dua etmeye başlarlar "Andolsun eğer bundan bizi kurtaracak olursan, muhakkak Sana şükredenlerden olacağız."

YUNUS
10:30

كُلُّ

kullu

her

İşte orada, her nefis önceden yaptıklarıyla imtihana çekilmiş olacak ve onlar asıl-gerçek mevlaları olan Allah’a döndürülecekler. Yalan yere uydurdukları da, kendilerinden kaybolup uzaklaşacaklar.

YUNUS
10:47

وَلِكُلِّ

velikulli

ve hepsi için vardır

Her ümmetin bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar.

YUNUS
10:49

لِكُلِّ

likulli

hepsi için vardır

De ki "Allah’ın dilemesi dışında, kendim için zarardan ve yarardan (hiçbir şeye) malik değilim. Her ümmetin bir eceli vardır. Onların ecelleri gelince, artık ne bir saat ertelenebilirler, ne öne alınabilirler.

YUNUS
10:54

لِكُلِّ

likulli

her

Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir.

YUNUS
10:79

بِكُلِّ

bikulli

bütün

Firavun "Bana bütün bilgin büyücüleri getirin" dedi.

YUNUS
10:97

كُلُّ

kullu

bütün

Onlara her ayet getirilse bile. Acı azabı görünceye kadar.

YUNUS
10:99

كُلُّهُمْ

kulluhum

hepsi

Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin tümü, topluca iman ederdi. Öyleyse, onlar mü’min oluncaya kadar insanları sen mi zorlayacaksın?

HUD
11:3

كُلَّ

kulle

her

Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O’na tevbe edin. O da sizi, adı konulmuş bir vakte kadar güzel bir meta (fayda) ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten Ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım.

HUD
11:4

كُلِّ

kulli

her

Sizin dönüşünüz Allah’adır. O, herşeye güç yetirendir.

HUD
11:6

كُلٌّ

kullun

(bunların) hepsi

Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır.

HUD
11:12

كُلِّ

kulli

her

Şimdi onların "Ona bir hazine indirilmeli veya onunla birlikte bir melek gelmeli değil miydi?" demeleri dolayısıyla göğsün daralıp sana vahyolunanlardan bir kısmını terk mi edeceksin? Sen yalnızca bir uyarıcısın. Allah herşeye vekildir.

HUD
11:38

وَكُلَّمَا

ve kullemā

ve ne zaman

Gemiyi yapıyordu. Kavminin ileri gelenleri kendisine her uğradığında onunla alay ediyordu. O "Eğer bizimle alay ederseniz, alay ettiğiniz gibi biz de sizlerle alay edeceğiz" dedi.

HUD
11:40

كُلٍّ

kullin

her şeyden

Sonunda emrimiz geldiğinde ve tandır feveran ettiği zaman, dedik ki "Her birinden ikişer çift (hayvan) ile aleyhlerinde söz geçmiş olanlar dışında, aileni ve iman edenleri ona yükle." Zaten onunla birlikte çok azından başkası iman etmemişti.

HUD
11:57

كُلِّ

kulli

her

"Buna rağmen yüz çevirirseniz, artık size kendisiyle gönderildiğim şeyi tebliğ ettim. Rabbim de sizden başka bir kavmi yerinize geçirir. Siz O’na hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. Doğrusu benim Rabbim, herşeyi gözetleyip-koruyandır."

HUD
11:59

كُلِّ

kulli

her

İşte Ad (halkı) Rablerinin ayetlerini tanımayıp reddettiler. O’nun elçilerine isyan ettiler ve her inatçı zorbanın emri ardınca yürüdüler.

HUD
11:111

كُلًّا

kullen

tümünün

Şüphesiz Rabbin, onlardan tümüne yapıp ettiklerini(n karşılığını) onlara tastamam ödeyecektir. Çünkü O, yapıp-ettiklerinden haberdar olandır.

HUD
11:120

وَكُلًّا

ve kullen

her şeyi

Sana elçilerin haberlerinden -kalbini sağlamlaştıracak- doğru haberler aktarıyoruz. Bunda sana hak ve mü’minlere bir öğüt ve uyarı gelmiştir.

HUD
11:123

كُلُّهُ

kulluhu

bütün

Göklerin ve yerin gaybı Allah’ındır, bütün işler O’na döndürülür; öyleyse O’na kulluk edin ve O’na tevekkül edin. Senin Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir.

YUSUF
12:31

كُلَّ

kulle

her

(Kadın) Onların düzenlerini işitince, onlara (bir davetçi) yolladı, oturup dayanacakları yerler hazırladı ve her birinin eline (önlerindeki meyveleri soymaları için) bıçak verdi. (Yusuf’a da) "Çık, onlara (görün)" dedi. Böylece onlar onu (olağanüstü güzellikte) görünce (insanüstü bir varlıkmış gibi gözlerinde) büyüttüler, (şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve "Allah’ı tenzih ederiz; bu bir beşer değildir. Bu, ancak üstün bir melektir" dediler.

YUSUF
12:76

كُلِّ

kulli

her

Böylece (Yusuf) kardeşinin kabından önce onların kablarını (yoklamaya) başladı, sonra onu kardeşinin kabından çıkardı. İşte Biz Yusuf için böyle bir plan düzenledik. (Yoksa) Hükümdarın dininde (yürürlükteki kanuna göre) kardeşini (yanında) alıkoyamazdı. Ancak Allah’ın dilemesi başka. Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Ve her bilgi sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.

YUSUF
12:111

كُلِّ

kulli

her

Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur’an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin ’çeşitli biçimlerde açıklaması’ ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir.

HICR
15:17

كُلِّ

kulli

her

Ve onu her kovulan şeytandan koruduk.

HICR
15:19

كُلِّ

kulli

her

Yere (gelince,) onu döşeyip-yaydık, onda sarsılmaz-dağlar bıraktık ve onda herşeyden ölçüsü belirlenmiş ürünler bitirdik.

HICR
15:30

كُلُّهُمْ

kulluhum

hepsi

Böylece meleklerin tümü, topluca secde etti.

HICR
15:44

لِكُلِّ

likulli

her

Onun yedi kapısı vardır; onlardan her bir kapı için bir grup ayrılmıştır.

EN'ÂM
6:17

كُلِّ

kulli

her

Şayet Allah sana bir zarar dokunduracak olursa, O’ndan başka bunu giderecek yoktur. Sana bir iyilik dokunduracak olursa da O, herşeye güç yetirendir.

EN'ÂM
6:25

كُلَّ

kulle

her

Onlardan seni dinleyenler vardır; oysa Biz, onu kavrayıp anlamalarına (bir engel olarak) kalpleri üzerine kat kat örtüler ve kulaklarında bir ağırlık kıldık. Onlar, hangi ’apaçık-belgeyi’ görseler, yine ona inanmazlar. Öyle ki, o inkar etmekte olanlar, sana geldiklerinde, seninle tartışmaya girerek "Bu, öncekilerin uydurma masallarından başka bir şey değildir" derler.

EN'ÂM
6:44

كُلِّ

kulli

her

Derken kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, onların üzerlerine herşeyin kapılarını açtık. Öyle ki kendilerine verilen şeylerle ’sevince kapılıp şımarınca’, onları apansız yakalayıverdik. Artık onlar umutları suya düşenler oldular.

EN'ÂM
6:64

كُلِّ

kulli

bütün

De ki "Ondan ve her türlü sıkıntıdan sizi Allah kurtarmaktadır. Sonra siz yine şirk koşmaktasınız."

EN'ÂM
6:67

لِكُلِّ

likulli

her

Her bir haber için ’kararlaştırılmış bir zaman (müstakar)’ vardır. Siz de bileceksiniz.

EN'ÂM
6:70

كُلَّ

kulle

her türlü

Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kur’an’la) hatırlat ki, bir nefis, kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; (böylesinin) Allah’tan başka ne bir velisi, ne bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azap vardır.

EN'ÂM
6:80

كُلَّ

kulle

he

Kavmi onunla çekişip-tartışmaya girdi. Dedi ki "O beni doğru yola erdirmişken, siz benimle Allah konusunda çekişip-tartışmaya mı girişiyorsunuz? Sizin O’na şirk koştuklarınızdan ben korkmuyorum, ancak Allah’ın benim hakkımda bir şey dilemesi başka. Rabbim, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?"

EN'ÂM
6:84

كُلًّا

kullen

hepsine de

Ve ona İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh’u ve onun soyundan Davud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yusuf’u, Musa’yı ve Harun’u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.

EN'ÂM
6:85

كُلٌّ

kullun

hepsi

Zekeriya’yı, Yahya’yı, İsa’yı ve İlyas’ı da (hidayete eriştirdik.) Onların hepsi salihlerdendir.

EN'ÂM
6:86

وَكُلًّا

ve kullen

hepsini

İsmail’i, Elyasa’yı, Yunus’u ve Lut’u da (hidayete eriştirdik). Onların hepsini alemlere üstün kıldık.

EN'ÂM
6:99

كُلِّ

kulli

her

O, gökten su indirendir. Bununla herşeyin bitkisini bitirdik, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş taneler türetiyoruz. Ve hurma ağacının tomurcuğundan da yere sarkmış salkımlar, -birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler (kılıyoruz.) Meyvesine, ürün verdiğinde ve olgunluğa eriştiğinde bir bakıverin. Şüphesiz inanacak bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır.

EN'ÂM
6:101

كُلَّ

kulle

her

Gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin yaratandır. O’nun nasıl bir çocuğu olabilir? O’nun bir eşi (zevcesi) yoktur. O, herşeyi yaratmıştır. O, herşeyi bilendir.

EN'ÂM
6:101

بِكُلِّ

bikulli

her

Gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin yaratandır. O’nun nasıl bir çocuğu olabilir? O’nun bir eşi (zevcesi) yoktur. O, herşeyi yaratmıştır. O, herşeyi bilendir.

EN'ÂM
6:102

كُلِّ

kulli

her

İşte Rabbiniz olan Allah budur. O’ndan başka İlah yoktur. Herşeyin Yaratıcısı’dır, öyleyse O’na kulluk edin. O, herşeyin üstünde bir vekildir.

