Gültekin Onan 

1. Göklerde ve yerde olanların tümü Tanrı’yı tesbih etmiştir. O, üstün ve güçlü (aziz) olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

2. Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Diriltir ve öldürür. O her şeye güç yetirendir.

3. O, Evveldir, Ahirdir, Zahirdir, Batındır. O, her şeyi bilendir.

4. Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden O’dur. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni ve ona çıkanı bilir. Her nerede iseniz. O sizinle beraberdir. Tanrı, yaptıklarınızı görendir.

5. Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. (Sonunda bütün) buyruklar Tanrı’ya döndürülür.

6. Geceyi gündüze bağlayıp katar, gündüzü de geceye bağlayıp katar. O, göğüslerin özünde (saklı) olanı bilendir.

7. Tanrı’ya ve Resulüne inanın. ’Sizi kendilerinde halifeler kılıp harcama yetkisi verdiği’ şeylerden infak edin. Artık sizden kim inanıp infak ederse, onlara büyük bir ecir vardır.

8. Size ne oluyor ki, elçi sizi rabbinize inanmaya çağırıp dururken Tanrı’ya inanmıyorsunuz? Oysa O, sizden kesin bir söz almıştı. Eğer inançlı iseniz (inanıp sözünüzü gerçekleştirin).

9. Sizi karanlıklardan nura çıkarması için kuluna apaçık ayetler indiren O’dur. Şüphesiz Tanrı, size karşı elbette şefkatli olandır, esirgeyendir.

10. Size ne oluyor ki, Tanrı yolunda infak etmiyorsunuz? Oysa göklerin ve yerin mirası Tanrı’nındır. İçinizden, fetihten önce infak eden ve savaşanlar (başkasıyla) bir olmaz. İşte onlar, derece olarak sonradan infak eden ve savaşanlardan daha büyüktür. Tanrı, her birine en güzel olanı vaadetmiştir. Tanrı, yaptıklarınızdan haberdardır.

11. Tanrı’ya güzel bir borç verecek olan kimdir? Artık Tanrı, bunu onun için kat kat arttırır. Onun için kerim (üstün ve onurlu) bir ecir vardır.

12. O gün, inançlı (erkek)ler ile inançlı (kadın)ları nurları önlerinde ve sağlarında koşarken görürsün. "Bugün sizin müjdeniz, içinde ebedi kalıcılar (olduğunuz), altından ırmaklar akan cennetlerdir." İşte ’büyük kurtuluş ve mutluluk’ budur.

13. O gün, münafık erkekler ile münafık kadınlar, inananlara derler ki "(Ne olur) bize bir bakın, sizin nurunuzdan birazcık alıp yararlanalım." Onlara "Arkanıza (dünyaya) dönün de bir nur arayıp bulmaya çalışın" denilir. Derken aralarında kapısı olan bir sur çekilmiştir; onun iç yanında rahmet, dış yanında o yönden azab vardır.

14. (Münafıklar) Onlara seslenirler "Biz sizlerle birlikte değil miydik?" Derler ki "Evet, ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz, (müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip beklediniz, (Tanrı’ya ve İslama karşı) kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular yanıltıp aldattı. Sonunda Tanrı’nın buyruğu geliverdi; ve o aldaltıcı da sizi Tanrı ile aldatmış oldu."

15. Artık bugün sizden herhangi bir fidye alınmaz ve küfredenlerden de... Barınma yeriniz ateştir, sizin veliniz (size yaraşan dost) odur; o ne kötü bir gidiş yeridir.

16. İnananların, Tanrı’nın ve haktan inmiş olanın zikri için kalplerinin ’saygı ve korku ile yumuşaması’ zamanı gelmedi mi? Onlar, bundan önce kendilerine kitap verilmiş, sonra üzerlerinden (uzun) bir müddet geçmiş, böylece kalpleri de katılaşmış bulunanlar gibi olmasınlar. Onlardan çoğu fasıktı.

