ف ع ل kökü Kur'an'da 108 defa geçmektedir.

AYETLER

MÜZZEMMIL
73:18

مَفْعُولًا

mef’ǔlen

mutlaka yapılmıştır

Bu nedenle gök bile yarılıp-çatlamıştır; (artık) O’nun va’di gerçekleştirilip-yerine getirilmiştir.

FECR
89:6

فَعَلَ

feǎle

yaptı

Rabbinin Ad (kavmin)e ne yaptığını görmedin mi?

FIL
105:1

فَعَلَ

feǎle

yaptığını

Rabbinin fil sahiplerine neler yaptığını görmedin mi?

BÜRUC
85:7

يَفْعَلُونَ

yef’ǎlūne

yaptıkları

Ve mü’minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.

BÜRUC
85:16

فَعَّالٌ

feǎǎālun

yapandır

Her dilediğini yapıp-gerçekleştirendir.

KIYAMET
75:25

يُفْعَلَ

yuf’ǎle

yapılacağını

Kendisine, beli büken işlerin yapılacağını anlamaktadır.

MÜRSELAT
77:18

نَفْعَلُ

nef’ǎlu

yaparız

İşte Biz, suçlu-günahkarlara böyle yapıyoruz.

KAMER
54:52

فَعَلُوهُ

feǎlūhu

yaptıkları

Onların işlemiş oldukları herşey kitaplarda (yazılı)dır.

A'RAF
7:28

فَعَلُوا

feǎlū

onlar yaptıkları

Onlar, ’çirkin bir hayasızlık’ işlediklerinde "Biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk. Allah bunu bize emretti" derler. De ki "Şüphesiz Allah, ’çirkin hayasızlıkları’ emretmez. Bilmediğiniz bir şeyi Allah’a karşı mı söylüyorsunuz?"

A'RAF
7:155

فَعَلَ

feǎle

yaptıklarından

Musa, belirlediğimiz buluşma zamanı için kavminden yetmiş adam seçip-ayırdı. Bunları da ’dayanılmaz bir sarsıntı’ tutuverince, dedi ki "Rabbim, eğer dileseydin, onları ve beni daha önceden helak ederdin. (Şimdi) İçimizdeki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı bizi helak edecek misin? O da Senin denemenden başkası değildir. Onunla Sen dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirirsin. Bizim Velimiz Sensin. Öyleyse bizi bağışla, bizi esirge; Sen bağışlayanların en hayırlısısın."

A'RAF
7:173

فَعَلَ

feǎle

yaptıkları

Ya da "Bizden önce ancak atalarımız şirk koşmuştu, biz ise onlardan sonra gelme bir kuşağız; işleri batıl olanların yaptıklarından dolayı bizi helak mı edeceksin?" dememeniz için.

FURKAN
25:68

يَفْعَلْ

yef’ǎl

yaparsa

Ve onlar, Allah ile beraber başka bir İlah’a tapmazlar. Allah’ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmezler ve zina etmezler. Kim bunları yaparsa ’ağır bir ceza ile’ karşılaşır.

ŞU'ARA
26:19

وَفَعَلْتَ

ve feǎlte

ve yaptın

"Ve sen, yapacağın işi (cinayeti) de işledin; sen nankörlerdensin."

ŞU'ARA
26:19

فَعْلَتَكَ

feǎ’leteke

yaptığın

"Ve sen, yapacağın işi (cinayeti) de işledin; sen nankörlerdensin."

ŞU'ARA
26:19

فَعَلْتَ

feǎlte

o (kötü) işi

"Ve sen, yapacağın işi (cinayeti) de işledin; sen nankörlerdensin."

ŞU'ARA
26:20

فَعَلْتُهَا

feǎltuhā

onu yaptığım

(Musa) Dedi ki "Ben onu yaptığım zaman şaşkınlardandım."

ŞU'ARA
26:74

يَفْعَلُونَ

yef’ǎlūne

yaparlarken

"Hayır" dediler. "Biz atalarımızı böyle yaparlarken bulduk."

ŞU'ARA
26:226

يَفْعَلُونَ

yef’ǎlūne

yapmayacakları

Ve gerçekten onlar, yapmayacakları şeyleri söylüyorlar.

