BAKARA 2:166
الْأَسْبَابُ
l-esbābu
bağları
|
Öyle ki (o gün) kendilerine tabi olunanlar, kendilerine tabi olanlardan uzaklaşıp-kaçmışlardır. (Artık) Onlar azabı görmüşlerdir ve aralarındaki bütün bağlar (ve ilişkiler) de parçalanıp-kopmuştur.
|
إِذْ تَبَرَّأَ الَّذِينَ اتُّبِعُوا مِنَ الَّذِينَ اتَّبَعُوا وَرَأَوُا الْعَذَابَ وَتَقَطَّعَتْ بِهِمُ الْأَسْبَابُ
İz teberraellezınet tübiu minellezınettebeu ve raevül azabe ve tekattaat bihimül esbab
|
EN'ÂM 6:108
تَسُبُّوا
tesubbū
sövmeyin ki
|
Allah’tan başka yalvarıp-yakardıklarına (taptıklarına) sövmeyin; sonra onlar da haddi aşarak bilmeksizin Allah’a söverler. İşte böyle, Biz her ümmete yaptıklarını süslü (çekici) gösterdik, sonra onların son varışları Rablerinedir. O, yapmakta olduklarını onlara haber verecektir.
|
وَلَا تَسُبُّوا الَّذِينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ فَيَسُبُّوا اللَّهَ عَدْوًا بِغَيْرِ عِلْمٍ ۗ كَذَٰلِكَ زَيَّنَّا لِكُلِّ أُمَّةٍ عَمَلَهُمْ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّهِمْ مَرْجِعُهُمْ فَيُنَبِّئُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Ve la tesübbüllezıne yed’une min dunillahi fe yesübbullahe advem bi ğayri ılm kezalike zeyyenna likülli ümmetin amele0hüm sümme ila rabbihim merciuhüm fe yünebbiühüm bi ma kanu ya’melun
|
EN'ÂM 6:108
فَيَسُبُّوا
feyesubbū
onlar da sövmesinler
|
Allah’tan başka yalvarıp-yakardıklarına (taptıklarına) sövmeyin; sonra onlar da haddi aşarak bilmeksizin Allah’a söverler. İşte böyle, Biz her ümmete yaptıklarını süslü (çekici) gösterdik, sonra onların son varışları Rablerinedir. O, yapmakta olduklarını onlara haber verecektir.
|
وَلَا تَسُبُّوا الَّذِينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ فَيَسُبُّوا اللَّهَ عَدْوًا بِغَيْرِ عِلْمٍ ۗ كَذَٰلِكَ زَيَّنَّا لِكُلِّ أُمَّةٍ عَمَلَهُمْ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّهِمْ مَرْجِعُهُمْ فَيُنَبِّئُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Ve la tesübbüllezıne yed’une min dunillahi fe yesübbullahe advem bi ğayri ılm kezalike zeyyenna likülli ümmetin amele0hüm sümme ila rabbihim merciuhüm fe yünebbiühüm bi ma kanu ya’melun
|
KEHF 18:84
سَبَبًا
sebeben
bir sebep
|
Gerçekten, Biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik ve ona herşeyden bir yol (sebep) verdik.
|
إِنَّا مَكَّنَّا لَهُ فِي الْأَرْضِ وَآتَيْنَاهُ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ سَبَبًا
İnna mekkenna lehu fil erdı ve ateynahü min külli şey’in sebeba
|
KEHF 18:85
|
O da, bir yol tuttu.
|
فَأَتْبَعَ سَبَبًا
Fe etbea sebeba
|
KEHF 18:89
|
Sonra (yine) bir yol tuttu.
|
ثُمَّ أَتْبَعَ سَبَبًا
Sümme etbea sebeba
|
KEHF 18:92
|
Sonra bir yol (daha) tuttu.
|
ثُمَّ أَتْبَعَ سَبَبًا
Sümme etbea sebeba
|
HAC 22:15
بِسَبَبٍ
bisebebin
bir sebep(ip)le
|
Kim, Allah’ın ona, dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir araç uzatsın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi?