EN'ÂM
6:102

كُلِّ

kulli

her

İşte Rabbiniz olan Allah budur. O’ndan başka İlah yoktur. Herşeyin Yaratıcısı’dır, öyleyse O’na kulluk edin. O, herşeyin üstünde bir vekildir.

EN'ÂM
6:108

لِكُلِّ

likulli

her

Allah’tan başka yalvarıp-yakardıklarına (taptıklarına) sövmeyin; sonra onlar da haddi aşarak bilmeksizin Allah’a söverler. İşte böyle, Biz her ümmete yaptıklarını süslü (çekici) gösterdik, sonra onların son varışları Rablerinedir. O, yapmakta olduklarını onlara haber verecektir.

EN'ÂM
6:111

كُلَّ

kulle

her

Gerçek şu ki, Biz onlara melekler indirseydik, onlarla ölüler konuşsaydı ve herşeyi karşılarına toplasaydık, -Allah’ın dilediği dışında- yine onlar inanmayacaklardı. Ancak onların çoğu cahillik ediyorlar.

EN'ÂM
6:112

لِكُلِّ

likulli

her

Böylece her peygambere, insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onlardan bazısı bazısını aldatmak için yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Öyleyse onları yalan olarak düzmekte olduklarıyla baş başa bırak.

EN'ÂM
6:123

كُلِّ

kulli

her

Böylece Biz, her ülkenin önde gelenlerini -orada hileli- düzenler kursunlar diye- oranın suçlu-günahkarları kıldık. Oysa onlar, hileli-düzeni ancak kendilerine kurarlar da bunun şuuruna varmazlar.

EN'ÂM
6:132

وَلِكُلٍّ

velikullin

her birinin

Yapmakta oldukları dolayısıyla her biri için dereceler vardır. Rabbin, onların yapmakta olduklarından habersiz değildir.

EN'ÂM
6:146

كُلَّ

kulle

bütün

Yahudi olanlara her tırnaklı (hayvanı) haram kıldık. Sığırlardan ve koyunlardan, sırtlarına veya bağırsaklarına yapışan veya kemiğe karışanlar dışında iç yağlarını da onlara haram kıldık. ’Azgınlık ve hakka tecavüzde bulunmaları’ nedeniyle onları böyle cezalandırdık. Biz şüphesiz doğru olanlarız.

EN'ÂM
6:154

لِكُلِّ

likulli

her

Sonra Biz Musa’ya, iyilik yapanların üzerinde (nimetimizi) tamamlamak, herşeyi ayrı ayrı açıklamak ve bir hidayet ve rahmet olarak kitabı verdik. Umulur ki Rablerine kavuşacaklarına inanırlar.

EN'ÂM
6:164

كُلِّ

kulli

her

De ki "O, herşeyin Rabbi iken, ben Allah’tan başka bir Rab mi arayayım? Hiçbir nefis, kendisinden başkasının aleyhine (günah) kazanmaz. Günahkar olan bir başkasının günah yükünü taşımaz. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. O, size hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri haber verecektir."

EN'ÂM
6:164

كُلُّ

kullu

hiç

De ki "O, herşeyin Rabbi iken, ben Allah’tan başka bir Rab mi arayayım? Hiçbir nefis, kendisinden başkasının aleyhine (günah) kazanmaz. Günahkar olan bir başkasının günah yükünü taşımaz. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. O, size hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri haber verecektir."

SAFFAT
37:7

كُلِّ

kulli

her türlü

Ve itaatten çıkmış her azgın şeytandan koruduk;

SAFFAT
37:8

كُلِّ

kulli

her

Ki onlar, Mele’i A’la’ya kulak verip dinleyemezler, her yandan kovulup atılırlar;

LOKMAN
31:10

كُلِّ

kulli

her çeşit

O, gökleri dayanak olmaksızın yaratmıştır, bunu görmektesiniz. Arzda da, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı ve orada her canlıdan türetip yayıverdi. Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her güzel olan çiftten bir bitki bitirdik.

LOKMAN
31:10

كُلِّ

kulli

her

O, gökleri dayanak olmaksızın yaratmıştır, bunu görmektesiniz. Arzda da, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı ve orada her canlıdan türetip yayıverdi. Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her güzel olan çiftten bir bitki bitirdik.

LOKMAN
31:18

كُلَّ

kulle

hepsini

"İnsanlara yanağını çevirip (büyüklenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme. Çünkü Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez."

LOKMAN
31:29

كُلٌّ

kullun

her biri

Görmüyor musun ki, gerçekten Allah, geceyi gündüze bağlayıp-katar, gündüzü de geceye bağlayıp-katar. Güneş ile ayı emre amade kılmıştır. Her biri, adı konulmuş bir süreye kadar akıp gider. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

LOKMAN
31:31

لِكُلِّ

likulli

herkes için

Görmüyor musun ki, size ayetlerinden (bazılarını) göstermesi için, gemiler Allah’ın nimetiyle denizde akıp gitmektedir! Hiç şüphesiz bunda, çok sabreden, çok şükreden için gerçekten ayetler vardır.

LOKMAN
31:32

كُلُّ

kullu

her

Onları kara gölgeler gibi dalgalar sarıverdiği zaman, dini yalnızca O’na ’halis kılan gönülden bağlılar’ olarak Allah’a yalvarıp yakarırlar (dua ederler). Böylece onları karaya çıkarıp-kurtarınca, artık onlardan bir kısmı orta yolu tutuyor. Bizim ayetlerimizi gaddar, nankör olandan başkası inkar etmez.

SEBE
34:7

كُلَّ

kulle

tamamen

İnkar edenler dediler ki "Siz darmadağın olup dağıldığınızda, gerçekten sizin yeni bir yaratılışta bulunacağınızı size haber veren bir adamı gösterelim mi size?"

SEBE
34:9

لِكُلِّ

likulli

hepsi için

Onlar, gökten ve yerden önlerinde ve arkalarında olanı görmüyorlar mı? Eğer Biz dilersek, onları yerin-dibine geçirir ya da gökten üzerlerine parçalar düşürürüz. Hiç şüphesiz, bunda ’gönülden (Allah’a) yönelen’ her kul için bir ayet vardır.

SEBE
34:19

كُلَّ

kulle

hepsini

Onlar ise "Rabbimiz, seferlerimizin arasını aç (şehirlerimiz birbirine çok yakındır) dediler ve kendi nefislerine zulmetmiş oldular. Böylece Biz de onları efsaneler(e konu olan bir halk) kıldık ve onları darmadağın edip dağıttık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır.

SEBE
34:19

لِكُلِّ

likulli

herkes için

Onlar ise "Rabbimiz, seferlerimizin arasını aç (şehirlerimiz birbirine çok yakındır) dediler ve kendi nefislerine zulmetmiş oldular. Böylece Biz de onları efsaneler(e konu olan bir halk) kıldık ve onları darmadağın edip dağıttık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır.

SEBE
34:21

كُلِّ

kulli

her

Oysa onun, kendilerine karşı hiçbir zorlayıcı-gücü yoktu; ancak Biz ahirete iman edeni, ondan kuşku içinde olandan ayırdetmek için (ona bu imkanı verdik). Senin Rabbin, herşeyin üzerinde gözetici-koruyucudur.

SEBE
34:47

كُلِّ

kulli

her

De ki "Ben sizden bir ücret istemişsem, artık o sizin olsun. Benim ecrim (ücretim), yalnızca Allah’a aittir. O, herşeye şahid olandır."

ZÜMER
39:5

كُلٌّ

kullun

her biri

Gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Geceyi gündüzün üstüne sarıp-örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıp-örtüyor. Güneşe ve aya boyun eğdirdi. Her biri adı konulmuş bir ecele (süreye) kadar akıp gitmektedir. Haberin olsun; üstün ve güçlü olan, bağışlayan O’dur.

ZÜMER
39:27

كُلِّ

kulli

her

Andolsun, Biz bu Kur’an’da, belki öğüt alıp-düşünürler diye, insanlar için her bir örnekten verdik.

ZÜMER
39:62

كُلِّ

kulli

her

Allah, herşeyin Yaratıcısı’dır. O, herşey üzerinde vekildir.

ZÜMER
39:62

كُلِّ

kulli

her

Allah, herşeyin Yaratıcısı’dır. O, herşey üzerinde vekildir.

ZÜMER
39:70

كُلُّ

kullu

her

Her bir nefse yaptığının tam karşılığı verildi. O, onların işlediklerini daha iyi bilendir.

MÜ'MIN
40:5

كُلُّ

kullu

her

Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanladı ve kendilerinden sonra (sayısı çok) fırkalar da. Her ümmet, kendi elçilerini (susturmak için) yakalamaya yeltendi. Hakkı, onunla yürürlükten kaldırmak için, ’batıla-dayanarak’ mücadeleye giriştiler. Ben de onları yakalayıverdim. Artık Benim cezalandırmam nasılmış?

MÜ'MIN
40:7

كُلَّ

kulle

her

Arş’ı yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih etmekte, O’na iman etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler "Rabbimiz, rahmet ve ilim bakımından herşeyi kuşatıp-sardın, tevbe edenler ve Senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru."

MÜ'MIN
40:17

كُلُّ

kullu

her

Bugün her bir nefis, kendi kazandığıyla karşılık görür. Bugün zulüm yoktur. Şüphesiz Allah, hesabı seri görendir.

MÜ'MIN
40:27

كُلِّ

kulli

hepsi-

Musa dedi ki "Gerçekten ben, hesap gününe iman etmeyen her mütekebbirden, benim de Rabbim, sizin de Rabbinize sığınırım."

MÜ'MIN
40:35

كُلِّ

kulli

her

"Ki onlar, Allah’ın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu,) Allah Katında da, iman edenler katında da büyük bir öfke (sebebi)dir. İşte Allah, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle mühürler."

