ج ن د kökü Kur'an'da 29 defa geçmektedir.

AYETLER

MÜDDESIR
74:31

جُنُودَ

cunūde

ordularını

Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık. Ve onların sayısını inkar edenler için yalnızca bir fitne (konusu) yaptık ki, kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın. Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kafirler de şöyle desin "Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi?" İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıp-saptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularını Kendisi’nden başka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, beşer (insan) için yalnızca bir öğüttür.

BÜRUC
85:17

الْجُنُودِ

l-cunūdi

orduların

Orduların haberi sana geldi mi?

SAD
38:11

جُنْدٌ

cundun

bir ordudur

Onlar, burada (çeşitli) fırkalardan olma bozguna uğratılmış bir ordu(durlar).

YASIN
36:28

جُنْدٍ

cundin

ordu

Kendisinden sonra ise, kavminin üzerine gökten bir ordu indirmedik; indirecek de değildik.

YASIN
36:75

جُنْدٌ

cundun

askerlerdir

Onların (o İlahların) kendilerine yardım etmeye güçleri yetmez; oysa kendileri onlar için hazır bulundurulmuş askerlerdir.

MERYEM
19:75

جُنْدًا

cunden

adamları

De ki "Kim sapıklık içindeyse, Rahman (olan Allah), ona süre tanıdıkça tanır; kendilerine va’dedileni -ya azabı veya kıyamet saatini- gördükleri zaman artık kimin yeri (makam, mevki) daha kötü, kimin askeri- gücü daha zayıfmış, öğreneceklerdir.

TA-HA
20:78

بِجُنُودِهِ

bicunūdihi

askerleriyle

Firavun ise, ordularıyla peşlerine düştü; sulardan onları kaplayıveren kaplayıverdi.

ŞU'ARA
26:95

وَجُنُودُ

ve cunūdu

ve askerleri

Ve İblis’in bütün orduları da.

NEML
27:17

جُنُودُهُ

cunūduhu

orduları

Süleyman’a cinlerden, insanlardan ve kuşlardan orduları toplandı ve bunlar bölükler halinde dağıtıldı.

NEML
27:18

وَجُنُودُهُ

ve cunūduhu

ve orduları

Nihayet karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki "Ey karınca topluluğu, kendi yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları, farkında olmaksızın sizi kırıp-geçmesin."

NEML
27:37

بِجُنُودٍ

bicunūdin

ordularla

"Sen onlara dön, Biz onlara öyle ordularla geliriz ki, onların karşı koymaları mümkün değil ve Biz onları ordan horlanmış-aşağılanmış ve küçük düşürülmüşler olarak sürüp çıkarırız."

KASAS
28:6

وَجُنُودَهُمَا

ve cunūdehumā

ve askerlerine

Ve (istiyoruz ki) onları yeryüzünde ’iktidar sahipleri olarak yerleşik kılalım’, Firavun’a, Haman’a ve askerlerine, onlardan sakındıkları şeyi gösterelim.

KASAS
28:8

وَجُنُودَهُمَا

ve cunūdehumā

ve askerleri

Nihayet Firavun’un ailesi, onu (ileride bilmeksizin) kendileri için bir düşman ve üzüntü konusu olsun diye sahipsiz görüp aldılar. Gerçekte Firavun, Haman ve askerleri bir yanılgı içindeydi.

KASAS
28:39

وَجُنُودُهُ

ve cunūduhu

ve askerleri

O ve askerleri, yeryüzünde haksız yere büyüklendiler ve gerçekten Bize döndürülmeyeceklerini sandılar.

KASAS
28:40

وَجُنُودَهُ

ve cunūdehu

ve askerlerini

Bunun üzerine, onu ve askerlerini tutup suya attık. Böylelikle zulmedenlerin nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.

YUNUS
10:90

وَجُنُودُهُ

ve cunūduhu

ve askerleri de

Biz, İsrailoğulları’nı denizden geçirdik; Firavun ve askerleri azgınlıkla ve düşmanlıkla peşlerine düştü. Sular onu boğacak düzeye erişince (Firavun) "İsrailoğulları’nın kendisine inandığı (İlah’tan) başka İlah olmadığına inandım ve ben de Müslümanlardanım" dedi.