|
مَنْ كَانَ يَظُنُّ أَنْ لَنْ يَنْصُرَهُ اللَّهُ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ فَلْيَمْدُدْ بِسَبَبٍ إِلَى السَّمَاءِ ثُمَّ لْيَقْطَعْ فَلْيَنْظُرْ هَلْ يُذْهِبَنَّ كَيْدُهُ مَا يَغِيظُ
Men kane yezunnü el ley yensurahüllahü fid dünya vel ahırati felyemdüd bi sebebin iles semai sümmelyakta’ felyenzur hel yüzhibenne keydühu ma yeğıyz
|
HAC 22:19
يُصَبُّ
yuSabbu
dökülüyor
|
İşte bunlar çekişen iki gruptur, Rableri konusunda çekiştiler. İşte o inkar edenler, onlar için ateşten elbiseler biçilmiştir; başları üstünden de kaynar su dökülür.
|
هَٰذَانِ خَصْمَانِ اخْتَصَمُوا فِي رَبِّهِمْ ۖ فَالَّذِينَ كَفَرُوا قُطِّعَتْ لَهُمْ ثِيَابٌ مِنْ نَارٍ يُصَبُّ مِنْ فَوْقِ رُءُوسِهِمُ الْحَمِيمُ
Hazani hasmanıhtesamü fı rabbihim fellezıne keferu kuttıat lehüm siyabüm min nar yüsabbü min fekı ruusihimül hamım
|
SAD 38:10
الْأَسْبَابِ
l-esbābi
sebepler (vasıtalar)
|
Yoksa göklerin, yerin ve bu ikisi arasında bulunanların mülkü onların mı? Öyleyse, sebepler içinde (bir imkan ve güç bularak göğe) yükselsinler.
|
أَمْ لَهُمْ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا ۖ فَلْيَرْتَقُوا فِي الْأَسْبَابِ
Em lehüm mülküs semavati vel erdı ve ma beynehüma feyerteku fil esbab
|
MÜ'MIN 40:36
الْأَسْبَابَ
l-esbābe
sebeplere
|
Firavun (alayla) dedi ki "Ey Haman, bana yüksek bir kule bina et; belki o yollara ulaşabilirim,"
|
وَقَالَ فِرْعَوْنُ يَا هَامَانُ ابْنِ لِي صَرْحًا لَعَلِّي أَبْلُغُ الْأَسْبَابَ
Ve kale fir’avnü ya hamanübni lı sarhal le allı eblüğul esbab
|
MÜ'MIN 40:37
أَسْبَابَ
esbābe
sebeplerine
|
"Göklerin yollarına. Böylelikle Musa’nın ilahına çıkabilirim. Çünkü ben, onun yalancı olduğunu sanıyorum." İşte Firavun’a, kötü ameli böyle çekici kılındı ve yoldan alıkonuldu. Firavun’un hileli-düzeni, ’yıkım ve kayıpta’ olmaktan başka (bir şey) olmadı.
|
أَسْبَابَ السَّمَاوَاتِ فَأَطَّلِعَ إِلَىٰ إِلَٰهِ مُوسَىٰ وَإِنِّي لَأَظُنُّهُ كَاذِبًا ۚ وَكَذَٰلِكَ زُيِّنَ لِفِرْعَوْنَ سُوءُ عَمَلِهِ وَصُدَّ عَنِ السَّبِيلِ ۚ وَمَا كَيْدُ فِرْعَوْنَ إِلَّا فِي تَبَابٍ
Esbabes semavati fe attalia ila ilahi müsa ve innı le ezunnühu kaziba ve kezalike züyyine li fir’avne suü amelihı ve sudde anis sebıl ve ma keydü fir’avne illa fı tebab
|
DUHAN 44:48
|
"Sonra kaynar suyun azabından başının üstüne dökün;"
|
ثُمَّ صُبُّوا فَوْقَ رَأْسِهِ مِنْ عَذَابِ الْحَمِيمِ
Sümme subbu fevka ra’sihı min azabil hamiym
|
ABESE 80:25
|
Biz şüphesiz, suyu akıttıkça akıttık,
|
أَنَّا صَبَبْنَا الْمَاءَ صَبًّا
Enna sabebnelmae sabben.
|
ABESE 80:25
صَبًّا
Sabben
iyice döküşle
|
Biz şüphesiz, suyu akıttıkça akıttık,
|
أَنَّا صَبَبْنَا الْمَاءَ صَبًّا
Enna sabebnelmae sabben.
|
FECR 89:13
فَصَبَّ
feSabbe
bu yüzden çarptı
|
Bundan dolayı, Rabbin, onların üzerine bir azap kamçısı çarpıverdi.
|
فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ
Fesabbe ’aleyhim rabbüke sevta ’azabin.
|