ن ص ب kökü Kur'an'da 35 defa geçmektedir.

AYETLER

İNŞIRAH
94:7

فَانْصَبْ

fenSab

(tekrar) başla

Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et.

SAD
38:41

بِنُصْبٍ

binuSbin

bir yorgunluk

Kulumuz Eyyub’u da hatırla. Hani o "Herhalde şeytan, bana kahredici bir acı ve azap dokundurdu" diye Rabbine seslenmişti.

A'RAF
7:37

نَصِيبُهُمْ

neSībuhum

nasipleri

Öyleyse, Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kimdir? Kitaptan kendilerine bir pay erişecek olanlar bunlardır. Nihayet elçilerimiz, hayatlarına son vermek üzere kendilerine gittiklerinde onlara diyecekler ki "Allah’tan başka taptıklarınız nerede?" "Onlar bizi (yüzüstü) bırakıp-kayboldular" diyecekler. (Böylelikle) Bunlar, gerçekten kafirler olduklarına kendi aleyhlerinde şehadet ettiler.

FURKAN
25:54

نَسَبًا

neseben

nesep

Ve insanı bir sudan yaratıp onu, neseb ve sihriyyet (sahibi) kılan O’dur. Senin Rabbin güç yetirendir.

FATIR
35:35

نَصَبٌ

neSabun

bir yorgunluk

"Ki O, bizi Kendi fazlından (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi; burada bize bir yorgunluk dokunmaz ve burada bize bir bıkkınlık da dokunmaz."

KASAS
28:77

نَصِيبَكَ

neSībeke

nasibini

"Allah’ın sana verdiğiyle ahiret yurdunu ara, dünyadan da kendi payını (nasibini) unutma. Allah’ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun ve yeryüzünde bozgunculuk arama. Çünkü Allah, bozgunculuk yapanları sevmez."

HUD
11:109

نَصِيبَهُمْ

neSībehum

onların paylarını

Artık onların tapmakta oldukları şeyler konusunda, sakın kuşkuda olma. Daha önceleri, ataları nasıl tapıyor idiyseler, bunlar da ancak böyle tapıyorlar. Şüphesiz Biz, onların paylarını eksiltmeksizin onlara ödeyecek olanlarız.

HICR
15:48

نَصَبٌ

neSabun

hiçbir yorgunluk

Orda onlara hiçbir yorgunluk dokunmaz ve onlar ordan çıkarılacak değildirler.

EN'ÂM
6:136

نَصِيبًا

neSīben

bir pay

O’nun üretip-türettiği ekin ve hayvanlardan Allah için bir pay ayırdılar, sonra kendi zanlarınca "Bu Allah’ındır, bu da ortaklarımızındır" dediler. Kendi ortakları için olan (pay), Allah tarafına geçmez, ama Allah’a ait olan kendi ortaklarının tarafına (payına) geçer. Ne kötü hüküm veriyorlar?

SAFFAT
37:158

نَسَبًا

neseben

bir nesep

Onlar, Kendisi’yle (Allah ile) cinler arasında bir soy-bağı kurdular. Oysa andolsun, cinler de onların gerçekten (azap için getirilip) hazır bulundurulacaklarını bilmişlerdir.

MÜ'MIN
40:47

نَصِيبًا

neSīben

ufak bir parçasını

Ateşin içinde, iddialar öne sürüp karşılıklı tartışırlarken zayıf olanlar, büyüklenen (müstekbir)lere derler ki "Gerçekten biz, size uymuş (teb’anız) olan kimselerdik. Şimdi siz, ateşten bir parçasını olsun, bizden uzaklaştırabilir misiniz?

ŞURA
42:20

نَصِيبٍ

neSībin

nasibi

Kim ahiret ekinini isterse, Biz ona kendi ekininde artırmalar yaparız. Kim dünya ekinini isterse, ona da ondan veririz; ancak onun ahirette bir nasibi yoktur.

GAŞIYE
88:3

نَاصِبَةٌ

nāSibetun

yorulur

Çalışmış, boşuna yorulmuştur.

GAŞIYE
88:19

نُصِبَتْ

nuSibet

dikilmiş

Dağlara; nasıl oturtulup-kuruldu?

KEHF
18:62

نَصَبًا

neSaben

yorgunluk

(Varmaları gereken yere gelip) Geçtiklerinde (Musa) genç-yardımcısına dedi ki "Yemeğimizi getir bize, andolsun, bu yaptığımız-yolculuktan gerçekten yorulduk."

NAHL
16:56

نَصِيبًا

neSīben

bir pay

Kendilerine rızık olarak verdiklerimizden, hiçbir şey bilmeyenlere paylar ayırıyorlar. Andolsun Allah’a karşı düzmekte olduklarınızdan dolayı mutlaka sorguya çekileceksiniz.

MÜ'MINUN
23:101

أَنْسَابَ

ensābe

soylar

Böylece Sur’a üfürüldüğü zaman artık o gün aralarında soylar (veya soybağları) yoktur ve (üstünlük unsuru olarak soyluluğu veya birbirlerine durumlarını) soruşturmazlar da.

ME'ARIC
70:43

نُصُبٍ

nuSubin

dikilenlere (putlara)

Kabirlerinden koşarcasına çıkarılacakları gün, sanki onlar dikili birşeye yönelmiş gibidirler.

