ل س ن kökü Kur'an'da 25 defa geçmektedir.

AYETLER

KIYAMET
75:16

لِسَانَكَ

lisāneke

diline

Onu (Kur’an’ı, kavrayıp belletmek için) aceleye kapılıp dilini onunla hareket ettirip-durma.

BELED
90:9

وَلِسَانًا

velisānen

ve bir dil

Bir dil ve iki dudak?

MERYEM
19:50

لِسَانَ

lisāne

dili

Onlara rahmetimizden armağan(lar) bağışladık ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.

MERYEM
19:97

بِلِسَانِكَ

bilisānike

senin diline

Biz bunu (Kur’an’ı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp-korkutman için.

TA-HA
20:27

لِسَانِي

lisānī

dilimin

"Dilimden düğümü çöz;"

ŞU'ARA
26:13

لِسَانِي

lisānī

dilim

"Göğsüm sıkışıyor, dilim dönmüyor; bundan dolayı Harun’a da (elçilik görevini bildirmesi için Cibril’i) gönder."

ŞU'ARA
26:84

لِسَانَ

lisāne

dili

"Sonra gelecekler arasında bana bir doğruluk dili (lisan-ı sıdk) ver."

ŞU'ARA
26:195

بِلِسَانٍ

bilisānin

bir dille

Apaçık Arapça bir dille.

KASAS
28:34

لِسَانًا

lisānen

dil bakımından

"Ve kardeşim Harun; dil bakımından o benden daha düzgün konuşmaktadır, onu da benimle birlikte bir yardımcı olarak gönder, beni doğrulasın. Çünkü onların beni yalanlamalarından korkuyorum."

DUHAN
44:58

بِلِسَانِكَ

bilisānike

senin diline

Belki onlar öğüt alıp-düşünürler diye, Biz onu (Kur’an’ı), senin dilinle kolaylaştırdık.

AHKAF
46:12

لِسَانًا

lisānen

diliyle

Bundan önce de, bir rehber (imam) ve bir rahmet olarak Musa’nın kitabı var. Bu da, zulmedenleri uyarmak ve ihsanda bulunanlara bir müjde olmak üzere (kendinden önceki kitapları) doğrulayıcı ve Arapça bir dil ile olan bir Kitap’tır.

NAHL
16:62

أَلْسِنَتُهُمُ

elsinetuhumu

onların dilleri

Onlar, Allah’a, hoşlarına gitmeyen şeyleri uygun görürler, dilleri de yalan olarak en güzel olanın ’kendilerinin olduğunu’ düzmektedir. Hiç şüphesiz ateş onlar içindir ve hiç şüphesiz onlar, (cehennemde) öncülerdir.

NAHL
16:103

لِسَانُ

lisānu

dili

Andolsun ki Biz, onların "Bunu kendisine ancak bir beşer öğretmektedir" dediklerini biliyoruz. Saparak kendisine yöneldikleri (kimse)nin dili a’cemidir, bu ise açıkça Arapça olan bir dildir.

NAHL
16:103

لِسَانٌ

lisānun

bir dildir

Andolsun ki Biz, onların "Bunu kendisine ancak bir beşer öğretmektedir" dediklerini biliyoruz. Saparak kendisine yöneldikleri (kimse)nin dili a’cemidir, bu ise açıkça Arapça olan bir dildir.

NAHL
16:116

أَلْسِنَتُكُمُ

elsinetukumu

dillerinizin

Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal, buna haram demeyin. Çünkü Allah’a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Allah’a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa ermezler.

İBRAHIM
14:4

بِلِسَانِ

bilisāni

dilinden

Biz hiçbir elçiyi, kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki, onlara apaçık anlatsın. Böylece Allah, dilediğini şaşırtıp saptırır, dilediğini hidayete erdirir. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

RUM
30:22

أَلْسِنَتِكُمْ

elsinetikum

dillerinizin

Göklerin ve yerin yaratılması ile dillerinizin ve renklerinizin ayrı olması, O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, alimler için gerçekten ayetler vardır.

ÂL-I İMRAN
3:78

أَلْسِنَتَهُمْ

elsinetehum

dillerini

Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini kitaba doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye. Oysa o kitaptan değildir. "Bu Allah Katındandır" derler. Oysa o, Allah Katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah’a karşı (böyle) yalan söylerler.

AHZAB
33:19

بِأَلْسِنَةٍ

bielsinetin

dillerle

(Geldiklerinde de) Size karşı ’cimri ve bencildirler.’ Şayet korku gelecek olsa, ölümden dolayı üstüne baygınlık çökmüş kimseler gibi gözleri dönerek sana bakmakta olduklarını görürsün. Korku gidince, hayra karşı oldukça düşkünlük göstererek sizi keskin dilleriyle (eleştirip inciterek) karşılarlar. İşte onlar iman etmemişlerdir; böylece Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır. Bu Allah’a göre pek kolaydır.

NISA
4:46

بِأَلْسِنَتِهِمْ

bielsinetihim

dillerini

Kimi Yahudiler, kelimeleri ’konuldukları yerlerden’ saptırırlar ve dillerini eğip bükerek ve dine bir kin ve hınç besleyerek "Dinledik ve karşı geldik. İşit, -işitmez olası- ve ’Raina’ bizi güt, bize bak" derler. Eğer onlar "İşittik ve itaat ettik, sen de işit ve ’Bizi gözet’ deselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, onları küfürleri dolayısıyla lanetlemiştir. Böylece onlar, az bir bölümü dışında, inanmazlar.

NUR
24:15

بِأَلْسِنَتِكُمْ

bielsinetikum

dillerinizle

O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylediniz ve bunu kolay sandınız; oysa o Allah Katında çok büyük (bir suç)tür.

NUR
24:24

أَلْسِنَتُهُمْ

elsinetuhum

dilleri

O gün, kendi dilleri, elleri ve ayakları aleyhlerinde yaptıklarına dair şahitlikte bulunacaklardır.

FETIH
48:11

بِأَلْسِنَتِهِمْ

bielsinetihim

dilleriyle

Bedevilerden geride bırakılanlar, sana diyecekler ki "Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti. Bundan dolayı bizim için mağfiret dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki "Şimdi Allah, size bir zarar isteyecek ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Allah’a karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir? Hayır, Allah yaptıklarınızı haber alandır."

MAIDE
5:78

لِسَانِ

lisāni

dili

İsrailoğulları’ndan inkar edenlere, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lanet edilmiştir. Bu, isyan etmeleri ve haddi aşmaları nedeniyledir.

MÜMTEHINE
60:2

وَأَلْسِنَتَهُمْ

ve elsinetehum

ve dillerini

Eğer sizi ele geçirecek olurlarsa, size düşman kesilirler, ellerini ve dillerini kötülükle size uzatırlar. Onlar sizin inkar etmenizi içten arzu etmişlerdir.