17. Bilin ki gerçekten Tanrı ölümünden sonra yeryüzüne hayat verir. Şüphesiz biz size ayetleri açıkladık; umulur ki akledersiniz.

18. Gerçek şu ki, sadaka veren erkekler ile sadaka veren kadınlar ve Tanrı’ya güzel bir borç verenler; onlar için kat kat arttırılır ve kerim olan ecir de onlarındır.

19. Tanrı’ya ve O’nun Resulü’ne inananlar; işte onlar rableri katında sıddıklar ve şehidler (veya şahid)lerdir. Onların ecirleri ve nurları vardır. Küfredip ayetlerimizi yalanlayanlar ise; işte onlar da cehennem halkıdır.

20. Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, ’(eğlence türünden) tutkulu bir oyalama’, bir süs, kendi aranızda bir övünme (süresi ve konusu), mal ve çocuklarda bir ’çoğalma tutkusu’dur. Bir yağmur örneği gibi; onun bitirdiği ekin ekicilerin / çiftçilerin (veya kafirlerin) hoşuna gitmiştir, sonra kuruyuverir bir de bakarlar ki sapsarı kesilmiş, sonra o, bir çer çöp oluvermiştir. Ahirette ise şiddetli bir azab; Tanrı’dan bir mağfiret ve bir hoşnutluk (rıza) vardır. Dünya hayatı aldanış olan bir metadan başka bir şey değildir.

21. Rabbinizden olan bir mağfirete ve cennete (kavuşmak için) ’çaba gösterip yarışın’, ki (o cennet) genişliği gök ile yerin genişliği gibi olup Tanrı’ya ve Resulü’ne inananlar için hazırlanmıştır. İşte bu, Tanrı’nın fazlıdır ki onu dilediğine verir. Tanrı büyük fazl sahibidir.

22. Yeryüzünde olan ve sizin nefslerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Tanrı’ya göre pek kolaydır.

23. Öyle ki, elinizden çıkana karşı üzüntü duymayasınız ve size (Tanrı’nın) verdikleri dolayısıyla sevinip şımarmayasınız. Tanrı, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez.

24. Ki onlar, cimrilik ederler ve insanlara cimriliği buyururlar. Her kim yüz çevirirse, artık şüphesiz Tanrı ganiy, hamid O’dur.

25. Andolsun, biz elçilerimizi apaçık belgelerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye, onlarla birlikte kitabı ve mizanı indirdik. Ve kendisine çetin bir sertlik ve insanlar için (çeşitli) yararlar bulunan demiri de indirdik; öyle ki Tanrı, kendisine ve elçilerine gayb ile (görmedikleri halde) kimlerin yardım edeceğini bilsin (ortaya çıkarsın). Şüphesiz Tanrı büyük kuvvet sahibidir, üstün olandır.

26. Andolsun, biz Nuh’u ve İbrahim’i (elçi olarak) gönderdik, peygamberliği ve kitabı onların soylarında kıldık. Öyle iken, içlerinde hidayeti kabul edenler vardır; onlardan çoğu da fasıktır.

27. Sonra onların izleri üzerinde elçilerimizi birbiri ardınca gönderdik. Meryem oğlu İsa’yı da arkalarından gönderdik; ona İncil’i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık. (Bir bidat olarak) türettikleri ruhbanlığı ise, biz onlara yazmadık (emretmedik). Ancak Tanrı’nın rızasını aramak için (türettiler) ama buna da gerektiği gibi uymadılar. Bununla birlikte onlardan inananlara ecirlerini verdik, onlardan çoğu da fasıktı.

28. Ey inananlar, Tanrı’dan sakınıp korkun ve O’nun elçisine inanın, size kendi rahmetinden iki kat (güzel karşılık) versin. Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın ve size mağrifet etsin. Tanrı çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

29. Öyle ki, Kitap ehli Tanrı’nın fazlından hiçbir şeye ’güç yetirip sahip olmadıklarını’ ve fazlın muhakkak Tanrı’nın elinde olduğunu, onu dilediğine verdiğini bilip öğrensin. Tanrı büyük fazl sahibidir.