MÜ'MIN
40:48

كُلٌّ

kullun

hepimiz

Büyüklenen (müstekbir)ler derler ki "Biz hepimiz (ateşin) içindeyiz; gerçekten Allah, kullar arasında hüküm verdi (artık)."

MÜ'MIN
40:62

كُلِّ

kulli

her

İşte bu, sizin Rabbiniz Allah’tır; herşeyin Yaratıcısı’dır; O’ndan başka İlah yoktur. Öyleyse nasıl olur da çevriliyorsunuz?

FUSSILET
41:12

كُلِّ

kulli

her

Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti. Biz dünya göğünü de kandillerle süsleyip-donattık ve bir koruma (altına aldık). İşte bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)’ın takdiridir.

FUSSILET
41:21

كُلَّ

kulle

her

Kendi derilerine dediler ki "Niye aleyhimizde şahitlik ettiniz?" Dediler ki "Herşeye nutku verip-konuşturan Allah, bizi konuşturdu. Sizi ilk defa O yarattı ve O’na döndürülüyorsunuz."

FUSSILET
41:39

كُلِّ

kulli

her

O’nun ayetlerinden biri de, senin gerçekten yeryüzünü huşu içinde (solmuş, boynu bükülmüş ve kupkuru) görmendir. Ama Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman, deprenir ve kabarır. Şüphesiz onu dirilten, ölüleri de elbette dirilticidir. Çünkü O, herşeye güç yetirendir.

FUSSILET
41:53

كُلِّ

kulli

her

Biz ayetlerimizi hem afakta, hem kendi nefislerinde onlara göstereceğiz; öyle ki, şüphesiz onun hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Herşeyin üzerinde Rabbinin şahid olması yetmez mi?

FUSSILET
41:54

بِكُلِّ

bikulli

her

Dikkatli olun; gerçekten onlar, Rablerine kavuşmaktan yana derin bir kuşku içindedirler. Dikkatli olun; gerçekten O, herşeyi sarıp-kuşatandır.

ŞURA
42:9

كُلِّ

kulli

her

Yoksa O’nun dışında birtakım veliler mi edindiler? İşte Allah; veli O’dur, ölüleri dirilten O’dur. O, herşeye güç yetirendir.

ŞURA
42:12

بِكُلِّ

bikulli

her

Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. O, dilediğine rızkı genişletip-yayar ve kısar da. Çünkü O, herşeyi bilendir.

ŞURA
42:33

لِكُلِّ

likulli

herkes için

Eğer dileyecek olsa, rüzgarı durdurur, böylece onun üstünde kalakalırlar. Şüphesiz, bunda çokça sabreden, çokça şükreden kimse için gerçekten ayetler vardır.

ZUHRUF
43:12

كُلَّهَا

kullehā

bütün

Ki O, bütün çiftleri yarattı ve sizin için gemilerden ve hayvanlardan bineceğiniz şeyleri var etti.

ZUHRUF
43:35

كُلُّ

kullu

bütün

Ve (daha nice) çekici-süsler (de verirdik). Bütün bunlar, yalnızca dünya hayatının metaıdır. Ahiret ise, Rabbinin Katında muttakiler içindir.

DUHAN
44:4

كُلُّ

kullu

her

Ki onda (o gecede) her hikmetli iş ayrılır.

DUHAN
44:55

بِكُلِّ

bikulli

her

Orda, güvenlik içinde her türlü meyveyi istiyorlar;

CASIYE
45:7

لِكُلِّ

likulli

her

Gerçeği sürekli ters yüz eden, günaha düşkün olan herkesin vay haline.

CASIYE
45:22

كُلُّ

kullu

her

Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı; öyle ki, her nefis kazandıklarıyla karşılık görsün. Onlara zulmedilmez.

CASIYE
45:28

كُلَّ

kulle

her

O gün sen, her ümmeti diz üstü çökmüş (veya toplanmış) olarak görürsün. Her ümmet, kendi kitabına çağrılır. "Bugün yaptıklarınızla karşılık göreceksiniz."

CASIYE
45:28

كُلُّ

kullu

her

O gün sen, her ümmeti diz üstü çökmüş (veya toplanmış) olarak görürsün. Her ümmet, kendi kitabına çağrılır. "Bugün yaptıklarınızla karşılık göreceksiniz."

AHKAF
46:19

وَلِكُلٍّ

velikullin

her birinin vardır

Her biri için yaptıklarınızdan dolayı dereceler vardır; öyle ki amelleri kendilerine eksiksizce ödensin ve onlar zulme de uğratılmazlar.

AHKAF
46:25

كُلَّ

kulle

her

Rabbinin emriyle herşeyi yerle bir eder. Böylece meskenlerinden başka, hiçbir şey(leri) görünemez duruma düştüler. İşte Biz, suçlu-günahkar bir kavmi böyle cezalandırırız.

AHKAF
46:33

كُلِّ

kulli

her

Onlar görmüyorlar mı ki, gökleri ve yeri yaratan ve onları yaratmaktan yorulmayan (Allah), ölüleri de diriltmeye güç yetirir. Hayır; gerçekten O, herşeye güç yetirendir.

ZARIYAT
51:49

كُلِّ

kulli

her

Ve Biz, herşeyi iki çift yarattık. Umulur ki, öğüt alıp-düşünürsünüz.

KEHF
18:45

كُلِّ

kulli

her

Onlara, dünya hayatının örneğini ver; gökten indirdiğimiz suya benzer, onunla yeryüzünün bitkileri birbirine karıştı, böylece rüzgarların savurduğu çalı-çırpı oluverdi. Allah, herşeyin üzerinde güç yetirendir.

KEHF
18:54

كُلِّ

kulli

her çeşit

Andolsun, bu Kur’an’da insanlar için Biz her örnekten çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsan, herşeyden çok tartışmacıdır.

KEHF
18:79

كُلَّ

kulle

her

"Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı."

KEHF
18:84

كُلِّ

kulli

her

Gerçekten, Biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik ve ona herşeyden bir yol (sebep) verdik.

NAHL
16:11

كُلِّ

kulli

her çeşitten

Onunla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır.

NAHL
16:36

كُلِّ

kulli

her

Andolsun, Biz her ümmete "Allah’a kulluk edin ve tağuttan kaçının" (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün.

NAHL
16:69

كُلِّ

kulli

her çeşit

Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır.

NAHL
16:76

كَلٌّ

kellun

bir yüktür

Allah şu örneği verdi İki kişi; bunlardan birisi dilsiz, hiçbir şeye gücü yetmez ve herşeyiyle efendisinin üstünde (bir yük), o, onu hangi yöne gönderse bir hayır getirmez; şimdi bu, adaletle emreden ve dosdoğru yol üzerinde bulunanla eşit olabilir mi?

NAHL
16:77

كُلِّ

kulli

her

Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir. (Kıyamet) Saatin(in) emri de yalnızca (süratli) göz açıp kapama gibidir veya daha yakındır. Şüphesiz, Allah herşeye güç yetirendir.

NAHL
16:84

كُلِّ

kulli

her

Her ümmetten bir şahid göndereceğimiz gün; (artık ondan) sonra ne inkar edenlere (özür dilemeleri için) izin verilecek, ne (Allah’tan) hoşnutluk dilekleri kabul edilecek.

NAHL
16:89

كُلِّ

kulli

her

Her ümmet içinde kendi nefislerinden onların üzerine bir şahid getirdiğimiz gün, seni de onlar üzerinde bir şahid olarak getireceğiz. Biz Kitab’ı sana, herşeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik.

NAHL
16:89

لِكُلِّ

likulli

her

Her ümmet içinde kendi nefislerinden onların üzerine bir şahid getirdiğimiz gün, seni de onlar üzerinde bir şahid olarak getireceğiz. Biz Kitab’ı sana, herşeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik.

NAHL
16:111

كُلُّ

kullu

her

O gün, herkes kendi nefsi adına mücadele eder ve herkese yaptığının karşılığı eksiksiz ödenir. Onlar zulme uğratılmazlar.

NAHL
16:111

كُلُّ

kullu

herkese

O gün, herkes kendi nefsi adına mücadele eder ve herkese yaptığının karşılığı eksiksiz ödenir. Onlar zulme uğratılmazlar.

NAHL
16:112

كُلِّ

kulli

her

Allah bir şehri örnek verdi (Halkı) Güvenlik ve huzur içindeydi, rızkı da her yerden bol bol gelmekteydi; fakat Allah’ın nimetlerine nankörlük etti, böylece Allah yaptıklarına karşılık olarak, ona açlık ve korku elbisesini tattırdı.

NUH
71:7

كُلَّمَا

kullemā

her nezaman

"Doğrusu ben, onları bağışlaman için her davet edişimde, onlar parmaklarını kulaklarına tıkadılar, örtülerini başlarına çektiler ve büyüklük tasladıkça büyüklük gösterip-direttiler.’

İBRAHIM
14:5

لِكُلِّ

likulli

herkes için

Andolsun Musa’yı "Kavmini karanlıklardan nura çıkar ve onlara Allah’ın günlerini hatırlat" diye ayetlerimizle göndermiştik. Şüphesiz bunda çokça sabreden ve şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır.

İBRAHIM
14:15

كُلُّ

kullu

her

(Peygamberler) Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti.

İBRAHIM
14:17

كُلِّ

kulli

her

Yutkunmaya çabalayacak ve boğazından geçirmeyi başaramıyacak, ona her yandan ölüm gelecek, oysa ölmeyecek de. Ardından daha katı bir azap olacak.

İBRAHIM
14:25

كُلَّ

kulle

her

Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Allah insanlar için örnekler verir; umulur ki onlar öğüt alır-düşünürler.

İBRAHIM
14:34

كُلِّ

kulli

herşey-

Size her istediğiniz şeyi verdi. Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışırsanız, onu sayıp-bitirmeye güç yetiremezsiniz. Gerçek şu ki, insan pek zalimdir, pek nankördür.

İBRAHIM
14:51

كُلَّ

kulle

her

(Bu azap,) Allah’ın her nefsi kendi kazandığıyla cezalandırması içindir. Şüphesiz Allah, hesabı pek çabuk görendir.