BAKARA
2:202

نَصِيبٌ

neSībun

bir pay

İşte bunların kazandıklarına karşılık nasibleri vardır. Allah, hesabı pek seri görendir.

ÂL-I İMRAN
3:23

نَصِيبًا

neSīben

bir (nasip) pay

Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Aralarında Allah’ın kitabı hükmetsin diye çağrılıyorlar da, onlardan bir bölümü yüz çeviriyor. Onlar, işte böyle arka dönenlerdir.

NISA
4:7

نَصِيبٌ

neSībun

bir pay

Anne ve baba ile akrabaların bıraktıklarından erkekler için bir pay vardır; anne ve baba ile akrabanın bıraktıklarından kadınlar için de bir pay vardır. Bunun azından ve çoğundan farz kılınmış bir pay vardır.

NISA
4:7

نَصِيبٌ

neSībun

bir pay

Anne ve baba ile akrabaların bıraktıklarından erkekler için bir pay vardır; anne ve baba ile akrabanın bıraktıklarından kadınlar için de bir pay vardır. Bunun azından ve çoğundan farz kılınmış bir pay vardır.

NISA
4:7

نَصِيبًا

neSīben

bir hisse

Anne ve baba ile akrabaların bıraktıklarından erkekler için bir pay vardır; anne ve baba ile akrabanın bıraktıklarından kadınlar için de bir pay vardır. Bunun azından ve çoğundan farz kılınmış bir pay vardır.

NISA
4:32

نَصِيبٌ

neSībun

bir pay

Allah’ın kendisiyle kiminizi kiminize göre üstün kıldığı şeyi (malı) temenni etmeyin. Erkeklere kazandıklarından pay (olduğu gibi), kadınlara da kazandıklarından pay vardır. Allah’tan onun fazlını (ihsanını) isteyin. Gerçekten, Allah herşeyi bilendir.

NISA
4:32

نَصِيبٌ

neSībun

bir pay

Allah’ın kendisiyle kiminizi kiminize göre üstün kıldığı şeyi (malı) temenni etmeyin. Erkeklere kazandıklarından pay (olduğu gibi), kadınlara da kazandıklarından pay vardır. Allah’tan onun fazlını (ihsanını) isteyin. Gerçekten, Allah herşeyi bilendir.

NISA
4:33

نَصِيبَهُمْ

neSībehum

hisselerini

Anne-babanın ve yakınların geride bıraktıklarından ve her birine mirasçılar kıldık. Yeminlerinizin (akid ile) bağladığı kimselere de kendi paylarını verin. Şüphesiz, Allah, herşeye şahid olandır.

NISA
4:44

نَصِيبًا

neSīben

bir pay

Kendilerine kitaptan bir pay verilenlerin sapıklığı satın aldıklarını ve sizin de yolu sapıtmanızı istediklerini görmedin mi?

NISA
4:51

نَصِيبًا

neSīben

bir pay

Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Onlar, tağuta ve cibt’e inanıyorlar ve diğer inkar edenler için "Bunlar, iman edenlerden daha doğru bir yoldadır" diyorlar.

NISA
4:53

نَصِيبٌ

neSībun

bir payı

Yoksa onların mülk’ten bir payları mı var? Eğer öyle olsaydı, insanlara ’çekirdeğin sırtındaki küçücük bir tomurcuğu’ bile vermezlerdi.

NISA
4:85

نَصِيبٌ

neSībun

bir payı

Kim, güzel bir aracılıkla aracılıkta (şefaatte) bulunursa, ondan kendisine bir hisse vardır; kim kötü bir aracılıkla aracılıkta bulunursa, ondan da kendisine bir pay vardır. Allah herşeyin üzerinde koruyucudur.

NISA
4:118

نَصِيبًا

neSīben

bir pay

Allah, onu lanetlemiştir. O da (şöyle) dedi "Andolsun, kullarından ’miktarları tespit edilmiş bir grubu’ (kendime uşak) edineceğim.

NISA
4:141

نَصِيبٌ

neSībun

(savaşta) bir payı

Onlar sizi gözetleyip-duruyorlar. Size Allah’tan bir fetih (zafer ve ganimet) gelirse "Sizinle birlikte değil miydik?" derler. Ama kafirlere bir pay düşerse "Size üstünlük sağlamadık mı, mü’minlerden size (gelecek tehlikeleri) önlemedik mi?" derler. Allah, kıyamet günü aranızda hükmedecektir. Allah, kafirlere mü’minlerin aleyhinde kesinlikle yol vermez.

MAIDE
5:3

النُّصُبِ

n-nuSubi

dikili taşlar

Ölü eti, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,- dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün inkara sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam’ı seçip-beğendim. Kim ’şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa’ -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

MAIDE
5:90

وَالْأَنْصَابُ

vel’enSābu

ve dikili taşlar

Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bun(lar)dan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz.

TEVBE
9:120

نَصَبٌ

neSabun

bir yorgunluk

Medine halkına ve çevresindeki bedevilere, Allah’ın elçisinden geri kalmaları, kendi nefislerini onun nefsine tercih etmeleri yakışmaz. Bu, gerçekten onların Allah yolunda bir susuzluk, bir yorgunluk, ’dayanılmaz bir açlık’ (çekmeleri), kafirleri ’kin ve öfkeyle ayaklandıracak’ bir yere ayak basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları karşılığında, mutlaka onlara bununla salih bir amel yazılmış olması nedeniyledir. Şüphesiz Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez.