| Abdullah Parlıyan | |
|---|---|
|
1. Görmedin mi, bilmiyor musun Rabbin fîl sahiplerine neler yaptı? |
أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَابِ الْفِيلِ E lem tera keyfe feale rabbüke bi ashabil fıl |
|
2. Onların tuzaklarını ve hileli planlarını boşa çıkarmadı mı? |
أَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فِي تَضْلِيلٍ E lem yec’al keydehüm fı tadlıl |
|
وَأَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْرًا أَبَابِيلَ Ve ersele aleyhim tayran ebabıl |
|
|
تَرْمِيهِمْ بِحِجَارَةٍ مِنْ سِجِّيلٍ Termıhim bi hıcaratin min siccıl |
|
|
5. Sonunda onları içi yenmiş, kırılıp ezilmiş ekin yaprağı gibi yapıverdi. |
فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍ مَأْكُولٍ Fecealehüm keasfin me’kul |