ذ ر ر kökü Kur'an'da 38 defa geçmektedir.

AYETLER

A'RAF
7:172

ذُرِّيَّتَهُمْ

ƶurriyyetehum

zürriyetlerini

Hani Rabbin, Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" (demişti de) Onlar "Evet (Rabbimiz’sin), şahid olduk" demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.

A'RAF
7:173

ذُرِّيَّةً

ƶurriyyeten

bir nesil

Ya da "Bizden önce ancak atalarımız şirk koşmuştu, biz ise onlardan sonra gelme bir kuşağız; işleri batıl olanların yaptıklarından dolayı bizi helak mı edeceksin?" dememeniz için.

YASIN
36:41

ذُرِّيَّتَهُمْ

ƶurriyyetehum

onların çoçuklarını

Onların soylarını dolu gemilerde taşımamız da kendileri için bir ayettir.

FURKAN
25:74

وَذُرِّيَّاتِنَا

ve ƶurriyyātinā

ve çocuklarımızı

Ve onlar "Rabbimiz, bize eşlerimizden ve soyumuzdan, gözün aydınlığı olacak (çocuklar) armağan et ve bizi takva sahiplerine önder kıl," diyenlerdir.

MERYEM
19:58

ذُرِّيَّةِ

ƶurriyyeti

nesli-

İşte bunlar; kendilerine Allah’ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem’in soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)den, İbrahim ve İsrail (Yakup)in soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahman (olan Allah’)ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlar.

MERYEM
19:58

ذُرِّيَّةِ

ƶurriyyeti

neslindendir

İşte bunlar; kendilerine Allah’ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem’in soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımız (insan nesillerin)den, İbrahim ve İsrail (Yakup)in soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahman (olan Allah’)ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlar.

İSRA
17:3

ذُرِّيَّةَ

ƶurriyyete

çocukları

(Ey) Nuh ile birlikte taşıdıklarımızın çocukları! Şüphesiz o, şükreden bir kuldu.

İSRA
17:62

ذُرِّيَّتَهُ

ƶurriyyetehu

onun zürriyetini

Demişti ki "Şu bana karşı yücelttiğine bir bak; andolsun, eğer bana kıyamet gününe kadar süre tanırsan, onun soyunu -pek az dışında- kuşkusuz kendime bağlı kılacağım.

YUNUS
10:61

ذَرَّةٍ

ƶerratin

zerre

Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kur’an’dan okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, Biz sizin üzerinizde şahidler durmuş olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın.

YUNUS
10:83

ذُرِّيَّةٌ

ƶurriyyetun

bir genç takımdan

Sonunda Musa’ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı. Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir zorba ve gerçekten ölçüyü taşıranlardandı.

EN'ÂM
6:84

ذُرِّيَّتِهِ

ƶurriyyetihi

onun soyundan

Ve ona İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh’u ve onun soyundan Davud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yusuf’u, Musa’yı ve Harun’u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.

EN'ÂM
6:87

وَذُرِّيَّاتِهِمْ

ve ƶurriyyātihim

ve çocuklarından

Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden, kimini (bunlara kattık); onları da seçtik ve dosdoğru yola yöneltip-ilettik.

EN'ÂM
6:133

ذُرِّيَّةِ

ƶurriyyeti

soyu-

Rabbin, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan rahmet sahibidir. Dilerse sizi giderir ve dilerse, sizi bir başka kavmin soyundan (inşa edip) var ettiği gibi yerinize bir başkasını getirir.

SAFFAT
37:77

ذُرِّيَّتَهُ

ƶurriyyetehu

onun zürriyetini

Ve onun soyunu, (dünyada) onları da baki kıldık.

SAFFAT
37:113

ذُرِّيَّتِهِمَا

ƶurriyyetihimā

onların neslinden

Ona ve İshak’a bereketler verdik. İkisinin soyundan, ihsanda bulunan (muhsin olan) da var, açıkça kendi nefsine zulmeden de.

