MÜDDESIR 74:14
وَمَهَّدْتُ
ve mehhedtu
ve döşedim
|
Ve sayısız imkan ve fırsatları önüne serdim.
|
وَمَهَّدْتُ لَهُ تَمْهِيدًا
Ve mehhedtu lehu temhiyden.
|
MÜDDESIR 74:14
تَمْهِيدًا
temhīden
bir döşeyişle
|
Ve sayısız imkan ve fırsatları önüne serdim.
|
وَمَهَّدْتُ لَهُ تَمْهِيدًا
Ve mehhedtu lehu temhiyden.
|
SAD 38:56
الْمِهَادُ
l-mihādu
bir döşektir
|
Cehennem; onlar oraya girerler; ne kötü bir yataktır o.
|
جَهَنَّمَ يَصْلَوْنَهَا فَبِئْسَ الْمِهَادُ
Cehennem yaslevneha fe bi’sel mihad
|
A'RAF 7:41
مِهَادٌ
mihādun
bir döşek
|
Onlar için cehennemden yataklar ve üstlerine örtüler vardır. Biz zulme sapanları işte böyle cezalandırırız.
|
لَهُمْ مِنْ جَهَنَّمَ مِهَادٌ وَمِنْ فَوْقِهِمْ غَوَاشٍ ۚ وَكَذَٰلِكَ نَجْزِي الظَّالِمِينَ
Lehüm min cehenneme mihadüv ve min fevkıhüm ğavaş ve kezalike necziz zalimın
|
MERYEM 19:29
الْمَهْدِ
l-mehdi
beşikte
|
Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. Dediler ki "Henüz beşikte olan bir çocukla biz nasıl konuşabiliriz?"
|
فَأَشَارَتْ إِلَيْهِ ۖ قَالُوا كَيْفَ نُكَلِّمُ مَنْ كَانَ فِي الْمَهْدِ صَبِيًّا
Fe eşarat ileyhi kalu keyfe nükelimü men kane fil mehdi sabiyya
|
TA-HA 20:53
|
"Ki (Rabbim), yeryüzünü sizin için bir beşik kıldı, onda sizin için yollar döşedi ve gökten su indirdi; böylelikle bununla her tür bitkiden çiftler çıkardık."
|
الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ مَهْدًا وَسَلَكَ لَكُمْ فِيهَا سُبُلًا وَأَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِنْ نَبَاتٍ شَتَّىٰ
Ellezı ceale lekümül erda mehdev ve selek leküm fıha sübülev ve enzele mines semai maa fe ahracna bihı ezvacem min nebatin şetta
|
ZUHRUF 43:10
|
Ki O, yeri sizin için bir beşik kıldı ve doğru yolu bulursunuz diye onda size (birtakım) yollar var etti.
|
الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ مَهْدًا وَجَعَلَ لَكُمْ فِيهَا سُبُلًا لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ
Ellezı ceale lekümül erda mehdev ve veale leküm fıha sübülel lealleküm tehtedun
|
ZARIYAT 51:48
الْمَاهِدُونَ
l-māhidūne
döşeyiciyiz
|
Yeri de Biz döşeyip-yaydık; ne güzel döşeyici(yiz).
|
وَالْأَرْضَ فَرَشْنَاهَا فَنِعْمَ الْمَاهِدُونَ
Vel erda feraşnaha fe nı’mel mahidun
|
NEBE 78:6
مِهَادًا
mihāden
bir beşik
|
Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?
|
أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ مِهَادًا
Elem nec’alil’arda mihaden.
|
RUM 30:44
يَمْهَدُونَ
yemhedūne
hazırlamaktadırlar
|
Kim inkar ederse, artık onun inkarı kendi aleyhinedir; kim salih bir amelde bulunursa, artık onlar kendi lehlerine olarak (cennetteki yerlerini) döşeyip hazırlamaktadırlar.
|
مَنْ كَفَرَ فَعَلَيْهِ كُفْرُهُ ۖ وَمَنْ عَمِلَ صَالِحًا فَلِأَنْفُسِهِمْ يَمْهَدُونَ
Men kefera fealeyhi küfruh ve men amile salihan fe li enfüsihim yemhedun
|
RA'D 13:18
الْمِهَادُ
l-mihādu
bir yataktır
|
Rablerine icabet edenlere daha güzeli vardır. O’na icabet etmeyenler ise, yeryüzündekilerin tümü ve bununla birlikte bir katı daha onların olsa mutlaka (kurtulmak için) bunu fidye olarak verirlerdi. Sorgulamanın en kötüsü onlar içindir. Onların barınma yerleri cehennemdir, ne kötü bir yaratıktır o!..