NEML
27:34

يَفْعَلُونَ

yef’ǎlūne

yaparlar

Dedi ki "Gerçekten hükümdarlar bir ülkeye girdikleri zaman, orasını bozguna uğratırlar ve halkından onur sahibi olanları hor ve aşağılık kılarlar; işte onlar, böyle yaparlar."

NEML
27:88

تَفْعَلُونَ

tef’ǎlūne

yaptıklarınız

Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler. Herşeyi ’sapasağlam ve yerli yerinde yapan’ Allah’ın sanatı (yapısı)dır (bu). Şüphesiz O, işlediklerinizden haberdardır.

İSRA
17:5

مَفْعُولًا

mef’ǔlen

yapılması gereken

Nitekim o ikiden ilk-vaid geldiği zaman, oldukça zorlu olan kullarımızı üzerinize gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü.

İSRA
17:108

لَمَفْعُولًا

lemef’ǔlen

mutlaka yerine getirilir

Ve derler ki "Rabbimiz Yücedir, Rabbimiz’in va’di gerçekten gerçekleşmiş bulunuyor."

YUNUS
10:36

يَفْعَلُونَ

yef’ǎlūne

onların yaptıkları

Onların çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Gerçekten zan ise, haktan hiçbir şeyi sağlayamaz. Şüphesiz Allah, onların işlemekte olduklarını bilendir.

YUNUS
10:46

يَفْعَلُونَ

yef’ǎlūne

onların yaptıkları

Onlara vaadettiğimiz (azabın) bir kısmını sana gösteririz veya senin hayatına son veririz (de görmen ahirete kalır.) Onların dönüşleri Bizedir, sonra Allah işlediklerine şahiddir.

YUNUS
10:106

فَعَلْتَ

feǎlte

böyle yaparsan

"Allah’tan başka, sana yararı da, zararı da olmayan(ilahlar)a tapma. Eğer sen (bunun aksini) yapacak olursan, bu durumda gerçekten zulmedenlerden olursun" (diye emrolundum.)

HUD
11:36

يَفْعَلُونَ

yef’ǎlūne

onların yaptıklarından

Nuh’a vahyedildi "Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme."

HUD
11:87

نَفْعَلَ

nef’ǎle

yapmaktan vazgeçmemizi

Dediler ki "Ey Şuayb, atalarımızın taptığı şeyleri bırakmamızı ya da mallarımız konusunda dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi senin namazın mı emrediyor? Çünkü sen, gerçekte yumuşak huylu, aklı başında (reşid bir adam)sın."

HUD
11:107

فَعَّالٌ

feǎǎālun

yapandır

Onlar, Rabbinin dilemesi dışında gökler ve yer sürüp gittikçe, orada süresiz kalacaklardır. Çünkü Rabbin, gerçekten dilediğini yapandır.

YUSUF
12:10

فَاعِلِينَ

fāǐlīne

yapacak

İçlerinden bir sözcü dedi ki "Eğer (mutlaka bir şey) yapacaksanız, öldürmeyin Yusuf’u, onu kuyunun derinliklerine bırakıverin de bir yolcu kafilesi alsın."

YUSUF
12:32

يَفْعَلْ

yef’ǎl

yapmazsa

Kadın dedi ki "Beni kendisiyle kınadığınız işte budur. Andolsun onun nefsinden ben murad istedim, o ise (kendini) korudu. Ve andolsun, eğer o kendisine emrettiğimi yapmayacak olursa, mutlaka zindana atılacak ve elbette küçük düşürülenlerden olacak."

YUSUF
12:61

لَفَاعِلُونَ

lefāǐlūne

mutlaka yapacağız

Dediler ki "Onu babasından istemeye çalışacağız ve herhalde biz bunu yapabileceğiz."

YUSUF
12:89

فَعَلْتُمْ

feǎltum

yaptığınızı

(Yusuf) Dedi ki "Sizler, cahiller iken Yusuf’a ve kardeşine neler yaptığınızı biliyor musunuz?"

HICR
15:71

فَاعِلِينَ

fāǐlīne

yapacaksanız

Dedi ki "Eğer yapmak-istiyorsanız, işte bunlar, benim kızlarım."