SAFFAT
37:173

جُنْدَنَا

cundenā

bizim ordumuz

Ve hiç şüphesiz; Bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır.

DUHAN
44:24

جُنْدٌ

cundun

bir ordudur

"Denizi durgun ve açık bırak. Çünkü suda boğulacak bir ordudur."

ZARIYAT
51:40

وَجُنُودَهُ

ve cunūdehu

ve askerlerini

Bunun üzerine, Biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık; (ki o,) ’kınanacak işler yapıyordu.’

MÜLK
67:20

جُنْدٌ

cundun

askeriniz

Rahmana karşı size yardım edecek olan kimmiş? Şu sizin ordunuz mu? Kafirler yalnızca bir gurur (kesin bir aldanış) içindedirler.

BAKARA
2:249

بِالْجُنُودِ

bil-cunūdi

ordularla

Talut, orduyla birlikte ayrıldığında dedi ki "Doğrusu Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, artık o benden değildir ve kim de -eliyle bir avuç alanlar hariç- onu tadmazsa bendendir. Küçük bir kısmı hariç (hepsi sudan) içti. O, kendisiyle beraber iman edenlerle (ırmağı) geçince onlar (geride kalanlar) "Bugün bizim Calut’a ve ordusuna karşı (koyacak) gücümüz yok" dediler. (O zaman) Muhakkak Allah’a kavuşacaklarını umanlar (şöyle) dediler "Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah’ın izniyle galib gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir."

BAKARA
2:249

وَجُنُودِهِ

ve cunūdihi

ve askerlerine karşı

Talut, orduyla birlikte ayrıldığında dedi ki "Doğrusu Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, artık o benden değildir ve kim de -eliyle bir avuç alanlar hariç- onu tadmazsa bendendir. Küçük bir kısmı hariç (hepsi sudan) içti. O, kendisiyle beraber iman edenlerle (ırmağı) geçince onlar (geride kalanlar) "Bugün bizim Calut’a ve ordusuna karşı (koyacak) gücümüz yok" dediler. (O zaman) Muhakkak Allah’a kavuşacaklarını umanlar (şöyle) dediler "Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah’ın izniyle galib gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir."

BAKARA
2:250

وَجُنُودِهِ

ve cunūdihi

ve askerleriyle

Onlar, Calut ve ordusuna karşı meydana (savaşa) çıktıklarında, dediler ki "Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, adımlarımızı sabit kıl (kaydırma) ve kafirler topluluğuna karşı bize yardım et."

AHZAB
33:9

جُنُودٌ

cunūdun

ordular

Ey iman edenler, Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani size ordular gelmişti; böylece Biz de onların üzerine, bir rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah, yaptıklarınızı görendir.

AHZAB
33:9

وَجُنُودًا

ve cunūden

ve ordular

Ey iman edenler, Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani size ordular gelmişti; böylece Biz de onların üzerine, bir rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah, yaptıklarınızı görendir.

FETIH
48:4

جُنُودُ

cunūdu

askerleri

Mü’minlerin kalplerine, imanlarına iman katıp-arttırsınlar diye, ’güven duygusu ve huzur’ indiren O’dur. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

FETIH
48:7

جُنُودُ

cunūdu

askerleri

Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

TEVBE
9:26

جُنُودًا

cunūden

askerler

(Bundan) Sonra Allah, elçisi ile mü’minlerin üzerine ’güven duygusu ve huzur’ indirdi, sizin görmediğiniz orduları indirdi ve inkar edenleri azaplandırdı. Bu, inkarcıların cezasıdır.

TEVBE
9:40

بِجُنُودٍ

bicunūdin

askerlerle

Siz Ona (Peygambere) yardım etmezseniz, Allah Ona yardım etmiştir. Hani kafirler ikiden biri olarak Onu (Mekke’den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu "Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir." Böylece Allah Ona ’huzur ve güvenlik duygusunu’ indirmişti, Onu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkar edenlerin de kelimesini (inkar çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah’ın kelimesi, Yüce olandır. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.