Abdulbaki Gölpınarlı | |
---|---|
أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَابِ الْفِيلِ E lem tera keyfe feale rabbüke bi ashabil fıl |
|
أَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فِي تَضْلِيلٍ E lem yec’al keydehüm fı tadlıl |
|
3. Ve onlara, çeşitli yerlerden bölük bölük, birbiri ardınca kuşlar göndermedi mi? |
وَأَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْرًا أَبَابِيلَ Ve ersele aleyhim tayran ebabıl |
تَرْمِيهِمْ بِحِجَارَةٍ مِنْ سِجِّيلٍ Termıhim bi hıcaratin min siccıl |
|
5. Onlar da içi boş ekin saplarına, kırılıp ezilmiş samanlara döndüler. |
فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍ مَأْكُولٍ Fecealehüm keasfin me’kul |