EN'ÂM
6:112

فَعَلُوهُ

feǎlūhu

onu yapamazlardı

Böylece her peygambere, insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onlardan bazısı bazısını aldatmak için yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Öyleyse onları yalan olarak düzmekte olduklarıyla baş başa bırak.

EN'ÂM
6:137

فَعَلُوهُ

feǎlūhu

bunu yapamazlardı

Yine bunun gibi onların ortakları, müşriklerden çoğuna çocuklarını öldürmeyi süslü gösterdiler. Hem onları helake düşürmek, hem kendi aleyhlerinde dinlerini karmakarışık kılmak için. Allah dileseydi bunu yapmazlardı; sen onları ve düzmekte oldukları iftiraları bırak.

EN'ÂM
6:159

يَفْعَلُونَ

yef’ǎlūne

yapıyorlar

Gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip kendileri de gruplaşanlar, sen hiçbir şeyde onlardan değilsin. Onların işi ancak Allah’adır. Sonra O, işlemekte olduklarını kendilerine haber verecektir.

SAFFAT
37:34

نَفْعَلُ

nef’ǎlu

yaparız

Doğrusu Biz, suçlu-günahkarlara böyle yaparız.

SAFFAT
37:102

افْعَلْ

f’ǎl

yap

Böylece (çocuk) onun yanında koşabilecek çağa erişince (İbrahim ona) "Oğlum" dedi. "Gerçekten ben seni rüyamda boğazlıyorken gördüm. Bir bak, sen ne düşünüyorsun." (Oğlu İsmail) Dedi ki "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaAllah, beni sabredenlerden bulacaksın."

SEBE
34:54

فُعِلَ

fuǐle

yapıldığı

(Şimdi) Kendileriyle istek duydukları şeyler arasında perde çekilmiştir; daha önce benzerlerine yapıldığı gibi. Çünkü onlar, kuşku verici bir tereddüt içinde idiler.

ZÜMER
39:70

يَفْعَلُونَ

yef’ǎlūne

onların ne yaptıklarını

Her bir nefse yaptığının tam karşılığı verildi. O, onların işlediklerini daha iyi bilendir.

ŞURA
42:25

تَفْعَلُونَ

tef’ǎlūne

yapıyorsunuz

Kullarından tevbeyi kabul eden, kötülükleri affeden ve işlediklerinizi bilen O’dur.

AHKAF
46:9

يُفْعَلُ

yuf’ǎlu

yapılacağını

De ki "Ben elçilerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum. Ben, yalnızca bana vahyedilmekte olana uyuyorum ve ben, apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim."

KEHF
18:23

فَاعِلٌ

fāǐlun

yapacağım

Hiçbir şey hakkında "Ben bunu yarın mutlaka yapacağım" deme.

KEHF
18:82

فَعَلْتُهُ

feǎltuhu

bunları yapmadım

"Duvar ise, şehirde iki öksüz çocuğundu, altında onlara ait bir define vardı; babaları salih biriydi. Rabbin diledi ki, onlar erginlik çağına erişsinler ve kendi definelerini çıkarsınlar; (bu,) Rabbinden bir rahmettir. Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım. İşte, senin sabır göstermeye güç yetiremediğin şeylerin yorumu."

NAHL
16:33

فَعَلَ

feǎle

yapmıştı

(Küfre sapanlar) Kendilerine meleklerin gelmesinden veya Rabbinin emrinin gelmesinden başka bir şey mi gözlüyorlar? Onlardan öncekiler de öyle yapmıştı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

NAHL
16:35

فَعَلَ

feǎle

yapmıştı

Şirk koşmakta olanlar dediler ki "Eğer Allah dileseydi, O’nun dışında hiçbir şeye kulluk etmezdik, biz de, atalarımız da; ve O’nsuz hiçbir şeyi haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de böyle yapmıştı. Şu halde elçilere düşen apaçık bir tebliğden başkası mı?

NAHL
16:50

وَيَفْعَلُونَ

ve yef’ǎlūne

ve yaparlar

Üstlerinden (her an bir azap göndermeye kadir olan) Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyi yaparlar.

