و ر ي kökü Kur'an'da 28 defa geçmektedir.

AYETLER

ADIYAT
100:2

فَالْمُورِيَاتِ

felmūriyāti

(tırnaklarıyla) ateş çıkaranlara

(Tırnaklarıyla) Ateş saçanlara,

BÜRUC
85:20

وَرَائِهِمْ

verāihim

onları arkalarından

Allah ise, onları arkalarından sarıp-kuşatmıştır.

SAD
38:32

تَوَارَتْ

tevārat

(atlar) gizlendi

O da demişti ki "Gerçekten ben, mal (veya at) sevgisini Rabbimi zikretmekten dolayı tercih ettim." Sonunda bu atlar (koştular ve toz) perdesinin arkasına saklandılar.

MERYEM
19:5

وَرَائِي

verāī

arkamdan

"Doğrusu ben, arkamdan gelecek yakınlarım adına korkuya kapıldım, benim karım da bir kısır (kadın)dır. Artık bana Kendi Katından bir yardımcı armağan et."

VAKI'A
56:71

تُورُونَ

tūrūne

çıkardığınız

Şimdi yakmakta olduğunuz ateşi gördünüz mü?

HUD
11:71

وَرَاءِ

verā'i

ardından

Karısı ayaktaydı, bunun üzerine güldü. Biz ona İshak’ı, İshak’ın arkasından da Yakub’u müjdeledik.

HUD
11:92

وَرَاءَكُمْ

verā'ekum

arkanızda

Dedi ki "Ey kavmim, sizce benim yakın-çevrem, Allah’tan daha mı üstündür ki, O’nu arkanızda-unutuluvermiş (önemsiz) bir şey edindiniz. Şüphesiz benim Rabbim, yapmakta olduklarınızı sarıp-kuşatandır."

EN'ÂM
6:94

وَرَاءَ

verā'e

arkasında

Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de) ’teker teker, yapayalnız ve yalın (bir tarzda)’ Bize geldiniz ve size lütfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp-koparılmıştır ve haklarında zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır.

ŞURA
42:51

وَرَاءِ

verā'i

arkası-

Kendisiyle Allah’ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir vahy ile ya da perde arkasından veya bir elçi gönderip Kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka. Gerçekten O, Yüce olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

CASIYE
45:10

وَرَائِهِمْ

verāihim

ötelerinden de

Arkalarından cehennem (onları izlemektedir). Kazandıkları şeyler, onlara hiçbir yarar sağlamaz. Allah’tan başka edindikleri veliler de. Onlar için büyük bir azap vardır.

KEHF
18:79

وَرَاءَهُمْ

verā'ehum

onların ilerisinde

"Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı."

NAHL
16:59

يَتَوَارَىٰ

yetevārā

gizlenir

Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir; onu aşağılanarak tutacak mı, yoksa toprağa gömecek mi? Bak, verdikleri hüküm ne kötüdür?

İBRAHIM
14:16

وَرَائِهِ

verāihi

ardından da

(Böylesinin) Önünde cehennem vardır ve (orada) irinli sudan içirilecektir.

İBRAHIM
14:17

وَرَائِهِ

verāihi

bunun ardından

Yutkunmaya çabalayacak ve boğazından geçirmeyi başaramıyacak, ona her yandan ölüm gelecek, oysa ölmeyecek de. Ardından daha katı bir azap olacak.

MÜ'MINUN
23:7

وَرَاءَ

verā'e

ötesine

Fakat kim bundan ötesini ararsa, artık onlar sınırı çiğneyenlerdir.

MÜ'MINUN
23:100

وَرَائِهِمْ

verāihim

önlerinde vardır

"Ki, geride bıraktığım (dünya)da salih amellerde bulunayım." Asla, gerçekten bu, yalnızca bir sözdür, bunu da kendisi söylemektedir. Onların önlerinde, diriltilip kaldırılacakları güne kadar bir engel (berzah) vardır.

ME'ARIC
70:31

وَرَاءَ

verā'e

ötesini

Fakat bunun ötesini arayanlar, artık onlar sınırı çiğneyenlerdir.

İNŞIKAK
84:10

وَرَاءَ

verā'e

arka

Kimin de kitabı ardından verilirse,

İNSAN
76:27

وَرَاءَهُمْ

verā'ehum

ötelerindeki

Gerçek şu ki bunlar, çarçabuk geçmekte olan (dünyay)ı seviyorlar. Önlerinde bulunan ağır bir günü bırakıyorlar.