ENBIYA
21:30

كُلَّ

kulle

her

O inkar edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer, birbiriyle bitişik iken, Biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı?

ENBIYA
21:33

كُلٌّ

kullun

her biri

Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratan O’dur; her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor.

ENBIYA
21:35

كُلُّ

kullu

her

Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz.

ENBIYA
21:72

وَكُلًّا

ve kullen

ve hepsini

Ona İshak’ı armağan ettik, üstüne de Yakub’u; her birini salihler kıldık.

ENBIYA
21:79

وَكُلًّا

ve kullen

ve hepsine

Biz bunu (hükmü) Süleyman’a kavrattık, her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile birlikte tesbih etsinler diye, dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. (Bunları) Yapanlar Biz idik.

ENBIYA
21:81

بِكُلِّ

bikulli

her

Süleyman için de, fırtına biçiminde esen rüzgara (boyun eğdirdik) ki, kendi emriyle, içinde bereketler kıldığımız yere akıp giderdi. Biz herşeyi bilenleriz.

ENBIYA
21:85

كُلٌّ

kullun

hepsi de

İsmail, İdris ve Zü’l-Kifl, hepsi sabredenlerdendi.

ENBIYA
21:93

كُلٌّ

kullun

hepsi

Onlar, işlerini kendi aralarında parça parça dağıttılar (dinlerinde bölünmeler yaptılar); hepsi Bize döneceklerdir.

ENBIYA
21:96

كُلِّ

kulli

her

Yecuc ve Mecuc (un sedleri) açıldığında, onlar her bir tepeden akın ederler;

ENBIYA
21:99

وَكُلٌّ

ve kullun

oysa hepsi

Eğer onlar (gerçek) ilahlar olsalardı, ona girmeyeceklerdi. Oysa onların tümü içinde temelli kalıcıdırlar.

MÜ'MINUN
23:27

كُلٍّ

kullin

her (cins)-

Böylelikle Biz ona "Gözetimimiz altında ve vahyimizle gemi yap. Nitekim Bizim emrimiz gelip de tandır kızışınca, onun içine her (tür hayvandan) ikişer çift ile, içlerinden aleyhlerine söz geçmiş (azap gerekmiş) olanlar dışında olan aileni de alıp koy; zulmedenler konusunda Bana muhatap olma, çünkü onlar boğulacaklardır" diye vahyettik.

MÜ'MINUN
23:44

كُلَّ

kulle

ne zaman

Sonra birbiri peşi sıra elçilerimizi gönderdik; her ümmete kendi elçisi geldiğinde, onu yalanladılar. Böylece Biz de onları (yıkıma uğratıp yok etmede) kimini kiminin izinde yürüttük ve onları (tarihin anlatıp aktardığı) bir olay kıldık. İman etmeyen kavim için yıkım olsun.

MÜ'MINUN
23:53

كُلُّ

kullu

her

Ancak onlar, işlerini kendi aralarında (farklı) kitaplar halinde böldüler; her bir grup, kendi ellerinde olanla yetinip sevinmektedir.

MÜ'MINUN
23:88

كُلِّ

kulli

her

De ki "Eğer biliyorsanız (söyleyin) Herşeyin melekutu (mülk ve yönetimi) kimin elindedir? Ki O, koruyup kolluyorken Kendisi korunmuyor."

MÜ'MINUN
23:91

كُلُّ

kullu

her

Allah, hiçbir çocuk edinmemiştir ve O’nunla birlikte hiçbir İlah yoktur; eğer olsaydı, her bir ilah elbette kendi yarattığını götürüverirdi ve (ilahların) bir kısmına karşı üstünlük sağlardı. Allah, onların nitelendiregeldiklerinden Yücedir.

SECDE
32:7

كُلَّ

kulle

her

Ki O, yarattığı herşeyi en güzel yapan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayandır.

SECDE
32:13

كُلَّ

kulle

her

Eğer Biz dilemiş olsaydık, her bir nefse kendi hidayetini verirdik. Fakat Benden çıkan şu söz gerçekleşecektir "Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan (İnkar edenlerle) tamamıyla dolduracağım."

SECDE
32:20

كُلَّمَا

kullemā

her

Fasık olanlar içinse, artık onların da barınma yeri ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde, geri çevrilirler ve onlara "Kendisini yalanladığınız ateş azabını tadın" denir.

TUR
52:21

كُلُّ

kullu

her

İman edenler ve soyları kendilerini imanda izleyenler; Biz onların soylarını da kendilerine katıp-ekledik. Onların amellerinden hiçbir şeyi eksiltmedik. Her kişi kendi kazandığına karşılık bir rehindir.

MÜLK
67:1

كُلِّ

kulli

her

Mülk elinde bulunan (Allah) ne Yücedir. O, herşeye güç yetirendir.

MÜLK
67:8

كُلَّمَا

kullemā

her biri

Öfkesinin-şiddetinden neredeyse patlayıp parçalanacak. Her bir grup içine atıldığında, bekçileri onlara sorar "Size bir uyarıcı gelmedi mi?"

MÜLK
67:19

بِكُلِّ

bikulli

her

Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman (olan Allah’)tan başkası (boşlukta) tutmuyor. Şüphesiz O, herşeyi hakkıyla görendir.

ME'ARIC
70:38

كُلُّ

kullu

her

Onlardan her biri, nimetlerle donatılmış cennete gireceğini mi umuyor (tamah ediyor)?

NEBE
78:29

وَكُلَّ

ve kulle

ve her

Oysa Biz, herşeyi yazıp saymışızdır.

RUM
30:26

كُلٌّ

kullun

hepsi

Göklerde ve yerde bulunanlar O’nundur; hepsi O’na ’gönülden boyun eğmiş’ bulunuyorlar.

RUM
30:32

كُلُّ

kullu

her

(O müşrikler ki,) Kendi dinlerini fırkalara ayırmış ve kendileri de parça parça olmuşlardır; ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.

RUM
30:50

كُلِّ

kulli

her

Şimdi Allah’ın rahmetinin eserlerine bak; ölümünden sonra yeryüzünü nasıl diriltmektedir? Şüphesiz O, ölüleri de gerçekten diriltecektir. O, herşeye güç yetirendir.

RUM
30:58

كُلِّ

kulli

her çeşit

Andolsun, Biz bu Kur’an’da insanlar için her örneği gösterdik. Şüphesiz, sen onlara bir ayetle geldiğin zaman, o inkar edenler, mutlaka "Siz ancak muptil olanlardan başkası değilsiniz" derler.

ANKEBUT
29:20

كُلِّ

kulli

her

De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle yaratmaya nasıl başladığına bir bakın, sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

ANKEBUT
29:40

فَكُلًّا

fekullen

nitekim hepsini

İşte Biz, onların her birini kendi günahıyla yakalayıverdik. Böylece onlardan kiminin üstüne taş fırtınası gönderdik, kimini şiddetli bir çığlık sarıverdi, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmedici değildi, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

ANKEBUT
29:57

كُلُّ

kullu

her

Her nefis ölümü tadıcıdır; sonra Bize döndürüleceksiniz.

ANKEBUT
29:62

بِكُلِّ

bikulli

her

Allah, kullarından dilediğine rızkı yayıp-genişletir, (ve) kısar da. Şüphesiz Allah, herşeyi bilendir.

MUTAFFIFIN
83:12

كُلُّ

kullu

her

Oysa onu, ’sınır tanımaz, saldırgan’, günahkar olandan başkası yalanlamaz.

RA'D
13:2

كُلٌّ

kullun

her biri

Allah O’dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti ve güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedirler. Her işi evirip düzenler, ayetleri birer birer açıklar. Umulur ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgiyle inanırsınız.

RA'D
13:3

كُلِّ

kulli

her

Ve O, yeri yayıp uzatan, onda sarsılmaz-dağlar ve ırmaklar kılandır. Orada ürünlerin her birinden ikişer çift yaratmıştır; geceyi gündüze bürümektedir. Şüphesiz bunlarda düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.

RA'D
13:7

وَلِكُلِّ

velikulli

ve hepsi için vardır

İnkar edenler derler ki "Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya." Sen, yalnızca bir uyarıcısın ve her topluluk için bir hidayet önderisin.

RA'D
13:8

كُلُّ

kullu

her

Allah, her dişinin neyi yüklendiğini (neye hamile kaldığını) ve döl yataklarının neyi eksiltip neyi eklediğini bilir. O’nun Katında herşey bir miktar (ölçü) iledir.

RA'D
13:8

وَكُلُّ

ve kullu

ve her

Allah, her dişinin neyi yüklendiğini (neye hamile kaldığını) ve döl yataklarının neyi eksiltip neyi eklediğini bilir. O’nun Katında herşey bir miktar (ölçü) iledir.

RA'D
13:16

كُلِّ

kulli

her

De ki "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki "Allah’tır." De ki "Öyleyse, O’nu bırakıp kendilerine bile yarar da, zarar da sağlamaya güç yetiremeyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?" De ki "Hiç görmeyen (a’ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?" Yoksa Allah’a, O’nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki "Allah, herşeyin Yaratıcısı’dır ve O, tektir, kahredici olandır."

RA'D
13:23

كُلِّ

kulli

her

Onlar, Adn cennetlerine girerler. Babalarından, eşlerinden ve soylarından ’salih davranışlarda’ bulunanlar da (Adn cennetlerine girer). Melekler onlara her bir kapıdan girip (şöyle derler)

RA'D
13:33

كُلِّ

kulli

her

Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana mı (baş kaldırılır?) Onlar Allah’a ortaklar koştular. De ki "Bunları adlandırın (bakalım). Yoksa siz yeryüzünde bilmeyeceği bir şeyi O’na haber mi veriyorsunuz? Yoksa sözün zahirine (veya boş ve süslü olanına)mi (kanıyorsunuz)? Hayır, inkar edenlere kendi hileli-düzenleri süslü-çekici gösterilmiştir ve onlar (doğru) yoldan alıkonulmuşlardır. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.