NAHL
16:91

تَفْعَلُونَ

tef’ǎlūne

yaptıklarınız

Ahidleştiğiniz zaman, Allah’ın ahdini yerine getirin, pekiştirdikten sonra yeminleri bozmayın; çünkü Allah’ı üzerinize kefil kılmışsınızdır. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı bilir.

İBRAHIM
14:27

وَيَفْعَلُ

ve yef’ǎlu

ve yapar

Allah, iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam sözle sebat içinde kılar. Zalimleri de şaşırtıp-saptırır; Allah dilediğini yapar.

İBRAHIM
14:45

فَعَلْنَا

feǎlnā

yaptığımız

Siz, kendi nefislerine zulmedenlerin yerleştikleri yerlerde oturmuştunuz. Onlara ne yaptığımız size açıklanmıştı ve size örnekler vermiştik.

ENBIYA
21:17

فَاعِلِينَ

fāǐlīne

yapacak

Eğer bir ’oyun ve oyalanma’ edinmek isteseydik, bunu, Kendi Katımız’dan edinirdik. Yapacak olsaydık, böyle yapardık.

ENBIYA
21:23

يَفْعَلُ

yef’ǎlu

yaptığı

O, yaptıklarından sorulmaz, oysa onlar sorguya çekilirler.

ENBIYA
21:59

فَعَلَ

feǎle

yaptı

"Bizim ilahlarımıza bunu kim yaptı? Şüphesiz o, zalimlerden biridir" dediler.

ENBIYA
21:62

فَعَلْتَ

feǎlte

yaptın

Dediler ki "Ey İbrahim, bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?"

ENBIYA
21:63

فَعَلَهُ

feǎlehu

yapmış

"Hayır" dedi. "Bu yapmıştır, bu onların büyükleridir; eğer konuşabiliyorsa, siz onlara soruverin."

ENBIYA
21:68

فَاعِلِينَ

fāǐlīne

(bir iş) yapacaksanız

Dediler ki "Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun."

ENBIYA
21:73

فِعْلَ

fiǎ’le

işler yapmayı

Ve onları, Kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan-fiilleri, namaz kılmayı ve zekat vermeyi vahyettik. Onlar Bize ibadet edenlerdi.

ENBIYA
21:79

فَاعِلِينَ

fāǐlīne

(bunları) yaparız

Biz bunu (hükmü) Süleyman’a kavrattık, her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile birlikte tesbih etsinler diye, dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. (Bunları) Yapanlar Biz idik.

ENBIYA
21:104

فَاعِلِينَ

fāǐlīne

yapacağız

Bizim, göğü kitabın sahifelerini katlar gibi katlayacağımız gün, ilk yaratmaya başladığımız gibi, yine onu (eski durumuna) iade edeceğiz. Bu, Bizim üzerimizde bir vaiddir. Elbette, Biz yapıcılarız.

MÜ'MINUN
23:4

فَاعِلُونَ

fāǐlūne

verirler

Onlar, zekata ilişkin (söz ve görevlerini mutlaka) yerine getirenlerdir;

İNFITAR
82:12

تَفْعَلُونَ

tef’ǎlūne

yapıyorsanız

Her yapmakta olduğunuzu bilirler.

RUM
30:40

يَفْعَلُ

yef’ǎlu

yapan

Allah; sizi yarattı, sonra size rızık verdi, sonra sizi öldürmekte, daha sonra sizi diriltmektedir. Ortaklarınızdan bunlardan herhangi birini yapacak var mı? O, şirk koştuklarından münezzeh ve Yücedir.

MUTAFFIFIN
83:36

يَفْعَلُونَ

yef’ǎlūne

yapıyor(lar)

Nasıl, kafir olanlar, işlediklerinin ’feci karşılığını gördüler mi?’

HAC
22:14

يَفْعَلُ

yef’ǎlu

yapar

Şüphesiz Allah, iman edip salih amellerde bulunanları, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Gerçekten Allah, her istediğini yapar.

HAC
22:18

يَفْعَلُ

yef’ǎlu

yapar

Görmedin mi ki, gerçekten, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu Allah’a secde etmektedirler. Birçoğu üzerine azap hak olmuştur. Allah kimi aşağılık kılarsa, artık onun için bir yüceltici yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar.