BAKARA
2:91

وَرَاءَهُ

verā'ehu

ondan sonra gelen

Onlara "Allah’ın indirdiklerine iman edin" denildiğinde "Biz, bize indirilene iman ederiz" derler ve ondan sonra olan (Kur’an)ı inkar ederler. Oysa o (Kur’an), yanlarındakini (kitabı) doğrulayan bir gerçektir. (Onlara) De ki "Eğer inanıyor idiyseniz, daha önce ne diye Allah’ın peygamberlerini öldürüyordunuz?"

BAKARA
2:101

وَرَاءَ

verā'e

arkasına

Ne zaman onlara Allah Katından yanlarındakini doğrulayan bir elçi gelse, kitap verilenlerden birtakımı, sanki bilmiyorlarmış gibi Allah’ın Kitabı’nı arkalarına attılar.

ÂL-I İMRAN
3:187

وَرَاءَ

verā'e

ardına

Hani kitap verilenlerden "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz" diye kesin söz almıştı. Fakat onlar, bunu arkalarına attılar ve ona karşılık az bir değeri satın aldılar. O aldıkları şey ne kötüdür.

HAŞR
59:14

وَرَاءِ

verā'i

ardı-

Onlar, iyice korunmuş şehirlerde veya duvar arkasında olmaksızın sizinle toplu bir halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çarpışmaları ise pek şiddetlidir. Sen onları birlik sanırsın, oysa kalpleri paramparçadır. Bu, şüphesiz onların akletmeyen bir kavim olmaları dolayısıyla böyledir.

AHZAB
33:53

وَرَاءِ

verā'i

arkası-

Ey iman edenler (rastgele) Peygamberin evlerine girmeyin, (Bir başka iş için girmişseniz ille de) yemek vaktini beklemeyin. (Ama yemeğe) çağrıldığınız zaman girin, yemeği yiyince dağılın ve (uzun) söze dalmayın. Gerçekten bu, peygambere eziyet vermekte ve o da sizden utanmaktadır; oysa Allah, hak (kı açıklamak)tan utanmaz. Onlardan (peygamberin eşlerinden) bir şey isteyeceğiniz zaman, perde arkasından isteyin. Bu, sizin kalpleriniz için de, onların kalpleri için de daha temizdir. Allah’ın Resûlü’ne eziyet vermeniz ve ondan sonra eşlerini nikahlamanız size ebedi olarak (helal) olmaz. Çünkü böyle yapmanız, Allah Katında çok büyük (bir günah)tır.

NISA
4:24

وَرَاءَ

verā'e

ötesi

Sağ ellerinizin malik olduğu (cariyeler) dışındaki kadınlardan ’evli ve özgür’ olanlarla da (evlenmeniz haramdır.) Bunlar, Allah’ın üzerinize yazdığıdır. Bunların dışında kalanı iffetlerini koruyup fuhuşta bulunmamak üzere mallarınızla (mehir vererek) evlenecek kadın aramanız size helal kılındı. Öyleyse onlardan hangi şeyle (veya ne kadar) yararlandıysanız, onlara ücret (mehir)lerini tespit edildiği miktarıyla ödeyin. Miktarın tespitinden sonra, karşılıklı hoşnut olduğunuz bir şey konusunda üstünüze bir sorumluluk yoktur. Şüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.

NISA
4:102

وَرَائِكُمْ

verāikum

arkanıza

İçlerinde olup onlara namazı kıldırdığında, onlardan bir grup, seninle birlikte dursun ve silahlarını (yanlarına) alsın; böylece onlar secde ettiklerinde, arkalarınızda olsunlar. Namazlarını kılmayan diğer grup gelip seninle namaz kılsınlar, onlar da ’korunma araçlarını’ ve silahlarını alsınlar. Küfredenler, size apansız bir baskın yapabilmek için, sizin silahlarınızdan ve emtianız (erzak ve mühimmatınız)dan ayrılmış olmanızı isterler. Yağmur dolayısıyla bir güçlüğünüz varsa veya hastaysanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir sorumluluk yoktur. Korunma tedbirlerinizi alın. Şüphesiz, Allah kafirler için aşağılatıcı bir azap hazırlamıştır.

HUCURAT
49:4

وَرَاءِ

verā'i

arkası-

Şüphesiz, hücrelerin ardından sana seslenenler de, onların çoğu aklını kullanmıyor.

HADID
57:13

وَرَاءَكُمْ

verā'ekum

arkanıza

O gün, münafık erkekler ile münafık kadınlar, iman edenlere derler ki "(Ne olur) Bize bir bakın, sizin nurunuzdan birazcık alıp-yararlanalım." Onlara "Arkanıza (dünyaya) dönün de bir nur arayıp-bulmaya çalışın" denilir. Derken aralarında kapısı olan bir sur çekilmiştir; onun iç yanında rahmet, dış yanında o yönden azap vardır.