RA'D
13:38

لِكُلِّ

likulli

her

Andolsun, senden önce de elçiler gönderdik, onlara eşler ve çocuklar verdik. Allah’ın izni olmaksızın (hiç)bir elçiye herhangi bir ayeti (mucizeyi) getirmek olacak iş değildi. Her ecel (tespit edilmiş süre) için bir kitap (yazı, hüküm, son) vardır.

RA'D
13:42

كُلُّ

kullu

her

Onlardan öncekiler de hileli-düzenler kurmuşlardı; fakat düzen kuruculuğun (tedbirlerin, karşılık vermelerin) tümü Allah’a aittir. Her bir nefsin ne kazandığını O bilir. Bu yurdun sonu kimindir, inkar edenler pek yakında bileceklerdir.

HAC
22:2

كُلُّ

kullu

her

Onu gördüğünüz gün, her emzikli kendi emzirdiğini unutup geçecek ve her gebe kendi yükünü düşürecektir. İnsanları da sarhoş olmuş görürsün, oysa onlar sarhoş değillerdir. Ancak Allah’ın azabı pek şiddetlidir.

HAC
22:2

كُلُّ

kullu

her

Onu gördüğünüz gün, her emzikli kendi emzirdiğini unutup geçecek ve her gebe kendi yükünü düşürecektir. İnsanları da sarhoş olmuş görürsün, oysa onlar sarhoş değillerdir. Ancak Allah’ın azabı pek şiddetlidir.

HAC
22:3

كُلَّ

kulle

her

İnsanlardan kimi, Allah hakkında bilgisi olmaksızın tartışır durur ve her azgın-kaypak şeytanın peşine düşer.

HAC
22:5

كُلِّ

kulli

her

Ey insanlar, eğer dirilişten yana bir kuşku içindeyseniz, gerçek şu ki, Biz sizi topraktan yarattık, sonra bir damla sudan, sonra bir alak’tan (embriyo), sonra yaratılış biçimi belli belirsiz bir çiğnem et parçasından; size (kudretimizi) açıkça göstermek için. Dilediğimizi, adı konulmuş bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizi bebek olarak çıkarıyoruz, sonra da erginlik çağına erişmeniz için (sizi büyütüyoruz). Sizden kiminizin hayatına son verilmekte, kiminiz de, bildikten sonra hiçbir şey bilmeme durumuna gelmesi için ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilmektedir. Yeryüzünü kupkuru ölü gibi görürsün, fakat Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir, kabarır ve her güzel çiftten (ürünler) bitirir.

HAC
22:6

كُلِّ

kulli

her

İşte böyle; şüphesiz Allah, hakkın Kendisi’dir ve şüphesiz ölüleri diriltir ve gerçekten herşeye güç yetirendir.

HAC
22:17

كُلِّ

kulli

her

Gerçekten iman edenler, Yahudiler, yıldıza tapanlar (Sabii) Hıristiyanlar, ateşe tapanlar (Mecusi) ve şirk koşanlar; şüphesiz Allah, kıyamet günü aralarını ayıracaktır. Doğrusu Allah, herşeyin üzerinde şahid olandır.

HAC
22:22

كُلَّمَا

kullemā

her sefer

Ne zaman ordan, sarsıcı-üzüntüden çıkmak isterlerse, oraya geri çevrilirler ve (onlara) "Yakıcı azabı tadın" (denir).

HAC
22:27

كُلِّ

kulli

her

"İnsanlar içinde haccı duyur; gerek yaya, gerekse uzak yollardan (derin vadilerden) gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler."

HAC
22:27

كُلِّ

kulli

her

"İnsanlar içinde haccı duyur; gerek yaya, gerekse uzak yollardan (derin vadilerden) gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler."

HAC
22:34

وَلِكُلِّ

velikulli

ve hepsi için

Biz her ümmet için bir "Mensek" kıldık, O’nun kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine Allah’ın adını ansınlar diye. İşte sizin İlahınız bir tek İlah’tır, artık yalnızca O’na teslim olun. Sen alçak gönüllü olanlara müjde ver.

HAC
22:38

كُلَّ

kulle

hiçbir

Şüphesiz Allah, (müşriklerin saldırı ve sinsi tuzaklarını) iman edenlerden uzaklaştırmaktadır. Gerçekten Allah, hain ve nankör olan kimseyi sevmez.

HAC
22:67

لِكُلِّ

likulli

her

Biz her ümmete bir ibadet tarzı (Mensek) kıldık, onlar bu tarz üzere ibadet etmektedirler. Öyleyse, (din) iş(in)de seninle çekişmesinler. Sen, Rabbine çağır. Şüphesiz sen dosdoğru bir hidayet üzerindesin.

RAHMAN
55:26

كُلُّ

kullu

her şey

(Yer) Üzerindeki herşey yok olucudur;

RAHMAN
55:29

كُلَّ

kulle

her

Göklerde ve yerde olan ne varsa O’ndan ister. O, her gün bir iştedir.

RAHMAN
55:52

كُلِّ

kulli

hepsi-

İkisinde de her meyveden iki çift vardır.

BAKARA
2:20

كُلَّمَا

kullemā

zaman

Çakan şimşek neredeyse gözlerini kapıverecek; önlerini her aydınlattığında (biraz) yürürler, üzerlerine karanlık basıverince de kalakalırlar. Allah dileseydi, işitmelerini de görmelerini de gideriverirdi. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:20

كُلِّ

kulli

her

Çakan şimşek neredeyse gözlerini kapıverecek; önlerini her aydınlattığında (biraz) yürürler, üzerlerine karanlık basıverince de kalakalırlar. Allah dileseydi, işitmelerini de görmelerini de gideriverirdi. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:25

كُلَّمَا

kullemā

her

(Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde "Bu daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bu, onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır.

BAKARA
2:29

بِكُلِّ

bikulli

her

Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O’dur. Sonra göğe yönelip (istiva edip) de onları yedi gök olarak düzenleyen O’dur. Ve O, herşeyi bilendir.

BAKARA
2:31

كُلَّهَا

kullehā

bütün

Ve Adem’e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere yöneltip "Eğer doğru sözlüyseniz, bunları Bana isimleriyle haber verin" dedi.

BAKARA
2:60

كُلُّ

kullu

bütün

(Yine) Hatırlayın; Musa kavmi için su aramıştı, o zaman Biz ona "Asanı taşa vur" demiştik de ondan on iki pınar fışkırmıştı, böylece herkes içeceği yeri bilmişti. Allah’ın verdiği rızıktan yiyin, için ve yeryüzünde bozgunculuk (fesad) yaparak karışıklık çıkarmayın.

BAKARA
2:87

أَفَكُلَّمَا

efekullemā

öyle mi?

Andolsun, Biz Musa’ya kitabı verdik ve ardından peş peşe elçiler gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya da apaçık belgeler verdik ve onu Ruhu’l-Kudüs’le teyid ettik. Demek, size ne zaman bir elçi nefsinizin hoşlanmayacağı bir şeyle gelse, büyüklük taslayarak bir kısmınız onu yalanlayacak, bir kısmınız da onu öldürecek misiniz?

BAKARA
2:100

أَوَكُلَّمَا

evekullemā

ne zaman

Ne zaman bir ahidde bulundularsa, içlerinden bir bölümü onu bozmadı mı? Hayır, onların çoğu iman etmezler.

BAKARA
2:106

كُلِّ

kulli

her

Biz, daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiçbir ayeti neshetmez (hükmünü yürürlükten kaldırmaz) veya unutturmayız. Bilmez misin ki Allah, gerçekten herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:109

كُلِّ

kulli

her

Kitap Ehlinden çoğu, kendilerine gerçek (hak) apaçık belli olduktan sonra, nefislerini (kuşatan) kıskançlıktan dolayı, imanınızdan sonra sizi inkara döndürmek arzusunu duydular. Fakat, Allah’ın emri gelinceye kadar onları bırakın ve (onlara ne sözle, ne de eylemle) ilişmeyin. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:116

كُلٌّ

kullun

hepsi

Dediler ki "Allah oğul edindi." O, (bu yakıştırmadan) Yücedir. Hayır, göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur, tümü O’na gönülden boyun eğmişlerdir.

BAKARA
2:145

بِكُلِّ

bikulli

her türlü

Andolsun, kendilerine kitap verilenlere her ayeti (delili) getirsen, yine onlar senin kıblene uymaz; sen de onların kıblelerine uyacak değilsin. Onlardan bir kısmı, bir kısmının kıblesine (bile) uymaz. Andolsun, eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olursan, o zaman gerçekten zalimlerden olursun.

BAKARA
2:148

وَلِكُلٍّ

velikullin

her (ümmetin) vardır

Herkesin (her toplumun) yüzünü çevirdiği bir yön vardır. Öyleyse hayırlarda yarışınız. Her nerede olursanız, Allah sizleri biraraya getirecektir. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:148

كُلِّ

kulli

her

Herkesin (her toplumun) yüzünü çevirdiği bir yön vardır. Öyleyse hayırlarda yarışınız. Her nerede olursanız, Allah sizleri biraraya getirecektir. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:164

كُلِّ

kulli

her çeşit-

Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah’ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.

BAKARA
2:231

بِكُلِّ

bikulli

her

Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini tamamlamışlarsa, onları ya güzellikle tutun ya da güzellikle bırakın. Fakat haklarını ihlal edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim böyle yaparsa artık o, kendi nefsine zulmetmiş olur. Allah’ın ayetlerini oyun (konusu) edinmeyin ve Allah’ın size verdiği nimeti ve size öğüt olarak indirdiği Kitabı ve hikmeti anın. Allah’tan korkup-sakının ve bilin ki, Allah herşeyi bilendir.

BAKARA
2:259

كُلِّ

kulli

her

Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki "Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki "Ne kadar kaldın?" O "Bir gün veya bir günden az kaldım" dedi. (Allah ona) "Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?" dedi. O, kendisine (bunlar) apaçık belli olduktan sonra dedi ki "(Artık şimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah, herşeye güç yetirendir."

