| Muhammed Esed | |
|---|---|
|
أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَابِ الْفِيلِ E lem tera keyfe feale rabbüke bi ashabil fıl |
|
|
أَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فِي تَضْلِيلٍ E lem yec’al keydehüm fı tadlıl |
|
|
3. Üzerlerine kalabalık sürüler halinde uçan varlıklar saldı, |
وَأَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْرًا أَبَابِيلَ Ve ersele aleyhim tayran ebabıl |
|
4. onlara önceden tesbit edilmiş taş gibi sert azap darbeleri vurdular, |
تَرْمِيهِمْ بِحِجَارَةٍ مِنْ سِجِّيلٍ Termıhim bi hıcaratin min siccıl |
|
5. ve onları yalnız sap dipleri kalasıya yenmiş bir ekin tarlasına benzettiler. |
فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍ مَأْكُولٍ Fecealehüm keasfin me’kul |