|
لِلَّذِينَ اسْتَجَابُوا لِرَبِّهِمُ الْحُسْنَىٰ ۚ وَالَّذِينَ لَمْ يَسْتَجِيبُوا لَهُ لَوْ أَنَّ لَهُمْ مَا فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا وَمِثْلَهُ مَعَهُ لَافْتَدَوْا بِهِ ۚ أُولَٰئِكَ لَهُمْ سُوءُ الْحِسَابِ وَمَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ ۖ وَبِئْسَ الْمِهَادُ
Lillezınestecabu li rabbihimül husna vellezıne lem yestecıbu lehu lev enne lehüm ma fil erdı cemıav ve mislehu meahu leftedev bih ülaike lehüm suül hısabi ve me’vahüm cehennem ve bi’sel mihad(15. Ayet secde ayetidir.)
|
BAKARA 2:206
الْمِهَادُ
l-mihādu
bir yataktır o
|
Ona "Allah’tan kork" denildiğinde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuşatır. Böylesine cehennem yeter; ne kötü bir yataktır o.
|
وَإِذَا قِيلَ لَهُ اتَّقِ اللَّهَ أَخَذَتْهُ الْعِزَّةُ بِالْإِثْمِ ۚ فَحَسْبُهُ جَهَنَّمُ ۚ وَلَبِئْسَ الْمِهَادُ
Ve iza kıyle lehüttekıllahe ehazethül ızzetü bil ismi fe hasbühu cehennem ve le bi’sel mihad
|
ÂL-I İMRAN 3:12
الْمِهَادُ
l-mihādu
bir döşektir
|
İnkar edenlere de ki "Yakında yenilgiye uğratılacaksınız ve toplanıp cehenneme sürüleceksiniz." Ne kötü yataktır o.
|
قُلْ لِلَّذِينَ كَفَرُوا سَتُغْلَبُونَ وَتُحْشَرُونَ إِلَىٰ جَهَنَّمَ ۚ وَبِئْسَ الْمِهَادُ
Kul lillezıne keferu setuğlebune ve tuhşerune ila cehennem ve bi’sel mihad
|
ÂL-I İMRAN 3:46
الْمَهْدِ
l-mehdi
beşikte
|
"Beşikte de, yetişkinliğinde de insanlarla konuşacaktır. Ve O salihlerdendir."
|
وَيُكَلِّمُ النَّاسَ فِي الْمَهْدِ وَكَهْلًا وَمِنَ الصَّالِحِينَ
Ve yükellimün nase fil mehdi ve kehlev ve mines salihıyn
|
ÂL-I İMRAN 3:197
الْمِهَادُ
l-mihādu
yataktır (orası)
|
(Bu) Az bir yarar(lanma)dır. Sonra bunların barınma yerleri cehennemdir. Ne kötü bir yataktır o!
|
مَتَاعٌ قَلِيلٌ ثُمَّ مَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ ۚ وَبِئْسَ الْمِهَادُ
Metaun kalılün sümme me’vahüm cehennem ve bi’sel mihad
|
MAIDE 5:110
الْمَهْدِ
l-mehdi
beşikte iken
|
Allah şöyle diyecek "Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu’l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine) Benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğulları’na apaçık belgelerle geldiğinde onlardan inkara sapanlar, "Şüphesiz bu apaçık bir sihirdir" demişlerdi (de) İsrailoğulları’nı senden geri püskürtmüştüm."
|
إِذْ قَالَ اللَّهُ يَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ اذْكُرْ نِعْمَتِي عَلَيْكَ وَعَلَىٰ وَالِدَتِكَ إِذْ أَيَّدْتُكَ بِرُوحِ الْقُدُسِ تُكَلِّمُ النَّاسَ فِي الْمَهْدِ وَكَهْلًا ۖ وَإِذْ عَلَّمْتُكَ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَالتَّوْرَاةَ وَالْإِنْجِيلَ ۖ وَإِذْ تَخْلُقُ مِنَ الطِّينِ كَهَيْئَةِ الطَّيْرِ بِإِذْنِي فَتَنْفُخُ فِيهَا فَتَكُونُ طَيْرًا بِإِذْنِي ۖ وَتُبْرِئُ الْأَكْمَهَ وَالْأَبْرَصَ بِإِذْنِي ۖ وَإِذْ تُخْرِجُ الْمَوْتَىٰ بِإِذْنِي ۖ وَإِذْ كَفَفْتُ بَنِي إِسْرَائِيلَ عَنْكَ إِذْ جِئْتَهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ إِنْ هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ مُبِينٌ
İz kalellahü ya iysebne meryemezkür nı’metı aleyke ve ala validetik iza eyyedtüke bi ruhıl kudüsi tükellimün nase fil mehdi ve kehla ve iz alemtükel kitabe vel hıkmete vet tevrate vel incıl ve iz tahlüku minet tıyni ke hey’etit tayri bi iznı fe tenfühu fıha fe tekunü tayram bi iznı ve tübriül ekmehe vel ebrasa bi iznı ve iz huricül mevta bi iznı ve iz kefeftü benı israıle anke iz ci’tehüm bil beyyinati fe kalellezıne keferu minhüm in haza illa sıhrum mübın
|