HAC
22:77

وَافْعَلُوا

vef’ǎlū

ve işleyin

Ey iman edenler, rüku edin, secdeye varın, Rabbinize ibadet edin ve hayır işleyin, umulur ki kurtuluş bulursunuz.

BAKARA
2:24

تَفْعَلُوا

tef’ǎlū

yapmadınızsa

Ama yapamazsanız -ki kesin olarak yapamayacaksınız- bu durumda kafirler için hazırlanmış ve yakıtı insanlar ile taşlar olan ateşten sakının.

BAKARA
2:24

تَفْعَلُوا

tef’ǎlū

Ama yapamazsanız -ki kesin olarak yapamayacaksınız- bu durumda kafirler için hazırlanmış ve yakıtı insanlar ile taşlar olan ateşten sakının.

BAKARA
2:68

فَافْعَلُوا

fef’ǎlū

haydi yapın

"Rabbine adımıza yalvar da, bize niteliklerini açıklasın" dediler. (Musa, Rabbine yalvardıktan sonra) "Şüphesiz Allah diyor ki O ne pek geçkin, ne de pek genç, ikisi arası dinç(likte bir sığır olmalı)dır. Artık emrolunduğunuz şeyi yerine getirin" dedi.

BAKARA
2:71

يَفْعَلُونَ

yef’ǎlūne

yapmayacaklardı

(Bunun üzerine Musa, "Rabbim) diyor ki O, yeri sürmek ve ekini sulamak için boyunduruğa alınmayan, salma ve alacası olmayan bir inektir" dedi. (O zaman) "Şimdi gerçeği getirdin" dediler. Böylece ineği kestiler; ama neredeyse (bunu) yapmayacaklardı.

BAKARA
2:85

يَفْعَلُ

yef’ǎlu

yapan

Sonra (yine) siz, birbirinizi öldürüyor, bir bölümünüzü yurtlarından sürüp-çıkarıyor ve günah ve düşmanlıkla aleyhlerinde ittifaklar kuruyor ve size esir olarak geldiklerinde onlarla fidyeleşiyordunuz. Oysa onları çıkarmanız, size haram kılınmıştı. Yoksa siz, kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkar mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların dünya hayatındaki cezası aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

BAKARA
2:197

تَفْعَلُوا

tef’ǎlū

yaptığınız

Hacc, bilinen aylardır. Böylelikle kim onlarda haccı farz eder (yerine getirir)se, (bilsin ki) haccda kadına yaklaşmak, fısk yapmak ve kavgaya girişmek yoktur. Siz, hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, şüphesiz azığın en hayırlısı takvadır. Ey temiz akıl sahipleri, Benden korkup-sakının.

BAKARA
2:215

تَفْعَلُوا

tef’ǎlū

yaparsanız

Sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki "Hayır olarak infak edeceğiniz şey, anne-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışadır. Hayır olarak her ne yaparsanız, Allah onu şüphesiz bilir."

BAKARA
2:231

يَفْعَلْ

yef’ǎl

yaparsa

Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini tamamlamışlarsa, onları ya güzellikle tutun ya da güzellikle bırakın. Fakat haklarını ihlal edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim böyle yaparsa artık o, kendi nefsine zulmetmiş olur. Allah’ın ayetlerini oyun (konusu) edinmeyin ve Allah’ın size verdiği nimeti ve size öğüt olarak indirdiği Kitabı ve hikmeti anın. Allah’tan korkup-sakının ve bilin ki, Allah herşeyi bilendir.

BAKARA
2:234

فَعَلْنَ

feǎlne

yapmalarında

İçinizden ölenlerin (geride) bıraktığı eşler, kendi kendilerine dört ay on (gün) beklerler. Bu bekleme süresi dolduğunda, artık onların kendi haklarında maruf (meşru) bir şekilde yaptıklarından dolayı size sorumluluk yoktur. Allah, işlediklerinizden haberi olandır.

