ع م ي kökü Kur'an'da 33 defa geçmektedir.

AYETLER

ABESE
80:2

الْأَعْمَىٰ

l-eǎ’mā

kör

Kendisine o kör geldi diye.

A'RAF
7:64

عَمِينَ

ǎmīne

kör

Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları suda-boğduk. Çünkü onlar kör bir kavimdi.

FURKAN
25:73

وَعُمْيَانًا

ve ǔmyānen

ve kör

Onlar, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onun üstünde sağır ve körler olarak kapanıp kalmayanlardır.

FATIR
35:19

الْأَعْمَىٰ

l-eǎ’mā

körle

Kör olanla (basiretle) gören bir değildir;

TA-HA
20:124

أَعْمَىٰ

eǎ’mā

kör olarak

"Kim de Benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve Biz onu kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz."

TA-HA
20:125

أَعْمَىٰ

eǎ’mā

kör olarak

"O da (şöyle) demiş olur -Ben görmekte olan biriyken, beni niye kör olarak haşrettin Rabbim?"

NEML
27:66

عَمُونَ

ǎmūne

kördürler

Hayır, onların ahiret konusundaki bilgileri ’ard arda toplanıp pekiştirildi,’ hayır, onlar bundan bir kuşku içindedirler; hayır, onlar bundan yana kördürler.

NEML
27:81

الْعُمْيِ

l-ǔmyi

kör(ler)i

Ve sen körleri düştükleri sapıklıktan çekip hidayete erdirici değilsin; sen ancak, ayetlerimize iman edenlere (söz) dinletebilirsin, işte Müslüman olanlar bunlardır.

KASAS
28:66

فَعَمِيَتْ

feǎmiyet

kör olmuştur

Artık o gün, haberler onlar için körelmiştir; birbirlerine de soramazlar.

İSRA
17:72

أَعْمَىٰ

eǎ’mā

kör

Kim bunda (dünyada) kör ise, O, ahirette de kördür ve yol bakımından daha ’şaşkın bir sapıktır.’

İSRA
17:72

أَعْمَىٰ

eǎ’mā

kördür

Kim bunda (dünyada) kör ise, O, ahirette de kördür ve yol bakımından daha ’şaşkın bir sapıktır.’

İSRA
17:97

عُمْيًا

ǔmyen

kör

Allah, kimi hidayete erdirirse, işte o, hidayet bulmuştur, kimi saptırırsa onlar için O’nun dışında asla veliler bulamazsın. Kıyamet günü, Biz onları yüzükoyun körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz. Onların barınma yerleri cehennemdir; ateşi sükun buldukça, çılgın alevini onlara arttırırız.

YUNUS
10:43

الْعُمْيَ

l-ǔmye

körleri

Ve sana bakacak olanlar vardır. Ama kör olanları -üstelik basiretleri de yoksa- sen mi doğru yola ulaştıracaksın?

HUD
11:24

كَالْأَعْمَىٰ

kāleǎ’mā

körün durumu gibidir

Bu iki grubun örneği; kör ve sağır ile gören ve işiten gibidir. Örnekçe bunlar eşit olur mu? Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?

HUD
11:28

فَعُمِّيَتْ

feǔmmiyet

bu gizli bırakılmış ise

Dedi ki "Ey kavmim, görüşünüz nedir söyleyin? Eğer ben Rabbimden apaçık bir belge üzerinde isem ve Rabbim bana Kendi Katından bir rahmet vermiş de (bu,) sizin gözlerinizden saklı tutulmuşsa? Siz bunu istemiyorken biz sizi buna zorlayacak mıyız?"

EN'ÂM
6:50

الْأَعْمَىٰ

l-eǎ’mā

kör

De ki "Size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki "Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?"

EN'ÂM
6:104

عَمِيَ

ǎmiye

kör olursa

Gerçek şu ki size Rabbinizden basiretler gelmiştir. Kim basiretle-görürse kendi lehine, kim de kör olursa (görmek istemezse) kendi aleyhinedir. Ben sizin üzerinizde gözetleyici değilim.

MÜ'MIN
40:58

الْأَعْمَىٰ

l-eǎ’mā

kör

Kör olanla (basiretle) gören bir olmaz; iman edip salih amellerde bulunanlarla kötülük yapan da. Ne az öğüt alıp-düşünüyorsunuz.

FUSSILET
41:17

الْعَمَىٰ

l-ǎmā

körlüğü

Semud’a gelince; Biz onlara doğru yolu gösterdik, fakat onlar körlüğü hidayete tercih ettiler. Böylece kazandıkları şeyler yüzünden onları alçaltıcı azabın yıldırımı yakalayıverdi.

