MÜDDESIR 74:28
تُبْقِي
tubḳī
geriye bir şey komaz
|
Ne alıkoyar, ne bırakır.
|
لَا تُبْقِي وَلَا تَذَرُ
La tubkıy ve la tezeru.
|
A'LA 87:17
وَأَبْقَىٰ
ve ebḳā
ve daha kalıcıdır
|
Ahiret ise daha hayırlı ve daha süreklidir.
|
وَالْآخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ
Vel’ahıretü hayrün ve ebka.
|
NECM 53:51
أَبْقَىٰ
ebḳā
geriye bırakmadı
|
Semud’u da. Böylelikle (o halklardan kimseyi) bırakmadı.
|
وَثَمُودَ فَمَا أَبْقَىٰ
Ve semude fema ebka
|
MERYEM 19:76
وَالْبَاقِيَاتُ
velbāḳiyātu
ve kalıcı olan
|
Allah, hidayet bulanlara hidayeti arttırır. Sürekli olan salih davranışlar, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlı, varılacak sonuç bakımından da daha hayırlıdır.
|
وَيَزِيدُ اللَّهُ الَّذِينَ اهْتَدَوْا هُدًى ۗ وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِنْدَ رَبِّكَ ثَوَابًا وَخَيْرٌ مَرَدًّا
Ve yezıdüllahüllezınehtedev hüda vel bakıyatüs salihatü hayrun ınde rabbike sevabev ve hayrum meradda
|
TA-HA 20:71
وَأَبْقَىٰ
ve ebḳā
ve sürekli imiş
|
(Firavun) Dedi ki "Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi? Şüphesiz o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. O halde ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve sizi hurma dallarında sallandıracağım. Siz de elbette, hangimizin azabı daha şiddetliymiş ve daha sürekliymiş öğrenmiş olacaksınız."
|
قَالَ آمَنْتُمْ لَهُ قَبْلَ أَنْ آذَنَ لَكُمْ ۖ إِنَّهُ لَكَبِيرُكُمُ الَّذِي عَلَّمَكُمُ السِّحْرَ ۖ فَلَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلَافٍ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ فِي جُذُوعِ النَّخْلِ وَلَتَعْلَمُنَّ أَيُّنَا أَشَدُّ عَذَابًا وَأَبْقَىٰ
Kale amentüm lehu kable en azene leküm innehu le kebırukümüllezı allemekümüs sıhr fe le ükattıanne eydiyeküm ve ercüleküm min hılafiv ve le üsallibenneküm fı cüzuın nahli ve le ta’lemünne eyyüna eşeddü azabev ve ebka
|
TA-HA 20:73
وَأَبْقَىٰ
ve ebḳā
ve daha süreklidir
|
"Gerçekten biz Rabbimiz’e iman ettik; günahlarımızı ve sihir dolayısıyla bizi kendisine karşı zorlayarak-sürüklediğin (suçumuzu) bağışlasın. Allah, daha hayırlıdır ve daha süreklidir."
|
إِنَّا آمَنَّا بِرَبِّنَا لِيَغْفِرَ لَنَا خَطَايَانَا وَمَا أَكْرَهْتَنَا عَلَيْهِ مِنَ السِّحْرِ ۗ وَاللَّهُ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ
İnna amenna bi rabbina li yağfira lena hatayana ve ma ekrahtena aleyhi mines sıhr vallahü hayruv ve ebka
|
TA-HA 20:127
وَأَبْقَىٰ
ve ebḳā
ve daha süreklidir
|
İşte Biz ölçüsüzce davrananları ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız; ahiretin azabı ise gerçekten daha şiddetli ve daha süreklidir.
|
وَكَذَٰلِكَ نَجْزِي مَنْ أَسْرَفَ وَلَمْ يُؤْمِنْ بِآيَاتِ رَبِّهِ ۚ وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَشَدُّ وَأَبْقَىٰ
Ve kezalike neczı men esrafe ve lem yü’mim bi ayati rabbih ve le azabül ahırati eşeddü ve ebka
|
TA-HA 20:131
وَأَبْقَىٰ
ve ebḳā
ve daha süreklidir
|
Onlardan bazı gruplara, kendilerini denemek için yararlandırdığımız dünya hayatının süsüne gözünü dikme. Senin Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir.