BAKARA
2:240

فَعَلْنَ

feǎlne

yapmalarında

İçinizde ölüp de (geride) eşler bırakanlar, (evlerinden) çıkarılmaksızın, bir yıla kadar yararlanmaları için eşlerine vasiyet (bıraksınlar). Ama onlar, (kendiliklerinden) çıkarlarsa, artık onların maruf (meşru) olarak kendileri için yaptıklarından dolayı size sorumluluk yoktur. Allah güçlü ve üstün olandır. Hüküm ve hikmet sahibidir.

BAKARA
2:253

يَفْعَلُ

yef’ǎlu

yapar

İşte bu elçiler; bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Onlardan, Allah’ın kendileriyle konuştuğu ve derecelerle yükselttiği vardır. Meryem oğlu İsa’ya apaçık belgeler verdik ve O’nu Ruhu’l-Kudüs’le destekledik. Şayet Allah dileseydi, kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, onların peşinden gelen (ümmet)ler, birbirlerini öldürmezdi. Ancak ihtilafa düştüler; onlardan kimi inandı, kimi inkar etti. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ama Allah dilediğini yapandır.

BAKARA
2:279

تَفْعَلُوا

tef’ǎlū

böyle yapmazsanız

Şayet böyle yapmazsanız, Allah’a ve Resulüne karşı savaş açtığınızı bilin. Eğer tevbe ederseniz, artık sermayeleriniz sizindir. (Böylece) Ne zulmetmiş olursunuz, ne zulme uğratılmış olursunuz.

BAKARA
2:282

تَفْعَلُوا

tef’ǎlū

(bir zarar) yaparsanız

Ey iman edenler, belirli bir süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızdan bir katip doğru olarak yazsın, katip Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah’tan sakınsın, ondan hiçbir şeyi eksiltmesin. Eğer üzerinde hak olan (borçlu), düşük akıllı ya da za’f sahibi veya kendisi yazmaya güç yetiremeyecekse, velisi dosdoğru yazdırsın. Erkeklerinizden de iki şahid tutun; eğer iki erkek yoksa, şahidlerden rıza göstereceğiniz bir erkek ve biri şaşırdığında öbürü ona hatırlatacak iki kadın (da olur). Şahidler çağırıldıkları zaman kaçınmasınlar. Onu (borcu) az olsun, çok olsun, süresiyle birlikte yazmaya üşenmeyin. Bu, Allah Katında en adil, şahitlik için en sağlam, şüphelenmemeniz için de en yakın olandır. Ancak aranızda devredip durduğunuz ve peşin olarak yaptığınız ticaret başka, bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alış-veriş ettiğinizde de şahid tutun. Yazana da, şahide de zarar verilmesin. (Aksini) Yaparsanız, o, kendiniz için fısk (zulüm ve günah)tır. Allah’tan sakının. Allah size öğretiyor. Allah herşeyi bilendir.

ENFAL
8:42

مَفْعُولًا

mef’ǔlen

yapılması gereken

Hani siz vadinin yakın kenarında, onlar uzak yamacındaydılar; kervan ise sizden daha aşağıdaydı. Eğer sözleşseydiniz, kaçınılmaz olarak sözleşme yeri (veya konusu) hakkında anlaşmazlığa düşerdiniz; ancak Allah, olacağı olan işi gerçekleştirmek için (böyle yaptı). Böylece, helak olacak kişi apaçık bir delilden sonra helak olsun, diri kalacak kişi apaçık bir delilden sonra hayatta kalsın. Şüphesiz Allah, gerçekten işitendir, bilendir.

ENFAL
8:44

مَفْعُولًا

mef’ǔlen

yapılması gereken

Karşı karşıya geldiğinizde, Allah, ’olacağı olan işi gerçekleştirmek’ için, onları gözlerinizde az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu. Ve (bütün) işler Allah’a döndürülür.

ENFAL
8:73

تَفْعَلُوهُ

tef’ǎlūhu

eğer bunu yapmazsanız

İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.

ÂL-I İMRAN
3:28

يَفْعَلْ

yef’ǎl

yaparsa

Mü’minler, mü’minleri bırakıp da kafirleri veliler edinmesinler. Kim böyle yaparsa, Allah’tan hiçbir şey (yardım) yoktur. Ancak onlardan korunma gayesiyle sakınma(nız) başka. Allah, sizi Kendisi’nden sakındırır. Varış Allah’adır.

ÂL-I İMRAN
3:40

يَفْعَلُ

yef’ǎlu

yapar

Dedi ki "Rabbim, bana gerçekten ihtiyarlık ulaşmışken ve karım da kısırken nasıl bir oğlum olabilir?" "Böyledir" dedi, "Allah dilediğini yapar."

ÂL-I İMRAN
3:115

يَفْعَلُوا

yef’ǎlū

yapacakları

Onlar hayırdan her ne yaparlarsa, elbette ondan yoksun bırakılmazlar. Allah, muttakileri bilendir.

ÂL-I İMRAN
3:135

فَعَلُوا

feǎlū

yaptıkları

Ve ’çirkin bir hayasızlık’ işledikleri ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlayıp hemen günahlarından dolayı bağışlanma isteyenlerdir. Allah’tan başka günahları bağışlayan kimdir? Bir de onlar yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir.

ÂL-I İMRAN
3:135

فَعَلُوا

feǎlū

yaptıkları

Ve ’çirkin bir hayasızlık’ işledikleri ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlayıp hemen günahlarından dolayı bağışlanma isteyenlerdir. Allah’tan başka günahları bağışlayan kimdir? Bir de onlar yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir.

ÂL-I İMRAN
3:188

يَفْعَلُوا

yef’ǎlū

yapmadıkları

Getirdikleriyle sevinen ve yapmadıkları şeyler nedeniyle övülmekten hoşlananları (kazançlı) sayma; onları azaptan kurtulmuş olarak sayma. Onlar için acı bir azap vardır.

AHZAB
33:6

تَفْعَلُوا

tef’ǎlū

yapmanız

Peygamber, mü’minler için kendi nefislerinden daha evladır ve onun zevceleri de onların anneleridir. Rahim sahipleri (akrabalar) de, Allah’ın Kitab’ında birbirlerine öteki mü’minlerden ve muhacirlerden daha yakındır. Ancak dostlarınıza maruf üzere yapacaklarınız başka; bunlar Kitap’ta yazılmış bulunmaktadır.

AHZAB
33:37

مَفْعُولًا

mef’ǔlen

yerine getirilmiştir

Hani sen, Allah’ın kendisine nimet verdiği ve senin de kendisine nimet verdiğin kişiye "Eşini yanında tut ve Allah’tan sakın" diyordun; insanlardan çekinerek Allah’ın açığa vuracağı şeyi kendi nefsinde saklı tutuyordun; oysa Allah, Kendisi’nden çekinmene çok daha layıktı. Artık Zeyd, ondan ilişkisini kesince, Biz onu seninle evlendirdik; ki böylelikle evlatlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri (kadınları boşadıkları) zaman, onlarla evlenme konusunda mü’minler üzerine bir güçlük olmasın. Allah’ın emri yerine getirilmiştir.

NISA
4:30

يَفْعَلْ

yef’ǎl

yaparsa (bilsin ki)

Kim haddi aşarak ve zulmederek böyle yaparsa, Biz onu ateşe göndeririz. Bu Allah için pek kolaydır.

NISA
4:47

مَفْعُولًا

mef’ǔlen

yapılır

Ey kendilerine kitap verilenler birtakım yüzleri silip de arkalarına çevirmeden ya da cumartesi adamlarını (o gün yasağı çiğneyenleri) lanetlediğimiz gibi onları da lanetlemeden evvel, yanınızdakini (Tevrat ve İncil’i) doğrulayıcı olarak indirdiğimize (Kur’an’a) iman edin. Allah’ın emri yapılagelmiştir.

NISA
4:66

فَعَلُوهُ

feǎlūhu

bunu yapmazlardı

Eğer gerçekten Biz, onlara "Kendinizi öldürün ya da yurtlarınızdan çıkın" diye yazmış olsaydık, onlardan az bir bölümü dışında, bunu yapmazlardı. Onlar, kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, bu şüphesiz onlar için hayırlı ve daha sağlam olurdu.