SEBE
34:3

ذَرَّةٍ

ƶerratin

zerre

İnkar edenler, dediler ki "Kıyamet-saati bize gelmez." De ki "Hayır, gaybı bilen Rabbime andolsun, o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiçbir şey O’ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da, daha büyük olanı da, istisnasız, mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı)dır."

SEBE
34:22

ذَرَّةٍ

ƶerratin

zerre

De ki "Allah’ın dışında (tanrı diye) öne sürdüklerinizi çağırın. Onların göklerde ve yerde bir zerre ağırlığınca bile (hiçbir şeye) güçleri yetmez; onların bu ikisinde hiçbir ortaklığı olmadığı gibi, O’nun bunlardan hiçbir destekçi olanı da yoktur.

MÜ'MIN
40:8

وَذُرِّيَّاتِهِمْ

ve ƶurriyyātihim

ve çocukları(ndan)

"Rabbimiz, onları Adn cennetlerine sok ki onlara (bunu) va’dettin; babalarından, eşlerinden ve soylarından salih olanları da. Gerçekten Sen, üstün ve güçlü olansın, hüküm ve hikmet sahibisin."

AHKAF
46:15

ذُرِّيَّتِي

ƶurrīyetī

zürriyetim

Biz insana, ’anne ve babasına’ iyilikle davranmasını tavsiye ettik. Annesi onu güçlükle taşıdı ve onu güçlükle doğurdu. Onun (hamilelikte) taşınması ve sütten kesilmesi, otuz aydır. Nihayet güçlü (erginlik) çağına erip kırk yıl (yaşın)a ulaşınca, dedi ki "Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve Senin razı olacağın salih bir amelde bulunmamı bana ilham et; benim için soyumda salahı ver. Gerçekten ben tevbe edip Sana yöneldim ve gerçekten ben Müslümanlardanım."

KEHF
18:50

وَذُرِّيَّتَهُ

ve ƶurriyyetehu

ve onun neslini

Hani meleklere "Adem’e secde edin" demiştik; İblis’in dışında (diğerleri) secde etmişlerdi. O cinlerdendi, böylelikle Rabbinin emrinden dışarı çıkmıştı. Bu durumda Beni bırakıp onu ve onun soyunu veliler mi edineceksiniz? Oysa onlar sizin düşmanlarınızdır. (Bu,) Zalimler için ne kadar kötü bir (tercih) değiştirmedir.

İBRAHIM
14:37

ذُرِّيَّتِي

ƶurrīyetī

çocuklarımdan

"Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalplerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler."

İBRAHIM
14:40

ذُرِّيَّتِي

ƶurrīyetī

zürriyetimi

"Rabbim, beni namazı(nda) sürekli kıl, soyumdan olanları da. Rabbimiz, duamı kabul buyur."

TUR
52:21

ذُرِّيَّتُهُمْ

ƶurriyyetuhum

zürriyetleri de

İman edenler ve soyları kendilerini imanda izleyenler; Biz onların soylarını da kendilerine katıp-ekledik. Onların amellerinden hiçbir şeyi eksiltmedik. Her kişi kendi kazandığına karşılık bir rehindir.

TUR
52:21

ذُرِّيَّتَهُمْ

ƶurriyyetehum

zürriyetlerini

İman edenler ve soyları kendilerini imanda izleyenler; Biz onların soylarını da kendilerine katıp-ekledik. Onların amellerinden hiçbir şeyi eksiltmedik. Her kişi kendi kazandığına karşılık bir rehindir.

ANKEBUT
29:27

ذُرِّيَّتِهِ

ƶurriyyetihi

onun nesli

Biz ona İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik ve onun soyunda (seçtiklerimize) peygamberliği ve kitabı (vahy ihsanı) kıldık, ecrini de dünyada verdik. Şüphesiz o, ahirette salih olanlardandır.

