Ahmet Varol 

1. Ey iman edenler! Allah’ın ve Peygamber’inin huzurunda öne geçmeyin ve Allah’tan sakının. Şüphesiz Allah duyandır, bilendir.

2. Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber’in sesinin üstünde yükseltmeyin ve birbirinize bağırdığınız gibi ona da bağırmayın. Yoksa siz farkında olmadan amelleriniz boşa gider.

3. Gerçekten Allah’ın elçisinin yanında seslerini kısanlar var ya; Allah onların kalplerini takva için imtihan etmiştir. Onlar için bağışlama ve büyük ecir vardır.

4. Şüphesiz seni odaların arkasından çağıranların çoğu akıl etmeyenlerdir.

5. Eğer onlar sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi elbette kendileri için daha hayırlı olurdu. Allah bağışlayandır, rahmet edendir.

6. Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse onun aslını araştırın. Yoksa bilmeden bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz.

7. Ve bilin ki Allah’ın elçisi içinizdedir. Eğer o birçok işte size uysaydı muhakkak sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirdi, onu kalplerinizde süsledi ve inkarı, fıskı ve isyanı size çirkin gösterdi. İşte onlar doğru yolda olanlardır.

8. (Bu) Allah’tan bir lütuf ve nimettir. Allah bilendir, hikmet sahibidir.

9. Eğer mü’minlerden iki grup çarpışırlarsa aralarını düzeltin. Biri diğerine tecavüz ederse tecavüz edenle, Allah’ın emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve adil davranın. Şüphesiz Allah adil olanları sever.

10. Muhakkak mü’minler kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki size rahmet edilsin.

11. Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha hayırlı olurlar. Kadınlar da kadınları (alaya almasınlar). Belki onlar kendilerinden daha hayırlı olurlar. Birbirinizi ayıplamayın ve birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü addır! Kim tevbe etmezse işte onlar zalimlerin kendileridir.

12. Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının. Şüphesiz bazı zanlar günahtır. (Birbirinizin) gizlilikleri(ni) araştırmayın. Bazılarınız bazılarınızı arkadan çekiştirmesin. Biriniz ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte bundan tiksindiniz. Allah’tan sakının. Allah tevbeleri çok kabul eden, çok merhamet edendir.

13. Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi soylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en üstününüz en çok takva sahibi olanınızdır. Allah bilendir, (her şeyden) haberdar olandır.

14. ’Siz iman etmediniz. Ancak ’teslim olduk’ deyin. Fakat iman henüz kalplerinize girmemiştir. Eğer Allah’a ve elçisine itaat ederseniz O sizin amellerinizden hiçbir şey eksiltmez. Şüphesiz Allah bağışlayandır, rahmet edendir.’

15. Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah’a ve elçisine iman etmiş sonra şüphe etmemiş ve mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad etmişlerdir. İşte doğrular onlardır.

16. ’Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde ve yerde ne varsa bilir. Allah her şeyi bilendir.’

17. ’Müslüman olmanızı bana minnet etmeyin. Aksine, sizi imana yöneltmesi dolayısıyla size minnet eder; eğer doğrular iseniz.

18. Şüphesiz Allah göklerin ve yerin gizliliklerini bilir. Allah yaptıklarınızı görmektedir.