NISA
4:66

فَعَلُوا

feǎlū

yapsalardı

Eğer gerçekten Biz, onlara "Kendinizi öldürün ya da yurtlarınızdan çıkın" diye yazmış olsaydık, onlardan az bir bölümü dışında, bunu yapmazlardı. Onlar, kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, bu şüphesiz onlar için hayırlı ve daha sağlam olurdu.

NISA
4:114

يَفْعَلْ

yef’ǎl

yaparsa

Onların ’gizlice söyleşmelerinin’ çoğunda hayır yok. Ancak bir sadaka vermeyi veya iyilikte bulunmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenlerinki başka. Kim Allah’ın rızasını isteyerek böyle yaparsa, artık ona büyük bir ecir vereceğiz.

NISA
4:127

تَفْعَلُوا

tef’ǎlū

yapacağınız

Kadınlar konusunda senden fetva isterler. De ki "Onlara ilişkin fetvayı size Allah veriyor. (Bu fetva,) Kendilerine yazılan (hakları veya miras)ı vermediğiniz ve kendilerini nikahlamayı istediğiniz yetim kadınlar ve zayıf çocuklar (hakkında) ile yetimlere karşı adaleti ayakta tutmanız konusunda size kitapta okunmakta olanlardır. Hayır adına her ne yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir.

NISA
4:147

يَفْعَلُ

yef’ǎlu

yapacak

Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah azabınızla ne yapsın? Allah şükrün karşılığını verendir, bilendir.

NUR
24:41

يَفْعَلُونَ

yef’ǎlūne

onların yaptıkları

Görmedin mi ki, göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçan kuşlar, gerçekten Allah’ı tesbih etmektedir. Her biri, kendi duasını ve tesbihini şüphesiz bilmiştir. Allah, onların işlediklerini bilendir.

MUNAFIKUN
63:9

يَفْعَلْ

yef’ǎl

yaparsa

Ey iman edenler, ne mallarınız, ne çocuklarınız sizi Allah’ı zikretmekten ’tutkuya kaptırarak-alıkoymasın’; kim böyle yaparsa, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.

MÜCADELE
58:13

تَفْعَلُوا

tef’ǎlū

yapmadınız

Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermekten ürktünüz mü? Çünkü yapmadınız, Allah sizin tevbelerinizi kabul etti. Şu halde namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a ve O’nun Resûlü’ne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

HUCURAT
49:6

فَعَلْتُمْ

feǎltum

yaptığınız

Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu ’etraflıca araştırın’. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.

TAHRIM
66:6

وَيَفْعَلُونَ

veyef’ǎlūne

ve yapan

Ey iman edenler, kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır; üzerinde oldukça sert, güçlü melekler vardır. Allah kendilerine neyi emretmişse ona isyan etmezler ve emredildiklerini yerine getirirler.

SAF
61:2

تَفْعَلُونَ

tef’ǎlūne

yapmayacağınız

Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyi neden söylersiniz?

SAF
61:3

تَفْعَلُونَ

tef’ǎlūne

yapmayacağınız

Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah Katında bir gazab (konusu olması) bakımından büyüdü (büyük bir suç teşkil etti).

MAIDE
5:67

تَفْعَلْ

tef’ǎl

bunu yapmazsan

Ey peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer (bu görevini) yapmayacak olursan, O’nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şüphesiz, Allah, kafir olan bir topluluğu hidayete erdirmez.

MAIDE
5:79

فَعَلُوهُ

feǎlūhu

yaptıkları

Yapmakta oldukları münker(çirkin iş)lerden birbirlerini sakındırmıyorlardı. Yapmakta oldukları şey ne kötü idi!

MAIDE
5:79

يَفْعَلُونَ

yef’ǎlūne

yapıyorlar

Yapmakta oldukları münker(çirkin iş)lerden birbirlerini sakındırmıyorlardı. Yapmakta oldukları şey ne kötü idi!

MÜMTEHINE
60:1

يَفْعَلْهُ

yef’ǎlhu

bunu yaparsa

Ey iman edenler, Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkar etmişler, Rabbiniz olan Allah’a inanmanızdan dolayı elçiyi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp-çıkarmışlardır. Eğer siz, Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hala sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp-sapmış olur.