FUSSILET
41:44

عَمًى

ǎmen

bir körlüktür

Eğer Biz onu A’cemi (Arapça olmayan bir dilde) olan bir Kur’an kılsaydık, herhalde derlerdi ki "Onun ayetleri açıklanmalı değil miydi? Arap olana, A’cemi (Arapça olmayan bir dil)mi?" De ki "O, iman edenler için bir hidayet ve bir şifadır. İman etmeyenlerin ise kulaklarında bir ağırlık vardır ve o (Kur’an), onlara karşı bir körlüktür. İşte onlara (sanki) uzak bir yerden seslenilir."

ZUHRUF
43:40

الْعُمْيَ

l-ǔmye

körü

Öyleyse sağır olanlara sen mi dinleteceksin veya kör olan ve açıkça bir sapıklık içinde bulunanı hidayete erdireceksin?

RUM
30:53

الْعُمْيِ

l-ǔmyi

körleri

Ve sen kendi sapıklıkları içinde kör olanları da doğruya iletici değilsin. Sen yalnızca, Bizim ayetlerimize iman edenlere duyurabilirsin ki onlar Müslümanlardır.

RA'D
13:16

الْأَعْمَىٰ

l-eǎ’mā

kör

De ki "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki "Allah’tır." De ki "Öyleyse, O’nu bırakıp kendilerine bile yarar da, zarar da sağlamaya güç yetiremeyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?" De ki "Hiç görmeyen (a’ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?" Yoksa Allah’a, O’nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki "Allah, herşeyin Yaratıcısı’dır ve O, tektir, kahredici olandır."

RA'D
13:19

أَعْمَىٰ

eǎ’mā

kör (olan)

Peki, sana Rabbinden indirilenin gerçekten hak olduğunu bilen kişi, o görmeyen (a’ma) gibi midir? Ancak temiz akıl sahipleri öğüt alıp-düşünebilirler.

HAC
22:46

تَعْمَى

teǎ’mā

kör olmaz

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı, böylece onların kendisiyle akledebilecek kalpleri ve işitebilecek kulakları oluversin? Çünkü doğrusu, gözler kör olmaz, ancak sinelerdeki kalpler körelir.

HAC
22:46

تَعْمَى

teǎ’mā

kör olur

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı, böylece onların kendisiyle akledebilecek kalpleri ve işitebilecek kulakları oluversin? Çünkü doğrusu, gözler kör olmaz, ancak sinelerdeki kalpler körelir.

BAKARA
2:18

عُمْيٌ

ǔmyun

kördürler

Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı dönmezler.

BAKARA
2:171

عُمْيٌ

ǔmyun

kördürler

İnkar edenlerin örneği bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyip (duyduğu veya bağırdığı şeyin anlamını bilmeyen ve sürekli) haykıran (bir hayvan)ın örneği gibidir. Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bundan dolayı akıl erdiremezler.

MUHAMMED
47:23

وَأَعْمَىٰ

ve eǎ’mā

ve kör ettiği

İşte bunlar; Allah onları lanetlemiş, böylece (kulaklarını) sağırlaştırmış ve basiret (göz)lerini de kör etmiştir.

NUR
24:61

الْأَعْمَىٰ

l-eǎ’mā

kör

Kör olana güçlük yoktur, topal olana güçlük yoktur, hasta olana da güçlük yoktur; sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, anahtarına malik olduğunuz (yerlerden) ya da dostlarınızın (evlerin)den yemenizde bir güçlük yoktur. Hep birarada veya ayrı ayrı yemenizde de bir günah yoktur. Evlere girdiğiniz vakit, Allah tarafından kutlu, güzel bir yaşama dileği olarak birbirinize selam verin. İşte Allah, size ayetleri böyle açıklar, umulur ki aklınızı kullanırsınız.

FETIH
48:17

الْأَعْمَىٰ

l-eǎ’mā

köre

Kör olana güçlük (sorumluluk) yoktur, topal olana güçlük yoktur, hasta olana da güçlük yoktur. Kim Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederse, (Allah) onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de sırt çevirirse, onu acı bir azap ile azaplandırır.

MAIDE
5:71

فَعَمُوا

feǎmū

kör oldular

Bir fitne olmayacak sandılar, körleştiler, sağırlaştılar. Sonra Allah, tevbelerini kabul etti, (yine) onlardan çoğunluğu körleştiler, sağırlaştılar. Allah yapmakta olduklarını görendir.

MAIDE
5:71

عَمُوا

ǎmū

kör

Bir fitne olmayacak sandılar, körleştiler, sağırlaştılar. Sonra Allah, tevbelerini kabul etti, (yine) onlardan çoğunluğu körleştiler, sağırlaştılar. Allah yapmakta olduklarını görendir.