A'LA 87:11
الْأَشْقَى
l-eşḳā
bahtsız olan
|
’Mutsuz-bedbaht’ olan ondan kaçınır.
|
وَيَتَجَنَّبُهَا الْأَشْقَى
Ve yetecennebühel’eşka.
|
LEYL 92:15
الْأَشْقَى
l-eşḳā
haydut olandan
|
Ona, ancak en bedbaht olandan başkası yollanmaz;
|
لَا يَصْلَاهَا إِلَّا الْأَشْقَى
La yaslaha illel’eşka
|
ŞEMS 91:12
أَشْقَاهَا
eşḳāhā
en haydutları
|
En ’zorlu bedbahtları’ ayaklandığında,
|
إِذِ انْبَعَثَ أَشْقَاهَا
İzinbe’ase eşkaha.
|
MERYEM 19:4
شَقِيًّا
şeḳiyyen
bahtsız
|
Demişti ki "Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben Sana dua etmekle mutsuz olmadım."
|
قَالَ رَبِّ إِنِّي وَهَنَ الْعَظْمُ مِنِّي وَاشْتَعَلَ الرَّأْسُ شَيْبًا وَلَمْ أَكُنْ بِدُعَائِكَ رَبِّ شَقِيًّا
Kale rabbi innı vehenel azmü minnı veştealer ra’sü şeybev ve lem eküm bi düaike rabbi şekıyya
|
MERYEM 19:32
شَقِيًّا
şeḳiyyen
baş kaldıran
|
"Anneme itati de. Ve beni mutsuz bir zorba kılmadı."
|
وَبَرًّا بِوَالِدَتِي وَلَمْ يَجْعَلْنِي جَبَّارًا شَقِيًّا
Ve berram bi validetı ve lem yec’alnı cebbaran şekıyya
|
MERYEM 19:48
شَقِيًّا
şeḳiyyen
bahtsız
|
"Sizden ve Allah’tan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum. Umulur ki, Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım."
|
وَأَعْتَزِلُكُمْ وَمَا تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ وَأَدْعُو رَبِّي عَسَىٰ أَلَّا أَكُونَ بِدُعَاءِ رَبِّي شَقِيًّا
Ve a’tezilüküm ve ma ted’une min dunillahi ve ed’u rabbı asa ella ekune bi düai rabbı şekıyya
|
TA-HA 20:2
لِتَشْقَىٰ
liteşḳā
güçlük çekesin diye
|
Biz sana bu Kur’an’ı güçlük çekmen için indirmedik,
|
مَا أَنْزَلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْآنَ لِتَشْقَىٰ
Ma enzelna aleykel kur’ane li teşka
|
TA-HA 20:117
فَتَشْقَىٰ
feteşḳā
sonra yorulursun
|
Bunun üzerine dedik ki "Ey Adem, bu gerçekten sana ve eşine düşmandır; sakın sizi cennetten sürüp çıkarmasın, sonra mutsuz olursun."
|
فَقُلْنَا يَا آدَمُ إِنَّ هَٰذَا عَدُوٌّ لَكَ وَلِزَوْجِكَ فَلَا يُخْرِجَنَّكُمَا مِنَ الْجَنَّةِ فَتَشْقَىٰ
Fe kulna ya ademü inne haza adüvvül leke ve li zevcike fe la yuhricenneküma minel cenneti fe teşka
|
TA-HA 20:123
يَشْقَىٰ
yeşḳā
bir sıkıntı
|
Dedi ki "Kiminiz kiminize düşman olarak, hepiniz ordan inin. Artık size Benden bir yol gösterici gelecektir; kim Benim hidayetime uyarsa artık o şaşırıp sapmaz ve mutsuz olmaz."
|
قَالَ اهْبِطَا مِنْهَا جَمِيعًا ۖ بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ ۖ فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُمْ مِنِّي هُدًى فَمَنِ اتَّبَعَ هُدَايَ فَلَا يَضِلُّ وَلَا يَشْقَىٰ
Kelehbita minha cemıam ba’duküm li ba’dın adüvv fe imma ye’tiyenneküm minnı hüden fe menittebea hüdaye fe la yedıllü ve la yeşka
|
HUD 11:105
شَقِيٌّ
şeḳiyyun
bedbahtttır
|
(Kıyametin) Geleceği günde, O’nun izni olmaksızın, hiç kimse söz söyleyemez. Artık onlardan kimi ’bedbaht ve mutsuz’, (kimi de) mutlu ve bahtiyardır.
|
يَوْمَ يَأْتِ لَا تَكَلَّمُ نَفْسٌ إِلَّا بِإِذْنِهِ ۚ فَمِنْهُمْ شَقِيٌّ وَسَعِيدٌ
Yevme ye’ti la tekellemü nefsün illa bi iznih fe minhüm şekıyyüv ve seıyd
|
HUD 11:106
شَقُوا
şeḳū
bedbaht olan(lar)
|
Mutsuz olanlar ateştedirler, onlar için orada (kahırla ve acıyla) nefes alıp vermeler vardır.
|
فَأَمَّا الَّذِينَ شَقُوا فَفِي النَّارِ لَهُمْ فِيهَا زَفِيرٌ وَشَهِيقٌ
Fe emmellezıne şeku fe fin nari lehüm fıha zefıruv ve şehiyk
|
MÜ'MINUN 23:106
شِقْوَتُنَا
şiḳvetunā
bahtsızlığımız
|
Dediler ki "Rabbimiz, mutsuzluğumuz bize karşı üstün geldi, biz sapan bir topluluk imişiz."
|
قَالُوا رَبَّنَا غَلَبَتْ عَلَيْنَا شِقْوَتُنَا وَكُنَّا قَوْمًا ضَالِّينَ
Kalu rabbena ğalebet aleyna şıkvetüna ve künna kavmen dallın
|