|
وَلَا تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ إِلَىٰ مَا مَتَّعْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِنْهُمْ زَهْرَةَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا لِنَفْتِنَهُمْ فِيهِ ۚ وَرِزْقُ رَبِّكَ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ
Ve la temüddenne aynelke ila ma metta’na bihı ezvacem minhüm zehratel hayatid dünya li neftinehüm fıh ve rizku rabbike hayrun ve beka
|
ŞU'ARA 26:120
الْبَاقِينَ
l-bāḳīne
geride kalanları
|
Sonra bunun ardından geride kalanları da suda-boğduk.
|
ثُمَّ أَغْرَقْنَا بَعْدُ الْبَاقِينَ
Sümme ağrakna ba’dül bakıyn
|
KASAS 28:60
وَأَبْقَىٰ
ve ebḳā
ve daha kalıcıdır
|
Size verilen herşey, yalnızca dünya hayatının metaı ve süsüdür. Allah Katında olan ise, daha hayırlı ve daha süreklidir. Yine de, akıllanmayacak mısınız?
|
وَمَا أُوتِيتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَمَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَزِينَتُهَا ۚ وَمَا عِنْدَ اللَّهِ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ ۚ أَفَلَا تَعْقِلُونَ
Ve ma utıtüm min şey’in fe metaul hayatid dünya ve zınetüha ve ma ındellahi hayruv ve ebka e fe la ta’kılun
|
HUD 11:86
بَقِيَّتُ
beḳiyyetu
bıraktıkları
|
"Eğer mü’minseniz, Allah’ın bıraktığı (helal işlerden olan kazanç) sizin için daha hayırlıdır. Ben, sizin üzerinizde bir gözetleyici değilim."
|
بَقِيَّتُ اللَّهِ خَيْرٌ لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ ۚ وَمَا أَنَا عَلَيْكُمْ بِحَفِيظٍ
Bekıyyetüllahi hayrul leküm in küntüm mü’minın ve ma ene aleyküm bi hafıyz
|
HUD 11:116
بَقِيَّةٍ
beḳiyyetin
fazilet
|
Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler. Onlar, suçlu-günahkarlardı.
|
فَلَوْلَا كَانَ مِنَ الْقُرُونِ مِنْ قَبْلِكُمْ أُولُو بَقِيَّةٍ يَنْهَوْنَ عَنِ الْفَسَادِ فِي الْأَرْضِ إِلَّا قَلِيلًا مِمَّنْ أَنْجَيْنَا مِنْهُمْ ۗ وَاتَّبَعَ الَّذِينَ ظَلَمُوا مَا أُتْرِفُوا فِيهِ وَكَانُوا مُجْرِمِينَ
Fe lev la kane minel kuruni min kabliküm ülu bekıyyetiy yenhevne anil fesadi fil erdı illa kalılem mimmen enceyna minhüm vettebeallezıne zalemu ma ütrifu fıhi ve kanu mücrimın
|
SAFFAT 37:77
الْبَاقِينَ
l-bāḳīne
kalıcı
|
Ve onun soyunu, (dünyada) onları da baki kıldık.
|
وَجَعَلْنَا ذُرِّيَّتَهُ هُمُ الْبَاقِينَ
Ve cealna zürriyyetehu hümül bakıyn
|
ŞURA 42:36
وَأَبْقَىٰ
ve ebḳā
ve daha kalıcıdır
|
Size verilen herhangi bir şey, dünya hayatının metaı (kısa süreli faydalanması)dır. Allah Katında olan ise, daha hayırlı ve daha süreklidir. (Bu da) iman edip Rablerine tevekkül edenler içindir;
|
فَمَا أُوتِيتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَمَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ۖ وَمَا عِنْدَ اللَّهِ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ لِلَّذِينَ آمَنُوا وَعَلَىٰ رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
Fe ma utıtüm min şey’in fe metaul hayatid odünya ve ma ındellahi hayruv ve ebka lillezıe amenu ve ala rabbihim yetevekkelun
|
ZUHRUF 43:28
بَاقِيَةً
bāḳiyeten
kalıcı
|
Ve bunu (bu tevhid inancını) belki (insanlar Allah’a) dönerler diye ardında (kendi soyunda) kalıcı bir kelime olarak kıldı-bıraktı.
