م ن ن kökü Kur'an'da 27 defa geçmektedir.

AYETLER

KALEM
68:3

مَمْنُونٍ

memnūnin

kesintisi

Gerçekten senin için kesintisi olmayan bir ecir vardır.

MÜDDESIR
74:6

تَمْنُنْ

temnun

başa kakma

Daha çok istekte bulunmak için iyilik yapma.

TIN
95:6

مَمْنُونٍ

memnūnin

kesintisi

Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka; onlar için kesintisi olmayan bir ecir vardır.

SAD
38:39

فَامْنُنْ

femnun

artık dilediğine ver

"İşte bu, bizim vergimizdir. (Ey Süleyman) Artık sen de hesaba vurmaksızın, ver ya da tut."

A'RAF
7:160

الْمَنَّ

l-menne

kudret helvası

Biz onları (İsrailoğulları’nı) ayrı ayrı oymaklar olarak on iki topluluk (ümmet) olarak ayırdık. Kavmi kendisinden su istediğinde Musa’ya "Asan’la taşa vur" diye vahyettik. Ondan on iki pınar sızıp-fışkırdı; böylece her bir insan- topluluğu su içeceği yeri öğrenmiş oldu. Üzerlerine bulutla gölge çektik ve onlara kudret helvası ile bıldırcın indirdik. (Sonra da şöyle dedik) "Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin." Onlar Bize zulmetmedi, ancak kendi nefislerine zulmediyorlardı.

TA-HA
20:37

مَنَنَّا

menennā

biz lutufta bulunmuştuk

"Andolsun, Biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk."

TA-HA
20:80

الْمَنَّ

l-menne

kudret helvası

Ey İsrailoğulları, andolsun, sizi düşmanlarınızdan kurtardık. Tur’un sağ yanında sizinle vaadleştik ve üzerinize kudret helvasıyla bıldırcın indirdik.

ŞU'ARA
26:22

تَمُنُّهَا

temunnuhā

kaktığın

"Bana karşı lütuf-dediğin nimet de, İsrailoğulları’nı köle kılmandan dolayıdır."

KASAS
28:5

نَمُنَّ

nemunne

lutfetmeyi

Biz ise, yeryüzünde güçten düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve mirasçılar kılmak istiyoruz.

KASAS
28:82

مَنَّ

menne

lutfetmesi

Dün, onun yerinde olmayı dileyenler, sabahladıklarında "Vay, demek ki Allah, kullarından dilediğinin rızkını genişletip-yaymakta ve kısıp-daraltmaktadır. Eğer Allah, bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de şüphesiz batırırdı. Vay, demek gerçekten inkar edenler felah bulamaz" demeye başladılar.

YUSUF
12:90

مَنَّ

menne

lutfetti

"Sen gerçekten Yusuf musun, sensin öyle mi?" dediler. "Ben Yusuf’um" dedi. "Ve bu da kardeşimdir. Doğrusu Allah bize lütufta bulundu. Gerçek şu ki, kim sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah, iyilikte bulunanların karşılığını boşa çıkarmaz."

EN'ÂM
6:53

مَنَّ

menne

lutfu layık gördü

Böylece "Allah içimizden bunlara mı lütufta bulundu?" demeleri için onlardan bazısını bazısıyla denedik. Allah, şükredenleri daha iyi bilen değil mi?

SAFFAT
37:114

مَنَنَّا

menennā

lutuflarda bulunduk

Andolsun, Biz Musa’ya ve Harun’a lütufta bulunduk.

FUSSILET
41:8

مَمْنُونٍ

memnūnin

kesinti

Şüphesiz, iman edip salih amellerde bulunanlar; onlar için kesintisiz bir ecir vardır.

İBRAHIM
14:11

يَمُنُّ

yemunnu

lutfeder

Resulleri onlara dediler ki "Doğrusu biz, sizin gibi yalnızca bir beşeriz, ancak Allah kullarından dilediğine lütufta bulunur. Allah’ın izni olmaksızın size bir delil getirmemiz bizim için olacak şey değil. Mü’minler, ancak Allah’a tevekkül etmelidirler."

TUR
52:27

فَمَنَّ

femenne

lutfetti

"Şimdi Allah, bize lütufta bulundu ve ’hücrelere kadar işleyen kavurucu’ azaptan korudu."