BAKARA
2:260

كُلِّ

kulli

her

Hani İbrahim "Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti. (Allah ona) "İnanmıyor musun?" deyince, "Hayır (inandım), ancak kalbimin tatmin olması için" dedi. "Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir."

BAKARA
2:261

كُلِّ

kulli

her

Mallarını Allah yolunda infak edenlerin örneği yedi başak bitiren, her bir başakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneği gibidir. Allah, dilediğine kat kat arttırır. Allah (ihsanı) bol olandır, bilendir.

BAKARA
2:266

كُلِّ

kulli

her çeşit

Hangi biriniz ister ki, altından ırmaklar akan hurmalardan, üzümlerden bir bahçesi olsun, içinde kendisinin olan bütün ürünler de bulunsun; fakat kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, (üstelik) zayıf ve küçük çocukları olsun (böyle bir durumda iken) ona (bahçesine) ateşli bir kasırga isabet etsin de yanıversin. İşte Allah size ayetleri böyle açıklar, ki düşünesiniz.

BAKARA
2:276

كُلَّ

kulle

hiçbir

Allah, faizi yok eder de, sadakaları artırır. Allah, günahkar kafirlerin hiçbirini sevmez.

BAKARA
2:281

كُلُّ

kullu

her

Allah’a döneceğiniz günden sakının. Sonra herkese kazandığı eksiksizce ödenecek ve onlara haksızlık yapılmayacaktır.

BAKARA
2:282

بِكُلِّ

bikulli

her

Ey iman edenler, belirli bir süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızdan bir katip doğru olarak yazsın, katip Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah’tan sakınsın, ondan hiçbir şeyi eksiltmesin. Eğer üzerinde hak olan (borçlu), düşük akıllı ya da za’f sahibi veya kendisi yazmaya güç yetiremeyecekse, velisi dosdoğru yazdırsın. Erkeklerinizden de iki şahid tutun; eğer iki erkek yoksa, şahidlerden rıza göstereceğiniz bir erkek ve biri şaşırdığında öbürü ona hatırlatacak iki kadın (da olur). Şahidler çağırıldıkları zaman kaçınmasınlar. Onu (borcu) az olsun, çok olsun, süresiyle birlikte yazmaya üşenmeyin. Bu, Allah Katında en adil, şahitlik için en sağlam, şüphelenmemeniz için de en yakın olandır. Ancak aranızda devredip durduğunuz ve peşin olarak yaptığınız ticaret başka, bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alış-veriş ettiğinizde de şahid tutun. Yazana da, şahide de zarar verilmesin. (Aksini) Yaparsanız, o, kendiniz için fısk (zulüm ve günah)tır. Allah’tan sakının. Allah size öğretiyor. Allah herşeyi bilendir.

BAKARA
2:284

كُلِّ

kulli

her

Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi onunla sorguya çeker. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğini azaplandırır. Allah, herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:285

كُلٌّ

kullun

hepsi

Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü’minler de. Tümü, Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inandı. "O’nun elçileri arasında hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sanadır" dediler.

ENFAL
8:12

كُلَّ

kulle

her

Rabbin meleklere vahyetmişti ki "Şüphesiz Ben sizinleyim, iman edenlere sağlamlık katın, inkar edenlerin kalplerine amansız bir korku salacağım. Öyleyse (ey Müslümanlar,) vurun boyunlarının üstüne, vurun onların bütün parmaklarına."

ENFAL
8:39

كُلُّهُ

kulluhu

tamamen

Fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçecek olurlarsa, şüphesiz Allah, yaptıklarını görendir.

ENFAL
8:41

كُلِّ

kulli

her

Bilin ki, ’ganimet olarak ele geçirdiğiniz’ şeylerin beşte biri, muhakkak Allah’ın, Resûlün, yakınların, yetimlerin, yoksulların ve yolcunundur. Eğer Allah’a, hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği günde (Bedir’de) kulumuza indirdiğimize iman ediyorsanız (ganimeti böyle bölüşün). Allah, herşeye güç yetirendir.

ENFAL
8:54

وَكُلٌّ

ve kullun

ve hepsi de

Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin gidiş tarzı gibi. Onlar, Rablerinin ayetlerini yalanladılar; Biz de günahları dolayısıyla onları helak ettik. Firavun ordusunu suda boğduk. Onların tümü zulmeden kimselerdi.

ENFAL
8:56

كُلِّ

kulli

her

Bunlar, içlerinden antlaşma yaptığın kimselerdir ki, sonra her defasında ahidlerini bozarlar. Onlar sakınmazlar.

ENFAL
8:75

بِكُلِّ

bikulli

her

Bundan sonra iman edip hicret edenler ve sizinle birlikte cihad edenler, işte onlar sizdendir. Akrabalar (mirasta) Allah’ın Kitabı’na göre, birbirlerine (mirasta) önceliklidir. Doğrusu Allah herşeyi bilendir.

ÂL-I İMRAN
3:7

كُلٌّ

kullun

hepsi

Sana Kitab’ı indiren O’dur. Ondan, Kitab’ın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem’dir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah’tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise "Biz ona inandık, tümü Rabbimiz’in Katındandır" derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez.

ÂL-I İMRAN
3:25

كُلُّ

kullu

her

Artık onları, kendisinde şüphe olmayan bir gün topladığımızda ve her bir nefse -haksızlığa uğratılmaksızın- kazandığı tam olarak ödendiğinde nasıl olacak?

ÂL-I İMRAN
3:26

كُلِّ

kulli

her

De ki "Ey mülkün sahibi Allah’ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir. Gerçekten Sen, herşeye güç yetirensin."

ÂL-I İMRAN
3:29

كُلِّ

kulli

her

De ki "Sinelerinizde olanı -gizleseniz de, açığa vursanız da- Allah bilir. Ve göklerde olanı da, yerde olanı da bilir. Allah, herşeye güç yetirendir."

ÂL-I İMRAN
3:30

كُلُّ

kullu

her

Her bir nefsin hayırdan yaptıklarını hazır bulduğu ve her ne kötülük işlediyse onunla kendisi arasında uzak bir mesafe olmasını istediği o günü (düşünün). Allah, sizi Kendisi’nden sakındırır. Allah, kullarına karşı şefkatli olandır.

ÂL-I İMRAN
3:37

كُلَّمَا

kullemā

her

Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya’yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu "Meryem, bu sana nereden geldi?" deyince, "Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir" dedi.

ÂL-I İMRAN
3:93

كُلُّ

kullu

bütün

Tevrat indirilmeden evvel, İsrail’in kendine haram kıldıklarından başka, İsrailoğulları’na bütün yiyecekler helal idi. De ki "Şu halde eğer doğruysanız, Tevrat’ı getirin de onu okuyun".

ÂL-I İMRAN
3:119

كُلِّهِ

kullihi

hepsine

Sizler, işte böylesiniz; onları seversiniz, oysa onlar sizi sevmezler. Siz kitabın tümüne inanırsınız, onlar sizinle karşılaştıklarında "inandık" derler, kendi başlarına kaldıklarında ise, size olan kin ve öfkelerinden dolayı parmak uçlarını ısırırlar. De ki "Kin ve öfkenizle ölün." Şüphesiz Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.

ÂL-I İMRAN
3:154

كُلَّهُ

kullehu

bütünüyle

Sonra kederin ardından üzerinize bir güvenlik (duygusu) indirdi, bir uyuklama ki, içinizden bir grubu sarıveriyordu. Bir grup da, canları derdine düşmüştü; Allah’a karşı haksız yere cahiliye zannıyla zanlara kapılarak "Bu işten bize ne var ki?" diyorlardı. De ki "Şüphesiz işin tümü Allah’ındır." Onlar, sana açıklamadıkları şeyi içlerinde gizli tutuyorlar, "Bu işten bize bir şey olsaydı, biz burada öldürülmezdik" diyorlar. De ki "Evlerinizde olsaydınız da üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar, yine devrilecekleri yerlere gidecekti. (Bunu) Allah, sinelerinizdekini denemek ve kalplerinizde olanı arındırmak için (yaptı). Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.

ÂL-I İMRAN
3:161

كُلُّ

kullu

her

Hiçbir peygambere, emanete ihanet yaraşmaz. Kim ihanet ederse, kıyamet günü ihanet ettiğiyle gelir. Sonra her nefis ne kazandıysa, (ona) eksiksiz olarak ödenir. Onlar haksızlığa uğratılmazlar.

ÂL-I İMRAN
3:165

كُلِّ

kulli

her

İki misline uğrattığınız bir musibet size isabet edince mi "Bu nereden" dediniz? De ki "O, sizin kendinizdendir." Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

ÂL-I İMRAN
3:185

كُلُّ

kullu

her

Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet günü elbette ecirleriniz eksiksizce ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.

ÂL-I İMRAN
3:189

كُلِّ

kulli

he

Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Allah, herşeye güç yetirendir.

HAŞR
59:6

كُلِّ

kulli

her

Onlardan Allah’ın elçisine verdiği "fey’e" gelince, ki siz buna karşı (bunu elde etmek için) ne at, ne deve sürdünüz. Ancak Allah, elçilerini dilediklerinin üstüne musallat kılar. Allah, herşeye güç yetirendir.

AHZAB
33:27

كُلِّ

kulli

her

Ve sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve daha ayak basmadığınız bir yere mirasçı kıldı. Allah, herşeye güç yetirendir.

AHZAB
33:40

بِكُلِّ

bikulli

her

Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; ancak O, Allah’ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, herşeyi bilendir.

AHZAB
33:51

كُلُّهُنَّ

kulluhunne

hepsinin

Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini de yanına alıp-barındırabilirsin; ayrıldıklarından, istek duyduklarına (dönmende) senin için bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin aydınlanıp hüzne kapılmamalarına ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmalarına en yakın (en uygun) olan budur. Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah bilendir, halimdir.