|
وَجَعَلَهَا كَلِمَةً بَاقِيَةً فِي عَقِبِهِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
Ve cealeha kelimetem bakıyeten fı akıbihı leallehüm yarciun
|
KEHF 18:46
وَالْبَاقِيَاتُ
velbāḳiyātu
fakat kalıcı olan
|
Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan ’salih davranışlar’ ise, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır.
|
الْمَالُ وَالْبَنُونَ زِينَةُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ۖ وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِنْدَ رَبِّكَ ثَوَابًا وَخَيْرٌ أَمَلًا
Elmalü vel benune zınetül hayatid dünya vel bakıyatüs salihatü hayrun ınde rabbike sevabev ve hayrun emela
|
NAHL 16:96
|
Sizin yanınızda olan tükenir, Allah’ın Katında olan ise kalıcıdır. Sabredenlerin karşılığını yaptıklarının en güzeliyle Biz muhakkak vereceğiz.
|
مَا عِنْدَكُمْ يَنْفَدُ ۖ وَمَا عِنْدَ اللَّهِ بَاقٍ ۗ وَلَنَجْزِيَنَّ الَّذِينَ صَبَرُوا أَجْرَهُمْ بِأَحْسَنِ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Ma ındeküm yenfedü ve ma ındellahi bak ve le necziyennellezıne saberu ecrahüm bi ahseni ma kanu ya’melun
|
HAKKA 69:8
بَاقِيَةٍ
bāḳiyetin
geri kalan
|
Şimdi onlardan hiç arta kalan (bir şey) görüyor musun?
|
فَهَلْ تَرَىٰ لَهُمْ مِنْ بَاقِيَةٍ
Fehel tera hehum min bakıyetin.
|
RAHMAN 55:27
وَيَبْقَىٰ
veyebḳā
baki kalacaktır
|
Celal ve ikram sahibi olan Rabbinin yüzü (Kendisi) baki kalacaktır.
|
وَيَبْقَىٰ وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ
Ve yebka vechu rabbike zulcelali vel’ikrami.
|
BAKARA 2:248
وَبَقِيَّةٌ
ve beḳiyyetun
ve bir kalıntı
|
Peygamberleri, onlara (şöyle) dedi "Onun hükümdarlığının belgesi, size Tabut’un gelmesi (olacaktır ki) onda Rabbinizden ’bir güven duygusu ve huzur’ ile Musa ailesinden ve Harun ailesinden arta kalanlar var; onu melekler taşır. Eğer inanmışlarsanız, bunda şüphesiz sizin için bir delil vardır."
|
وَقَالَ لَهُمْ نَبِيُّهُمْ إِنَّ آيَةَ مُلْكِهِ أَنْ يَأْتِيَكُمُ التَّابُوتُ فِيهِ سَكِينَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَبَقِيَّةٌ مِمَّا تَرَكَ آلُ مُوسَىٰ وَآلُ هَارُونَ تَحْمِلُهُ الْمَلَائِكَةُ ۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَةً لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ
Ve kale lehüm nebiyyühüm inne ayete mülkihı ey ye’tiyekümüt tabutü fıhi sekınetüm mir rabbiküm ve bekıyyetüm mimma terake alü musa ve alü harune tahmilühül melaikeh inne fı zalike le ayetel leküm in küntüm mü’minın
|
BAKARA 2:278
|
Ey iman edenler, Allah’tan sakının ve eğer inanmışsanız, faizden artakalanı bırakın.
|
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَذَرُوا مَا بَقِيَ مِنَ الرِّبَا إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ
Ya eyyühellezıne amenüttekullahe vezeru ma bekıye miner riba in künüm mü’minın
|