TUR
52:30

الْمَنُونِ

l-menūni

zamanın

Yoksa onlar "Bir şairdir, biz ona zamanın (getireceği) felaketleri gözlüyoruz" mu diyorlar?

İNŞIKAK
84:25

مَمْنُونٍ

memnūnin

kesintisi

Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka; onlar için kesintisi olmayan bir ecir (mükafaat) vardır.

BAKARA
2:57

الْمَنَّ

l-menne

kudret helvası

Bulutları üzerinize gölge kıldık ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden yiyin (dedik). Onlar Bize zulmetmediler, ancak kendi nefislerine zulmettiler.

BAKARA
2:262

مَنًّا

mennen

başa kakmayan

Mallarını Allah yolunda infak edenler, sonra infak ettikleri şeyin peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin ecirleri Rableri Katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:264

بِالْمَنِّ

bil-menni

başa kakmakla

Ey iman edenler, Allah’a ve ahiret gününe inanmayıp, insanlara karşı gösteriş olsun diye malını infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarınızı geçersiz kılmayın. Böylesinin durumu, üzerinde toprak bulunan bir kayanın durumuna benzer; üzerine sağnak bir yağmur düştü mü, onu çırılçıplak bırakıverir. Onlar kazandıklarından hiçbir şeye güç yetiremez(elde edemez)ler. Allah, kafirler topluluğuna hidayet vermez.

ÂL-I İMRAN
3:164

مَنَّ

menne

lutufta bulundu

Andolsun ki Allah, mü’minlere, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce ise onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler.

NISA
4:94

فَمَنَّ

femenne

lutfetti

Ey iman edenler, Allah yolunda adım attığınız (savaşa çıktığınız) zaman gerekli araştırmayı yapın ve size (İslam geleneğine göre) selam verene, dünya hayatının geçiciliğine istekli çıkarak "Sen mü’min değilsin" demeyin. Asıl çok ganimet, Allah Katındadır, bundan önce siz de böyle idiniz; Allah size lütufta bulundu. Öyleyse iyice açıklık kazandırın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.

MUHAMMED
47:4

مَنًّا

mennen

iyilikle (bırakırsınız)

Öyleyse, inkar edenlerle (savaş sırasında) karşı karşıya geldiğiniz zaman, hemen boyunlarını vurun; sonunda onları ’iyice bozguna uğratıp zafer kazanınca da’ artık (esirler için) bağı sımsıkı tutun. Bundan sonra ya bir lütuf olarak (onları bırakın) veya bir fidye (karşılığı salıverin). Öyle ki savaş ağırlıklarını bıraksın (sona ersin). İşte böyle; eğer Allah dilemiş olsaydı, elbette onlardan intikam alırdı. Ancak (savaş,) sizleri birbirinizle denemesi içindir. Allah yolunda öldürülenlerin ise; kesin olarak (Allah,) amellerini giderip-boşa çıkarmaz.

HUCURAT
49:17

يَمُنُّونَ

yemunnūne

başına kakıyorlar

Müslüman oldular diye sana minnet etmektedirler. De ki "Müslümanlığınızı bana karşı minnet (konusu) etmeyin. Tam tersine, sizi imana yönelttiği için Allah size minnet etmektedir. Eğer doğru sözlüler iseniz (bunu böyle kabullenmeniz gerekir.)"

HUCURAT
49:17

تَمُنُّوا

temunnū

başıma kakmayın

Müslüman oldular diye sana minnet etmektedirler. De ki "Müslümanlığınızı bana karşı minnet (konusu) etmeyin. Tam tersine, sizi imana yönelttiği için Allah size minnet etmektedir. Eğer doğru sözlüler iseniz (bunu böyle kabullenmeniz gerekir.)"

HUCURAT
49:17

يَمُنُّ

yemunnu

minnet eder

Müslüman oldular diye sana minnet etmektedirler. De ki "Müslümanlığınızı bana karşı minnet (konusu) etmeyin. Tam tersine, sizi imana yönelttiği için Allah size minnet etmektedir. Eğer doğru sözlüler iseniz (bunu böyle kabullenmeniz gerekir.)"