AHZAB
33:52

كُلِّ

kulli

her

Bundan sonra (başka) kadınlar ve bunları başka eşlerle değiştirmek -güzellikleri senin hoşuna gitse bile- sana helal olmaz; ancak sağ elinin malik olduğu (cariyeler) başka. Allah herşeyi gözetleyip denetleyendir.

AHZAB
33:54

بِكُلِّ

bikulli

her

Bir şeyi açığa vursanız da, saklı tutsanız da; şüphesiz Allah, herşeyi bilici olandır.

AHZAB
33:55

كُلِّ

kulli

her

Onlar için babaları, oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınları ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) hakkında bir sakınca yoktur. (Ey Müslüman kadınlar) Allah’tan sakının. Şüphesiz Allah, herşeye şahid olandır.

NISA
4:11

لِكُلِّ

likulli

her

Çocuklarınız konusunda Allah, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder. Eğer onlar ikiden çok kadın ise (ölünün) geride bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Kadın (veya kız) bir tek ise, bu durumda yarısı onundur. (Ölenin) Bir çocuğu varsa, geriye bıraktığından anne ve babadan her biri için altıda bir, çocuğu olmayıp da anne ve baba ona mirasçı ise, bu durumda annesi için üçte bir vardır. Onun kardeşleri varsa o zaman annesi için altıda bir’dir. (Ancak bu hükümler, ölenin) Ettiği vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır. Babalarınız, oğullarınız, siz onların hangilerinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. (Bunlar) Allah’tan bir farzdır. Şüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.

NISA
4:12

كَلَالَةً

kelāleten

evladı ve ana babası olmayıp

Eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, geride bıraktıklarının yarısı sizindir. Şayet çocukları varsa, -onunla yapacakları vasiyetten ya da (ayıracakları) borçtan sonra- bu durumda bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Sizin çocuğunuz yoksa, geriye bıraktıklarınızdan dörtte biri onların (kadınlarınızın)dır. Eğer sizin çocuğunuz varsa geriye bıraktıklarınızdan sekizde biri onların (kadınlarınızın)dır. (Yine bu hükümler,) Edeceğiniz vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır. Mirası aranan erkek ya da kadın, çocuğu ve babası olmayan bir kimse olup erkek veya kız kardeşi bulunursa onlardan her biri için altıda bir vardır. Eğer bundan fazla iseler, bu durumda -kendisiyle yapılan vasiyette ya da (varsa) borçtan sonra- üçte bir’de -zarara uğratılmaksızın onlara ortaktırlar. (Bu size) Allah’tan bir vasiyettir, Allah, bilendir, (kullara) yumuşak olandır.

NISA
4:12

فَلِكُلِّ

felikulli

her

Eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, geride bıraktıklarının yarısı sizindir. Şayet çocukları varsa, -onunla yapacakları vasiyetten ya da (ayıracakları) borçtan sonra- bu durumda bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Sizin çocuğunuz yoksa, geriye bıraktıklarınızdan dörtte biri onların (kadınlarınızın)dır. Eğer sizin çocuğunuz varsa geriye bıraktıklarınızdan sekizde biri onların (kadınlarınızın)dır. (Yine bu hükümler,) Edeceğiniz vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır. Mirası aranan erkek ya da kadın, çocuğu ve babası olmayan bir kimse olup erkek veya kız kardeşi bulunursa onlardan her biri için altıda bir vardır. Eğer bundan fazla iseler, bu durumda -kendisiyle yapılan vasiyette ya da (varsa) borçtan sonra- üçte bir’de -zarara uğratılmaksızın onlara ortaktırlar. (Bu size) Allah’tan bir vasiyettir, Allah, bilendir, (kullara) yumuşak olandır.

NISA
4:32

بِكُلِّ

bikulli

her

Allah’ın kendisiyle kiminizi kiminize göre üstün kıldığı şeyi (malı) temenni etmeyin. Erkeklere kazandıklarından pay (olduğu gibi), kadınlara da kazandıklarından pay vardır. Allah’tan onun fazlını (ihsanını) isteyin. Gerçekten, Allah herşeyi bilendir.

NISA
4:33

وَلِكُلٍّ

velikullin

ve her birine

Anne-babanın ve yakınların geride bıraktıklarından ve her birine mirasçılar kıldık. Yeminlerinizin (akid ile) bağladığı kimselere de kendi paylarını verin. Şüphesiz, Allah, herşeye şahid olandır.

NISA
4:33

كُلِّ

kulli

her

Anne-babanın ve yakınların geride bıraktıklarından ve her birine mirasçılar kıldık. Yeminlerinizin (akid ile) bağladığı kimselere de kendi paylarını verin. Şüphesiz, Allah, herşeye şahid olandır.

NISA
4:41

كُلِّ

kulli

her

Her ümmetten bir şahid getirdiğimiz ve onların üzerine seni şahit olarak getirdiğimiz zaman nasıl olacak?

NISA
4:56

كُلَّمَا

kullemā

her

Ayetlerimize karşı inkara sapanları şüphesiz ateşe sokacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Gerçekten, Allah, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

NISA
4:78

كُلٌّ

kullun

hepsi

Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa "Bu, Allah’tandır" derler; onlara bir kötülük dokunsa "Bu sendendir" derler. De ki "Tümü Allah’tandır." Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiçbir sözü anlamaya çalışmıyorlar?

NISA
4:85

كُلِّ

kulli

her

Kim, güzel bir aracılıkla aracılıkta (şefaatte) bulunursa, ondan kendisine bir hisse vardır; kim kötü bir aracılıkla aracılıkta bulunursa, ondan da kendisine bir pay vardır. Allah herşeyin üzerinde koruyucudur.

NISA
4:86

كُلِّ

kulli

her

Bir selamla selamlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selam verin ya da aynıyla karşılık verin. Şüphesiz, Allah herşeyin hesabını tam olarak yapandır.

NISA
4:91

كُلَّ

kulle

her ne zaman

Diğerlerini de sizden ve kendi kavimlerinden güvende olmayı istiyor bulacaksınız. (Ama) Fitneye her geri çağrılışlarında içine başaşağı (balıklama) dalarlar. Şayet sizden uzak durmaz, barış (şartların)ı size bırakmaz ve ellerini çekmezlerse, artık onları her nerede bulursanız tutun ve onları öldürün. İşte size, onların aleyhinde apaçık olan ’destekleyici bir delil’ kıldık.

NISA
4:95

وَكُلًّا

ve kullen

ve hepsine

Mü’minlerden, özür olmaksızın oturanlar ile, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler eşit değildir. Allah, mallarıyla ve canlarıyla cihad edenleri oturanlara göre derece olarak üstün kılmıştır. Tümüne güzelliği (cenneti) va’detmiştir; ancak Allah, cihad edenleri oturanlara göre büyük bir ecirle üstün kılmıştır.

NISA
4:126

بِكُلِّ

bikulli

her

Göklerde ve yerde ne varsa tümü Allah’ındır. Allah, herşeyi kuşatandır.

NISA
4:129

كُلَّ

kulle

(birine) tamamen

Kadınlar arasında adaleti sağlamaya -ne kadar özen gösterseniz de- güç yetiremezsiniz. Öyleyse, büsbütün (birine) eğilim (sevgi ve ilgi) gösterip de öbürünü askıdaymış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve sakınırsanız, şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

NISA
4:130

كُلًّا

kullen

onların her birini

Eğer ikisi ayrılacak olurlarsa, Allah her birine ’genişlik (rızık ve ihsan) kaynaklarından’ kazandırır (ihtiyaçlardan korur.) Allah, (rahmetiyle) geniş olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

NISA
4:176

الْكَلَالَةِ

l-kelāleti

kelale

Senden fetva isterler. De ki "Allah, ’çocuksuz ve babasız olanın (kelale’nin)’ mirasına ilişkin hükmü açıklar. Ölen kişinin çocuğu yok da kız kardeşi varsa, geride bıraktıklarının yarısı kız kardeşinindir. Ama (ölen) kız kardeşinin çocuğu yoksa, kendisi (erkek kardeşi) ona mirasçı olur. Eğer kız kardeşi iki ise, geride bıraktıklarının üçte ikisi onlarındır. Ama (mirasçılar) erkekler ve kız kardeşler ise, bu durumda erkek için dişinin iki payı vardır. Allah, -şaşırıp sapmayasınız diye- açıklar. Allah, herşeyi bilendir.

NISA
4:176

بِكُلِّ

bikulli

he

Senden fetva isterler. De ki "Allah, ’çocuksuz ve babasız olanın (kelale’nin)’ mirasına ilişkin hükmü açıklar. Ölen kişinin çocuğu yok da kız kardeşi varsa, geride bıraktıklarının yarısı kız kardeşinindir. Ama (ölen) kız kardeşinin çocuğu yoksa, kendisi (erkek kardeşi) ona mirasçı olur. Eğer kız kardeşi iki ise, geride bıraktıklarının üçte ikisi onlarındır. Ama (mirasçılar) erkekler ve kız kardeşler ise, bu durumda erkek için dişinin iki payı vardır. Allah, -şaşırıp sapmayasınız diye- açıklar. Allah, herşeyi bilendir.

MUHAMMED
47:15

كُلِّ

kulli

her çeşit-

Takva sahiplerine va’dedilen cennetin misali (şudur) İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır ve orda onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret vardır. Hiç (böyle mükafaatlanan bir kişi), ateşin içinde ebedi olarak kalan ve bağırsaklarını ’parça parça koparan’ kaynar sudan içirilen kimseler gibi olur mu?

TALAK
65:3

لِكُلِّ

likulli

için

Ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah’a tevekkül ederse, O, ona yeter. Elbette Allah, Kendi emrini yerine getirip-gerçekleştirendir. Allah, herşey için bir ölçü kılmıştır.

TALAK
65:12

كُلِّ

kulli

her

Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah’ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah’ın ilmiyle herşeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için.

TALAK
65:12

بِكُلِّ

bikulli

her

Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah’ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah’ın ilmiyle herşeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için.

NUR
24:2

كُلَّ

kulle

her

Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüzer değnek (celde) vurun. Eğer Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, onlara Allah’ın dini(ni uygulama) konusunda sizi bir acıma tutmasın; onlara uygulanan cezaya mü’minlerden bir grup da şahit bulunsun.

NUR
24:11

لِكُلِّ

likulli

her (karşılığını görecektir)

Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azap vardır.

NUR
24:35

بِكُلِّ

bikulli

her

Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu Kendi nuruna yöneltip-iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, herşeyi bilendir.

NUR
24:41

كُلٌّ

kullun

her biri

Görmedin mi ki, göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçan kuşlar, gerçekten Allah’ı tesbih etmektedir. Her biri, kendi duasını ve tesbihini şüphesiz bilmiştir. Allah, onların işlediklerini bilendir.

NUR
24:45

كُلَّ

kulle

her

Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

NUR
24:45

كُلِّ

kulli

her

Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

NUR
24:64

بِكُلِّ

bikulli

her

Dikkatli olun; göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’ındır. O, üzerinde bulunduğunuz şeyi elbette bilir. Ve O’na döndürülecekleri gün, yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah, herşeyi bilendir.

MUNAFIKUN
63:4

كُلَّ

kulle

her

Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar (sütun gibi) dayandırılmış ahşap-kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) Her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp-sakının. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar.

MÜCADELE
58:6

كُلِّ

kulli

her

Allah, hepsini dirilteceği gün, onlara neler yaptıklarını haber verecektir. Allah, onları (yaptıklarıyla bir bir) saymıştır; onlar ise onu unutmuşlardır. Allah, herşeye şahid olandır.

MÜCADELE
58:7

بِكُلِّ

bikulli

her

Allah’ın göklerde ve yerde olanların tümünü gerçekten bilmekte olduğunu görmüyor musun? (Kendi aralarında gizli toplantılar düzenleyip) Fısıldaşmakta olan üç kişiden dördüncüleri mutlaka O’dur; beşin altıncısı da mutlaka O’dur. Bundan az veya çok olsun, her nerede olsalar mutlaka O, kendileriyle beraberdir. Sonra yaptıklarını kıyamet günü kendilerine haber verecektir. Şüphesiz Allah, herşeyi bilendir.

HUCURAT
49:16

بِكُلِّ

bikulli

her

De ki "Siz Allah’a dininizi mi öğreteceksiniz? Oysa Allah, göklerde ve yerde olanları bilir. Allah, herşeyi bilendir."

TAHRIM
66:8

كُلِّ

kulli

her

Ey iman edenler, Allah’a kesin (nasuh) bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Allah sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar-parıldar. Derler ki "Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz Sen, herşeye güç yetirensin."

TEĞABUN
64:1

كُلِّ

kulli

her

Göklerde ve yerde olanların tümü Allah’ı tesbih eder. Mülk O’nundur, hamd (övgü) de O’nundur. O, herşeye güç yetirendir.

TEĞABUN
64:11

بِكُلِّ

bikulli

her

Allah’ın izni olmaksızın hiçbir musibet (hiç kimseye) isabet etmez. Kim Allah’a iman ederse, onun kalbini hidayete yöneltir. Allah, herşeyi bilendir.

SAF
61:9

كُلِّهِ

kullihi

bütün

Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O’dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam’ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile.

FETIH
48:21

كُلِّ

kulli

her

Ve (daha) başka (nice nimetler de, ki,) siz henüz onlara güç yetirmiş değilsiniz; (ama) gerçekten Allah, onları kuşatmıştır. Allah, herşeye güç yetirendir.

FETIH
48:26

بِكُلِّ

bikulli

her

Hani o inkar edenler, kendi kalplerinde, ’öfkeli soy koruyuculuğu’nu (hamiyeti), cahiliyenin ’öfkeli soy koruyuculuğunu’ kılıp-kışkırttıkları zaman, hemen Allah; elçisinin ve mü’minlerin üzerine ’(kalbi teskin eden) güven ve yatışma duygusunu’ indirdi ve onları "takva sözü" üzerinde ’kararlılıkla ayakta tuttu." Zaten onlar da, buna layık ve ehil idiler. Allah, herşeyi hakkıyla bilendir.

FETIH
48:28

كُلِّهِ

kullihi

bütün

Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter.

MAIDE
5:17

كُلِّ

kulli

he

Andolsun, "Şüphesiz, Allah Meryem oğlu Mesih’tir." diyenler küfre düşmüştür. De ki "O, eğer Meryem oğlu Mesih’i, onun annesini ve yeryüzündekilerin tümünü helak (yok) etmek isterse, Allah’tan (bunu önlemeye) kim bir şeye malik olabilir? Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin tümünün mülkü Allah’ındır; dilediğini yaratır. Allah herşeye güç yetirendir.

MAIDE
5:19

كُلِّ

kulli

her

Ey Kitap Ehli, elçilerin arası kesildiği dönemde "Bize müjdeci de, bir uyarıcı da gelmedi" demenize (fırsat kalmasın) diye size apaçık anlatan elçimiz geldi. Böylece müjdeci de, uyarıcı da gelmiştir artık. Allah herşeye güç yetirendir.

MAIDE
5:40

كُلِّ

kulli

her

Göklerin ve yerin mülkünün Allah’a ait olduğunu bilmiyor musun? O, kimi dilerse azaplandırır, kimi dilerse bağışlar. Allah, herşeye güç yetirendir.

MAIDE
5:48

لِكُلٍّ

likullin

her biriniz için

Sana da (Ey Muhammed,) önündeki kitap(lar)ı doğrulayıcı ve ona ’bir şahid-gözetleyici’ olarak Kitab’ı (Kur’an’ı) indirdik. Öyleyse aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen haktan sapıp onların heva (istek ve tutku)larına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol-yöntem kıldık. Eğer Allah dileseydi, sizi bir tek ümmet kılardı; ancak (bu,) verdikleriyle sizi denemesi içindir. Artık hayırlarda yarışınız. Tümünüzün dönüşü Allah’adır. Hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri size haber verecektir.

MAIDE
5:64

كُلَّمَا

kullemā

ne zaman

Yahudiler "Allah’ın eli sıkıdır" dediler. Onların elleri bağlandı ve söylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır; O’nun iki eli açıktır, nasıl dilerse infak eder. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun taşkınlıklarını ve inkarlarını artıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez.

MAIDE
5:70

كُلَّمَا

kullemā

ne zaman

Andolsun, Biz İsrailoğulları’ndan kesin söz almış (misak) ve onlara elçiler göndermiştik. Onlara ne zaman nefislerinin hoşuna gitmeyen bir şeyle bir elçi geldiyse, bir bölümünü yalanladılar, bir bölümünü de öldürdüler.

MAIDE
5:97

بِكُلِّ

bikulli

her

Allah, Beyt-i Haram (olan) Kabe’yi insanlar için bir ayaklanma (kıyam evi) kıldı; Haram Ay’ı, kurbanı ve boyunlardaki gerdanlıkları da. Bu, Allah’ın göklerde ve yerde ne varsa tümünü bildiğini ve Allah’ın gerçekten herşeyi bilen olduğunu bilmeniz içindir.

MAIDE
5:117

كُلِّ

kulli

her

"Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiçbir şeyi söylemedim. (O da şuydu) ’Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.’ Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Benim (dünya) hayatıma son verdiğinde, üzerlerindeki gözetleyici Sendin. Sen herşeyin üzerine şahid olansın."

MAIDE
5:120

كُلِّ

kulli

her

Göklerin, yerin ve içlerinde olanların tümünün mülkü Allah’ındır. O, herşeye güç yetirendir.

HADID
57:2

كُلِّ

kulli

her

Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Diriltir ve öldürür. O, herşeye güç yetirendir.

HADID
57:3

بِكُلِّ

bikulli

her

O, Evveldir, Ahirdir, Zahirdir, Batındır. O, herşeyi bilendir.

HADID
57:10

وَكُلًّا

vekullen

ve hepsine

Size ne oluyor ki, Allah yolunda infak etmiyorsunuz? Oysa göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. İçinizden, fetihten önce infak eden ve savaşanlar (başkasıyla) bir olmaz. İşte onlar, derece olarak sonradan infak eden ve savaşanlardan daha büyüktür. Allah, her birine en güzel olanı va’detmiştir. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

HADID
57:23

كُلَّ

kulle

hiçbirini

Öyle ki, elinizden çıkana karşı üzüntü duymayasınız ve size (Allah’ın) verdikleri dolayısıyla sevinip-şımarmayasınız. Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez.

TEVBE
9:5

كُلَّ

kulle

her

Haram aylar (süre tanınmış dört ay) sıyrılıp-bitince (çıkınca) müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutuklayın, kuşatın ve onların bütün geçit yerlerini kesip-tutun. Eğer tevbe edip namaz kılarlarsa ve zekatı verirlerse yollarını açıverin. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

TEVBE
9:33

كُلِّهِ

kullihi

bütün

Müşrikler istemese de, O, dini (İslam’ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O’dur.

TEVBE
9:39

كُلِّ

kulli

her

Eğer savaşa kuşanıp-çıkmazsanız, O sizi pek acı bir azapla azaplandıracak ve yerinize bir başka topluluğu getirip değiştirecektir. Siz O’na hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. Allah, herşeye güç yetirendir.

TEVBE
9:115

بِكُلِّ

bikulli

her

Bir topluluğa Allah, hidayet verdikten sonra, korkup-sakınacakları şeyleri kendilerine açıklayıncaya kadar, onları sapıklığa sürükleyecek değildir. Şüphesiz Allah, herşeyi bilendir.

TEVBE
9:122

كُلِّ

kulli

her

Mü’minlerin tümünün öne fırlayıp çıkmaları gerekmez. Öyleyse onlardan her bir topluluktan bir grup, çıktığında (bir grup da), dinde derin bir kavrayış edinmek (tafakkuhta bulunmak) ve kavimleri kendilerine geri döndüğünde onları uyarmak için (geride kalabilir). Umulur ki onlar da kaçınıp-sakınırlar.

TEVBE
9:126

كُلِّ

kulli

her

Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp (ders çıkarıp) düşünmüyorlar.