RA'D
13:23

وَذُرِّيَّاتِهِمْ

ve ƶurriyyātihim

ve çocuklarından

Onlar, Adn cennetlerine girerler. Babalarından, eşlerinden ve soylarından ’salih davranışlarda’ bulunanlar da (Adn cennetlerine girer). Melekler onlara her bir kapıdan girip (şöyle derler)

RA'D
13:38

وَذُرِّيَّةً

ve ƶurriyyeten

ve çocuklar

Andolsun, senden önce de elçiler gönderdik, onlara eşler ve çocuklar verdik. Allah’ın izni olmaksızın (hiç)bir elçiye herhangi bir ayeti (mucizeyi) getirmek olacak iş değildi. Her ecel (tespit edilmiş süre) için bir kitap (yazı, hüküm, son) vardır.

ZILZAL
99:7

ذَرَّةٍ

ƶerratin

zerre

Artık kim zerre ağırlığınca hayır işlerse, onu görür.

ZILZAL
99:8

ذَرَّةٍ

ƶerratin

zerre

Artık kim zerre ağırlığınca bir şer (kötülük) işlerse, onu görür.

BAKARA
2:124

ذُرِّيَّتِي

ƶurrīyetī

benim soyum-

Hani Rabbi, İbrahim’i birtakım kelimelerle denemişti. O da (istenenleri) tam olarak yerine getirmişti. (O zaman Allah İbrahim’e) "Seni şüphesiz insanlara imam kılacağım" dedi. (İbrahim) "Ya soyumdan olanlar?" deyince (Allah) "Zalimler Benim ahdime erişemez" dedi.

BAKARA
2:128

ذُرِّيَّتِنَا

ƶurriyyetinā

neslimizden de

"Rabbimiz, ikimizi Sana teslim olmuş (Müslümanlar) kıl ve soyumuzdan Sana teslim olmuş (Müslüman) bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin."

BAKARA
2:266

ذُرِّيَّةٌ

ƶurriyyetun

ve çocuklarının bulunduğu

Hangi biriniz ister ki, altından ırmaklar akan hurmalardan, üzümlerden bir bahçesi olsun, içinde kendisinin olan bütün ürünler de bulunsun; fakat kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, (üstelik) zayıf ve küçük çocukları olsun (böyle bir durumda iken) ona (bahçesine) ateşli bir kasırga isabet etsin de yanıversin. İşte Allah size ayetleri böyle açıklar, ki düşünesiniz.

ÂL-I İMRAN
3:34

ذُرِّيَّةً

ƶurriyyeten

türeyen nesil(ler)dir

Onlar birbirlerinden (türeme tek) bir zürriyettir. Allah işitendir, bilendir.

ÂL-I İMRAN
3:36

وَذُرِّيَّتَهَا

ve ƶurriyyetehā

ve soyunu

Fakat onu doğurduğunda -Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilirken- dedi ki "Rabbim, doğrusu bir kız (çocuğu) doğurdum. Erkek ise, kız gibi değildir. Ona Meryem adını koydum. Ben onu ve soyunu o taşa tutulmuş (kovulmuş) şeytandan Sana sığındırırım."

ÂL-I İMRAN
3:38

ذُرِّيَّةً

ƶurriyyeten

bir nesil

Orada Zekeriya Rabbine dua etti "Rabbim, bana Katından tertemiz bir soy armağan et. Doğrusu Sen, duaları işitensin" dedi.

NISA
4:9

ذُرِّيَّةً

ƶurriyyeten

çocuklar

Arkalarında bıraktıkları zayıf çocuklardan dolayı korku duyanların, (vasiyetleri altında olanlar için de) içleri ürpertiyle titresin. Allah’tan korksunlar ve onlara doğru söz söylesinler.

NISA
4:40

ذَرَّةٍ

ƶerratin

zerre

Gerçek şu ki, Allah zerre ağırlığı kadar haksızlık yapmaz. (Bu ağırlıkta) Bir iyilik olursa, onu kat kat kılar ve Kendi yanından pek büyük bir ecir verir.

HADID
57:26

ذُرِّيَّتِهِمَا

ƶurriyyetihimā

bunların zürriyetleri

Andolsun, Biz Nuh’u ve İbrahim’i (elçi olarak) gönderdik, peygamberliği ve kitabı onların soylarında kıldık. Öyle iken, içlerinde hidayeti kabul edenler vardır, onlardan birçoğu da fasık olanlardır.