ص ي ح kökü Kur'an'da 16 defa geçmektedir.

AYETLER

KAF
50:42

الصَّيْحَةَ

S-SayHate

çağrıyı

O gün, o çığlığı bir gerçek (hak) olarak işitirler. İşte bu, (dirilip kabirlerden) çıkış günüdür.

KAMER
54:31

صَيْحَةً

SayHaten

sayha (korkunç bir ses)

Çünkü Biz onların üzerine bir tek çığlık gönderdik. Böylece onlar, ağıldaki çalı-çırpı olan kuru ot gibi oluverdiler.

SAD
38:15

صَيْحَةً

SayHaten

na’ra

Bunlar da, (geldiğinde) bir anlık gecikmesi bile olmayan bir tek çığlıktan başkasını gözetlemiyorlar.

YASIN
36:29

صَيْحَةً

SayHaten

korkunç gürültü

(Ancak onlara) Yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler.

YASIN
36:49

صَيْحَةً

SayHaten

korkunç sesten

Onlar, yalnızca tek bir çığlıktan başkasını gözetmezler, onlar birbirleriyle çekişip-dururken o kendilerini yakalayıverir.

YASIN
36:53

صَيْحَةً

SayHaten

gürültü

O, yalnızca bir tek çığlıktan başkası değildir; artık onların hepsi toplanmış olarak Huzurumuz’a getirilmişlerdir.

HUD
11:67

الصَّيْحَةُ

S-SayHatu

korkunç bir çığlık

O zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

HUD
11:94

الصَّيْحَةُ

S-SayHatu

bir çığlık

Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Şuayb’ı ve O’nunla birlikte iman edenleri kurtardık; o zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

HICR
15:73

الصَّيْحَةُ

S-SayHatu

korkunç bir ses

Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi.

HICR
15:83

الصَّيْحَةُ

S-SayHatu

(o) korkunç ses

Derken, sabah vaktine girdiklerinde, onları o dayanılmaz-çığlık yakalayıverdi.

MÜ'MINUN
23:41

الصَّيْحَةُ

S-SayHatu

o korkunç ses

Derken, hak (ettikleri cezaya karşılık) olmak üzere, o korkunç çığlık onları yakalayıverdi. Böylece onları bir süprüntü kılıverdik. Zulmeden kavim için yıkım olsun.

ANKEBUT
29:40

الصَّيْحَةُ

S-SayHatu

korkunç bir ses

İşte Biz, onların her birini kendi günahıyla yakalayıverdik. Böylece onlardan kiminin üstüne taş fırtınası gönderdik, kimini şiddetli bir çığlık sarıverdi, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmedici değildi, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

MUNAFIKUN
63:4

صَيْحَةٍ

SayHatin

bağırtıyı

Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar (sütun gibi) dayandırılmış ahşap-kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) Her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp-sakının. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar.

TAHRIM
66:5

سَائِحَاتٍ

sāiHātin

seyahat eden

Belki onun Rabbi, -eğer o sizi boşayacak olursa- ona yerinize sizlerden daha hayırlı Müslüman, mü’min, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan dul ve bakire eşler’ verir.

TEVBE
9:2

فَسِيحُوا

fesīHū

dolaşın

Bundan böyle yeryüzünde (size tanınmış bir süre olarak) dört ay dolaşın. Ve bilin ki Allah’ı aciz bırakacak değilsiniz. Gerçekten Allah, inkar edenleri hor ve aşağılık kılıcıdır.

TEVBE
9:112

السَّائِحُونَ

s-sāiHūne

seyahat edenler

Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, (İslam uğrunda) seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlar; sen (bütün) mü’minleri müjdele.